Câbir bin Hayyân
Câbir bin Hayyân 8. yüzyılda yaşamış bir Müslüman bilim insanıydı. Doğduğu yer konusunda tartışmalar var: Horasan mı, Kûfe mi? Ama emin olduğumuz bir şey var: Kimyayı sihirden çıkarıp bilim haline getirdi.
(Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Laboratuvarın İlk Kahramanı
Câbir, kimyanın “deney” olmadan ilerlemeyeceğini biliyordu. O yüzden ilk defa laboratuvar kurup deney yapan kişilerden biri oldu.
- Cam şişeler, imbikler, potalar... Hepsi onun ellerinde hayat buldu.
- “Altın nasıl oluşuyor?” diye merak etti, cıva ve kükürt karışımlarını inceleyerek “madenlerin anne ve babası” teorisini geliştirdi.
- Denemeden asla inanmadı: “Önce gör, sonra yaz!”
(Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Neleri Keşfetti?
Câbir’in keşifleri öyle sıradan değildi. İşte birkaç örnek:
- Sülfürik asit, nitrik asit ve hidroklorik asit gibi asitleri elde etti.
- Kral suyu adını verdiği karışımı buldu. Bu sıvı, altını bile eritebiliyordu!
- İmbik adlı damıtma aletini geliştirdi. Bugün hâlâ parfümden ilaca birçok yerde kullanılıyor.
- Maddeleri buharlaştırma, süblimleştirme, kristalleştirme gibi yöntemleri sistemli hale getirdi.
Kitaplar ve Etkisi
Câbir yüzlerce kitap yazdı. Öyle çoktu ki kimileri, “Bu kadar kitap bir kişiye ait olamaz” diye düşündü.
Avrupa’da ona “Geber” dendi. (Câbir’in Latin dünyasındaki adı) Kitapları Latince’ye çevrildi ve yüzyıllarca okutuldu.
- Roger Bacon ona “üstatların üstadı” dedi.
- Kimya tarihçileri onu Boyle, Priestley ve Lavoisier ile aynı seviyede gördü.
(Yapay zeka ile oluşturulmuştur.)
Bilim Dünyasında Mirası
Câbir’in önemi sadece kimya değil, bilimsel yöntem geliştirmesiydi.
- Deney olmadan bilgi olmaz dedi.
- Sayıların ve ölçünün doğadaki düzeni anlamada anahtar olduğunu savundu.
- Atomun parçalanabileceğini söyleyerek yüzyıllar öncesinden geleceğe göz kırptı!