Habib-i Neccar Camii
Anadolu’nun İlk Camisi
Antakya’nın merkezinde yer alan Habib-i Neccar Camii, Türkiye sınırları içindeki en eski cami olarak bilinir. MS 638 yılında, Müslüman Arapların Antakya’yı fethetmesinin ardından inşa edilmiştir. Caminin ismini aldığı Habib-i Neccar, Hz. İsa’nın havarilerine inanan ve bu inancı uğruna hayatını kaybeden bir marangozdur. Onun hikâyesi, Kur’an-ı Kerim’in Yasin Suresi’nde anlatılan kıssa ile ilişkilendirilir.

(Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Habib-i Neccar Kimdir?
Rivayete göre, MS 40’lı yıllarda Hz. İsa’nın havarileri Antakya’ya gelerek tek tanrı inancını yaymaya çalıştılar. Halkın çoğu karşı çıksa da Habib-i Neccar adındaki bir marangoz onlara inandı. Halkın öfkesi artınca Habib-i Neccar, elçilere destek oldu; fakat bu sırada öldürüldü. Rivayete göre başı, bugünkü türbesinin bulunduğu yere kadar yuvarlandı.
Caminin Tarihi Serüveni
- 638: Antakya, Ebu Ubeyde Bin Cerrah komutasındaki İslam ordusu tarafından fethedildi, cami inşa edildi.
- 968: Bizans’ın eline geçti, kiliseye çevrildi.
- 1084: Selçuklular Antakya’yı aldı, tekrar cami oldu.
- 1098: Haçlılar kenti ele geçirip camiyi yeniden kiliseye çevirdi.
- 1268: Memlük Sultanı Baybars, camiyi yeniden inşa ettirdi.
- Osmanlı Dönemi: 17. yüzyılda barok üslupta minare yapıldı, 19. yüzyılda şadırvan eklendi.
- 1940: Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredildi.

(Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Mimari Özellikleri
Cami, avlusu, iki türbesi, medrese odaları ve şadırvanıyla bir külliye şeklindedir.
- Türbeler: Habib-i Neccar, Şem’un Safa, Yuhanna ve Pavlos’a atfedilen mezarlar burada bulunur.
- Minare: Kare kaide üzerine çokgen gövdeli ve şemsiyeli şerefelidir.
- Harim (İbadet Alanı): Tek sahınlı, kubbeli ve yan kısımları haç tonozlarla örtülüdür.
- Şadırvan: 19. yüzyılda yapılmış, onikigen planlıdır.

