Mersin Astım Mağarası
Astım Mağarası, Türkiye'nin Mersin şehrinde yer alan ve doğal güzelliğiyle dikkat çeken bir yer altı boşluğudur (mağaradır). Mağaralar, yeraltı sularının kayaları eritmesi veya kimyasal değişimler sonucu oluşur. Bu mağara, havasının bazı solunum yolu rahatsızlıklarına iyi geldiği inancıyla tanınır. Mağaralar, binlerce yılda oluşan sarkıt (tavandan sarkan taşlar) ve dikit (yerden yükselen taşlar) gibi ilginç şekilleriyle bize doğanın gücünü gösterir.

Mersin Astım Mağarası (Kültür Portal)
Mağara Nasıl Oluştu?
Astım Mağarası'nın oluşumu, dünya tarihinde oldukça eski bir zamana, yani Üçüncü Jeolojik Dönem'e (yaklaşık 66 milyon yıl önce başlayıp 2,6 milyon yıl önce sona eren zaman) uzanır. Bu mağara, yeraltı sularının kireçtaşı (kayaç türü) gibi ana kayayı eritmesi ve kimyasal aşındırmasıyla (erozyon) meydana gelmiştir.
Mağaranın içinde gördüğünüz sarkıt ve dikitler, silis minerali birikimiyle (çok küçük parçaların toplanmasıyla) oluşmuştur. Yağmur suları tavan ve duvarlardan sızarken, içindeki mineralleri de beraberinde taşır. Bu mineraller damla damla birikerek, sanki tavandan sarkan buzlar ya da yerden yükselen kuleler gibi şekiller oluşturur. Bu işlem, binlerce yılda yavaşça gerçekleşir.

Mersin Astım Mağarası (Kültür Portal)
Mağaranın Özellikleri Nelerdir?
Astım Mağarası'na, yaklaşık 15 metre derinliğe inmek için sarmal şeklinde yapılmış demir bir merdiven kullanılır. Mağara, birbiriyle bağlantılı, toplam 200 metre uzunluğunda galerilerden (tünellerden) oluşur.
Mağaranın içindeki hava, yaz ve kış aylarında ortalama 15∘
C civarında sabit kalır. En önemli özelliklerinden biri ise, nem oranının çok yüksek olmasıdır; yazın %85, kışın ise %95 seviyelerine ulaşır. Bu nemli ve sabit sıcaklıktaki havanın, özellikle astım gibi solunum yolu rahatsızlıkları olan kişilere iyi geldiğine inanılır ve bu yüzden "Astım Mağarası" adını almıştır.

Mersin Astım Mağarası (Kültür Portal)
Neden "Dilek Mağarası" Denir?
Mağaranın çevresindeki ağaç ve çalılara, burayı ziyaret eden insanlar tarafından bez parçaları bağlanmaktadır. Bu bez bağlama geleneği, eski zamanlardan beri dilek tutma ve umut etme amacıyla yapılır. Yerel halk da bu nedenle mağaraya, "Dilek Mağarası" adını da vermiştir.