Şahi Topu: Surları Yıkan Dev
Şahi Topu, yüzlerce yıl önce, henüz 21 yaşında olan Padişah Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul'un fethedilmesi için tasarlanmış, o güne kadar dünyanın gördüğü en büyük ve en güçlü savaş topudur. İsmi "padişaha ait, padişahın topu" anlamına gelen Şahi, sadece bir silah değil, aynı zamanda bir mühendislik ve teknoloji harikasıydı. Onun tek bir görevi vardı: Bin yıldır aşılamayan, efsanevi İstanbul surlarını yerle bir etmek.

(Yapay zeka aracılığıyla üretilmiştir.)
Genç Bir Sultanın Büyük Hayali
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul'u almayı çocukluğundan beri hayal ediyordu. Ama bunun ne kadar zor olduğunu da biliyordu. Şehri koruyan surlar, iç içe geçmiş iki devasa duvardan oluşuyordu ve o güne kadar yapılan en güçlü kuşatmalara bile dayanmıştı. Fatih, sadece bir komutan değil, aynı zamanda matematiğe ve fiziğe meraklı bir bilim insanıydı. Günlerce bu surları nasıl aşacağını düşündü, eski kuşatma planlarını inceledi ve sonunda kararını verdi: Eğer surları yıkacak kadar güçlü bir silah yoksa, o silahı kendisi yapacaktı! Oturup topun nasıl olması gerektiğini, mermisinin ne kadar ağır olması gerektiğini ve hangi açıyla atış yaparsa en etkili olacağını bizzat kendisi çizip hesapladı.
Devi Yaratan Ustalar
Bu büyük hayali gerçeğe dönüştürmek için Fatih, dönemin en yetenekli ustalarını bir araya getirdi. Bu ustalardan en ünlüsü, Macar asıllı bir mühendis olan Urban Usta'ydı. Urban, önce Bizans imparatoruna hizmet teklif etmiş ama imparatorun bu kadar büyük bir iş için yeterli parası yoktu. Fatih ise Urban Usta'nın yeteneğini hemen anladı ve ona "İstediğin her şeyi emrine vereceğim, yeter ki benim hayalimdeki topu yap!" dedi. Bunun üzerine Edirne'de (o zamanki başkent) devasa bir dökümhane kuruldu. Ustalar, tonlarca bakır ve kalayı dev kazanlarda eriterek tunç metali elde ettiler ve aylarca süren bir çalışmanın ardından Şahi Topu'nu dökmeyi başardılar.
Bir Canavarın Yolculuğu ve Gücü
Ortaya çıkan top, inanılmaz boyutlardaydı. Neredeyse 8 metre uzunluğunda ve 18 ton ağırlığındaydı. Attığı mermiler ise mermerden yapılmış, 600 kilodan daha ağır devasa taş güllelerdi. Bu canavarı Edirne'den İstanbul'a götürmek, başlı başına bir maceraydı. Düzinelerce manda ve öküzün çektiği özel arabalara yüklendi. Önündeki yollar düzeltildi, köprüler güçlendirildi ve yüzlerce asker, topun bu iki ay süren zorlu yolculuğu boyunca ona eşlik etti.

(Yapay zeka aracılığıyla üretilmiştir.)
Nihayet surların önüne yerleştirildiğinde, onu ateşlemek bile saatler sürüyordu. Önce içi temizleniyor, sonra dev bir fıçıyı dolduracak kadar barut konuluyor ve en son vinçler yardımıyla o devasa taş gülle namlunun ağzından içeri itiliyordu. Şahi ateşlendiğinde çıkardığı korkunç gürültü kilometrelerce öteden duyuluyor, yer sarsılıyor ve attığı gülleler surlara çarptığında küçük bir deprem etkisi yaratıyordu. O güne dek böyle bir güce tanık olmamış Bizanslı askerler, hem korkudan hem de şaşkınlıktan donakalıyordu. Şahi'nin ve diğer topların aralıksız ateşi sayesinde, aşılamaz denilen o efsanevi surlarda gedikler açıldı ve 29 Mayıs 1453 sabahı, Türk askerleri bu gediklerden içeri girerek İstanbul'u fethetti. Şahi Topu, bir çağ kapatıp yeni bir çağ açan bu büyük fethin en önemli kahramanlarından biri olarak tarihe geçti.

