KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

1989 Bulgaristan Türklerinin Zorunlu Göçü

fav gif
Kaydet
kure star outline
bulgar11.40.45.jpg
1989 Bulgaristan Türklerinin Zorunlu Göçü
Başlangıç Tarihi
24 Mayıs 1989
Göçün Süresi
Haziran – Eylül 1989 (yaklaşık 3 ay)
Göç eden kişi sayısı
345.960
Ana Güzergâh
Bulgaristan’dan Türkiye’ye; KapıkuleDereköyHamzabeyliPazarkule sınır kapılarından
Yerleşilen Başlıca İller
EdirneTekirdağKırklareliBursaİstanbulEskişehirİzmirManisa

Bulgaristan Türklerinin zorunlu göçü, Bulgaristan’daki totaliter komünist rejimin, ülkede yaşayan Türk azınlığa yönelik sistematik asimilasyon politikalarının zirveye ulaştığı ve yüz binlerce insanın anavatanları olan Türkiye’ye kitlesel şekilde göç etmek zorunda bırakıldığı olaydır. Bu süreçte 300 bini aşkın Bulgaristan Türkü etnik, kültürel ve dini kimliklerini koruyabilmek adına ülkelerini terk etmiş, bu göç hem göç eden bireyler hem de iki ülke açısından derin sosyal, siyasi ve ekonomik etkiler doğurmuştur.


Bulgaristan'dan Türkiye'ye Göç Eden Türkler (AA)

1989 Bulgaristan Türklerinin zorunlu göçü, 29 Mayıs 1989 tarihinde Bulgaristan Komünist Partisi Genel Sekreteri Todor Jivkov’un yaptığı bir televizyon konuşmasıyla başlamıştır. Bu konuşmada, Bulgaristan'daki Türk azınlığın ülkeyi terk etmesine izin verileceği duyurulmuş; takip eden günlerde, özellikle Haziran-Eylül 1989 arasında olmak üzere, yüz binlerce kişi Türkiye’ye kitlesel şekilde göç etmiştir.


Bu göç, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin Bulgarlaştırılmasını hedefleyen sistematik asimilasyon politikalarına bir tepki olarak gelişmiş ve yaklaşık 345.000 kişinin üç ay içinde Türkiye’ye sığınmasıyla sonuçlanmıştır. Olay, Avrupa’nın yakın tarihinde etnik temelli en büyük zorunlu göç hareketlerinden biri olarak kabul edilmektedir.


1989 Göçünü Anlatan Belgesel (TRT Avaz)

Zorunlu Göçün Arka Planı

Bulgaristan, 1878 Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti'nden ayrıldıktan sonra, homojen bir ulus-devlet yaratma hedefi doğrultusunda azınlık politikaları üzerinden bir devlet stratejisi izlemiştir. Özellikle Türk ve Müslüman azınlıklar, bu politikalardan doğrudan etkilenmiştir. II. Dünya Savaşı sonrasında kurulan komünist rejimle birlikte azınlıklara yönelik baskılar artmış, 1950-1951 ve 1968 yıllarında Türkiye’ye kitlesel göçler yaşanmıştır.

Asimilasyon Politikaları (1984-1989)

1984 yılında "soya dönüş" (Vızroditelen Protses) adı verilen kampanya ile Bulgaristan'daki Türklerin isimleri zorla değiştirilmiş, Türkçe konuşmak, Türkçe eğitim almak, ibadet yapmak, geleneksel kıyafetler giymek ve hatta hamur kızartması gibi bayram ritüellerini bile yapmak yasaklanmıştır. Direniş gösteren kişiler Belene Toplama Kampı gibi merkezlere sürgün edilmiştir. Asimilasyon politikalarından dolayı yaşanan baskılar, toplumun farklı kesimlerinde direniş hareketlerini tetiklemiş, bu durum göçü tetikleyen başlıca neden olmuştur.

Zorunlu Göçü Tetikleyen Gelişmeler

Mayıs 1989'da Deliorman ve Kırcaali gibi bölgelerde protesto gösterileri başlamış; bu eylemler sırasında ölümler yaşanmış, yüzlerce kişi tutuklanmıştır. 29 Mayıs 1989'da Todor Jivkov, Bulgaristan televizyonunda yaptığı konuşmada isteyenlerin yurt dışına çıkabileceğini açıklamıştır. Bu açıklama, "büyük gezinti" (Golyamata Ekskurziya) olarak adlandırılan zorunlu göçü resmen başlatmıştır.

Asimilasyon Direnişinin Simgesi: Naim Süleymanoğlu

1989 Bulgaristan Türklerinin zorunlu göçü bağlamında dikkat çeken figürlerden biri, halter sporcusu Naim Süleymanoğlu’dur. 1967’de Kırcaali’ye bağlı Mestanlı’da doğan Süleymanoğlu, Bulgaristan'daki asimilasyon politikalarının sembolü hâline gelmiştir.


1984-1989 yılları arasında yürürlüğe konan "Soya Dönüş" politikası kapsamında kendi adının "Naum Şalamanov" olarak değiştirilmesi, onun Bulgar kimliğine zorla entegre edilme girişiminin bir parçasıydı. Naim Süleymanoğlu, 1986 yılında Avustralya’da düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası sırasında Türkiye’ye iltica etmiş ve bu eylemi Bulgaristan Türkleri için hem sembolik hem de pratik olarak büyük bir dönüm noktası olmuştur. Bulgar hükûmeti, bu ilticayı Türkiye’nin organize ettiği bir kaçırma operasyonu olarak lanse etmeye çalışsa da Süleymanoğlu’nun kendi iradesiyle Türkiye’ye sığındığı Türkiye kamuoyunca duyurulmuştur.


Süleymanoğlu’nun Türkiye’ye geçişi sadece göç sürecini tetikleyen bir gelişme değil, aynı zamanda Bulgaristan Türklerinin asimilasyona karşı direnişlerinin psikolojik bir mihenk taşı olmuştur. 1988 Seul Olimpiyatları’nda Türkiye adına kazandığı altın madalya ve ardından Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşma, Bulgaristan’daki insan hakları ihlallerine uluslararası dikkat çekmiştir. Konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştır: “Eviniz, işiniz, hatta sevdiklerinizi kaybedebilirsiniz ama bir insanın hayatında kaybedebileceği en son şey kimliğidir.”


Naim Süleymanoğlu'nun Yaşamını Konu Alan Filmin Fragmanı (CGV MARS DAĞITIM)

Bulgaristan Türkleri onu “Kapıkule’nin Anahtarı”, “Büyük Küçük Dev Adam” ve “Cep Herkülü” gibi ünvanlarla anmış, ilticasını ise göçün manevi kapısını aralayan bir cesaret örneği olarak görmüştür. Naim Süleymanoğlu’nun başarısı, özellikle genç kuşaklara ilham kaynağı olmuş, haltere ilgiyi artırmış ve göçmen toplumun ulusal kimliğine olan bağlılığını pekiştirmiştir.


2017’de vefat eden Süleymanoğlu, Kırklareli’nde adına yaptırılan heykel ve her yıl düzenlenen anma etkinlikleriyle Bulgaristan Türklerinin hafızasında yaşamaya devam etmektedir. Onun mirası, 1989 göçünün hatırlanmasında ve anlatılmasında güçlü bir simge işlevi görmektedir.

Göç Süreci ve Boyutu

Haziran 1989 itibariyle Bulgaristan’dan Türkiye’ye yönelen göç akını olağanüstü boyutlara ulaşmıştır. Kapıkule başta olmak üzere Dereköy, Hamzabeyli ve Pazarkule sınır kapılarından her gün binlerce kişi Türkiye’ye giriş yapmıştır. Göçmenlerin çoğunluğu otobüsler, traktör römorkları ve yaya olarak sınır kapılarına ulaşmış; burada bekletildikten sonra Türkiye'ye kabul edilmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti, sınır geçişlerini hızlandırmak amacıyla geçici gümrük ve kayıt noktaları kurmuştur.


Resmî kayıtlara göre 1 Haziran ile 22 Ağustos 1989 tarihleri arasında toplam 345.960 kişi Türkiye’ye giriş yapmıştır. Bu süreçte gelenlerin %85’ten fazlası Türk kökenliydi. Göçmenlerin önemli bir kısmı Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Bursa ve İstanbul gibi illere yerleştirilmiş; Trakya Bölgesi ilk karşılayıcı merkez olmuştur. Eskişehir, İzmir, Manisa gibi iller de yoğun göç alan bölgeler arasında yer almıştır. Özellikle Eskişehir basını, göçmenlerin karşılaştığı uyum sorunlarını ve kamu desteğini kapsamlı şekilde işlemiştir.


Bu yoğunlukta bir kitlesel göç, Türkiye’de başta barınma olmak üzere sağlık, eğitim ve iş gücü piyasasında hızlı önlemler alınmasını zorunlu kılmıştır. Geniş kapasiteli çadır kentler ve misafirhaneler inşa edilmiş, yerel yönetimlerle iş birliği içinde temel ihtiyaçlar karşılanmıştır.


Todor Jivkov’un 10 Kasım 1989’da görevden alınmasının ardından yeni Bulgar hükûmeti geri dönüş çağrısında bulunmuş ve pasaport geçerlilik sürelerini uzatmıştır. Bunun sonucunda yaklaşık 133.000 kişi 1990 yılının ortalarına kadar Bulgaristan’a geri dönmüştür. Ancak bu geri dönenler, Bulgaristan’daki şartların değişmediğini fark ederek yeniden Türkiye’ye dönmeyi tercih eden ikinci bir göç dalgasını başlatmıştır.

Tanıklıklar

Alan araştırmalarında göçmenlerin, göç sürecini bir "sürgün", "kökten kopma" olarak tanımladıkları tespit edilmiştir. Yapılan sözlü tarih çalışmalarında Bulgaristan Türkleri isim değiştirme baskısından çocukların okulda Türkçe konuştuğu için cezalandırılmasına kadar farklı travmatik deneyimleri aktarmıştır.

Türkiye'nin Politikaları ve Uyum Süreci

Türkiye Cumhuriyeti, gelen göçmenleri "soydaş" statüsünde kabul etmiş; barınma, sağlık, eğitim ve istihdam alanlarında destekleyici politikalar izlemiştir. Göçmenlerin bir bölümü iş gücü piyasasına dahil olmuş, diğer bir bölümü çiftçilik gibi geleneksel meslekleri sürdürmüştür. BAL-GÖÇ gibi sivil toplum yapılanmaları bu süreçte aktif rol almıştır.

Bulgaristan'daki Gelişmeler ve Göçü Sonrası

1989 sonrasında Todor Jivkov'un görevden alınması ve rejim değişimiyle birlikte, Bulgaristan yeni azınlık politikaları geliştirmiş; 2012 yılında Bulgaristan Parlamentosu, 1984-1989 arasında Türklere yönelik uygulamaları resmen kınamıştır. Geri dönen Türkler, siyasi temsil anlamında örgütlü yapılar oluşturmuş, Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) gibi partilerle aktif siyasete katılmıştır.


1989 Bulgaristan Türklerinin zorunlu göçü, bir etnik grubun kültürel varlığını koruma mücadelesinin ve devlet politikalarının uluslararası etkilerinin tarihsel bir örneğidir. Bu olay, hem Bulgaristan hem Türkiye açısından çok boyutlu sosyopolitik ve demografik etkiler yaratmıştır.

Kaynakça

Alişoğlu, Batuhan ve Mehmet Kayıran. “Eskişehir Basınında 1989 Bulgaristan Göçü.” ABAD: Anadolu ve Balkan Araştırmaları Dergisi 4, no. 7 (2021): 17–35. https://dergipark.org.tr/tr/pub/abad/issue/62420/822374


Anadolu Ajansı. "Bulgaristan Türklerinin zorunlu göçünün üzerinden 35 yıl geçti." Anadolu Ajansı. Son Erişim 23 Mayıs 2025 https://www.aa.com.tr/tr/dunya/bulgaristan-turklerinin-zorunlu-gocunun-uzerinden-35-yil-gecti/3233758


CGV MARS DAĞITIM. "Cep Herkülü: Naim Süleymanoğlu - Fragman (22 Kasım'da Sinemalarda)." CGV MARS DAĞITIM Youtube Kanalı. Son Erişim 23 Mayıs 2025. https://www.youtube.com/watch?v=0GSCVxkl2Ic


Dere, İlker ve Kübra Akkoç. “Soya Dönüşün Gölgesinde 1989 Bulgaristan Göçmenlerinin Anılarında Naim Süleymanoğlu.” Genel Türk Tarihi Araştırmaları Dergisi 7, no. 13 (2025): 179–194. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/4333840


Demirhan, Hasan. “Sözlü Anlatımlarla 1984-1989 Yılları Arasında Bulgaristan’da Türklere Uygulanan Asimilasyon Politikaları.” RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi, no. 16 (2019): 274–284. https://doi.org/10.29000/rumelide.580578.


Duygu, Göksu. “1989 Bulgaristan Türklerinin Göçü ve Bu Göçün Trakya Bölgesine Olan Etkileri.” Uluslararası İlişkiler Çalışmaları Dergisi, no. 7 (2021): 60–73. 1989.

https://www.academia.edu/44886998/1989_Bulgaristandan_Zorunlu_T%C3%BCrk_G%C3%B6%C3%A7%C3%BCn%C3%BCn_Sosyo_Ekonomik_Boyutlar%C4%B1n%C4%B1n_Tekirda%C4%9F_%C4%B0li_Ba%C4%9Flam%C4%B1nda_%C4%B0ncelenmesi


Gündüz, Ali Osman. Bulgaristan'dan Türkiye'ye Türk Göçü (1989 Örneği). Kırklareli Üniversitesi Balkan Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi. Son Erişim 23 Mayıs 2025. http://79.123.216.36/xmlui/bitstream/handle/20.500.11857/225/2013-.html.pdf?sequence=1&isAllowed=y


Şahinler, Duygu. “Türk Kültüründe Ritüelistik Bir Yemek Olarak Bauırsaq, Pişi, Pesmet, Lokma, Kıygaşa.” Uluslararası Uygur Araştırmaları Dergisi, no. 2022/20 (2022): 1–18. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2685991


Taşpınar, Tamer. Naim Cep Herkülü. Ankara: Türkiye Halter Federasyonu, 2019. https://halter.gov.tr/wp-content/uploads/2020/07/halterkitapcik.pdf


TRT Arşiv. "Bulgaristan'dan Göç - 1989." TRT Arşiv Youtube Kanalı. Son Erişim 23 Mayıs 2025 https://www.youtube.com/watch?v=pVLEy0B0cHg

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Naim Süleymanoğlu
Belene Toplama Kampı

Belene Toplama Kampı

Genel Kültür +1
Bulgaristan Türklerinin Direniş Sembolü: Türkân Bebek
Cep Herkülü Naim Süleymanoğlu (Film)

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarDuygu Şahinler23 Mayıs 2025 14:27
KÜRE'ye Sor