BlogGeçmiş
Blog
Avatar
YazarKÜME Vakfı26 Ağustos 2025 09:12

#23 Toplum ve Teknoloji Bülteni

fav gif
Kaydet
kure star outline

Sağlık alanında yapay zeka (YZ), yıllardır hem hekimler hem de teknoloji şirketleri için büyük umutların taşıyıcısı oldu. Görüntüleme teknolojilerinden hızlı teşhise, hatta kanserin tedavisinde çığır açacağı beklentisine kadar, yapay zekanın tıp pratiğini dönüştüreceği öngörülüyordu. Ancak son dönemde yayımlanan bulgular, bu umutların yanında beklenmedik risklerin de büyüdüğünü gösteriyor.

Yapay Zeka ve Dönüşen Hekimlik

2025 yılında Lancet Gastroenterology and Hepatology dergisinde yayımlanan araştırma YZ kullanan hekimlerde yalnızca birkaç ay içinde belirgin bir beceri kaybı yaşandığını ortaya koydu. Altı ay boyunca YZ destekli sistemlere düzenli olarak başvuran klinisyenler, kendi başlarına karar verme süreçlerinde daha az dikkatli, daha az motive ve daha az sorumluluk sahibi hale geldi.


Araştırma, Eylül 2021 – Mart 2022 arasında yürütülen 2.177 incelemeye dayanıyor. Bunların 1.443’ü geleneksel yöntemlerle, 734’ü ise YZ destekli biçimde gerçekleştirildi. İncelemeler, 19 deneyimli endoskopist tarafından yapıldı. Sonuçlar çarpıcı. YZ araçları, kısa vadede hekimlerin işini kolaylaştırırken, uzun vadede onların kendi kendine tanı koyma reflekslerini zayıflatıyor, yetkinliklerini, yani “mesleki kaslarını” köreltiyordu. 

Google Maps Etkisi”: Zihin Tembelliği Riski

Araştırmacılardan Marcin Romańczyk, bu durumu “Google Maps etkisi” ile açıklıyor. Nasıl ki sürekli navigasyon uygulamaları kullandığımızda harita okuma ve yön bulma becerilerimiz körelirse, yapay zekaya sürekli güvenmek de benzer bir zihin tembelliği yaratıyor. Doktorlar, kendi klinik sezgilerine yaslanmak yerine sistemin sunduğu cevaba teslim oldukça bağımsız karar alma kapasitelerini kaybetmeye başlıyorlar.


Bu sonuçlar, tıp alanıyla sınırlı değil. Massachusetts Institute of Technology tarafından yürütülen 2023 tarihli bir araştırma, ChatGPT kullanımının öğrencilerde eleştirel düşünme becerilerini zayıflattığını göstermişti. Eğitimden tıbba, farklı alanlarda YZ’nin kullanımı, kullanıcıların bilişsel yükünü azaltırken aynı zamanda entelektüel kas erimesi riskini beraberinde getiriyor.


Yapay zeka, kuşkusuz daha hızlı teşhis, daha doğru görüntüleme analizi ve daha erişilebilir sağlık hizmetleri vaat ediyor. Ancak aynı zamanda, klinisyenlerin bilgi ve beceri üretme kabiliyetlerini de tehdit edebiliyor. 


Tam bu noktada yapılması gereken en önemli şeylerden biri hekimliğin neliğine dair sorular sormaktır. Çünkü bu sorular yalnızca tıp mesleği için değil, yapay zekaya devredilmesi düşünülen bütün işler için hayati öneme sahiptir. Hekimliği yalnızca görüntülemelerin teknik analizi yahut standart protokollerin uygulanması gibi mekanik işlemlere indirgediğimizde, bu görevleri yapay zekanın devralması kaçınılmaz görünür. Ancak böylesi bir indirgeme, hekimliği kendi özünden koparır.


Zira hekimlik, yalnızca bilgi ve teknik beceriler toplamı değil, bütünlüklü bir performanstır. Bu performans, hastalıkları fragmanlar halinde tespit etmekten ibaret değildir. Hastalığı, hastanın yaşam öyküsü, bedensel tecrübeleri ve ruhsal durumu içinde anlamlandırmayı da içerir.


Hekimlik, bu yönüyle bütüncül bir pratiktir. Hastanın anlattıkları, görüntüleme verileri, laboratuvar sonuçları ve hekim sezgisi bir araya gelerek parçalı belirtileri anlamlı bir bağlama oturtur. Yapay zeka, fragmanlar arasındaki korelasyonları yakalayabilir, fakat onları bir yaşam öyküsünün, bir kişisel ve toplumsal bağlamın içine yerleştirmek, klinik sezgi ve etik sorumluluk gerektirir.


Son kertede çözüm, yapay zekayı hekimliği ikame eden değil hekimliğin özgünlüğünü güçlendiren bir destekçi kılabilmektedir. Elbette bu desteğin elimizdeki yetilerimize zarar vermesine mani olmak da sorumluluğun bir parçası.

Robotlar ve Gelişen teknoloji kültürü

Pekin’de açılan Robot Mall, Çin’in teknoloji stratejilerinde yeni bir eşiği işaret ediyor. Endüstriyel robotların fabrika hatlarındaki üretim hızına katkısı uzun süredir biliniyor. Ancak bu yeni girişim, robotların gündelik hayata entegrasyonunu hızlandırmayı hedefliyor. Tüketiciye doğrudan satış yapan bir mağaza formatında tasarlanan Robot Mall, son tüketiciye doğrudan insansı robot arzı sağlıyor.


Çin, son yıllarda robotik ve yapay zekayı ulusal kalkınma stratejisinin merkezine yerleştirdi. Bu kapsamda:


  • 2024–2025 döneminde 20 milyar doları aşan sübvansiyonlar, sektörü doğrudan teşvik etti.


  • Ek olarak, 1 trilyon yuanlık (yaklaşık 140 milyar dolar) yeni bir fon, yapay zeka ve robotik girişimlerini desteklemek üzere hazırlık aşamasında.


Bu yatırımların arkasında iki temel motivasyon öne çıkıyor:


1. Yavaşlayan ekonomik büyümeye karşı yeni verimlilik alanları açmak.


2. Hızla yaşlanan nüfus nedeniyle bakım, sağlık ve hizmet sektörlerinde ortaya çıkan boşlukları doldurmak.


Robot Mall, işleyiş biçimiyle bir araba galerisine benzetiliyor. Satış, bakım ve yedek parça hizmetlerinin bir arada sunulması, robotları yalnızca “satın alınan ürünler” olmaktan çıkarıp uzun vadeli kullanım nesneleri haline getiriyor. 


Ürünler, 2.000 yuan’dan (yaklaşık 278 dolar) birkaç milyon yuana kadar değişen geniş bir fiyat skalasında sunuluyor. Ziyaretçiler köpek, satranç oyuncusu veya insansı formlardaki robotlarla doğrudan etkileşime girebiliyor. Yanındaki temalı restoranda yemekler robot şefler tarafından pişirilip servis ediliyor. Böylece robotlar gündelik yaşamın içerisinden aktörler olarak beliriyor.

Konferanslar ve Robot Oyunları

Mağazanın açılışı, Pekin’de düzenlenen Dünya Robot Konferansı ile aynı güne denk geldi. Bu yılki etkinlikte 200’den fazla yerli ve yabancı markadan 1.500’den fazla ürün sergilendi. Ayrıca Pekin, ilk Dünya Humanoid Robot Oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. 20’den fazla ülkeden takımların katılacağı bu etkinlikte, pist yarışlarından futbola kadar farklı kategorilerde insansı robotlar rekabet edecek.


Bu iki gelişme insancıl robot kültürünün Çin eliyle inşa edilmesi fikrini destekliyor. Yakın gelecekte hayatımızın pek çok alanına dahil olması beklenen insancıl robotların ekosistem kültürünün belirlenişi hem ekonomik hem de kültürel hegemonya adına adım atmak anlamına geliyor. 

Endüstriden Kültüre Teknolojik Geçiş

Robot Mall’un açılışı, teknolojinin salt verimlilik araçları olmaktan çıkarak kültürel sembollerin taşıyıcısına dönüştüğünü gösteriyor. Kültür ve teknolojinin kesişim noktasına odaklanan Çin, teknik ihraca mündemiç kültürel ihraç talebine de sahip gibi duruyor. Dolayısıyla Çin’in teknoloji stratejileri artık yalnızca ekonomik kalkınma veya askeri rekabet ile sınırlı değil. Nihai olarak “robotik toplum” vizyonunun inşasını da içeriyor gibi görünüyor.


Bu vizyon, üç boyutlu olarak değerlendirilebilir:


1. Ekonomik: Yavaşlayan ekonomik büyümeye karşı yeni üretim ve tüketim pazarları açmak.


2. Demografik: Yaşlanan nüfusa bakım, sağlık ve gündelik hizmetlerde destek sağlamak.


3. Kültürel: Robotları gündelik yaşamın olağan aktörleri haline getirerek toplumsal dönüşüme etkide bulunmak.


Pekin’de açılan Robot Mall, Çin’in robotiğin de endüstriyel üretimden gündelik yaşama geçişin kritik bir göstergesi. Robotların yalnızca fabrikalarda değil, evlerde, restoranlarda ve kamusal etkinliklerde de yaygınlaştırılması Çin için teknolojik olduğu kadar kültürel de bir vizyon gibi görünüyor.

Çin Yapay Zekayı Enformasyon Savaşında Kullanıyor

Geçtiğimiz hafta The New York Times’ta çıkan bir makaleye göre Çin hükümeti dolaylı olarak yapay zeka temelli enformasyon yolu ile sınır ötesi siyasi propagandada bulunuyor. ABD’li araştırmacıların ortaya çıkardığı belgeler, Çin hükümetinin yapay zeka uzmanlığına sahip şirketleri kamuoyunu izlemek ve yönlendirmek amacıyla kullandığını gösteriyor. Bu durum enformasyon zenginliği ve siyasi manevra alma bağlamında Pekin için ciddi bir güç görünümü veriyor.

GoLaxy ve “Akıllı Propaganda Sistemi”

Belgelerde öne çıkan GoLaxy, hem Çin’de hem de Hong Kong ve Tayvan’da etki kampanyaları yürütmüş bir şirket. Şirketin “Smart Propaganda System” ya da kısaca GoPro adını verdiği teknoloji, sosyal medya kullanıcılarını birebir hedef alarak gerçek zamanlı ve ikna edici içerikler üretebiliyor. Vanderbilt Üniversitesi araştırmacılarına göre bu sistem, “gerçekçi görünen, uyarlanabilir ve tespit edilmesi zor” propaganda içerikleri üretebilen bir motor haline gelmiş durumda.


GoLaxy’nin resmi açıklamasında ise şirketin yalnızca açık kaynak verileri işlediği, ABD’li siyasetçiler hakkında özel veri toplamadığı ve NYT’nin iddialarının “yanlış bilgi” olduğu öne sürülüyor. Ancak araştırmacılar şirketin iç belgelerinde, Çin devlet kurumlarına doğrudan hizmet verildiğine dair ifadeler bulmuş.

Çin’in Stratejik Hamlesi

GoLaxy’nin belgelerinde Mao Zedong’un “doğu rüzgârının batı rüzgârını bastırması” ifadesine atıf yapılıyor. Şirketin amacı, Çin’in anlatısını küresel ölçekte güçlendirmek ve kamuoyunu Pekin lehine şekillendirmek olarak öne çıkıyor.


Çin’de devletle doğrudan bağlantılı Sugon gibi süper bilgisayar şirketlerinin GoLaxy’ye yatırım yapması ve şirketin Çin Bilimler Akademisi tarafından kurulmuş olması, faaliyetlerin ulusal güvenlik stratejisinin parçası olduğuna işaret ediyor.


Elbette böylesi durumlar yalnız Çin’e mahsus değil. Burada dikkat çekilmesi gereken husus sosyal medya kullanıcıları olarak olası dezenformasyon ve çarpıtma faaliyetlerine çok açık olduğumuz meselesi. Yoğun sosyal medya kullanım alışkanlıklarımızı takiben geliştirdiğimiz yapay zeka temaslarımız da benzer kaygılarımızın belirmesi için yeterli. Belirli bir bilgilenim ve eğlence formuna alıştıkça etkilenimlerimiz de öngörülebilir ve kontrol edilebilir hale geliyor. 

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor