Abdallar, Türkiye'de başta Orta Anadolu olmak üzere Türkiye’nin çeşitli bölgelerine dağılmış; tarihsel olarak yarı göçer pratikler ve belirgin bir müzisyenlik geleneğiyle tanınan, çoğunlukla Alevilik Bektaşilik inanç sistemini benimseyen ve Türkçe konuşan topluluklardır. Kırşehir ve çevresi, bu geleneğin tipik sosyokültürel ve dinsel özelliklerinin görülebildiği başlıca merkezlerdendir. Abdal topluluğu, içerisinden pek çok müzisyen çıkarmıştır ve bunlardan en bilineni Neşet Ertaş'tır.
Topluluk, gündelik ve ritüel yaşamda müziğe atfettiği merkezî rol (özellikle bağlama, davul, zurna ve bozlak icrası) nedeniyle çalgıcılık ve müzisyenlikle anılır; günümüzde de müzikle birlikte zanaat ve hizmet sektörlerine yönelim sürmektedir.
Abdallar, benzer geçim yolları ve görüntüleri sebebiyle sıkça Çingenelerle karıştırılsa da alan yazın ve saha verileri bu iki topluluğun dil, inanç ve köken bakımından ayrıldığını vurgular. Abdal ve Çingene söz varlığı arasında sistematik farklar gösterilmiş, Abdalların Alevi Bektaşi kimliği öne çıkarken Çingenelerin çoğunlukla Sünni olduğu belirtilmiştir.
Köken anlatıları ve akademik değerlendirmelerde Abdalların Türkmen ve Alevi oldukları vurgulanır. Abdalların Çingenelerle aynı soydan gelmediği ve soy itibarıyla Türk/Türkmen kabul edilmesi gerektiğini belirtilir.
Tarihçe
Adlandırmalar ve Erken İzler
“Abdal” sözcüğü tarih boyunca farklı anlamlarla kullanılmıştır: İran ve Osmanlı metinlerinde derviş/meczup anlamları; tasavvuf terminolojisinde ise gayb erenleri hiyerarşisinde bir mertebe olarak geçen kullanımları dikkat çeker.
Anadolu’daki heterodoks derviş zümrelerinin (Kalenderî, Yesevî, Haydarî, Vefâî) en çok kullandığı ünvanlardan biri de “abdal”dır; Aşıkpaşazâde, Babâî hareketini “Abdalan-ı Rûm” diye anmıştır. 14. yüzyıldan itibaren İslamlaşma ve Türkleşmede rol oynayan Abdalan-ı Rûm taifesi, bugün sosyolojik olarak incelenen Türkçe konuşan Abdal topluluklarından ayrıdır; güncel alan araştırmaları, isim benzerliğine rağmen doğrudan sürekliliğin kanıtlanamadığını vurgular.
Anadolu’daki Abdallar
Horasan menşeli derviş hareketleri ve Bektaşî oluşumuyla ilişkili anlatılar, Anadolu’daki Abdal figürünün tarihsel bağlamını açıklar: Babâîlik sentezi, Rum abdalları (Abdal Musa, Abdal Kumral vb.) ve Vefâî-Haydarî etkileri vurgulanır. Bu bağlamda Hacı Bektaş-ı Velî çizgisiyle irtibat ve Horasan erenleri anlatıları erken dönem çerçevesini oluşturur.
Abdalların Anadolu’daki yayılışını gösteren yer adları (Abdallar, Kara Abdal, Köse Abdal vb.) 20. yüzyıl başı çalışmalarında derlenmiştir. Farklı vilayetlerdeki köy ve nahiyeler, tarihsel varlığa işaret eden somut izler sunmaktadır. Antalya özelinde 1831–1841 nüfus sayımları ve temettuat defterleri, bölge Abdallarının 19. yüzyıldaki varlığını belgeleyen başlıca kaynaklar arasındadır.
Köken Anlatıları, İnanç Geleneği ve Dinî konumlanma
Abdalların kökenine dair sözlü anlatılar, Horasan menşeli bir hatırayı ve Orta Anadolu’ya yerleşmeyi merkez alır. Kırşehir’de aktarılan rivayetlerde topluluğun Yağmur Dede önderliğinde gelip Yağmurlu Büyükoba’yı yurt tuttuğu, sonrasında Bağbaşı Mahallesi’ne yerleştiği belirtilir. Bu anlatı, Abdalların Türkmen çevrelerle tarihsel temasını ve yerleşik hayata geçme sürecini işaret eder. Kırşehir’in Alevi Türkmen nüfus yoğunluğu ve Hacı Bektaş-ı Veli çevresiyle tarihsel bağ, bölgedeki Abdal kimliğinin şekillenmesinde temel bir arka plan olarak vurgulanır.
Abdal Mezarlarında Yer Alan Horasan Vurgusu 【1】
Abdallar kendilerini Alevi Bektaşi Müslüman olarak tanımlarlar. İnanç dilinde Allah, Muhammed, Ali üçlemesi, Ehl-i Beyt sevgisi ve on iki imam vurgusu öne çıkar. Antalya ve Kırşehir abdallarında üçler-yediler-kırklar, tevellâ–teberrâ, dede–talip ilişkisi, musahiplik ve düşkünlük kurumu belirgin unsurlardır.
Abdal topluluklarında dinî ve sosyal örgütlenme “ocak” merkezlidir. Ocakzadeler ve dedeler etrafında talip-musahip yapısı kurulur, dedeler belirli zamanlarda talipleri dolaşarak görgü cemlerini yürütür.
Dedelik kurumu, hiyerarşik saygı ve rehberlik fonksiyonuyla öne çıkar; geleneksel olarak maddi karşılık beklenmeden “yol hizmeti” olarak görülmesi Abdal anlatılarında özellikle vurgulanır.
Çekirdek ibadet ve törenler, cem etrafında örgütlenir. Görgü cemi (tercüman), musahiplik (bilezer olma), düşkünlük, dârdan indirme, Muharrem orucu ve ardından aşure, ayrıca Ramazan/Kurban bayramları, yağmur duası, Hıdrellez ve Nevruz gibi bereket ritüelleri uygulanır. Bu törenler, yazılı olmaktan çok sözlü aktarım ve “yol bir, sürek bin bir” anlayışıyla yaşatılır.
Coğrafi Dağılım
Abdal topluluklarının yalnızca Orta Anadolu’da değil; Antalya’dan Bolu, Çorum, Denizli, Eskişehir, Kayseri, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Sinop, Sivas, Tokat, Yozgat’a; ayrıca Aydın, Balıkesir, Bursa, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Giresun, Hatay, Isparta, Kars, Kastamonu, Manisa, Muş, Niğde, Samsun, Trabzon, Tunceli, Urfa, Van, Zonguldak’a kadar geniş bir coğrafyada yerleştiği bilinmektedir. Bu yayılım, Anadolu’nun farklı bölgelerine dağılmış bir varlığa işaret eder.
Davul ve Zurna Çalan Abdallar【2】
Sözlü tarih ve saha verileri, Horasan menşeli anlatılarla Kırşehir’e yerleşimi ve buradan ilçelere yayılımı birlikte aktarır. Güncel yerleşim birimleri Kırşehir Merkez (Bağbaşı, Aşıkpaşa), Kaman (Sarıuşağı), Çiçekdağı (Fevzi Çakmak), Akpınar (Kırtıllar) ve Mucur (Büyük Solaklı, Karşıyaka) gibi yerleşimlerdir. Kırşehir’in Abdal nüfusunun yoğunluğu ve tarihî dinî ağları (Hacı Bektaş çevresi) bu ili Orta Anadolu dağılımının “temsil edici” merkezlerinden biri kılar.
İnanç ve İbadet Pratikleri
Abdalların inanç dünyasında Allah, Muhammed, Ali anlayışı, Ehl-i Beyt sevgisi ve On İki İmam vurgusu belirgindir; cem ibadeti merkezîdir ve çoğu yerde cem evi bulunmadığından cemler uygun görülen evlerde icra edilir. Dedelerin yerelde bulunmadığı yerlerde çevre illerden dede çağrılır; dede yokken rehber/ocakzade yol hizmetlerini yürütür.
Cem Çeşitleri
Cem halka namazı olarak da adlandırılır. Ritüellerinde Abdal Musa cemi, görgü cemi (tercüman) ve dârdan indirme gibi cem türleri öne çıkar. Cemlerin kuralı on iki hizmet/görevliyle sembolleşir; dede, rehber, zakir, çerağcı, pervane vb. roller icra edilmeden cem başlatılmaz. Gülbank (hayır/dua) cemlerin ayrılmaz parçasıdır; saz eşliğinde toplu okunan hayırlılar ve sofra/kurban gülbankları hem kolektif bütünlüğü hem de ritüel motivasyonunu güçlendirir.
Dâr ve İç Hukuk
Dâr, hesap verme/helâlleşme eksenli bir erkândır; topluluk içi uyuşmazlıklarda sosyal kontrol ve barıştırma işlevi görür. Kentleşme ve yaşam tarzı değişimleri bazı yerlerde dâr uygulamalarını zayıflatmışsa da Zeytinköy ve Finike/Yuvalı gibi örneklerde etkisini sürdürür.
Semah ve Pervane
Cemlerde semah, sözlü aktarımla öğrenilen bir yol ve erkân bilgisidir. Meydana çağrılan ve semahı dönenlere pervane/selman denir; semahın anlamı günahlardan arınma ve ilahi aşkın tecrübesi olarak yorumlanır.
Ramazan ve Muharrem Orucu
Güncel pratikte bazı Abdallar Ramazan orucunu da tutar ve camide cuma namazına katılım da görülür ve Abdallara göre bu Alevi-Bektaşi kimlikle çelişmeyen bir dindarlık örüntüsü olarak anlatılır. Muharrem (matem) orucu, Kerbelâ yasını yaşama amacıyla on iki gün tutulur; niyet, sahura kalkmama, su içmeme ve eğlenceyi kesme gibi ayrıntılı kurallarla icra edilir.
Hıdrellez, Nevruz ve Yağmurla İlişkili İnanışlar
Hıdrellez (5–6 Mayıs gecesi) ailece mesire/piknik, adak, dua ve ateşten atlama gibi ritüellerle kutlanır; gençler dileklerini toprağa/gül ağacı altına emanet eder. Nevruz (21 Mart) “baharın müjdesi” olarak kurban, eğlence ve kimi yerlerde meslek icrası (davul-zurna) eşliğinde kutlanır.
Yağmur duasına genelde tarımla uğraşmadıkları için doğrudan çıkmasalar da çevre halkın duasına iştirak ettikleri; aşırı yağmur/dolu için “dindirme” pratiklerinin bulunduğu aktarılır. Mersin’de çocukların “yağmur gelini” dolaştırması ve tekerlemeler söylemesi, İslam öncesi inanç izleriyle birlikte kaydedilmiştir.
Toplumsal Algı ve Dışlanma
Abdal kimliği, Abdal adı, Alevi-Bektaşi inancı, zaman zaman maruz kalınan Çingenelik isnadı ve yurttaşlık/Atatürkçülük vurgularıyla kuruludur. Dil (iç konuşma/gizli dil) kimliğin başat göstergelerinden biridir ve özellikle kırsalda orta yaşlı kuşakta hâlen canlı bir aidiyet işareti olarak aktarılır.
Abdallar, yaşam tarzı ve meslek benzerlikleri nedeniyle tarihsel olarak Çingenelerle (Rom/Dom vb.) karıştırılmış; bu karıştırılma topluluk içinde rahatsızlık doğurmuştur. Dil ve gelenek farkları kadar, Alevi-Bektaşi kimlik vurgusu da ayrışmanın temel ölçütü olarak öne çıkmaktadır. Mersin'in bazı mahallelerinde kendini “Rom” olarak tanımlayan toplulukların varlığı, yerel adlandırmaların ve dış algının karmaşıklığını artırmaktadır.