Abdullah Hilmi Tunalı, bilinen adıyla Tunalı Hilmi Bey, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinden Cumhuriyetin ilk yıllarına uzanan süreçte, siyasi ve toplumsal alanda faaliyetleriyle dikkat çekmiştir. 28 Ağustos 1871’de Bulgaristan’ın Eski Cuma (Targovişte) kasabasında doğan Tunalı Hilmi, 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası ailesiyle İstanbul’a göç etmiş, Üsküdar’da eğitimine başlamış ve Gülhane Askeri Tıbbiye Mektebi’nde Jön Türk hareketine katılarak siyasi çalışmalara yönelmiştir. 1895’te Tıbbiye’yi tamamlamadan Cenevre’ye giderek hukuk ve pedagoji eğitimi almış, Osmanlı yönetimine karşı muhalif yayınlar yapmış ve İttihat ve Terakki Cemiyeti’nde görev almıştır. II. Meşrutiyet sonrası yurda dönerek Karadeniz Ereğlisi, Bayburt, Ordu ve Musul gibi bölgelerde kaymakamlık ve mülkiye müfettişliği yapmış, sosyal sorunlara yönelik cemiyetler kurmuştur. 1919’da Bolu, ardından I., II. ve III. Dönem TBMM’de Bolu ve Zonguldak milletvekili olarak görev almış, Türkçenin sadeleştirilmesi, kadın hakları, işçi hakları, eğitim reformları ve köylü sorunları gibi konularda öneriler sunmuştur. 1920’de Karadeniz Ereğlisi’nde Fransız işgaline karşı direnişi örgütlemiş, 1924’te İstiklal Madalyası almış ve 26 Temmuz 1928’de tüberküloz nedeniyle vefat etmiştir. Eserleri ve Meclis’teki faaliyetleriyle Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde yer almıştır.
Erken Yaşam ve Eğitim
Tunalı Hilmi Bey, 28 Ağustos 1871’de, Osmanlı toprağı olan Bulgaristan’ın Eski Cuma (Targovişte) kasabasında doğdu. Babası, tütün fabrikası sahibi ve reji tütün eksperi İsmail Hakkı Efendi, annesi Hacı Abdullahlar ailesinden Rukiye Hanım’dı. Fehmi, Şükrü ve Faik adlarında üç erkek kardeşi vardı. 1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında ailesiyle İstanbul Üsküdar’a göç etti. Babasının iflası ve memuriyete geçişi nedeniyle Anadolu’nun çeşitli kentlerinde bulundu. İlkokulu Üsküdar İptidai Mektebi’nde, ortaokulu Adana, Kastamonu ve İstanbul Fatih Askeri Rüştiyesi’nde, liseyi Kuleli Askeri Tıbbiye İdadisi’nde tamamladı. 1885’te Askeri Tıbbiye Mektebi’ne girdi. Son sınıfta, el yazısıyla çıkardığı Teşvik gazetesinin Mabeyn’e jurnal edilmesiyle takibe alındı, ancak delil bulunmaması nedeniyle işlem yapılmadı. Tıbbiye’de Gizli Mektepliler Cemiyeti’ni kurarak Jön Türk hareketine katıldı. 1895’te, fikirlerini ifade etmek için Tıbbiye’yi tamamlamadan Cenevre’ye gitti. Cenevre Üniversitesi’nde Hukuk ve Pedagoji bölümlerinde eğitim alarak yüksek öğrenimini tamamladı.
Sürgün Yılları ve Jön Türk Faaliyetleri
Cenevre’de İsviçreli Juliette Hanım (II. Meşrutiyet’ten sonra Hürriyet adını aldı) ile evlendi; Sevda ve İnsan adında iki çocuğu oldu. Sürgün döneminde II. Abdülhamit yönetimine karşı faaliyetlerini sürdürdü. Abdullah Cevdet ve İshak Sükûti ile 21 Aralık 1896’da Osmanlı İhtilal Komitesi’ni kurdu ve Osmanlı gazetesini çıkardı. Gazetede, halkı istibdat yönetimine karşı harekete geçmeye çağıran Türkçü, milliyetçi ve cumhuriyetçi yazılar yazdı. 22 Ekim 1895’te, Jön Türklerin hedeflerini açıklayan 11 broşürden oluşan Hutbeler’i yayımladı. Jön Türklerin II. Abdülhamit ile geçici anlaşması üzerine 1900’de Madrid Sefareti Türkçe Başkâtipliği’ne atandı, ancak siyasi faaliyetleri nedeniyle 25 Nisan 1901’de görevine son verildi. İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından Mısır’a müfettiş olarak gönderildi; Kahire şubesini yeniden örgütledi ve Hak gazetesini çıkardı. Kahire’de Hıdiv ailesi ve Türk ailelerin çocuklarına Türkçe dersler verdi, Kanun-ı Esasi ve Hak gazetelerinde makaleler yazdı, muhtelif mahkemelerde çalışarak geçimini sağladı.
II. Meşrutiyet ve İdarecilik Görevleri
II. Meşrutiyet’in ilanı ve II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesiyle 1909’da İstanbul’a döndü. 1 Eylül 1909’da Karadeniz Ereğlisi Kaymakamı oldu. Burada dilekçe usulünü kaldırarak bürokrasiyi azalttı, Karadeniz Ereğlisi Evlendiriciler Cemiyeti’ni kurarak küçük yaşta evlilikleri ve yüksek düğün masraflarını engellemeyi amaçladı. 8 Aralık 1909’da Karadeniz Ereğlisi Osmanlı İçki Düşmanları Cemiyeti’ni kurdu; cemiyet, Haziran 1910’da Sırat-ı Müstakîm dergisinde nizamnamesini yayımlayarak çocukların zararlı alışkanlıklardan korunmasını hedefledi. 1911-1913 arasında Silivri, Bayburt ve Ordu kaymakamlıklarında bulundu. Bayburt’ta Müslüman Dilendirmezler Cemiyeti’ni kurarak yoksulların dilencilik yerine iş bulmasına yardımcı oldu. 1913’te Musul’a Mülkiye Müfettişi, 1914’te İşkodra’ya, 1915’te Gemlik Kaymakamlığı’na, 1916’da Muhâcirîn Müdirîyet-i Umumiyesi Dış Sevkiyat Memurluğu’na atandı. Bu görevde, savaş nedeniyle Türkiye’ye göç edenlerin durumlarını düzenlemek için Anadolu’yu gezdi.
Siyasi Kariyer ve Milli Mücadele
1919’da Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin adayı olarak Bolu Milletvekili seçildi. Son Osmanlı Mebusan Meclisi’nde Layiha Encümeni üyesi oldu, Müdafaa-i Hukuk Grubu ile hareket etti ve Misak-ı Millî’nin kabulüne katkıda bulundu. İstanbul’un 16 Mart 1920’de İtilaf Devletleri’nce işgali ve Meclis’in kapatılması üzerine, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mart 1920 genelgesiyle Ankara’da yeni bir meclis toplanmasına karar verildi. Tunalı Hilmi, 27 Nisan 1920’de Ankara’ya gelerek I. Dönem TBMM’ye katıldı. Bolu’daki iç isyanları bastırmak için bölgeye gitti. 8 Haziran 1920’de Karadeniz Ereğlisi’nin Fransızlarca işgal girişimi üzerine, Mustafa Kemal’in talimatıyla Kuva-yı Milliye’yi örgütledi ve 18 Haziran 1920’de Fransızları geri püskürttü. Bu nedenle 21 Haziran 1924’te kırmızı-yeşil şeritli İstiklal Madalyası aldı.
I. Dönem TBMM’de İrşad, Milli Eğitim, İktisat, Sağlık-Sosyal Yardım ve Tasarı Komisyonları’nda görev yaptı. Kanunlara numara verilmesi, Milli Marş’ın TBMM kararıyla seçilmesi, hitaplarda lakap ve aşırı saygı ifadelerinin kaldırılması gibi 17 kanun önerisi sundu. Türkçülük ve milliyetçilik konularında 39’u gizli oturumda olmak üzere 295 konuşma yaptı, 50 soru önergesi verdi. II. Dönem TBMM’de (1921) Zonguldak Milletvekili seçildi; İrşad, Diyanet ve Evkaf, Mübadele, İmar ve İskân, Kanun-ı Esasi Encümenleri’nde çalıştı. Cumhuriyet Halk Fırkası’na üye oldu ve III. Dönem’de de Zonguldak’tan milletvekilliğini sürdürdü.
Türkçe ve Eğitim Reformları
Tunalı Hilmi, Türkçenin sadeleştirilmesini savundu. 1921’de, Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında Meclis’in Kayseri’ye taşınması tartışılırken, bir milletin bağımsızlığı için dilin de bağımsız olması gerektiğini belirtti. Terimlerin ve okul kitaplarının Türkçeleştirilmesini, öz Türkçe’ye uymayan gazete ve dergilere yayın izni verilmemesini, resmi yazışmalarda yazım kurallarına uyulmasını önerdi. Eğitimin yaygınlaşması için ilköğretimin zorunlu olmasını, matbaaların kurulmasını, ders araç-gereçlerinin dağıtılmasını, bütçeden eğitime yüksek pay ayrılmasını istedi. Sanat eğitimi için resim atölyeleri, konservatuvarlar ve tiyatro salonları açılmasını teklif etti.
Kadın ve İşçi Hakları
Tunalı Hilmi, kadın haklarını TBMM’ye taşıyan ilk vekildi. 15 Kasım 1921’de Köy ve Bucak Yönetimi Kanun Tasarısı görüşmelerinde, köylerde erkek nüfusun azlığı nedeniyle kadınlara seçme hakkı verilmesini önerdi, ancak bu teklif reddedildi. 3 Nisan 1923’te seçim kanunu müzakerelerinde kadınların sayıma dahil edilmesi gerektiğini savundu, fakat bu da kabul görmedi. İşçi hakları konusunda, Ankara-Sivas demiryolu işçilerinin mağduriyetini gündeme getirdi, Mesai Kanunu çıkarılmasını istedi. Feshane’de iki gözünü kaybeden bir işçinin durumundan hareketle iş kazalarına karşı önlemler alınmasını, kadın işçilerin beslenme sorunlarının çözülmesini, iki yılda bir zam yapmamak için işçilerin işten çıkarılıp yeniden alınması uygulamasının durdurulmasını talep etti. Tersanede bir sanat okulu açılarak 500 yetim çocuğa eğitim verilmesini önerdi.
Köylü Sorunları ve Sosyal Reformlar
Tunalı Hilmi, köylü sorunlarını Memiş Çavuş eserinde ele aldı. Kooperatifler kurulmasını, köylerin birleştirilerek federasyonlar oluşturulmasını, yol, okul ve sağlık hizmetlerinin kolaylaşmasını önerdi. Kömür madenlerinin müsteşarlanması, halk sağlığı programları uygulanması, frengi ile mücadele, hapishane şartlarının iyileştirilmesi, şehit ailelerine yardım, eğitimde çocuk bakım dersleri, Arapça tefsizmaların Türkçeye çevrilmesi, yılbaşı gününün resmi tatil edilmesi, otomobil kazalarına karşı önlemler gibi öneriler sundu. Önerilerinin çoğu, dönem koşulları nedeniyle reddedildi.
Eserleri ve Son Yılları
Tunalı Hilmi’nin eserleri, sürgün ve milletvekilliği dönemlerindeki fikirlerini yansıtır: Makedonya: Mazisi, Hali, İstikbali (1898), Peşte’den Reşit Efendi ile (1899), Rezalet Portekiz’de (1900), Rezalet Yine İspanya’da (1900), Kongre-Cevapları, Cevabımız (1901), Kongre Nedir, Nasıl Olmalıdır? (1901), Avrupa’da Tahsil (1903), Osmanlı’da Ahali Hekimliği (1906), Memiş Çavuş Büyük Millet Meclisinde (1923). Tüberküloz hastalığıyla mücadele etti, 1927’de tedavi için Avrupa’ya gitti, ancak iyileşemedi. Büyükada’da hasta yattı, 26 Temmuz 1928’de vefat etti. Önce İstanbul Maçka Mezarlığı’na, ardından Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.



