Köken
Âciz sözcüğü, Arapça ˁcz kökünden gelen ˁāciz (عاجز) “acz eden, güçsüz, düşkün” anlamındaki kelimeden Türkçeye geçmiştir. Bu sözcük, Arapçada ˁaciza (عجز) fiilinden türemiş olup, fāˁil vezninde (etken fiil sıfatı) kullanılır. Böylece “güçsüz, beceriksiz, elinden iş gelmez” anlamlarını taşır.
Kullanım Alanları
- Dil ve Edebiyat: “Âciz” kelimesi hem klasik hem modern edebi metinlerde; şiir, roman, tiyatro, deneme gibi çeşitli türlerde güçsüzlük, yetersizlik, çaresizlik ya da tevazu anlatmak için yaygın olarak kullanılır.
- Din ve Tasavvuf: Özellikle “âciz bende” gibi tevazu ifadelerinde, Allah’a karşı insanın acziyetini ve teslimiyetini anlatan tasavvufi metinlerde sıkça yer alır.
- Günlük Konuşma ve Resmi Dil: Günlük hayatta çaresizlik, yetersizlik ifade ederken veya nezaket ve alçak gönüllülük belirtmek için tercih edilir.
- Psikoloji ve Sosyal Bilimler: Kişisel güçsüzlük ve çaresizlik hallerinin tanımlanmasında, bireyin durumunu betimlemek için kullanılır.
Deyim ve Kullanım Biçimleri
Âciz sözcüğü, Türkçede tevazu ve güçsüzlük anlamında çeşitli deyim ve ifadelerde kullanılır.
- Âciz bendeleri, âcizleri, abd-i âciz gibi ifadelerde kendini küçük görme, alçakgönüllülük belirtir.
- Âciz bırakmak: Birini yapamaz duruma getirmek.
- Âciz kalmak: Uğraşsa da bir işi yapamamak.
Türevleri:
- Âcizan (çoğul): Âcizler.
- Âcizâne:
- Acziyetle, âcizce.
- Kişinin kendisini alçakgönüllü ifade edişi.
- Âcizî: Âcize ait, tevazu ifadesi.





