Köken
Ahit kelimesi, Türkçeye Arapça ˁahd (عهد) sözcüğünden geçmiştir. Bu kelime, “söz verme, yükümlülük altına girme, antlaşma yapma” anlamlarını taşır. Arapçada ˁhd kökünden gelen ve “şart koşmak, sözleşmek” anlamındaki ˁahida fiilinden türetilmiştir. ˁahd, bu fiilin faʿl vezninde masdarıdır. Türkçede hem bireysel söz verme hem de yazılı-yazısız anlaşmaları ifade eden güçlü bir kavram olarak yerleşmiştir. Ayrıca eski metinlerde “zaman, devir” anlamında da kullanımı yaygındır.
Kullanım Alanları
Hukuk ve Anlaşmalar: “Ahit”, hukuk dilinde veya resmî-gayri resmî bağlamlarda, iki ya da daha fazla taraf arasında yapılan sözleşme, anlaşma veya taahhüt anlamında kullanılır. Yasal ya da sosyal bağlayıcılık içerebilir.
Din ve İnanç: Teolojik metinlerde “ahit”, Tanrı ile insanlar arasında yapılan kutsal sözleşmeleri, ilahi emirleri ya da peygamberlere verilen sözleri ifade eder. Özellikle “Eski Ahit” ve “Yeni Ahit” gibi kutsal metin adlarında geçer.
Tarih ve Dönem Tanımları: Tarihsel anlatımlarda “ahd”, bir padişahın saltanatı, bir dönemin siyasal iklimi veya belirli bir çağ anlamında kullanılır. Bu bağlamda, zamanın niteliklerini vurgular.
Kişisel Yükümlülük ve Yemin: Günlük ve edebî dilde “ahit”, bir kişinin kendine veya başkasına karşı verdiği söz, bağlılık yemini ya da içsel taahhüdü tanımlar. “Ahde vefa” deyimiyle de kültürel yer edinmiştir.





