Ahmet Rifat Bey (Çalıka), 1873 yılında doğmuş Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde görev yapmış bir siyasetçidir. II. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte Elazığ mebusu olarak Meclis-i Mebûsan’a girmiş ve Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin I., II. ve III. dönemlerinde Elazığ milletvekilliği görevinde bulunmuştur. Siyasi yaşamı boyunca dinî ve sosyal faaliyetlerde yer almış; özellikle Halkevlerinin kurulması ve halka yönelik faaliyetlerin yaygınlaşması yönünde çaba göstermiştir.

Erken Yaşamı ve Eğitimi

Elazığ'da doğmuştur. Babasının adı Ali Efendi’dir. Öğrenimini tamamladıktan sonra Osmanlı bürokrasisinde çeşitli görevlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Eğitimine dair detaylı bilgiler mevcut değildir.

Siyasi Hayatı

1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanının ardından yapılan seçimlerde Meclis-i Mebûsan Elazığ mebusu olarak seçildi. Osmanlı Devleti'nin yıkılış sürecine tanıklık etmiş ve Cumhuriyet döneminde siyasi yaşamına devam etmiştir. 23 Nisan 1920’de açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde I. Dönem Elazığ milletvekili olarak görev almıştır. Ayrıca II. (1923–1927) ve III. (1927–1931) dönemlerde de Elazığ’ı temsilen meclise girmiştir.

Mecliste bulunduğu süre boyunca Şer’iye Encümeni, Dilekçe Encümeni ve İrşat Encümeni gibi çeşitli komisyonlarda görev almıştır. İrşat Encümeni'ndeki görevinde halka millî mücadele ruhunu aşılamak amacıyla çalışmalarda bulunmuştur. TBMM zabıtlarında konuşmaları az olmakla birlikte komisyon faaliyetlerinde etkin bir şekilde yer aldığı anlaşılmaktadır.

Katkıları ve Çalışmaları

Cumhuriyet’in ilanından sonra özellikle Halkevlerinin kurulması sürecinde etkin bir rol oynamıştır. Elazığ Halkevi’nin kurucularından biri olarak halka yönelik eğitim, kültür ve sosyal etkinliklerin yaygınlaştırılmasına katkı sağlamıştır. Aynı zamanda dinî kimliğiyle de tanınmış; özellikle dini-hukuki meselelerde Şer’iye Encümeni’ndeki faaliyetleriyle öne çıkmıştır.

Ölümü ve Mirası

Ahmet Rifat Bey’in ölüm tarihi ve mezar yeriyle ilgili net bir bilgi bulunmamaktadır. Elazığ’da uzun süre milletvekilliği yapmış olması, bölge siyasetinde önemli bir figür olduğunu göstermektedir. Cumhuriyetin erken döneminde hem siyasi hem de toplumsal hayata katkı sunan bir isim olarak kayda geçmiştir.