Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi (ADDT), bireylerin psikolojik rahatsızlıklarının temelinde olayların kendisinden ziyade, bu olaylara ilişkin sahip oldukları akılcı olmayan inançların yattığını savunan, bilişsel-davranışçı bir psikoterapi ekolüdür. Albert Ellis tarafından 1950'li yıllarda geliştirilen bu yaklaşım, bireylere daha akılcı, esnek ve gerçekçi bir yaşam felsefesi kazandırarak duygusal ve davranışsal sorunlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olmayı hedefler.
Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi, insanların doğuştan hem akılcı (mantıklı, işlevsel) hem de akılcı olmayan (mantık dışı, işlevsiz) düşünme potansiyeline sahip olduğu varsayımına dayanır. Terapiye göre, duygusal rahatsızlıklar ve kendini engelleyici davranışlar, yaşanan olumsuz olaylardan (A - Harekete Geçirici Olay) doğrudan kaynaklanmaz. Bunun yerine, bu olaylar hakkındaki katı, mutlakiyetçi ve gerçekçi olmayan inançlar (B - İnançlar), sağlıksız duygusal ve davranışsal sonuçlara (C - Sonuçlar) yol açar. ADDT'nin temel amacı, bireylerin bu akılcı olmayan inançlarını fark etmelerini, bu inançlarla tartışarak (D - Tartışma) onları çürütmelerini ve yerlerine daha esnek, mantıklı ve işlevsel yeni bir felsefe (E - Yeni Etki) geliştirmelerini sağlamaktır. Bu süreç, düşünce, duygu ve davranışların birbirini önemli ölçüde etkilediği ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiği ilkesine dayanır.
Tarihsel Gelişim
ADDT, klinik psikolog Albert Ellis (1913-2007) tarafından, o dönemde uyguladığı psikanalitik terapiye duyduğu memnuniyetsizlik sonucunda geliştirilmiştir. Ellis, psikanalizin pasif, verimsiz ve uzun süreli yapısını eleştirerek daha aktif, yönlendirici ve felsefi temellere dayanan bir yaklaşım arayışına girmiştir.
Felsefi Etkiler
Ellis, kuramını oluştururken antik ve modern felsefeden büyük ölçüde etkilenmiştir. Özellikle Stoacı filozof Epiktetos'un "İnsanları rahatsız eden şeyler değil, o şeylere ilişkin görüşleridir" sözü, ADDT'nin temel felsefesini oluşturmuştur . Bunun yanı sıra Baruch Spinoza, Immanuel Kant, Bertrand Russell gibi filozofların rasyonalite ve mutluluk üzerine düşünceleri ile Karen Horney'in "zorunlulukların zulmü" ve Alfred Adler'in "aşağılık duygusu" gibi kavramları da Ellis'in kuramsal yapısını şekillendirmiştir .
İsim Değişiklikleri
Ellis, yaklaşımını ilk olarak 1956'da "Akılcı Terapi" (Rational Therapy) olarak adlandırmıştır. Ancak bu ismin, terapinin duyguları göz ardı ettiği gibi yanlış bir izlenim yarattığını düşünerek, kuramın duygusal bileşenini vurgulamak amacıyla adını önce "Akılcı Duygusal Terapi" (Rational-Emotive Therapy), daha sonra ise davranışsal müdahalelerin de önemini kapsayacak şekilde "Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi" (Rational Emotive Behavior Therapy) olarak değiştirmiştir.
Kurumsallaşma
Ellis, yaklaşımını yaygınlaştırmak ve terapistler yetiştirmek amacıyla 1959'da New York'ta, sonradan Albert Ellis Enstitüsü olarak anılacak olan Rasyonel Yaşam Enstitüsü'nü kurmuştur.
Kuramsal Yaklaşımlar
ADDT, kendine özgü bir insan doğası görüşüne, felsefi ilkelere ve temel kavramlara dayanır.
Temel Felsefe ve İlkeler
ADDT'nin dayandığı üç temel felsefi ilke şunlardır :
- Sorumlu Hedonizm (Responsible Hedonism): Bu ilke, insanların anlık hazlar yerine uzun vadeli mutluluk ve esenliği hedeflemeleri gerektiğini savunur. Bireylerin kendi mutluluklarını önemsemeleri doğal kabul edilir, ancak bu, başkalarının haklarını ihlal etmeden veya uzun vadede kendilerine zarar verecek sorumsuz davranışlardan kaçınarak yapılmalıdır.
- İnsancılık (Humanism): ADDT, insanları bütüncül ve amaç yönelimli varlıklar olarak görür . Bu yaklaşım, bireylerin eylemlerini veya özelliklerini eleştirebileceklerini, ancak bir bütün olarak kendilerini veya başkalarını "kötü" veya "değersiz" olarak etiketlememeleri gerektiğini vurgular. "Koşulsuz kendini kabul" (unconditional self-acceptance) bu ilkenin merkezindedir; bireyler, hata yapabilen ve kusurlu varlıklar olmalarına rağmen değerli olduklarını kabul etmelidirler.
- Akılcılık (Rationality): Akılcılık, insanların duygularını dışlamadan, hedeflerine ulaşmak için esnek, mantıklı ve bilimsel düşünme yollarını kullanmalarıdır. ADDT, bireylere yaşamdaki amaçlarına ulaşmalarını sağlayacak daha etkili ve işlevsel düşünme biçimleri öğretir.
İnsan Doğasına Bakış
ADDT'ye göre insanlar, biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık bir etkileşimiyle şekillenir. İnsanlar hem kendini gerçekleştirme ve mutlu olma potansiyeline hem de kendini engelleyici, hatalı düşünme eğilimine sahiptirler. Psikolojik rahatsızlık, kişinin olaylar karşısında oluşturduğu katı ve mutlakiyetçi inançlardan kaynaklanır. Bireyler, bu akılcı olmayan inançlarını fark etme ve bunları daha akılcı olanlarla değiştirme yeteneğine de sahiptirler.
Temel Kavramlar
ABC Kişilik Modeli
Bu model, ADDT'nin temelini oluşturur ve psikolojik rahatsızlıkların nasıl oluştuğunu açıklar.
- A (Activating Event - Harekete Geçirici Olay): Kişinin karşılaştığı bir olay, durum veya başka birinin davranışıdır . Bu, gerçek veya hayal edilen bir olay olabilir.
- B (Beliefs - İnançlar): Kişinin A olayı hakkındaki düşünceleri, yorumları ve değerlendirmeleridir. Bu inançlar akılcı veya akılcı olmayan olabilir.
- C (Consequences - Sonuçlar): A olayından sonra ortaya çıkan duygusal ve davranışsal tepkilerdir . ADDT'ye göre, C'nin doğrudan nedeni A değil, B'dir . Yani, bir olay karşısında hissedilen duygu (depresyon, kaygı, öfke vb.), olayın kendisinden değil, o olaya ilişkin inanç sisteminden kaynaklanır.
- D (Disputing - Tartışma): Terapötik süreçte akılcı olmayan inançlara (B) meydan okuma ve onları sorgulama aşamasıdır. Bu tartışma mantıksal, kanıta dayalı (ampirik) ve işlevsel sorgulamaları içerir.
- E (Effective New Philosophy - Etkili Yeni Felsefe): Akılcı olmayan inançların başarılı bir şekilde tartışılması sonucunda ortaya çıkan yeni, etkili, esnek ve akılcı inançlar ile sağlıklı duygusal ve davranışsal sonuçlardır.
Akılcı ve Akılcı Olmayan İnançlar
ADDT, iki temel inanç türünü ayırt eder .
- Akılcı İnançlar (Rational Beliefs): Esnektir, mantıklıdır, gerçekliğe dayanır ve genellikle tercih, istek veya arzu şeklinde ifade edilir ("... olmasını tercih ederim", "... olmasını isterim") . Bu inançlar, bireyin hedeflerine ulaşmasına yardımcı olur ve hayal kırıklığı, üzüntü, endişe gibi sağlıklı olumsuz duygularla sonuçlanır.
- Akılcı Olmayan İnançlar (Irrational Beliefs): Katı, dogmatik, mantık dışı ve genellikle "meli-malı" (-meli, -malı), "zorunluluk" ve "mutlakiyetçilik" içeren taleplerdir . Bu inançlar, bireyin hedeflerini engeller ve depresyon, kaygı, öfke, utanç, suçluluk gibi sağlıksız olumsuz duygulara yol açar
Üç Temel Akılcı Olmayan Talep ("Meli-Malılar")
Ellis, birçok akılcı olmayan inancın temelinde üç ana talepkârlık olduğunu belirtmiştir:
- Kişinin Kendisiyle İlgili Talepleri: "Her zaman, her koşulda en iyisini yapmalıyım ve önemli insanların takdirini kazanmalıyım. Aksi takdirde, ben yetersiz ve değersiz biriyim".
- Başkaları Hakkındaki Talepler: "İlişkide olduğum önemli insanlar bana her zaman adil ve düşünceli davranmak zorundadır. Aksi takdirde, onlar kötü insanlardır ve cezalandırılmayı hak ederler.".
- Dünya ve Yaşam Koşulları Hakkındaki Talepler: "Yaşadığım hayat koşulları her zaman istediğim gibi kolay, güvenli ve eğlenceli olmak zorundadır. Aksi takdirde, bu korkunçtur ve buna katlanamam.".
Uygulama Alanları ve Teknikler
ADDT, anksiyete bozuklukları, depresyon, öfke sorunları, ilişki problemleri ve yeme bozuklukları gibi geniş bir yelpazedeki psikolojik sorunların tedavisinde kullanılmaktadır.
Terapinin Amaçları
ADDT'nin temel amacı, danışanların kendilerine zarar verici davranışlarını azaltmak, duygusal rahatsızlıklarını en aza indirmek ve daha tatmin edici bir yaşam sürmelerini sağlamaktır. Bu, sadece semptomları ortadan kaldırmayı değil, aynı zamanda danışanın temel felsefi bakış açısını değiştirerek gelecekteki sorunlarla daha etkili başa çıkmasını sağlamayı hedefler.
Terapötik Süreç ve Roller
Terapistin Rolü
ADDT terapisti aktif, yönlendirici ve eğiticidir. Terapist, danışana koşulsuz kabul gösterir ancak akılcı olmayan düşüncelerine meydan okur. Bir öğretmen gibi, danışana ABC modelini ve akılcı düşünme ilkelerini öğretir, ev ödevleri verir ve yeni becerileri uygulaması için onu teşvik eder.
Danışanın Rolü
Danışan, terapi sürecinde aktif bir katılımcıdır. Danışanlardan kendi duygusal sorunlarının sorumluluğunu üstlenmeleri, akılcı olmayan inançlarını belirlemeleri, bu inançları değiştirmek için oturum içinde ve dışında çaba göstermeleri beklenir.
Terapötik Teknikler
ADDT, değişimi sağlamak için bilişsel, duygusal ve davranışsal teknikleri bütünleşik bir şekilde kullanır.
Bilişsel Teknikler
- Akılcı Olmayan İnançları Tartışma: Terapinin en temel tekniğidir. Danışanın "meli-malı"larını, felaketleştirme, düşük engellenme eşiği gibi düşünce hatalarını sorgulaması sağlanır.
- Bilişsel Ev Ödevleri: Danışanlara oturumlar arasında ABC modelini kullanarak sorunlarını analiz etmeleri için kendi kendine yardım formları verilir.
- Akılcı Başa Çıkma Cümleleri: Danışanlar, zor durumlarla başa çıkmak için kendilerine söyleyebilecekleri teşvik edici ve gerçekçi cümleler oluştururlar.
- Bibliyoterapi: Danışanlara ADDT ile ilgili kitap veya makaleler okumaları önerilir.
Duygusal (Emotif) Teknikler
- Akılcı-Duygusal İmgeleme: Danışanlardan, rahatsız edici bir durumu zihinlerinde canlandırmaları, bu durumla ilgili sağlıksız olumsuz duygularını (örneğin panik) hissetmeleri ve sonra aynı senaryoda bu duyguları sağlıklı olumsuz duygulara (örneğin endişe) dönüştürmeye çalışmaları istenir.
- Mizah Kullanımı: Danışanların kendilerini ve sorunlarını çok ciddiye almalarını önlemek için abartılı ve esprili bir dil kullanılabilir. Ellis, rasyonel mizahi şarkılar yazmış ve bunları atölyelerde kullanmıştır.
- Utanca Saldırı Egzersizleri: Danışanların, başkalarının onayı olmadan da kendilerini kabul etmelerine yardımcı olmak için, toplum içinde utanç verici (ancak zararsız ve yasal) davranışlarda bulunmaları istenir (örneğin bir mağazada yüksek sesle saati sormak).
Davranışsal Teknikler
- Ev Ödevleri: Danışanlara korktukları veya kaçındıkları durumların üzerine gitmeleri için davranışsal görevler verilir. Bu, sosyal beceri eğitimi, atılganlık alıştırmaları veya erteleme davranışını kırmaya yönelik adımları içerebilir.
- Ödüllendirme ve Cezalandırma: Danışanların ödevlerini tamamlamalarını teşvik etmek için kendilerini ödüllendirme veya tamamlamadıklarında kendilerine küçük bir ceza verme (pekiştireçten mahrum bırakma) gibi yöntemler kullanılabilir.
- Beceri Eğitimi: Atılganlık, iletişim veya problem çözme gibi alanlarda eksiklikleri olan danışanlara bu becerileri öğretmek için yapılandırılmış eğitimler uygulanabilir.
Uyarı: Bu maddede yer alan içerik, yalnızca genel ansiklopedik bilgi amacı taşımaktadır. Buradaki bilgiler tanı koyma, tedavi etme ya da tıbbi yönlendirme amacıyla kullanılmamalıdır. Sağlıkla ilgili konularda karar vermeden önce mutlaka bir hekime veya uzman sağlık personeline danışmanız gerekmektedir. Bu bilgilerin tanı veya tedavi amacıyla kullanılması sonucunda doğabilecek durumlardan madde yazarı ve KÜRE Ansiklopedisi herhangi bir sorumluluk kabul etmez.