Ahvaz’da doğdu. Şîraz’ın meşhur hekimlerinden Ebû Mâhir Mûsâ b. Seyyâr’ın öğrencisi oldu ve ilk çalışmalarını bu şehirde yaptı. Mecûsî bir aileden geldiği için bu nisbeyle tanındı. Büveyhîler’den Adudüddevle’nin sarayında hekimlik yaptı ve bu hükümdara ithaf ettiği Kâmilü’ṣ-ṣınâʿati’ṭ-ṭıbbiyye veya kısaca el-Kitâbü’l-Melekî (hükümdar kitabı) adlı eseriyle meşhur oldu. Ölüm tarihi tam olarak bilinmemekte, 982-995 yılları arasında vefat ettiğine dair değişik rivayetler bulunmaktadır.
İbn Sînâ’nın el-Ḳānûn fi’ṭ-ṭıb adlı eserinden önce tıp dünyasında büyük yankılar uyandıran Kâmilü’ṣ-ṣınâʿa da onun gibi XIII. yüzyıla kadar Avrupa’da ve İslâm dünyasında klasik bir ders kitabı olarak okutuldu. Batı’da Liber Regius (hükümdar kitabı) adıyla bilinen ve iki bölümden meydana gelen eserin ilk yarısı nazariyata, ikinci yarısı ise pratik tıp bilgilerine ayrılmıştır. Ali b. Abbas bu eserinde İbn Sînâ’dan önce psikoterapinin önemini vurgulamış ve psikoloji ile tıp arasındaki münasebete dikkat çekmiştir. Eser Batı’da ilk defa Constantine d’Africain (XI. yüzyıl) tarafından Latince’ye tercüme edilmiştir ve bu zatın Pantechne (Liber pantegni) adlı eseri aslında Kâmilü’ṣ-ṣınâʿa’nın özellikle cerrahî bölümlerini içine alan muhtasar bir tercümesinden ibarettir. Salerno okulunda ders kitabı olarak okutulan bu tercüme daha sonra Constantini Africani operum reliquia (Bale 1539) içinde yayımlandı. Kâmilü’ṣ-ṣınâʿa’nın bütününü 1127 yılında Antakyalı Stephan Latince’ye çevirdi ve eser önce Liber regalis dispositio nominatus ex arabico venetiis (Venedik 1492), daha sonra da Liber totius medicine necessaria continens, quem sapientissimus Haly filius Abbas discipulus edidit: regique inscripsit (Lyon 1523) adıyla neşredildi. Orijinal Arapça metni Lahor (1283) ve Bulak’ta (I-II, 1294) basılan eserin birinci bölümünün anatomiye ait ikinci ve üçüncü “makale”leri Râzî ve İbn Sînâ’nın konuyla ilgili risâleleriyle birlikte P. de Koning tarafından Fransızca’ya tercüme edildi (Trois traités d’anatomie arabe, Leiden 1903). Diğer bazı bölümleri de çeşitli Batı dillerine tercüme edilen (bk. Sarton, s. 677) Kâmilü’ṣ-ṣınâʿa’nın birçok yazma nüshası mevcut olup (bk. Sezgin, III, 321) bunlardan İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki, ilk yarıyı teşkil eden XIII. yüzyıla ait bir nüsha (AY, nr. 6375) ile ikinci yarıyı teşkil eden XV. yüzyıla ait bir nüshanın (AY, nr. 4713) birleştirilmiş vaziyette ve üç cilt halinde tıpkıbasımı yapılmıştır (Frankfurt am Main 1985). Kâmilü’ṣ-ṣınâʿati’ṭ-ṭıbbiyye XIV. yüzyılda da Tercüme-i Kâmilü’s-sınâa adıyla Aydınoğlu Umur Bey adına kısmen Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Otuz bab olarak tertip edilen eserde müfret devalar, tiryaklar, müshiller, haplar, fitiller, tabletler, tozlar, yakılar, yağlar, şerbetler, göz ilâçları, cerahati giderecek ilâçlarla bazı hastalıklardan bahseden kısımlar yer almaktadır. Tercüme-i Kâmilü’s-sınâa’nın yazma bir nüshası Bursa Eski Yazma ve Basma Eserler Kütüphanesi’ndedir (nr. 819).


