KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Anıt Ağaçlar

Ekoloji, Botanik Ve Zooloji+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Resmî Standart
TS 13137 – Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardı (TSE)
Sınıflandırma
Boyutsal Anıt AğaçlarTarihî Anıt AğaçlarFolklorik Anıt AğaçlarMistik Anıt Ağaçlar
Türkiye’de Sayı
9.369 tescilli anıt ağaç
Tescil Kriterleri
Karbon yutağıMikroklima düzenleyiciErozyon önleyiciBiyoçeşitlilik sağlayıcı
Uluslararası Dayanaklar
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992)Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2000)Bern Sözleşmesi (1979)

Anıt ağaçlar; yaş, gövde çapı, tepe tacı genişliği ve boy bakımından kendi türünün ortalama fizyolojik sınırlarının üzerinde değerlere ulaşan, doğal ömürleri itibarıyla yüzyıllar boyunca varlığını sürdürebilen ve bu özelliğiyle geçmiş, günümüz ve gelecek arasında süreklilik sağlayan doğal varlıklardır. Bunun yanı sıra, bulundukları yörelerin tarihî olayları, kültürel birikimleri, inanışları ve folklorik değerleri ile doğrudan veya dolaylı biçimde ilişkilendirilen bireyler de anıt ağaç statüsünde değerlendirilmektedir.


Türk Standartları Enstitüsü tarafından hazırlanan TS 13137 “Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardı”nda anıt ağaç; “geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında köprü kurabilecek uzunlukta doğal ömre sahip olan, yaş, gövde çapı, tepe çapı ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçülerinin çok üzerinde değerlere ulaşan veya yöre tarihinde, mistik kültüründe ve folklorunda özel bir yeri bulunan ağaç” şeklinde tanımlanmaktadır.【1】 

Tarihçe ve Kültürel Önemi

Anıt ağaçların tarihsel geçmişi, insanlık tarihiyle paralel bir gelişim göstermektedir. İnsan ile doğa arasındaki ilişki, tarih boyunca somut biçimde ağaç figürü üzerinden sembolleşmiş; ağaç, yaşamın, sürekliliğin, doğurganlığın ve yeniden doğuşun evrensel simgesi olmuştur. İlk çağlardan itibaren birçok uygarlıkta ağaçlar yalnızca biyolojik varlıklar olarak değil, kutsal, ruhani ve toplumsal değerler taşıyan semboller olarak kabul edilmiştir.


Antik dönemden itibaren Sümer, Asur, Hitit, Pers, Yunan ve Roma uygarlıklarında ağaç, evrenin merkezi olarak görülmüş, “hayat ağacı” inancı mitolojik anlatılarda bir yer edinmiştir. Orta Asya kültürlerinde özellikle Türk boylarının mitolojilerinde “dünya ağacı” ya da “hayat ağacı” kavramı, kutsal bir simge olarak karşımıza çıkmakta; gökyüzü, yeryüzü ve yeraltı âlemleri arasındaki bağlantının merkezinde konumlandırılmaktadır.


Anadolu uygarlıkları da bu geleneğin temsilcilerindendir. Hititler, Frigler ve Lidyalılar döneminde meşe ve çınar gibi uzun ömürlü ağaçlar, tanrılara adanmış mekânların simgesi olarak görülmüştür. Özellikle çınar ağacı, hem dayanıklılığı hem de yapısı nedeniyle devlet gücünün ve adaletin sembolü olarak benimsenmiştir. Zeytin ağacı ise barış, bereket ve ölümsüzlüğün ifadesi olarak antik çağlardan itibaren kutsal kabul edilmiştir. Bu kültürel semboller, tarihsel süreç içinde İslamiyet’in kabulüyle birlikte tasavvufi ve dini anlamlar da kazanmış, sufi kültürde “ölümsüzlük” ve “hikmet”in sembolü hâline gelmiştir.


Osmanlı İmparatorluğu döneminde ağaç, toplumsal ve siyasal hayatın simgesel bir unsuru olarak önemini korumuştur. Devletin uzun ömürlülüğü, gücü ve adalet anlayışı genellikle “çınar ağacı” metaforu ile ifade edilmiştir. Saray bahçelerinde, külliyelerde, meydanlarda ve köy merkezlerinde dikilen çınar ağaçları, toplum yaşamının odak noktası hâline gelmiş, hem gölgelik hem de toplanma alanı olarak kullanılmıştır. Ayrıca bazı ağaçlar, belirli tarihî olaylara veya şahsiyetlere tanıklık etmeleri nedeniyle halk arasında “kutlu” veya “mübarek” olarak anılmıştır. Bu ağaçlar etrafında dua edilmesi, dilek dilenmesi veya adak adanması gibi ritüeller görülmüştür.


Cumhuriyet döneminde de anıt ağaçlar, kültürel sürekliliğin ve doğal mirasın bir parçası olarak değerlendirilmeye devam etmiştir. Köy meydanındaki yaşlı çınar, kasaba merkezindeki meşe veya cami avlusundaki zeytin ağacı, yöre halkı için toplumsal yaşamın sessiz tanığı olarak görülmektedir. Bu ağaçların gölgesinde toplantılar yapılmış, kararlar alınmış, toplumsal dayanışma ve birlik duygusu pekişmiştir.


Anıt ağaçların kültürel önemi, sanat ve edebiyat alanlarında da bir yer bulmuştur. Şiirlerde, halk türkülerinde, destanlarda ve resim sanatında ağaç imgesi kullanılmıştır. Şairler, uzun ömürlü çınarları bilgelikle; zeytin ağaçlarını barış ve huzurla; servi ağaçlarını ise ölüm ve sonsuzluk kavramlarıyla ilişkilendirmiştir.


Barış, Bereket ve Ölümsüzlüğün İfadesi Olarak Antik Çağlardan İtibaren Kutsal Kabul Edilen Zeytin Ağacı (Anadolu Ajansı)

Biyolojik ve Ekolojik Özellikleri

Anıt ağaçlar, uzun ömürleri, morfolojik dayanıklılıkları ve yüksek ekolojik uyum kabiliyetleri ile doğanın dikkat çeken canlı varlıkları arasında yer almaktadır. Yüzyıllar, hatta bazı türlerde binyıllar boyunca çevresel değişimlere karşı direnç göstererek yaşamlarını sürdürdükleri bilinmektedir. Bu nitelikleri, türlerinin genetik devamlılığı açısından da biyolojik kaynak hâline getirmektedir.


Ekolojik açıdan anıt ağaçlar, bulundukları habitatın dengesinin korunmasında temel bir rol üstlenmektedir. Fotosentez süreçleri sayesinde atmosferdeki karbondioksiti emerek oksijen üretir ve karbon döngüsünün sürdürülebilirliğine katkı sağlarlar. Özellikle büyük gövdeleri ve geniş yaprak alanları nedeniyle karbon depolama kapasitesi yüksek olan bu ağaçlar, iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmasında doğal birer “karbon yutağı” işlevi görürler. Aynı zamanda havadaki kirleticileri filtreleyerek hava kalitesinin artmasına, toprak yüzeyinde su tutulumunun sağlanmasına ve erozyonun önlenmesine katkıda bulunurlar.


Kök sistemlerinin geniş ve derin yapısı, toprak yapısının korunmasını destekler; yeraltı su döngüsünün dengelenmesine yardımcı olur. Bu özellikleri sayesinde anıt ağaçlar, bulundukları alanlarda mikroiklim koşullarını düzenleyici bir etki yaratır. Özellikle sıcak ve kurak bölgelerde gölge sağlayarak yerel sıcaklıkların düşmesine, nem oranının artmasına ve çevredeki bitkisel örtünün sağlıklı bir şekilde gelişmesine imkân tanır.


Anıt ağaçların biyolojik önemini artıran bir diğer unsur, birçok canlı türüne yaşam alanı sağlamalarıdır. Gövdelerinde ve dallarında oluşan oyuklar, yarıklar ve doğal boşluklar; kuşlar, böcekler, yarasalar, küçük memeliler ve mantar türleri için barınma, yuvalama ve beslenme alanı oluşturur. Özellikle yaşlı ağaçların üzerinde gelişen epifit bitkiler, likenler ve yosunlar, ekosistemin mikro düzeydeki bileşenlerinin devamlılığını sağlar.


Bilimsel açıdan değerlendirildiğinde anıt ağaçlar, doğa tarihine ilişkin verilerin elde edilmesinde de başlıca kaynaklardan biridir. Ağaçların gövdelerinde yer alan yaş halkaları, dendrokronoloji (ağaç halkaları bilimi) yöntemiyle incelendiğinde, geçmiş dönemlere ait iklimsel, jeolojik ve çevresel olaylar hakkında kesin bilgiler sağlanabilmektedir. Bu halkalar sayesinde belirli yıllarda yaşanan kuraklıklar, yangınlar, don olayları veya diğer doğal afetler kayıt altına alınmış olur.

Anıt Ağaçların Sınıflandırılması

Anıt ağaçlar, sahip oldukları morfolojik, tarihî, kültürel ve manevi özellikler dikkate alınarak, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından hazırlanan TS 13137 “Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardı” doğrultusunda belirli kriterlere göre sınıflandırılmaktadır. Bu standart, anıt ağaçların bilimsel, kültürel ve ekolojik niteliklerinin objektif ölçütlerle değerlendirilmesini ve bu ağaçların sistematik bir şekilde envantere kaydedilmesini sağlamaktadır.


Söz konusu standarda göre anıt ağaçlar dört ana grupta ele alınır: Boyutsal anıt ağaçlar, tarihî anıt ağaçlar, folklorik anıt ağaçlar ve mistik anıt ağaçlar.


  • Boyutsal Anıt Ağaçlar: Yaş, boy, gövde çapı ve tepe tacı genişliği gibi ölçülebilir morfolojik özellikleri itibarıyla, kendi türünün ortalama değerlerinin çok üzerinde değerlere ulaşmış bireyleri kapsar. Bu ağaçlar, biyolojik olarak olağanüstü gelişim göstermiş olup, uzun doğal ömürleri boyunca çevresel koşullara uyum sağlayabilmiş dayanıklı örneklerdir. Boyutsal anıt ağaçlar genellikle türlerinin genetik potansiyelini ve ekolojik adaptasyon kabiliyetini yansıtırlar. Bu ağaçların tescil edilebilmesi için fiziksel ölçütler, “Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD)” hesaplamasıyla belirlenir. ŞAD değeri; ağacın boy, gövde çapı, tepe çapı, yaşı, bulunduğu yerin konumu ve pozitif özelliklerine verilen puanların toplamından oluşur. Eğer bu değer, ilgili tür için belirlenmiş “Asgari Anıtsal Değer (AAD)” puanına eşit veya ondan büyükse, söz konusu ağaç boyutsal anıt ağaç olarak tescil edilmeye hak kazanır. Bu sistem, değerlendirmelerde nesnelliği sağlamak ve tescil sürecini bilimsel temele oturtmak amacıyla kullanılmaktadır.


  • Tarihî Anıt Ağaçlar: Geçmişte yaşanmış önemli bir olayla, tarihî bir şahsiyetle veya belirli bir döneme ait toplumsal gelişmeyle ilişkilendirilen ağaçlardır. Örneğin, bir savaşın gerçekleştiği bölgede dikili olan veya belirli bir devlet büyüğünün gölgesinde oturduğu bilinen ağaçlar bu kategoriye dâhildir. Tarihî anıt ağaçlar, tarihî belge niteliği taşıyan canlı varlıklar olarak değerlendirilir. Bu nedenle, yaş veya fiziki büyüklükten bağımsız olarak tarihsel bağlantısı tespit edilen her ağaç, anıt statüsünde kabul edilir.


  • Folklorik Anıt Ağaçlar: Yöre halkının gelenek, görenek, efsane ve halk anlatılarıyla bütünleşmiş olan, toplumsal hafızada özel bir yere sahip ağaçlardır. Bu ağaçlar, kimi zaman halk arasında sevindirici ya da üzücü olaylara tanıklık etmiş, kimi zaman da yöresel inanışlar doğrultusunda kutsallık atfedilmiştir. Örneğin, bir köyde doğan çocuklara gölgesinde ad verildiği düşünülen ya da düğün, tören gibi toplumsal etkinliklerin etrafında gerçekleştiği ağaçlar folklorik nitelik taşır. Bu tür ağaçlar, yerel kültürün sürekliliğini sağlayan somut kültürel miras öğeleridir ve yaş, boy, tür gibi ölçütler dikkate alınmaksızın doğrudan anıt ağaç olarak değerlendirilmektedir.


  • Mistik Anıt Ağaçlar: Dini inançlar, manevi değerler veya halkın kutsiyet atfettiği inanışlarla ilişkilendirilen ağaçlardır. Bu ağaçlar genellikle cami, türbe, tekke veya kutsal kabul edilen alanların yakınında bulunur ve yöre halkı tarafından kutsal varlık olarak görülür. Halk arasında bu ağaçlara dilek dilenmesi, bez bağlanması, dua edilmesi veya adak adanması gibi dini ritüeller uygulanır.


Bir ağacın anıt ağaç olarak tescil edilmesi için yukarıda belirtilen dört kategoriden en az birine uygunluk göstermesi gerekmektedir. Kültürel (tarihî, folklorik veya mistik) nitelik taşıyan ağaçlar, türü veya fiziksel özellikleri ne olursa olsun doğrudan anıt ağaç olarak tescil edilir. Buna karşılık yalnızca boyutsal özellik gösteren ağaçlarda, tescil işlemi öncesinde bilimsel değerlendirme yapılmakta ve ŞAD-AAD puanlaması esas alınmaktadır. Bu değerlendirme, TSE standartlarında belirtilen objektif ölçütlere dayandırılarak gerçekleştirilmektedir.

Türkiye’de Öne Çıkan Anıt Ağaçlar

Türkiye, jeomorfolojik yapısı, iklim çeşitliliği, biyocoğrafik konumu ve bitki örtüsü ile dünya üzerindeki önemli doğal miras alanlarından biridir. Anadolu coğrafyası, farklı iklim kuşaklarının kesişiminde yer alması nedeniyle çok çeşitli ağaç türlerinin yetişmesine elverişli ekolojik koşullara sahiptir. Bu doğal zenginlik, ülkenin birçok noktasında yüzyıllar hatta binyıllar boyunca yaşamını sürdürebilen, tarihsel, kültürel ve ekolojik açıdan yüksek değere sahip anıt ağaçların varlığını mümkün kılmıştır. Türkiye’nin dört bir yanında yer alan bu ağaçlar, yalnızca biyolojik açıdan değil, aynı zamanda tarihî ve kültürel anlamda da toplumsal hafızanın bir parçasını oluşturmaktadır.


Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın en güncel verilerine göre, Türkiye genelinde 9.369 adet tescilli anıt ağaç bulunmaktadır. Bu ağaçlar, hem doğal hem de kültürel mirasın korunması kapsamında “tabiat varlığı” statüsünde değerlendirilmekte ve Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından envantere alınmaktadır. Tescillenmiş anıt ağaçlar, ülke genelinde hemen her bölgede bulunmakla birlikte, özellikle Akdeniz, Ege, Karadeniz ve Marmara bölgeleri yoğunluk bakımından öne çıkmaktadır.


Ülkenin dikkat çeken anıt ağaçlarından biri, Zonguldak ili Alaplı ilçesinde yer alan porsuk ağacıdır (Taxus baccata). 4.117 yaşında olduğu tespit edilen bu ağaç, dünyanın da en yaşlı beş ağacından biri olarak kabul edilmektedir. Bronz Çağı’na tarihlenen bu ağaç, hem bilimsel hem de kültürel açıdan önem taşımakta olup “yaşayan tarih” niteliğiyle uluslararası düzeyde tanınan doğal bir miras örneğidir.


Zonguldak ili Alaplı İlçesinde Yer Alan 4.117 Yıllık Porsuk Ağacı (Anadolu Ajansı)


Bir diğer örnek, Antalya ili Kumluca ilçesi sınırlarında bulunan “Ambar Katran” olarak bilinen sedir ağacıdır (Cedrus libani). Yaklaşık 2.327 yaşında, 25 metre boyunda ve 262 santimetre gövde çapına sahip olan bu birey, hem yapısı hem de uzun ömrüyle dikkat çekmektedir. Yerel halk arasında ağacın geniş gövdesi nedeniyle “Ambar gibi ağaç” olarak adlandırıldığı ve bu adın zamanla “Ambar Katran” biçiminde kalıcılaştığı bilinmektedir. Aynı bölgede, Elmalı ilçesinde yer alan 1.701 yaşındaki “Kokulu Ardıç” (Juniperus foetidissima) da Türkiye’nin en yaşlı ardıçlarından biri olarak koruma altındadır.


Hatay ili Samandağ ilçesindeki “Musa Çınarı”, Anadolu’nun bilinen mistik anıt ağaçlarından biridir. Halk arasında, Hz. Musa’nın asasını toprağa dikmesiyle bu ağacın yeşerdiğine inanılmaktadır. 2.000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olduğu düşünülen bu çınar ağacı, hem dini hem de folklorik nitelikleri nedeniyle yöre halkı tarafından kutsal kabul edilmektedir. Aynı ilin Payas ilçesinde, II. Selim Külliyesi’nin avlusunda yer alan 1.351 yaşındaki zeytin ağacı (Olea europaea) da 1976 yılında anıt ağaç olarak tescillenmiştir ve hâlen ürün vermeye devam etmektedir.


Muğla ili Yatağan ilçesindeki Lagina Antik Kenti sınırları içinde yer alan 1.501 yaşındaki zeytin ağacı, hem tarihî hem de arkeolojik bağlamda özel bir konuma sahiptir. Bu ağaç, antik çağlarda Pagan inanışının merkezlerinden biri olan bölgede, geçmişten günümüze uzanan bir yaşam döngüsünün simgesi olarak görülmektedir. Ayrıca Burdur’un Ağlasun ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda yer alan ve yöre halkının simgesi hâline gelen çınar ağacı ile Altınyayla ilçesindeki Karanlıkdere Kanyonu’nun girişinde bulunan sedir ağacı da yapılarıyla dikkat çeken diğer örneklerdendir.


Kütahya ili Sekiören köyündeki 1.146 yıllık saplı meşe (Quercus robur), Türkiye’nin iç bölgelerinde tescil edilmiş en yaşlı meşe ağaçlarından biridir. 20 metre boyundaki bu ağaç, 201 santimetrelik gövde çapı ve geniş dallarıyla dikkat çekmekte, bulunduğu çevredeki yaban hayatı için önemli bir ekolojik alan oluşturmaktadır. Elazığ ili Palu ilçesindeki 1.147 yaşındaki çınar ağacı da bölgedeki diğer üç küçük yaşlı çınarla birlikte bir doğal anıt grubu meydana getirmektedir.


Kütahya ili Sekiören Köyündeki 1146 Yıllık Saplı Meşe Ağacı (Anadolu Ajansı)


Ayrıca, Şanlıurfa Akçakale, Manisa Kırkağaç ve Mersin Mut ilçelerinde tescil edilen çok sayıda zeytin ağacı; Konya Taşağıl’daki ardıç, Kahramanmaraş Onikişubat’taki çınar ve İstanbul Sarıyer’deki anıt çınarlar ülkenin farklı bölgelerinde koruma altına alınmış diğer örnekleri oluşturmaktadır. Bu ağaçlar, bulundukları yörelerin tarihsel, kültürel ve doğal kimliğini temsil eden somut tabiat varlıklarıdır.


Türkiye'nin Anıt Ağaçları (Anadolu Ajansı)

Türkiye’de Anıt Ağaçların Korunması

Türkiye’de anıt ağaçların korunması, yasal, idari ve bilimsel esaslara dayanan bir süreçtir. Bu süreç, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmektedir. Anıt ağaçların tespiti, tescili, korunması, bakımı ve denetimi; çevre politikaları, kültürel miras koruma ilkeleri ve bilimsel standartlar çerçevesinde ele alınmaktadır.


Anıt ağaçların korunmasına ilişkin hukuki dayanak, 19 Temmuz 2012 tarihli ve 28358 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik”tir. Söz konusu yönetmelik, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/A maddesi uyarınca çıkarılmış olup, tabiat varlıklarının korunmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir. Yönetmeliğe göre, anıt ağaçların tespit ve tescil işlemlerinin yürütülmesi, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’nün görev ve yetki alanına dâhildir.


Bu yönetmelik kapsamında anıt ağaçların tescil süreci, çok aşamalı bir idari ve bilimsel prosedür doğrultusunda gerçekleştirilmektedir. Öncelikle, bir ağacın anıt ağaç niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin bilimsel değerlendirme yapılır. Bu değerlendirme, Türk Standartları Enstitüsü’nün TS 13137 “Anıt Ağaçlar Envanter Seçim Kuralları ve İşaretleme Standardı” esas alınarak yürütülür.


Bir ağacın anıt ağaç olarak tescil edilmesi için, Şimdiki Anıtsal Değer (ŞAD) puanının, ilgili tür için belirlenmiş Asgari Anıtsal Değer (AAD) puanına eşit veya bu değerin üzerinde olması gerekmektedir. ŞAD puanı; ağacın boyu, gövde çapı, tepe tacı genişliği, yaşı, bulunduğu yerin niteliği ve pozitif özelliklerine verilen puanların toplamından oluşmaktadır. Değerlendirme sonucunda, tescile uygun görülen ağaçlar hakkında Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonları tarafından karar alınır. Komisyon kararı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı’nın onayına sunulur ve Bakan onayı ile tescil işlemi resmen tamamlanır.


Tescili yapılan anıt ağaçlar, “tabiat varlığı” statüsü kazandığından, bu ağaçların korunması ve bakımına ilişkin tüm işlemler Bakanlık gözetiminde yürütülür. Anıt ağaçların bulunduğu alanlarda koruma mesafesi belirlenmekte, çevresel etkilerden zarar görmemeleri için gerekli önlemler alınmaktadır. Ağaçların çevresinde inşaat, kazı veya kimyasal kullanım gibi faaliyetler sınırlandırılmakta; gerekli görüldüğünde rehabilitasyon, budama, destekleme ve toprak iyileştirme gibi teknik işlemler uygulanmaktadır.


Bakanlık bünyesinde yürütülen bakım, gözetim ve izleme faaliyetleri, bilimsel uzmanlık gerektiren süreçler olup, orman mühendisleri, biyologlar ve ekoloji uzmanlarının katkısıyla gerçekleştirilir. Ayrıca, tescilli anıt ağaçların durumu düzenli aralıklarla kontrol edilmekte, yaşamsal risk taşıyan durumlarda koruma planları güncellenmektedir.


Türkiye’de anıt ağaçların korunmasına yönelik bir diğer unsur, bu ağaçların toplum bilincine kazandırılmasıdır. Koruma sürecinin sürdürülebilirliği, aynı zamanda toplumsal farkındalıkla mümkündür. Bu doğrultuda Bakanlık tarafından, anıt ağaçlara ilişkin verilerin toplandığı ulusal envanter sistemi oluşturulmuştur. Bu sistem, Türkiye genelindeki tüm tescilli anıt ağaçlara ilişkin yaş, tür, konum, tescil tarihi ve fotoğraf gibi bilgileri kamuoyuna sunmaktadır.


Anıt ağaçların korunması, doğal mirasın korunmasını da içermektedir. Bu kapsamda yürütülen faaliyetler, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle de uyumludur. Özellikle Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992), Avrupa Peyzaj Sözleşmesi (2000) ve Bern Sözleşmesi (1979), doğal ve kültürel peyzaj öğelerinin korunmasına yönelik genel ilkeleri belirlemekte olup, anıt ağaçların korunmasında da hukuki dayanak teşkil etmektedir.

Koruma, Envanter ve Farkındalık Çalışmaları

Anıt ağaçların korunması, yalnızca tescil edilip yasal statü kazandırılmasıyla sınırlı olmayan, bilimsel araştırmalar, sistematik kayıt altına alma, sürekli izleme ve toplumsal farkındalık oluşturma gibi süreçleri kapsayan bir faaliyettir. Türkiye’de anıt ağaçlara ilişkin envanter çalışmaları, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından koordine edilmekte, bölge müdürlükleri, üniversiteler ve ilgili kurumların katkılarıyla yürütülmektedir. Bu kapsamda, her bir ağaca ait tür, yaş, boy, gövde ve tepe çapı, bulunduğu konum, ekolojik özellikler ve varsa tarihî-kültürel bağlamına ilişkin bilgiler derlenerek ulusal ölçekte bir Anıt Ağaç Bilgi Sistemi oluşturulmaktadır. Bu sistem, hem bilimsel araştırmalar hem de yönetimsel karar süreçleri açısından temel bir veri tabanı işlevi görmektedir.


Koruma çalışmalarının bir boyutu da ağaç sağlığının izlenmesi ve bakım uygulamalarıdır. Yaşlı veya fiziksel olarak zarar görmüş anıt ağaçlarda düzenli periyodik incelemeler yapılmakta, gerektiğinde restorasyon, budama, gövde destekleme veya kök bölgesi düzenleme gibi teknik müdahaleler uygulanmaktadır. Ayrıca her bir anıt ağacın çevresinde koruma sınırı belirlenmekte, yapılaşma, toprak sıkışması veya insan kaynaklı zararların önlenmesi için güvenlik tedbirleri alınmaktadır.


Anıt ağaçların sürdürülebilir korunması aynı zamanda toplumun bilinçlenmesine de bağlıdır. Bu nedenle yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenlenen çeşitli farkındalık ve eğitim çalışmaları, koruma politikalarının tamamlayıcı unsurlarını oluşturmaktadır. Bu faaliyetler kapsamında, özellikle çocuklar ve gençlere yönelik doğa eğitimleri, çevre temalı atölyeler, belgesel yapımları, fotoğraf sergileri ve tematik yürüyüşler düzenlenmektedir.


Ayrıca, anıt ağaçlar turizm ve çevre eğitimi açısından da değerlendirilmektedir. Bazı bölgelerde, tescilli anıt ağaçların çevresinde eko-turizm güzergâhları ve bilgilendirme alanları oluşturularak yerel halkın ekonomik ve kültürel katkısı artırılmaktadır.


Koruma sürecinde envanter çalışmalarının sürekliliği önem taşımaktadır. Yeni tescil edilecek ağaçların belirlenmesi, mevcut kayıtların güncellenmesi ve zarar gören bireylerin izlenmesi, sistematik olarak sürdürülen bir çalışmayı gerektirmektedir.

Kaynakça

Anadolu Ajansı. “Türkiye’nin Anıt Ağaçları Zamana Meydan Okuyor.” Anadolu Ajansı. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.aa.com.tr/tr/gundem/turkiyenin-anit-agaclari-zamana-meydan-okuyor/2437488


Anadolu Ajansı. “Zonguldak’ta 4 113 yaşındaki porsuk ağacı tescillendi.” Anadolu Ajansı. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/zonguldakta-4113-yasindaki-porsuk-agaci-tescillendi/1109012


Anadolu Ajansı. “Mersin’de 1300 yıllık anıt ağaçta yetişen zeytinler toplandı.” Anadolu Ajansı. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.aa.com.tr/tr/yasam/mersinde-1300-yillik-anit-agacta-yetisen-zeytinler-toplandi/2719004


Çimen Bulut, İpek. “Avrupa Birliği ve Türk Hukuku Perspektifinden Doğanın Emaneti: Anıt Ağaçlar*.” İzmir Sosyal Bilimler Dergisi 6, no. 2 (2024): 42‑55. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3956294


T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. “Proje Hakkında.” Anıt Ağaçlar Projesi. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.anitagaclar.gov.tr/proje-hakkinda


T.C. Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı. “Anıt Ağaçlar.” T.C. Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.csb.gov.tr/anit-agaclar-makale


Polat, Zöhre. “Doğanın Mirası: Anıt Ağaçlar.” Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology 5, no. 8 (Ağustos 2017): 908‑916. Erişim tarihi 11 Kasım 2025. https://www.researchgate.net/publication/319309873_Doganin_Mirasi_Anit_Agaclar

Dipnot

[1]

T.C. Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Anıt Ağaçlar,” T.C. Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Resmi İnternet Sitesi, Erişim tarihi 11 Kasım 2025, https://www.csb.gov.tr/anit-agaclar-makale

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarNursena Şahin10 Kasım 2025 21:06
KÜRE'ye Sor