Köken
Araf kelimesi, Arapça aʿrāf (أعراف) sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Bu sözcük, Arapça ʿurf (عرف) “yüksek yer, çıkıntı” anlamına gelen kelimenin çoğuludur. Kur’an’da geçen bu terim, cennet ile cehennem arasında yer alan bir “yükseklik, sınır” anlamında kullanılmıştır. Zamanla Türkçede hem dini hem mecazî anlamlar kazanmıştır.
Kullanım Alanları
Dini (İslam İnancı): Ahirette sevap ve günahları eşit olanların kalacağı, cennetle cehennem arasında yer alan geçici bekleme yeri.
Günlük Dil – Mecaz: İki şey arasında kalmışlık durumu; kararsızlık, geçiş hali.
Edebiyat: İnsanın içsel gelgitleri, toplumsal aidiyet sorunları, kimlik bunalımları gibi durumları betimlemek için sıkça kullanılır.
Psikoloji / Felsefe (mecazî kullanım): Bir tercihte bulunamayan, belirli bir durumu ne reddedebilen ne de kabullenebilen kişi veya zihinsel durum.




