Anadolu'nun eski halklarından Hititlerin panteonunda yer alan Arinna'nın Güneş Tanrıçası, Hitit devlet dininin en önde gelen ilahi varlıklarından biridir. Genellikle eşi kabul edilen Fırtına Tanrısı ile birlikte panteonun başında yer alır. Hem bir gökyüzü tanrıçası hem de yeraltı dünyasıyla ilişkili bir kimliğe sahip olan bu tanrıça, kraliyetin koruyucusu, adaletin sağlayıcısı ve devletin bekasının temeli olarak kabul edilmiştir.
Hitit Panteonunun Baş Tanrıçası Arinna, Kutsal Hayvanı Aslanın Üzerinde (Yapay Zeka Tarafından Oluşturulmuştur)
Tanım ve Nitelikler
Arinna'nın Güneş Tanrıçası, köken olarak Anadolu'nun yerli halkı olan Hattilere dayanır. Hattice ismi Wuru(n)šemu'dur. Hititler tarafından benimsendikten sonra kült merkezi olan Arinna şehriyle anılmaya başlanmıştır. Metinlerde "Kraliçe", "Ana", "Işık saçan", "Gökyüzü'nün Kraliçesi", "Bütün Ülkelerin Kraliçesi" ve "Hatti Ülkesi'nin sahibi" gibi sıfatlarla nitelendirilir.
Tanrıça, ikili bir karaktere sahiptir. Gündüz gökyüzünde seyrini sürdüren, adaleti ve aydınlığı temsil eden bir gök tanrıçasıyken, güneşin batışıyla birlikte yeraltına indiğine ve gece boyunca seyrini orada devam ettirdiğine inanılırdı. Bu nedenle aynı zamanda bir "yeraltı" veya "toprak" tanrıçası olarak da görülür ve ölü ritüelleriyle ilişkilendirilir. Bazı metinlerde adı, Mezopotamya'nın yeraltı tanrıçası Ereškigal ile dönüşümlü olarak kullanılmıştır.
Tarihsel Gelişim
Kökeni ve Erken Dönem
Arinna'nın Güneş Tanrıçası kültünün izleri, Hititler öncesi Hatti dönemine kadar uzanmaktadır. Hitit yazılı kaynaklarında ilk olarak Eski Hitit Krallığı'nın kurucularından I. Hattušili'nin (yak. M.Ö. 1650-1620) yıllıklarında belirgin bir şekilde ortaya çıkar. I. Hattušili, bu metinlerde kendisini "Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın sevdiği" olarak tanımlar ve tanrıçaya "Hâkimem" (GAŠAN-IA) şeklinde hitap eder. Ayrıca seferlerden elde ettiği ganimetlerle tanrıçanın kültünü zenginleştirdiği de belirtilir.
İmparatorluk Dönemi ve Senkretizm
Hitit İmparatorluk Dönemi'nde tanrıçanın devlet panteonundaki yeri daha da merkezîleşmiştir. Özellikle M.Ö. 13. yüzyılda hüküm süren III. Hattušili ve Kraliçe Puduhepa döneminde, Hitit dininde bir sadeleştirme ve senkretizm (tanrıları birleştirme) politikası izlenmiştir. Bu politika çerçevesinde, farklı kökenlerden gelen ancak benzer özellikler taşıyan tanrıçalar Arinna'nın Güneş Tanrıçası kimliği altında birleştirilmeye çalışılmıştır.
Bu süreçte Arinna'nın Güneş Tanrıçası ile en çok özdeşleştirilen ilahi varlık, Hurri kökenli tanrıça Hepat olmuştur. Kizzuwatnalı (Hurri bölgesi) bir rahibin kızı olan Kraliçe Puduhepa, kendi halkının baş tanrıçası Hepat'ı Hitit devlet kültünün en üst seviyesine taşımayı amaçlamıştır. Puduhepa'ya ait bir dua metninde bu durum şu şekilde ifade edilir:
"Arinna'nın Güneş Tanrıçası, sahibem, sen bütün ülkelerin kraliçesisin. Sen kendine Hatti Ülkesi'nde Arinna kentinin Güneş Tanrıçası adını taktın. Ayrıca sedir ülkesi yaptığın (ülkede) kendine Hepat adını koydun..."
Bu özdeşleştirme, Boğazköy yakınlarındaki Yazılıkaya açık hava tapınağındaki kabartmalara da yansımıştır. Burada tanrılar geçidinin başında, kutsal hayvanı aslan üzerinde tasvir edilen tanrıça Hepat'tır. Ancak bazı araştırmacılar, Hepat'ın bir güneş tanrıçası karakteri taşımadığını ve bu birleştirmenin politik nedenlerle yapılmış zorlama bir uygulama olduğunu belirtmektedir.
Bu dönemde Arinna'nın Güneş Tanrıçası, Mezopotamya kökenli aşk ve savaş tanrıçası İştar (Hurrice adı Šaušga) ile de ilişkilendirilmiştir. Özellikle savaşçı karakterleri ve aslanla temsil edilmeleri gibi ortak ikonografik unsurlar bu ilişkilendirmenin temelini oluşturmuş olabilir.
Hitit Sonrası Etkiler
Hitit Devleti'nin yıkılmasının ardından Arinna'nın Güneş Tanrıçası'nın taşıdığı özellikler, sonraki dönemlerde Anadolu'da tapınım gören başka tanrıçalarda yaşamaya devam etmiştir. Kargamış'ın yerel tanrıçası olan Kubaba, Geç Hitit beylikleri döneminde baş tanrıça konumuna yükselmiştir. Kubaba'nın ikonografisi ve "ana tanrıça" kimliği, Hepat ile büyük benzerlikler gösterir. Kubaba kültünün batıya doğru yayılarak Friglerin baş tanrıçası Kibele'ye dönüştüğü kabul edilmektedir. Kibele kültü daha sonra Lidya, Yunan ve Roma medeniyetlerine de taşınmıştır.
Kült ve Tapınım
Güneş kültü, genellikle toplumun tamamına yayılmaktan çok, yönetici sınıf gibi seçilmiş bir azınlığa ait bir tapınım olma eğilimi gösterir. Arinna'nın Güneş Tanrıçası kültü de bu duruma bir örnek teşkil eder.
Kraliyetle İlişkisi
Arinna'nın Güneş Tanrıçası, Hitit kraliyet ailesinin koruyucusu ve yol göstericisi olarak kabul edilirdi. Hitit kralları, "Güneşim" anlamına gelen DUTUŠI 【1】 unvanını kullanırlardı. Bu unvan, kral ile güneş (tanrısı) arasında kurulan bir özdeşlik bağına işaret eder. Kral ve kraliçe, tanrıçanın yeryüzündeki başrahibi ve başrahibesi konumundaydı. Savaşlarda kralın ve ordunun yardımcısı olduğuna inanılır ve zaferler onun desteğine atfedilirdi.
Hitit kraliçelerinin de tanrıçayla özel bir bağı vardı. Öldüklerinde tanrıçayla özdeşleştiklerine ve "Arinna'nın Güneş Tanrıçası" adıyla anıldıklarına dair kanıtlar bulunmaktadır. Bir metinde, ölen Hitit kraliçeleri Vallani, Nikkalmati, Ašmunikal gibi isimlerle birlikte "Arinna Güneş Tanrıçası" olarak sıralanır.
Bayramlar ve Ritüeller
Tanrıçanın onuruna yılın belirli zamanlarında büyük bayramlar ve törenler düzenlenirdi. Bu bayramların ihmal edilmesinin krallığa felaket getireceğine inanılırdı. Başlıca bayramlar şunlardır:
- AN.TAH.ŠUMSAR Bayramı【2】 : İlkbaharda kutlanan ve 38 ila 40 gün süren bu bayram, Hitit takviminin en kapsamlı festivallerinden biriydi. Törenler sırasında kral ve kraliçe, Arinna da dâhil olmak üzere birçok kutsal şehri ziyaret ederdi.
- EZEN KI.LAM Bayramı【3】 : Sonbaharda veya hasat zamanı düzenlenen üç günlük bir bayramdır. Üçüncü günü Arinna'nın Güneş Tanrıçası'na ayrılmıştı.
- EZEN Nuntarriyašhaš Bayramı【4】 : Kralın askeri seferden döndükten sonra sonbaharda düzenlediği kültsel ziyaretleri içeren bir bayramdır. Metinlere göre, kral bayramın beşinci gününde Arinna'ya giderek kutlamalar düzenlerdi.
İkonografi ve Semboller
- Güneş Kursu: Tunç, gümüş veya altından yapılmış dairesel biçimli bu nesneler, güneşi simgeleyen en temel kült objeleridir. Özellikle Alacahöyük'teki kral mezarlarında çok sayıda güneş kursu bulunmuştur. Bu kurslar, genellikle boğa boynuzları üzerine yerleştirilmiş ve geyik gibi hayvan figürleriyle bezenmiştir. Dini törenlerde bir standart (alem) olarak kullanıldıkları düşünülmektedir.
- Kanatlı Güneş Kursu: Mısır ve Mezopotamya kökenli olan bu sembol, Hititler tarafından krallık ve hükümdarlık amblemi olarak benimsenmiştir. Genellikle kralın isminin üzerinde yer alır ve "Majeste" anlamına gelir.
- Aslan: Tanrıçanın kutsal hayvanı aslandır. Özellikle Hepat ile özdeşleştirildikten sonra yapılan tasvirlerde (Yazılıkaya gibi) aslan üzerinde dururken betimlenmiştir. Bu sembol, daha sonraki Kibele tasvirlerine de miras kalmıştır.