Babil’in Asma Bahçeleri, Antik Dünya’nın Yedi Harikası geleneğinde anılan, antik kaynaklarda kraliyet yerleşimiyle ilişkili teraslı bir saray-bahçe düzeni olarak aktarılan anıtsal bir yapıdır. Anlatılarda, kütlenin kademeli teraslardan oluştuğu; bu terasların altında üst yapıyı taşıyan kapalı mekânların bulunduğu; suyun aşağı kotlardan üst kademelere çıkarılıp teraslar arasında dolaştırıldığı belirtilir.
Gelenekte inşa, Yeni-Babil kralı II. Nebukadnezar’a atfedilir; Babil kökenli Berossos, gerekçeyi kraliçe Amytis’in yurduna duyduğu özlemle ilişkilendirir. Berossos'un özgün anlatısı doğrudan korunmamış olup sadece geç dönem yazarları (örneğin Josephus) tarafından dolaylı olarak aktarılmıştır.

Antik Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri olan Babil'in Asma Bahçeleri'nin görünümü (Hangende tuinen van Babylon, Rijks Museum)
Tarihsel Varlık
Berossos, yükseltili bir bahçe düzeni ve yoğun bitkilendirmeden söz eder; anlatı kraliyet bağlamını vurgular. Geç dönem Grek-Roma yazarları (ör. coğrafya ve tarih yazımı içinde) bahçeyi saray çevresi, üst kademelere erişim ve suyun kaldırılıp dağıtılması gibi işlevsel öğelerle betimler. Metin zinciri, Nebukadnezar’dan yüzyıllar sonra derlendiği için aktarım dolaylıdır. Buna rağmen hem Diodoros hem de Strabon bahçeyi görmemiştir; aktardıkları bilgiler duyuma ve literatüre dayalıdır.
Kronoloji ve Anlatı Motifi
Berossos’a göre Nebukadnezar, Amytis’in memleket manzarasını telafi etmek amacıyla “dağ görünümü” veren teraslı bir düzen kurdurmuş; bu teraslarda büyük ağaçlar ve çiçekler yetiştirilmiştir. Helenistik ve Roma dönemi metinleri, M.Ö. 4. yüzyılda bahçelerin hâlen var kabul edildiğini ima eder; ancak bu metinlerin tümü Nebukadnezar’dan yüzyıllar sonra kaleme alınmıştır.
Mimari Plan ve Ölçek
Antik metinler plan ve malzeme konusunda çeşitli ayrıntılar verse de, güncel değerlendirmelerde bu ayrıntıların ikincil ve çeşitli aktarımlara dayandığı vurgulanır. Ortak çerçeve; düzenli bir yerleşim üzerinde yükselen birden çok teras, bu terasları taşıyan alt mekânlar, üstte bitki yetiştirmeye uygun zemin ve dolaşım-sulama omurgasıdır. Kesin plan şeması, ölçü ve yapı malzemeleri konusunda temkinli bir dil tercih edilir. Bazı kaynaklar yapının yaklaşık dört plethra (yaklaşık 120x120 metre) ölçülerinde olduğunu belirtmiştir; ancak bu ölçüler net olarak arkeolojik bulgularla doğrulanamamıştır.【1】
Taşıyıcı Sistem ve Döşeme Katmanları
Terasların altında karelere ayrılmış kemerli tonozlardan oluşan bir galeri sistemi vardır. Diodoros’un aktardığı döşeme sırası: kamış tabakası + zift; bunun üzerinde iki sıra pişmiş tuğla; en üstte kurşun kaplama; bunun üstüne de “geniş ağaç köklerini alacak” kalınlıkta toprak serilir. Strabon, suya karşı bitüm/asfalt türü malzemenin kullanıldığını da belirtir. Bu katmanlaşma, hem üstteki bitki kök bölgesini oluşturur hem de alttaki strüktürü neme karşı korur.
Hidrolik Sistem
Kaynaklar suyun Fırat Nehri’nden alındığı konusunda birleşir. Strabon, merdiven hattına paralel işleyen vida benzeri bir mekanizma ile suyun yukarı çekildiğini ve üst kottan teraslara dağıtıldığını belirtir. Diodoros, su kaldırma makinelerinin dışarıdan fark edilmeyecek biçimde çalıştığını yazar. Dikey kaldırma ile yatay dağıtım-drenaj birlikte işletilir.
Kent İçi Yerleşim ve Ölçüler
Strabon’a göre Fırat, kentin ortasından “bir stadion” genişlikte akar; bahçe nehir kıyısındadır. Üst seviyelere merdivenlerle çıkılır; su tesisatı merdiven güzergâhına eşlik eder. Bu konumlandırma, nehirle doğrudan temas sayesinde kaldırma-dağıtım düzeninin sürekliliğini mümkün kılar.
Bitki Örtüsü, Peyzaj Düzeni ve İşlev
Bitkisel kompozisyon ve zemin: Antik anlatılar, çeşitli ağaç ve bitkilerin yetiştirildiğini ve bunun için üstte derin bir toprak profilinin oluşturulduğunu bildirir. Bu profil, kök gelişimi, nem tutma ve besin döngüsü açısından işlevseldir; alttaki yalıtım anlayışı ise suyun yapı katlarına sızmasını sınırlar. Kademeli yüzeyler, gölgeleme-buharlaşma dengesini olumlu etkileyerek mikroiklim oluşturur.
Kademelenme, sulama ve bakım rejimi: Su üst kotlardan alt katlara kontrollü olarak aktarılır; yüzey drenajı ve yeniden kullanım (alt teraslara süzülme) peyzaj bakımına ritim kazandırır. Terasların “dağ görünümü” benzetmesi, dikey-yatay bitkilendirmenin görsel ve hidrolojik bir kompozisyonla birlikte kurgulandığını düşündürür. Böylece estetik temsil, işlevsel sulama ve bakım kolaylığı bir arada sağlanır.

Babil'in Asma Bahçeleri Renkli Gravür (wellcome collection)
Karşılaştırmalı Bağlam
Asur geleneğinde saray-bitişik keyif/zevk bahçeleri (kirimâlnu) ile başkent dışındaki av-parkları birlikte zikredilir; içinde küçük köşk/yazlık (bitānu) bulunan yükseltili düzenler özellikle II. Sargon ve Sanherib dönemlerinden itibaren tasvir edilir. Ninova rölyeflerinde kraliyet konutu çevresindeki ağaçlar, sulama kanalları ve su yolları betimlenir. Urartu coğrafyasında bağ-bahçeler, kralların açtırdığı kanallar boyunca ve yapay teraslar üzerinde kurulmuş; Minua Kanalı çevresinde adlandırılmış bağlar belgelenmiştir.
Konum Tartışmaları
Klasik metinler bahçeyi Babil’de ve Fırat kıyısında konumlandırır. Modern literatürde, metinsel ve ikonografik bolluk nedeniyle Ninova/Sanherib bahçelerinin Asma Bahçeler anlatısıyla karışmış olabileceği; Ninova’nın kimi bağlamlarda “eski Babil” diye anıldığı; bununla birlikte Babil’de bahçe varlığını tümden dışlamayan bir çerçeve korunduğu belirtilir.
Arkeolojik Araştırmalar
1899–1917’de Koldewey kazılarında, Güney Sarayı’nın kuzeydoğusunda ve İştar Kapısı’nın güneyinde ortaya çıkarılan “tonozlu yapı” bir dönem Asma Bahçeler’le ilişkilendirilmiştir: kuzey-güney koridoru, iki yanda yedişer oda, çevrede dar koridor ve hidrolik mekanizmalı bir hücre rapor edilmiştir. Taş kütlenin üstte nemli toprak ve ağaçların yükünü taşıyabilecek bir konstrüksiyon olduğu öne sürülmüş; ancak sitadele uzaklık, ölçekte uyumsuzluk ve nehre mesafe gibi gerekçelerle bu atıf tartışılmış; yapı için “depo” yorumu da dile getirilmiştir.
Hukuki-Ekonomik Arka Plan
Bölgenin hukuk geleneğinde ağaç ve bahçe varlığının korunması, zarar-tazmin, bakım-işçilik yükümlülükleri ve hasıla düzeni gibi hususlar açık hükümlerle yer alır. Bu çerçeve, Asma Bahçeleri gibi düzenli sulama-budama ve süreklilik isteyen saray bahçelerinin kurumsal dayanağını açıklar: kalıcı ağaçlandırma ve peyzaj bakımı yalnız teknik bir mesele değil, aynı zamanda idari-hukuki bir organizasyon gerektirir.


