Bandung Konferansı (resmi adıyla Asya-Afrika Konferansı), 18-24 Nisan 1955 tarihleri arasında Endonezya'nın Bandung şehrinde düzenlenmiş, sömürgeciliğin etkilerinden kurtulmuş ya da kurtulmakta olan 29 Asya ve Afrika ülkesinin temsilcilerini bir araya getiren uluslararası bir toplantıdır. Bu konferans, Soğuk Savaş döneminde Batı ve Doğu bloklarına dâhil olmak istemeyen ülkelerin ilk büyük buluşması olması açısından tarihî bir öneme sahiptir.

Konferansı Temsil Eden Bir Görsel (Yapay Zeka ile Oluşturulmuştur)
Toplantının Amacı ve Nedenleri
Konferansın temel amacı, yeni bağımsızlıklarını kazanmış Asya ve Afrika ülkelerinin bir araya gelerek sömürgeciliğe karşı durmaları ve iki kutuplu dünyada tarafsız kalmak suretiyle “üçüncü bir blok” oluşturma arayışıdır. Katılımcı ülkeler, siyasi ve ekonomik olarak kendi geleceklerini belirlemek, dış baskılardan uzak durmak ve karşılıklı saygıya dayalı bir uluslararası sistemin inşasını teşvik etmek istemiştir.
Katılımcıları
Konferansa katılan ülkeler arasında Afganistan, Çin Halk Cumhuriyeti, Hindistan, Endonezya, Mısır, Türkiye, Pakistan, Irak, İran, Suriye, Suudi Arabistan, Yemen, Nepal, Laos, Vietnam (kuzey ve güney delegasyonlar ile), Etiyopya, Libya, Liberya, Ürdün gibi 29 ülke yer almıştır. İsrail, Tayvan, Güney Afrika ve Kore ise konferansa davet edilmemiştir.
Öne Çıkan İsimler
Konferansın ev sahibi Endonezya Devlet Başkanı Ahmed Sukarno, Hindistan Başbakanı Jawaharlal Nehru, Mısır Başbakanı Cemal Abdülnasır ve Çin delegasyonu başkanı Zhou Enlai, konferansın öne çıkan liderleriydi. Türkiye’yi ise Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu başkanlığındaki bir heyet temsil etti.

Fatin Rüştü Zorlu (Anadolu Ajansı)
Alınan Kararlar
Konferansta 10 maddelik “Bandung İlkeleri” olarak bilinen bir karar metni kabul edilmiştir. Bu ilkeler, uluslararası ilişkilerde egemenliğe saygı, iç işlerine karışmama, barış içinde bir arada yaşama, ırkçılığa ve sömürgeciliğe karşı duruş gibi temel esasları içermektedir. Ayrıca nükleer enerjinin barışçıl amaçlarla kullanılması ve Filistin meselesinde İsrail karşıtı ortak bir tavır alınması gibi somut kararlar da alınmıştır.
Türkiye'nin Tutumu
Türkiye konferansa davet edilen az sayıdaki NATO üyesi ülkelerden biri olarak katılmıştır, fakat Batı Bloku'na yakın bir çizgi izlemiştir. Fatin Rüştü Zorlu, konferansta “tarafsızlık” fikrinin bağımsızlıklara zarar vereceğini belirtmiş, komünist yayılmacılığı da sömürgecilik kadar tehlikeli bir ideoloji olarak değerlendirmiştir. Bu önerisi konferans metnine dahil edilmiştir. Türkiye’nin bu duruşu, özellikle Hindistan, Mısır ve Çin gibi ülkelerce Batı'nın sözcüsü olmakla eleştirilmiştir.
Bandung Konferansının Etkileri
Dünya Siyasetine Etkisi
Bandung Konferansı, Bağlantısızlar Hareketi'nin temelini atmış ve bu hareket, Soğuk Savaş boyunca Doğu ve Batı blokları arasında dengeleyici bir unsur olmuştur. Konferans, uluslararası ilişkilerde “üçüncü dünya ülkeleri”nin sesi olmuş, evrensel insan hakları ve dekolonizasyon gibi kavramların yerleşmesinde büyük rol oynamıştır.
Afrika’ya Etkisi
Konferans, Afrika'daki bağımsızlık mücadelelerini moral ve stratejik olarak desteklemiş, bu kıtada dekolonizasyon sürecini hızlandırmıştır. Aynı zamanda Afrika'nın sesini uluslararası platformlarda duyurabilmesinin önünü açmıştır.
Türkiye’ye Etkisi
Türkiye’nin aktif katılımına rağmen Soğuk Savaş politikaları gereği bağlantısız ülkelerle olan ilişkileri zamanla zayıflamış, özellikle Kıbrıs meselesi nedeniyle bazı Afrika ve Asya ülkeleriyle diplomatik gerilimler yaşanmıştır. Bu durum, Türkiye’nin uzun vadede Bağlantısızlar ile tam uyumlu bir dış politika izleyememesine neden olmuştur.
Bandung Konferansı, 20. yüzyılın ikinci yarısında küresel güç ilişkilerinin yeniden şekillenmesinde önemli bir dönüm noktasıdır. Batı merkezli dünya düzenine karşı “küresel güney”in ilk ciddi çıkışıdır ve etkileri günümüzde bile yankı bulmaktadır.


