KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Birinci Ulusal Mimarlık Akımı

fav gif
Kaydet
kure star outline

19. yüzyıl başında Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasal, toplumsal ve kültürel dönüşüm süreci içinde gelişen Birinci Ulusal Mimarlık Akımı, modernleşme ile geleneksel değerler arasında denge kurmaya çalışan, tarihsel referanslarla örülü bir mimari üslup olarak ortaya çıkmıştır. II. Meşrutiyet’in ilanı (1908) sonrasında yükselen milliyetçilik ve Türkçülük fikirleri, mimarlık alanında da etkisini göstermiş; özellikle Ziya Gökalp’in öncülüğünü yaptığı düşünsel atmosfer, milli kimliğin yalnızca siyasette değil, sanat ve mimaride de görünür olması gerektiği düşüncesini güçlendirmiştir. Bu bağlamda Vedat Tek ve Mimar Kemalettin Bey gibi öncü mimarlar, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden ilham alan ancak çağın yapı ihtiyaçlarına cevap veren bir üslup geliştirmeye çalışmışlardır. Bu yeni yaklaşım, dönemin Avrupa kökenli mimarlık etkilerine karşı bir tür tepki olarak şekillenmiştir. Sanayi-i Nefise Mektebi’nde eğitim gören genç Türk mimarları tarafından sahiplenilen akım, kimi kaynaklarda “Osmanlı Neo-klasizmi” veya “Milli Mimari Rönesansı” olarak da adlandırılmıştır. Akımın ilk örnekleri kamu yapılarında yoğunlukla görülmüş, ancak daha sonra tren istasyonları, bankalar, postaneler, okullar ve konut yapılarında da etkili olmuştur. Ulus-devletin mimari temsili olarak da işlev gören bu anlayış, yalnızca İstanbul ve Ankara gibi merkezlerde değil, taşrada da kamusal yapıların formunu belirlemiştir. Mimari dilde kullanılan klasik Osmanlı ögeleri – kemerler, kubbeler, çini panolar, simetrik cephe kurguları – geçmişe duyulan estetik ve ideolojik ilginin ürünü olmuştur. Buna karşın bu biçimci yaklaşım, modern yapım teknikleri ve yeni tipolojilerle sınırlı biçimde örtüşebilmiş; bu durum, akımın tarihsel mirası canlandırırken modernleşme hedeflerine tam olarak entegre olamaması şeklinde eleştirilmiştir. 1930’lu yıllarda modernist eğilimlerin artmasıyla etkisini kaybeden Birinci Ulusal Mimarlık Akımı, yine de Cumhuriyetin erken dönem mimarlık politikalarında belirleyici bir evre olarak değerlendirilir.

Tarihsel Arka Plan ve Fikri Temeller

Birinci Ulusal Mimarlık Akımı, yalnızca bir estetik tercih değil; ideolojik, tarihsel ve kültürel temellere dayanan bir mimari yaklaşımdır. 19. yüzyılda Osmanlı topraklarında yoğunlaşan Batı etkilerine karşılık, 20. yüzyıl başında gelişen Türkçülük akımı, mimari temsil alanında da bir karşılık bulmuştur. Ziya Gökalp'in düşünceleri doğrultusunda mimarlık, ulusal kimliğin görünür kılınması gereken bir alan olarak değerlendirilmiş; bu çerçevede klasik Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden ögeler ödünç alınarak, ulusal kimliği yansıtan yeni bir mimari dil inşa edilmeye çalışılmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin siyasi gücünü artırması ve 1908 sonrası bayındırlık faaliyetlerine verdiği önem, bu üslubun yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır.

Üslupsal Özellikler ve Biçimsel Unsurlar

Birinci Ulusal Mimarlık Akımı'nın belirgin özellikleri arasında simetriye dayalı plan şemaları, taç kapı biçimli anıtsal girişler, dışa taşkın köşe kütleleri ve ayrıntılı cephe düzenlemeleri yer alır. Klasik Osmanlı mimarlığından devralınan kemer formları, mukarnaslı sütun başlıkları, çini panolar ve geniş saçaklar gibi elemanlar, hem estetik hem de sembolik amaçlarla kullanılmıştır. Cephe düzenlemelerinde, katlar genellikle taş kuşaklarla yatay olarak ayrılmış; pencereler ise düşey eksende ritmik dizilimler göstererek anıtsallık vurgusu yapılmıştır. Yapıların plan kurgusunda ise genellikle batılı biçim anlayışı ve işlevsellik ön planda olsa da, bu biçimlere geleneksel motiflerle ulusal kimlik kazandırılmaya çalışılmıştır.

Temsilî Yapılar ve Mimarlar

Vedat Tek’in 1909 tarihli Sirkeci Büyük Postane binası ile Mimar Kemalettin Bey’in Dördüncü Vakıf Han gibi yapıları, akımın simgesel örnekleri arasında yer alır. Bu yapılar, dönemin mimari ideallerini en iyi şekilde yansıtan yapılardır. Söz konusu yapılarda hem Avrupa Neoklasik biçimlenmeleri hem de Osmanlı mimari ögeleri bir arada kullanılmıştır. Örneğin, Sirkeci Postanesi’nde taş kemerler, çini süslemeler ve simetrik cephe düzeni öne çıkarken; Dördüncü Vakıf Han binasında Neorönesans etkili kütle şeması, Osmanlı detayları ile birlikte harmanlanmıştır. Her iki mimarın Batı kökenli mimarlık eğitimi almalarına rağmen ulusal üslubu temsil etmeye çalışmaları, bu dönemin çelişkili ancak zengin karakterini ortaya koyar.

Kamu Yapıları ve Tipolojik Uygulamalar

Akımın mimari temsili öncelikle kamu yapılarında vücut bulmuştur. Okullar, hükümet konakları, belediye binaları, tren istasyonları, postaneler ve banka yapıları, benzer cephe ve kütle düzenlemeleriyle inşa edilmiştir. Adana Garı gibi yapılar, bu üslubun taşra kentlerine de yayıldığını ve ulusal bir mimari kimlik oluşturma çabasının kent planlamasıyla da bütünleştiğini göstermektedir. Tren istasyonları gibi yapılarda kullanılan çini motifleri, kemer formları ve simetrik plan düzenleri, mimarinin halkla temas ettiği yerlerde milli kimliği pekiştirici bir araç olarak görülmüştür.

Eleştiriler ve Tartışmalar

Her ne kadar Birinci Ulusal Mimarlık Akımı, ulusal kimliği mimarlık yoluyla görünür kılmayı hedeflese de, mimarlık tarihçileri tarafından sıklıkla biçimsel bir yaklaşım olduğu gerekçesiyle eleştirilmiştir. Özellikle modern mimarlık ölçütlerine göre değerlendirildiğinde, bu üslubun işlevsel ihtiyaçlara değil, biçimsel göndermelere dayandığı, dolayısıyla teknolojik gelişmelere yeterince açık olmadığı ileri sürülmüştür. Ayrıca birçok yapının benzer plan ve cephe düzeniyle inşa edilmesi, mimarlıkta yaratıcı çeşitliliğin önünü kestiği gerekçesiyle eleştirilmiştir. Buna karşın, bu akımın erken Cumhuriyet döneminin siyasal ve kültürel yapılanmasını temsil ettiği ve geç dönem Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte bir köprü niteliği taşıdığı da savunulmuştur.

Kaynakça

Çolak, Sena, ve Alev Erarslan. “Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi Konut Yapıları: İstanbul Örnekleri.” ABMYO Dergisi 16, no. 62 (Nisan 2021): 203–226. Erişim tarihi: 31.05.2025

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1816704

Aktemur, Ali Murat, ve Muhammet Arslan. “I. Ulusal Mimarlık Akımı ve İstanbul-Karaköy'deki Örnekleri.” Türk İslam Sanatı ve Mimarisi Araştırmaları Dergisi 1, no. 2 (2020): 35–48. Erişim tarihi: 31.05.2025

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/28492

Kopuz, Ayşe Durukan. “Adana’da Birinci Ulusal Mimarlık Dönemine Ait Bir Yapı Örneği: Adana Tren Garı.” İstanbul Kent Araştırmaları Dergisi 22 (Aralık 2016): 23–25. Erişim tarihi: 31.05.2025

https://core.ac.uk/download/pdf/539858593.pdf

Sunay, Serkan. “Birinci Ulusal Mimarlık Akımı Demiryolu Lojman Binaları İçin Bir Tipoloji Denemesi.” Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi 62, no. 1 (Haziran 2022): 741–763. Erişim tarihi: 31.05.2025

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2214959

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Bauhaus Ekolü: Sanat, Tasarım ve Mimarlıkta Modernizmin DoğuşuBa

Bauhaus Ekolü: Sanat, Tasarım ve Mimarlıkta Modernizmin Doğuşu

El Sanatları Ve Geleneksel Sanatlar +2
İç Mimarlıkİç
Mimaride Boşluk ve Doluluk
Mimari Tasarım İlkeleri

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarEsra Özkafa31 Mayıs 2025 16:05
KÜRE'ye Sor