Çamoluk, Giresun ilinin batısında, Kelkit Irmağı boyunca uzanan 600 km²’lik bir vadide yer alan tarihî bir iç kesim ilçesidir. İlçe, kuzeyde Alucra ve Şebinkarahisar, doğuda Sivas, güneyde Erzincan ve batıda Gümüşhane illeriyle çevrilidir. 2024 yılı nüfus verilerine göre 6.258 kişiden oluşan yerleşim, %53,6 oranında erkek ve %46,4 oranında kadın nüfusa sahiptir. Osmanlı’da Mindeval‑Teştik adıyla anılan bölge, 20 Mayıs 1990’da ilçe statüsüne kavuşmuştur.
Çamoluk (T.C. Çamoluk Kaymakamlığı)
Tarihi
Çamoluk, Türkiye’nin Karadeniz Bölgesi içlerine doğru uzanan Kelkit Vadisi’nin en önemli geçiş noktalarından birinde konumlanmıştır. Hem coğrafi hem de idari açıdan yakın geçmişe kadar nispeten sınırda kalmış bir yerleşimdir. İlçenin tarihine bakıldığında, Hitit hâkimiyet dönemine kadar uzanan çok katmanlı bir yerleşim sürekliliği göze çarpar. Buluntular ve bölge adının önerdiği etimolojik izler, vadinin antik çağda doğu‑batı istikametinde bir ticaret ve geçit hattı olarak kullanıldığını gösterir.
Osmanlı döneminde “Mindeval‑Teştik” adıyla anılan yerleşme, merkezî idari yapıya yakınlığı nedeniyle uzun yıllar Giresun’un kuzeyindeki Alucra kazasına bağlı bir nahiye olarak konumlanmıştır. Bu dönemde, vadi boyunca uzanan köylerden toplanan vergiler ve ticaret yollarının güvenliğinin sağlanması, nahiyenin Osmanlı taşra teşkilatındaki işlevini belirlemiştir. Yerleşmenin Osmanlı kayıtlarındaki adı, bölgedeki iki farklı yerleşmenin—Mindeval ve Teştik köylerinin—bir arada anılmasına işaret edip bölgenin etnik‑coğrafi parçalanmış yapısına dair önemli bir ipucu sunmaktadır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Türkiye’nin kırsal kesimlerindeki idari düzenlemeler, Çamoluk’ta kötü yol koşulları ve merkezî yönetimin ulaşım zorluklarını aşma çabalarıyla şekillenmiştir. 20 Mayıs 1990 tarihinde çıkarılan Bakanlar Kurulu kararıyla Çamoluk, uzun süredir bağlı bulunduğu Alucra kazasından ayrılarak kendi ilçe statüsünü kazanmıştır. İlçe halkı, 15 Temmuz 1990’da gerçekleştirilen referandumda, doğrudan katılımla Giresun iline bağlı kalmayı tercih ederek bölgesel kimlik ile merkezi il yönetimi arasındaki ilişkide aktif bir rol oynamıştır. Bu karar, iç kesim yerleşimleri arasındaki yönetsel tercih hakkının, demokratik bir uygulamayla hayata geçirilebildiği nadir örneklerden biridir.
Coğrafi bakımdan 600 km²’lik bir alanı kaplayan Çamoluk’un sınırları; kuzeyde Şebinkarahisar ve Alucra, doğuda Sivas ile Erzincan, güneyde Gümüşhane illerine kadar uzanır. Kelkit Irmağı boyunca uzanan vadi tabanları, yerleşmeye tarımsal ve ulaşım açısından avantaj sağlar ancak etrafı kuşatan sarp yamaçlar, savunma açısından tarih boyunca önemli bir doğal bariyer oluşturmuştur. Bu iki unsuru bir arada barındıran topoğrafya, eskiçağdan Osmanlı’ya, oradan Cumhuriyet’e uzanan süreçte hem yerleşmeci toplumların hem de harekât rotalarının tercihlerinde belirleyici olmuştur.
Çamoluk’un tarihsel gelişimi, küçük bir vadi köyünden modern bir ilçe merkezine evrilirken bölgedeki sosyal yapının esnek ayak izi olarak okunabilir. Köy ve mezra yerleşimleri, ilçenin kuruluşuna kadar yerel özerkliğin sınırlarını çizerken ilçe olduktan sonra merkezî yönetimle entegrasyon ve altyapı yatırımları, bölge halkının sosyoekonomik dengesini dönüştürme potansiyeli taşımıştır. Bu dönüşüm, kıyı‑iç kesim uçurumunu kapatmayı amaçlayan Karadeniz Projesi (KARDEP) ve İl Özel İdaresi yatırımlarıyla pekişirken Çamoluk’un ulaşım ve kamu hizmetleri açısından yeni bir döneme girmesini sağlamıştır.
Coğrafya ve İklim
Çamoluk ilçesi, Kelkit Irmağı’nın oluşturduğu geniş vadi tabanında yer alan yaklaşık 600 km²’lik bir alana yayılmaktadır. Kuzeyde Berdiya Dağları ile birleşen Pontus Dağları’nın kırık ve sarp yamaçları ilçeyi çepeçevre kuşatırken doğu–batı doğrultusundaki vadi, yerleşmeye doğal bir koridor niteliği kazandırır. Alucra ve Şebinkarahisar’dan gelen vadiler burada birleşerek Gümüşhane, Sivas ve Erzincan yönlerine açılan iç kesim, geçitleri oluşturur. Bu morfolojik yapı, ulaşım akslarının ve yerleşim dokusunun gelişimini belirlemiştir.
Yeryüzü şekilleri açısından Çamoluk, çevresindeki yüksek sırtların 600–1.600 m arasında değişen rakım farklılıklarıyla karakterizedir. Vadi tabanı ortalama 700 m civarında olup kenarlarda yükselen dağ dorukları 1 800–2.000 m düzeyine ulaşır. Sarp yamaçların alt kesimlerinde alüvyonlu vadi çökelleri, yer yer dar ova düzlüklerini oluştururken daha yüksek alanlar kırıklı kayalık, mermerli ve gnayslı kayaçlar üzerinde seyrek orman kuşaklarına ev sahipliği yapar. Bu topoğrafya, yerleşim alanlarını vadi boyuna, su kaynaklarına yakın ve ulaşım hatlarının çevresine konumlandırmıştır.
Çamoluk’un temel su kaynağını Kelkit Irmağı oluşturur. Vadi boyunca akış gösteren bu nehir, küçük çay ve derelerle beslenir; özellikle kuzey sırtlarından inen yağmur suları ilkbahar erimeleriyle debisini katlar. Yaz aylarında vadi içindeki yer altı beslenmesi sınırlı kalır ve sonbahar yağışları akarsu rejimini yeniden canlandırır. Irmak boyundaki alüvyonlu doku, tarımsal faaliyetler için elverişli topraklar sunarken sel ve taşkın riski de mevsimsel olarak artmaktadır.
İklim, Karadeniz kıyısındaki nemli sistemlerden uzaklaşıldıkça karasal karakter kazanır. Yazlar sıcak ve görece kurak, kışlar ise sert geçer. Kar örtüsü, yerleşimin yüksek kesimlerinde uzun süre sahada kalır. Günlük sıcaklık farkları vadi dibi ile yamaç tepeleri arasında belirgindir; nem oranı kış boyunca düşük kalırken, ilkbahar ve sonbahar yağışları toplam yağışın büyük bölümünü oluşturur. Bu iklim rejimi, bitki örtüsünün kuşaklı dağılımını ve tarımsal takvimi doğrudan etkiler.
Toprak ve bitki örtüsü dağılımı, iklim–jeomorfoloji etkileşiminin doğal bir sonucudur. Vadi çökellerinin oluşturduğu düzlüklere yerleşen halk, tahıl ağırlıklı küçük ölçekli tarım yapar. Yamaçlarla orman sınırları arasında kalan meralarda yaylacılık geleneğini sürdürür. Kuzey yamaçlarda meşe ve gürgen ormanları, güneye bakan daha kuru yerlerde iğne yapraklı bitkiler yaygındır. Karasal iklim koşullarına uyumlu bu doğal dokular, ilçenin ekonomik ve sosyal yaşamını merkeze alan yerleşim modellerini biçimlendirir.
Nüfus ve Demografi
Çamoluk ilçesi, Kelkit Irmağı vadisinin tabanından başlayarak çevresindeki sarp dağ sırtlarına kadar yükselen yaklaşık 600 km²’lik bir coğrafi alana yayılmıştır. 2023 yılı nüfus verilerine göre ilçe toplam nüfusu 7.254 kişidir. Bu, kilometrekare başına ortalama 12,1 kişilik çok düşük bir yerleşim yoğunluğuna denk gelmektedir. Türkiye ortalamasının oldukça altında seyreden söz konusu yoğunluk, bölgenin engebeli topoğrafyası ve kırsal karakteriyle doğrudan ilişkilidir.
Cinsiyet dağılımı açısından Çamoluk’ta erkekler 3.876 kişi (%53,4), kadınlar ise 3.378 kişi (%46,6) olarak kaydedilmiştir. Bu hafif erkek çoğunluğu, tarımsal ve inşaat işgücünün geleneksel olarak erkek ağırlıklı olmasına; ayrıca genç kadınların eğitim ve kamu sektöründeki istihdam olanaklarını değerlendirmek üzere büyük kentlere göç etme eğilimine bağlanabilir. Kadın nüfusun merkezden ziyade kırsal alanlara daha homojen dağılmış olması, hane içi tarımsal faaliyetler ve mezra yerleşimleri bağlamında iş bölümünü de şekillendirmektedir.
Yerleşim yapısı, ağırlıklı olarak vadi tabanındaki ilçe merkezinde ve ona bitişik düzlüğe konuşlanmış 20’nin üzerinde köy ve mezraya dayanmaktadır. İmar alanı dar bir sahil ovası formunda şekillenirken kırsal alanlardaki köy nüfusları yüksek yayla dönemlerinde daha da azalarak mevsimlik değişkenlik gösterir. İlkbahar ve yaz aylarında bazı yaylalara gerçekleştirilen geçici yükselme (transhumans) hareketleri, nüfusun vadi dışındaki yaz ikametgâhlarında geçici olarak yoğunlaşmasına yol açar; bu dinamik, yıl içi demografik istatistiklerin yorumlanmasında ek bir katman oluşturur.
Nüfus hareketleri bakımından Çamoluk, 1990’larda ilçe statüsü kazandığı dönemden bu yana büyük kentlere yönelik göç dalgalarıyla karşılaşmıştır. Genç ve eğitim çağındaki nüfusun üniversite eğitimi ve tarım dışı istihdam arayışıyla Doğu Karadeniz’in kıyı metropollerine, İç Anadolu’nun orta büyüklükteki illerine ve Marmara bölgesine yönelmesi, ilçenin demografik yaş ortalamasını yükseltmiştir.
Yaş gruplarına dair ayrıntılı resmî döküm bulunmamakla birlikte, kırsal Karadeniz iç kesimlerinin genel demografik örüntüsü göz önüne alındığında, 0–14 yaş aralığının toplam nüfusa oranının %20’lerin altında kaldığı, 15–24 yaş grubunda yaz dönemi nüfus kayıplarına bağlı dalgalanmalar görüldüğü; 25–44 yaş grubunun merkezde daha dengeli dağıldığı ve 45+ yaş grubunun kırsal alanlarda baskın konuma geçtiği söylenebilir. Bu profilde, aktif çalışma çağının tarım ve hizmet sektöründe yaratılan istihdam olanaklarıyla bağdaştırılması; eğitim ve sağlık altyapısının merkezde toplandığı koşullarda, kırsal bölgelerde sosyal hizmetlere erişimde aksaklıkların yaşanabileceği sonucunu doğurmaktadır.
Hane halkı düzeyinde ortalama büyüklük, bölgesel çiftçi ailelerinin yapısını yansıtarak 4–5 kişilik bir aralıkta yer alırken, boş ve atıl konut stoğu, göç ve demografik küçülmenin mekânsal izdüşümlerinden biri olarak ortaya çıkmaktadır. Konut kullanımı, sezonluk göç hareketlerinin yoğunlaştığı yayla yerleşmelerinde geçici niteliktedir. Merkezdeki konut stoğunun bir kısmı eğitim, sağlık ve kamu hizmetleri çalışanlarının barınma ihtiyaçlarına yöneliktir.
Ekonomi
Çamoluk ekonomisinin temelini oluşturan tarımda, buğday başat ürün konumundadır. Vadi tabanındaki düzlüklerde yürütülen ekimler, ilkbahar yağışları ve bahar erimeleriyle beslenen topraklarda gerçekleştirilmektedir. Arpa, çavdar ve mercimek gibi hububat ve baklagil çeşitleri, kışlık ve yazlık ekim takvimleri uyarınca paylaştırılarak toprak verimliliğinin korunması amaçlanır. Sebze üretimi, dar ova içindeki sulu parsellerle sınırlı kalmakla birlikte, yöresel sos ve turşu kültürünü besleyecek domates, biber ve kara lahana ekimleri de yerel pazarları destekler.
Çamoluk’un engebeli yamaçları ve yüksek yaylaları, Türk yaylacılık geleneğini sürdürmek için elverişli yaz-mera alanları sunar. Nisan ayından itibaren başlayan yüksek yaylalara geçiş dönemi, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığın yem ihtiyacını doğal otlaklarda karşılamasına imkân verir. Bu süreç, süt ve et verimini arttırmakta ve tarımsal üretim dışı gelir kaynakları olarak yayla turizmine açık alan oluşturmaktadır. Ayrıca yayla ve köy alanlarında kurulan küçük ölçekli süt işleme tesisleri, çökelek, yayık ayranı ve tereyağı gibi katma değerli ürünlerin köy içi pazarlara erişimini kolaylaştırır.
Coğrafyanın sağladığı floral çeşitlilik, ilkbahar ve yaz başında açan yayla bitkileriyle zenginleştikçe, bölge arıcılığına elverişli bir ekosistem oluşturur. Çamoluk’ta eylül ayında düzenlenen Bal Şenliği, sadece yöresel balın tanıtımına değil, aynı zamanda apicültür kooperatiflerinin kurulmasına ve kaliteli bal markalaşmasına ivme kazandırır. Yıllık bal üretimi, hane gelirlerine önemli katkı sağlarken kıyı illerine göre daha organik bir profil sunmasıyla kırsal kalkınmada örnek gösterilir.
Birincil sektör odaklı üretim, küçük ölçekli kırma un, yem ve bal işleme gibi atölye tipi sanayi tesisleriyle desteklenir. Kooperatifler ve aile işletmeleri, modern ekipman yatırımlarına kısıtlı düzeyde girişmekle birlikte, bölgesel kalkınma projeleri aracılığıyla teknoloji transferi ve eğitim programlarına erişim imkânı bulmaktadır. Hizmet sektörü ise eğitim, sağlık ve kamu istihdamı ekseninde merkezde yoğunlaşır; bu durum, kırsal alanlardan merkeze doğru günlük göç hareketlerini besleyerek yerel tüketim hacmini artırır.
Çamoluk’un en önemli ekonomik kısıtlayıcısı, coğrafyanın zor ulaşım koşulları ve buna bağlı altyapı ile lojistik eksiklikleridir. Mevsimsel kar yağışları ve sel riskleri, tarımsal ürün naklini zorlaştırırken genç işgücünün eğitim ve istihdam olanakları arayışıyla kentlere yönelmesine zemin hazırlar. Bu demografik eğilim, tarımsal işgücü kaybını hızlandırırken verim ve üretim sürekliliğini tehdit eder.
Turizm - Kültür - Mutfak
Çamoluk, geleneksel yaşam pratiklerini koruyan bir yerdir ve doğa turizmi açısından da tercih edilmektedir.
Yenice Köyü sınırlarındaki Pınarbaşı Deresi üzerinde konumlanan Yenice Şelaleleri, bir Tabiat Anıtı olarak ilan edilmiştir. 40 metreye varan yükseklikleri ve yeraltı sularıyla beslenen çağlayanlarıyla bölgesel ekoturizme öncülük eder. Kanyon boyunca uzanan yürüyüş yolları, nadir jeomorfolojik oluşumlar ve zengin florasıyla fotoğrafçılık, doğa yürüyüşü ve gezi parkurları oluştururken kamp alanları ve günübirlik mesire yerleri, ziyaretçilere bütüncül bir deneyim sunar.
Çamoluk’un Sarpkaya Köyü’ndeki Bektaşbey Camii, Osmanlı döneminden günümüze ulaşan ahşap tavan işçiliği ve taş duvar düzenlemeleriyle örnek teşkil eden bir yapı olarak korunur. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı envanterine girmiş bu cami, hem inanç turizmine hem de halk mimarisi meraklılarına hitap eder. Taş ve ahşabın birlikte kullanıldığı bu cami, cemaat için ibadet mekânıdır ve bölgenin mimari sürekliliği açısından önem arz etmektedir.
Çamoluk, kırsal Anadolu geleneklerine bağlı kalarak her yıl eylül ayında Bal Şenliği düzenler. Yayla çiçeklerinin polenini toplayan arıcıların, ürünlerini sergilediği bu etkinlik, doğrudan çiftçi-köylü arasındaki dayanışmayı ve coğrafi işaretli bal üretimini görünür kılar. Festivallerde yerel halk dansları, aşçılık yarışmaları ve el işi sergileri, kültürel sürekliliğin nesilden nesile aktarılmasına olanak tanır.
İç kesimlerin mahsulleriyle şekillenen Çamoluk mutfağı, tahıl ürünlerine dayalı hamur işleri ve hayvancılığa bağlı et yemekleri ekseninde gelişir. Vadi tabanındaki alüvyonlu topraklarda yetiştirilen buğday ve arpa, erişte, gözleme, bazlama gibi hamur işlerine temel oluşturur. Kışlık hazırlık kapsamında yöredeki kadınlar, fırınlanmış kuruluklar, turşular, pekmez ve reçeller hazırlayarak uzun süre tazeliğini koruyan saklama tekniklerini yaşatır.
Hayvancılık ürünleri arasında, yayla sütünden üretilen tecen (beyaz peynir), tulum, çökelek ve gömülen küp peyniri öne çıkar. Dere kenarlarında avlanan veya kültür tesislerinde yetiştirilen alabalık, yayla menülerinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak ilçenin gerçek simgesi, coğrafi işaretle tescillenmiş “Çamoluk Şeker Kuru Fasulyesi”dir. Kendine özgü tat ve kısa pişirme süresiyle yıllardır tarlada ve mutfakta önemli yer tutan bu fasulye; coğrafi işaret başvurusu sonrasında ulusal düzeyde tanınırlık kazanmış, üretiminin yaygınlaştırılması için paketleme tesisleri kurulmuş ve bölge halkına ek gelir kaynağı sunmuştur.