KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Çeşmigezek Livası Kanunnamesi (1518)

fav gif
Kaydet
kure star outline

Çemişgezek Livası Kanunnamesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Doğu Anadolu'daki yeni topraklarında nasıl bir düzen kurduğunu detaylıca öğrenilmesini sağlayan 1518 tarihli bir belgedir. Bu kanunname, sadece bir vergi ve nüfus sayımı olmanın ötesinde, Osmanlı'nın fethedilen bölgelerdeki idari ve hukuki yaklaşımları yer alır. Osmanlı, eski "kanun-ı kadim" (geleneksel kanunlara bağlılık) ilkesine uygun hareket ederek, yerel halkın alışık olduğu vergilendirme biçimlerini ve toplumsal uygulamaları hemen değiştirmek yerine, onları kendi merkezi hukuk düzeniyle harmanlamıştır. Bu durum, özellikle Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın ve Memlük Sultanı Kayıtbay'ın koyduğu kanunların bir süre daha yürürlükte kalmasıyla belirginleşir. Belge, reayanın (köylü halkın) vergi yükümlülüklerini açıklarken, Osmanlı'nın vergi sistemindeki temel unsurları (resm-i çift, resm-i bennak, resm-i mücerred, ispence) ve tarımsal vergilendirme (öşür, ağnam, zemin resmi, deştbani) ile ticari vergileri (bac, tamga) ayrıntılı bir şekilde ortaya koyar. Aynı zamanda, keyfi vergilerin kaldırılması ve hukuki istikrarın sağlanması gibi Osmanlı reformlarını da yansıtarak, sosyal ve hukuk tarihi açısından bir kaynak teşkil eder.

Kanunnamenin Tarihî ve Hukukî Arka Planı

Çemişgezek Livası Kanunnamesi, Osmanlı Devleti'nin doğu sınırlarını genişletmesinden sonra, yeni yönetim altına giren bölgelerde nasıl bir düzen kurduğunu gösteren örneklerden biridir. Bu belge hazırlanırken, Osmanlı’nın “kanun-ı kadim” (eski gelenek ve kanunlara bağlılık) ilkesine uygun hareket edildiği görülmektedir. Kanunname, “ber muceb-i kanun-ı Osmanî” ifadesiyle sunulsa da, içeriğinde Osmanlı’dan önce bölgede geçerli olan uygulamalara ait izler vardır.


Osmanlılar, fethettikleri yerlerde halkın alışık olduğu vergi sistemlerini hemen değiştirmemiştir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın koyduğu kanunların uzun süre yürürlükte kaldığı, 1518 tarihli tahrir defterinde açıkça görülmektedir. Nitekim Çemişgezek, Harput, Arapkir gibi sancaklarda, Uzun Hasan kanunlarına benzer hükümler uygulanmaya devam etmiştir. Bu uygulamalar, kimi zaman eski başlıklarıyla Osmanlı kayıtlarına geçirilmiştir.


Bunun yanı sıra, Memlük Sultanı Kayıtbay ve Dulkadiroğlu Alaüddevle dönemlerine ait hükümlerin de bazı bölgelerde korunmuş olduğu bilinmektedir. Çemişgezek gibi yerlerde ise bu yerel geleneklerin, Osmanlı kanunnameleriyle kaynaştırıldığı anlaşılmaktadır. Böylece Osmanlı, bölgede hızlı bir toplumsal istikrar sağlarken, aynı zamanda kendi merkezi hukuk düzenini de kademeli olarak yerleştirmiştir.


Kanunnamenin hukukî değeri de bu noktada ortaya çıkar. Bir yandan reayanın (köylü halkın) vergi yükümlülüklerini belirlerken, diğer yandan Osmanlı hukuk sisteminin bölgeye nasıl adapte edildiğini gösterir.

Vergi Sistemi ve Raiyyet Rüsumu

1518 tarihli Çemişgezek Livası Kanunnamesi, halktan (reaya) alınan vergileri ayrıntılı şekilde ortaya koymaktadır. Osmanlı vergi sisteminde reayadan alınan temel vergilere “raiyyet rüsumu” denir. Bunlar arasında en önemlileri resm-i çift, resm-i bennak ve resm-i mücerreddir.


  • Bir köylü, bir çiftlik kadar arazi işletiyorsa yılda 50 akça “çift resmi” ödemek zorundadır. Eğer yarım çiftlik işliyorsa bu miktar yarıya, yani 25 akçaya düşer. Tarımla uğraşmayan veya toprağı az olan evli kişilerden ise 12 akça “bennak resmi” alınır. Bekârlardan (mücerred) da yine 12 akça alınmaktadır.


  • 1541 tarihli yeni kanunnamede, bu vergilere ek olarak 6 akça “ırgadiye” vergisi getirilmiştir. Bu, tarlada çalışmayan ama evli olan kişilerden alınan bir tür angarya karşılığıdır. 1518 tarihli kanunnamede bu vergiye açıkça yer verilmese de, uygulamada var olduğu anlaşılmaktadır.


  • Gayrimüslimlerden ise çift, bennak veya mücerred vergisi alınmaz; onların yerine “ispence” adı verilen yıllık 25 akçalık sabit bir vergi öderler. Ayrıca gayrimüslim bekârlardan da 12 akça ispençe alınır.


Tüm bu vergiler hem Müslüman hem gayrimüslim reayanın devlete olan yükümlülüklerini gösterir.

Toprak Tasarrufu ve Tarımsal Vergilendirme

Çemişgezek Livası, dağlık bir yapıya sahip olduğu için toprakların büyük kısmı tam çiftlik olarak işlenmeye uygun değildir. Bu nedenle toprak daha küçük parçalar hâlinde köylüler arasında tasarruf edilir. Bu duruma uygun olarak 1518 tarihli kanunnamede, her iki dönüm arazi için bir akça “zemin resmi” alınacağı belirtilmiştir.


Tarım ürünlerinden alınan vergilere ise “öşür” denir. 1518 kanunnamesinde Müslüman veya gayrimüslim ayrımı yapılmaksızın, ürünlerden beşte bir oranında öşür alınacağı yazılıdır.


Hayvancılıkla ilgili olarak “ağnam” vergisi de uygulanmaktadır. İki koyundan bir akça alınmakta, yaylak (yazlık otlak) kullanan her haneden ise bir nefi (yağ kabı) yağ istenmektedir.


Bir diğer vergi de, tarlalara zarar veren hayvanlar için “deştbani” adı verilen bir tazminat vergisi alınmakta, her at veya sığır için 5 akça ödenmektedir. Tüm bu hükümler, hem toprağın nasıl kullanıldığını hem de üretimin nasıl vergilendirildiğini açıkça göstermektedir.

Ticari Vergiler ve Hukukî Uygulamalar

1518 tarihli Çemişgezek Livası Kanunnamesi, sadece tarım ve nüfus değil, aynı zamanda ticaret hayatı ve hukukî düzen hakkında da bilgiler sunar. Özellikle ticaret yolları üzerinde yer alan bu sancakta, alışverişten ve mal geçişinden alınan vergiler ayrıntılı şekilde düzenlenmiştir.


Ticaretle ilgili vergilerin başında bac gelir. Bu, şehir içinde satılan mallardan alınan vergidir. Örneğin, şehirde satılan bir ipek yükünden 3 eşrefî altın bac alınmaktadır. Ayrıca noktabaşı adı verilen görevli için de 12 akça ödenir. Keten, sabun, üzüm, bez, pamuk (penbe), demir gibi mallardan da hem geçerken hem de satılırken farklı oranlarda vergiler alınır. Malların yalnızca şehirden geçmesi ile şehirde satılması arasında vergi farkı bulunmaktadır. Mesela sabun yalnız geçerse 6 akça, satılırsa ek olarak yirmide bir oranında vergi alınır.


Ticari vergiler arasında tamga da yer alır. Bu vergi, çeşitli malların miktarına veya değerine göre alınan bir damga vergisidir. Hayvanlardan, kumaşlardan, zahireden ve diğer ürünlerden alınan tamga, Osmanlı öncesi uygulamalardan devralınmış bir sistemdir.


Öte yandan kanunnamede, şer‘î (dinî) ve örfî (geleneksel) hukuk arasında bir denge kurulmuştur. Örneğin: Halktan alınan ağır ve keyfî vergilerin Osmanlı fethinden sonra kaldırılmıştır. Bunların yerine dinî ve örfî temele dayanan vergiler getirilmiş, böylece halk üzerindeki yük hafifletilmiştir.


Ayrıca bazı eski uygulamalar “emr-i hümayunla” (padişah buyruğuyla) tamamen iptal edilmiş ve artık defterlere yalnızca geçerli, meşru vergilerin yazılacağı belirtilmiştir. Bu, Osmanlıların halkı korumayı amaçladığını ve keyfî vergileri ortadan kaldırdığını gösterir.

Kaynakça

Arıkan, Zeki. "1518 (924) Tarihli Çemişgezek Livası Kanunnamesi". Tarih Dergisi, sy. 34 (Haziran 2011): 101-22. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/101885

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Northrop Grumman B-2 Spirit

Northrop Grumman B-2 Spirit

Havacılık Ve Uzay +2

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarDenizcan Taşci24 Haziran 2025 12:24
KÜRE'ye Sor