KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Cıva (Hg)

Fizik+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Civa (Hg) elementi.jpg

Civa (Hg)

Periyodik Sırası
6
Atom Numarası
80
Grup
80
Atom Ağırlığı
(200.59) g/mol
Elektron Dizilimi
[Xe] 4f¹⁴5d¹⁰6s²
Yoğunluk
135336 g/cm³
Erime Noktası
-38829 °C
Kaynama Noktası
356619 °C
Atom Yarıçapı
~223 pm
Elektronegatiflik
19
Elektron İlgisi
Kararsız
Önemli İzotoplar
¹⁹⁶Hg¹⁹⁸Hg¹⁹⁹Hg²⁰⁰Hg²⁰¹Hg²⁰²Hg²⁰⁴Hg (doğalkararlı)
Keşif Yılı
Antik çağlar (M.Ö. 1500'ler)
Kaşifler
Antik uygarlıklar
Etimoloji
Latince "hydrargyrum" (sıvı gümüş)

Cıva, periyodik tablonun 80. sırasında yer alan ve oda sıcaklığında sıvı halde bulunan tek metalik elementtir. Parlak, gümüşi rengi ve akışkanlığı nedeniyle tarih boyunca ilgi çekmiş olan bu geçiş metali, antik çağlardan beri bilinmektedir. Simgesi, Latincede "sıvı gümüş" anlamına gelen "hydrargyrum"dan gelir. Yüksek yoğunluğu, tekdüze genleşmesi ve elektriksel iletkenliği gibi özellikleri sayesinde çeşitli bilimsel ve endüstriyel uygulamalarda kullanılmış olmasına rağmen, yüksek toksisitesi nedeniyle kullanımı günümüzde ciddi şekilde kısıtlanmıştır.

Sınıflandırma ve Temel Özellikler

Cıva (Hg), periyodik tablonun 6. periyodunda, 12. grupta yer alan bir geçiş metalidir. Elektron dizilimi [Xe] 4f¹⁴5d¹⁰6s² şeklindedir. Bu tam dolu d ve s orbitalleri, metalik bağlarının nispeten zayıf olmasına ve elementin olağandışı derecede düşük erime ve kaynama noktalarına sahip olmasına neden olur. Bu özelliği sayesinde, standart sıcaklık ve basınç koşullarında sıvı halde bulunan sadece iki elementten biridir (diğeri bromdur). Yoğunluğu yaklaşık 13,53 g/cm³ olup, oldukça ağır bir sıvıdır. Isı iletkenliği düşük olmasına karşın, elektriği iyi iletir.

Keşfi

Cıva, M.Ö. 1500'lü yıllara tarihlenen Mısır mezarlarında bulunmuş olması nedeniyle antik çağlardan beri bilinen bir elementtir. Bu nedenle tek bir kaşifi yoktur. Antik Çin, Hindistan ve Roma uygarlıkları tarafından da biliniyor ve çeşitli amaçlarla kullanılıyordu. Simyacılar, cıvanın tüm metallerin oluştuğu ilk madde olduğuna inanıyor ve onu hem felsefi hem de pratik çalışmalarda yoğun olarak kullanıyorlardı.


Cıva (Yapay zeka ile oluşturuldu)

Elementin Adının Kökeni

Elementin adı olan "cıva" kelimesinin kökeni Arapça ve Farsçaya dayanmaktadır. Kimyasal simgesi olan "Hg" ise, elementin görünümüne ve akışkanlığına atfen Yunanca "hydor" (su) ve "argyros" (gümüş) kelimelerinin birleşiminden oluşan ve Latincede "sıvı gümüş" anlamına gelen "hydrargyrum" kelimesinden gelmektedir. İngilizce adı olan "Mercury" ise, Roma mitolojisindeki hızlı ve hareketli haberci tanrı Merkür'den adını alır.

Doğada Bulunuşu

Cıva, yerkabuğunda nispeten nadir bulunan bir elementtir. Doğada nadiren serbest halde (küçük damlacıklar halinde) bulunabilir. En yaygın ve ticari olarak en önemli cıva kaynağı, parlak kırmızı renkli bir mineral olan zincifredir (veya sinober, cıva(II) sülfür, HgS). Cıva, bu cevherin havada yaklaşık 600 °C'de ısıtılmasıyla (kavrulmasıyla) elde edilir. Bu işlem sırasında sülfür, sülfür dioksit olarak uzaklaşır ve geriye cıva buharı kalır; bu buhar daha sonra yoğunlaştırılarak sıvı cıva elde edilir. Başlıca cıva yatakları İspanya, İtalya, Slovenya, Çin, Rusya ve Amerika kıtasında bulunmaktadır. Ayrıca volkanik aktiviteler ve fosil yakıtların yakılması gibi süreçlerle de çevreye salınır.

Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri

Cıvanın fiziksel ve kimyasal özellikleri oldukça benzersizdir. Gümüşi beyaz, parlak ve oda sıcaklığında akışkan bir sıvıdır. Erime noktası -38,829 °C, kaynama noktası ise 356,619 °C'dir. Bu geniş sıvı aralığı, termometrelerde kullanılmasının temel nedenlerinden biridir. Atom yarıçapı yaklaşık 223 pm, elektronegatiflik değeri ise 1,9'dur. Yüzey gerilimi çok yüksektir, bu da onun yüzeylere yapışmak yerine küresel damlacıklar halinde toplanma eğiliminde olmasına neden olur.


Kimyasal olarak nispeten reaktif değildir; oksitleyici olmayan asitlerde çözünmez, ancak nitrik asit ve sıcak derişik sülfürik asit gibi oksitleyici asitlerle reaksiyona girer. Havada yavaşça oksitlenir. Bileşiklerinde genellikle iki ana oksidasyon durumu sergiler: +1 (merküroz, [Hg₂]²⁺ iyonu olarak bulunur) ve +2 (merkürük, Hg²⁺). Cıvanın en dikkat çekici kimyasal özelliklerinden biri, altın, gümüş, kalay ve çinko gibi birçok metali çözerek "amalgam" adı verilen alaşımlar oluşturma yeteneğidir.

İzotopları

Cıvanın doğada yedi kararlı izotopu bulunur: ¹⁹⁶Hg, ¹⁹⁸Hg, ¹⁹⁹Hg, ²⁰⁰Hg, ²⁰¹Hg, ²⁰²Hg ve ²⁰⁴Hg.

  • ²⁰²Hg: Doğal cıvanın en bol bulunan izotopudur (yaklaşık %29.86). Kaynakta önemli izotop olarak belirtilmiştir. Bunların yanı sıra birçok radyoaktif izotopu da yapay olarak üretilmiştir.

Kullanım Alanları

Yüksek toksisitesi nedeniyle cıvanın kullanımı birçok alanda kısıtlanmış veya yasaklanmış olsa da, hala bazı özel uygulamalarda yer bulmaktadır:

  • Kimya Sanayii: Klor ve sodyum hidroksit üretiminde (klor-alkali endüstrisi) hala bir miktar civa hücresi kullanılmaktadır, ancak bu teknoloji aşamalı olarak terk edilmektedir.
  • Ölçüm Cihazları: Düşük erime noktası ve tekdüze termal genleşmesi nedeniyle termometrelerde, manometrelerde (basınç ölçerler) ve barometrelerde yaygın olarak kullanılmıştır. Ancak bu kullanımlara, Dünya Sağlık Örgütü'nün de çağrısıyla son verilmektedir.
  • Aydınlatma: Floresan lambalar, kompakt floresan lambalar (CFL) ve cıva buharlı lambaların içinde, elektrik akımı geçtiğinde ultraviyole ışık yayan az miktarda cıva buharı bulunur. Bu UV ışık, lambanın iç yüzeyindeki fosfor tabakasına çarparak görünür ışık üretir.
  • Elektrikli Aletler: Bazı elektrik anahtarlarında ve rölelerde (cıvalı anahtarlar) kullanılır.
  • Piller: Geçmişte bazı pillerin (örneğin, çinko-karbon, alkalin, cıva oksit piller) yapısında kullanılmıştır, ancak çevresel endişeler nedeniyle bu kullanımı büyük ölçüde sona ermiştir.
  • Amalgamlar: Gümüş, kalay, bakır ve çinko ile oluşturduğu bir amalgam, uzun yıllar boyunca diş dolgu malzemesi olarak kullanılmıştır ("gümüş dolgu"). Toksisite endişeleri nedeniyle bu kullanımı da azalmakta ve yerini kompozit rezinler gibi alternatiflere bırakmaktadır.
  • Diğer Uygulamalar: Altın ve gümüşün cevherlerinden ayrıştırılmasında, bazı patlayıcıların (cıva fülminat) üretiminde ve bazı laboratuvar uygulamalarında kullanılmıştır.

Biyolojik Önemi/Etkileri ve Önlemler

Cıvanın bilinen bir biyolojik rolü yoktur ve son derece zehirli bir elementtir. Hem elementel cıva hem de inorganik ve organik bileşikleri (özellikle metil cıva) insanlar ve diğer canlılar için tehlikelidir. Cıva zehirlenmesi, cıva buharının solunması, cıvalı bileşiklerin yutulması veya deri yoluyla emilmesiyle meydana gelebilir. İnsanlar vücutlarındaki cıvayı çoğunlukla, sucul ortamlardaki bakteriler tarafından metil cıvaya dönüştürülen ve besin zincirinde biriken cıvayı içeren balık ve kabuklu deniz ürünlerini yiyerek alırlar. Cıva, özellikle merkezi sinir sistemine, böbreklere ve karaciğere zarar veren güçlü bir nörotoksindir. Cıva zehirlenmesi, titreme, hafıza kaybı, zihinsel bozukluklar, kas zayıflığı ve doğum kusurları gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu tehlikeler nedeniyle, cıva ve bileşikleriyle çalışmak son derece katı güvenlik önlemleri, iyi havalandırma, tam koruyucu giysi, eldiven ve solunum koruması gerektirir. Cıva dökülmeleri özel prosedürlerle temizlenmelidir.

Kaynakça

National Center for Biotechnology Information, “Mercury,” PubChem Compound Database, erişim 7 Temmuz 2025, https://pubchem.ncbi.nlm.nih.gov/element/Mercury.


TÜBİTAK Bilim Genç. “Civa.” Periyodik Tablo. Erişim 7 Temmuz 2025. https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/periyodik-tablo/civa.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarCaner Sefa Koçyiğit7 Temmuz 2025 10:08
KÜRE'ye Sor