Dayton Barış Antlaşması, Bosna-Hersek’te 1992–1995 yılları arasında süren savaşı sona erdirmek amacıyla hazırlanmış ve 21 Kasım 1995’te Dayton’da paraf edilip 14 Aralık 1995’te Paris’te imzalanmış uluslararası bir barış antlaşmasıdır. Antlaşma, Bosna-Hersek’in siyasal yapısını, anayasal düzenini, idari yapılanmasını ve savaş sonrası barışın uygulanmasına ilişkin uluslararası mekanizmaları belirleyen on bir ekten oluşan bir çerçeve niteliği taşımaktadır. Barış sonrasında çatışmalar resmen sona ermiş olsa da anlaşmanın karmaşık siyasi yapısı, Bosna Hersek'in kalkınması, ilerlemesi ve kendi meselelerini çözmesi noktasında bir kısım engeller teşkil etmektedir.
Tarihsel Arka Plan
Yugoslavya’nın Dağılması ve Bosna Savaşı
1990’lı yılların başında Yugoslavya Federasyonu’nun çözülme süreci hız kazanmış, federal yapı içerisindeki etnik farklılıklar siyasal rekabeti artırmış ve etnik milliyetçi hareketler güçlenmiştir. Bu siyasi atmosferin içinde Bosna-Hersek'te, 29 Şubat–1 Mart 1992 tarihlerinde referandum yapılmıştır. Sırp nüfusun büyük bölümünün boykotuna rağmen katılım gösteren seçmenlerin neredeyse tamamı bağımsızlıktan yana tercihte bulunmuştur. Bu süreç sonunda Bosna-Hersek bağımsızlığını ilan etmiştir.
Bosna-Hersek'in bağımsızlığının ardından, “Büyük Sırbistan” düşüncesini savunan Sırp siyasi ve askerî yapılar, Yugoslav ordusunun desteğiyle ülkedeki Sırp olmayan topluluklara karşı sistemli katliamlar başlatmıştır. Bu politikalar sonucu iki milyonu aşkın kişi evlerini terk etmek zorunda kalmış ve çoğunluğu sivil olan yüz binlerce kişi yaşamını yitirmiştir. Sırp güçleri, etnik temizlik amacı taşıyan saldırılar kapsamında Prijedor, Visegrad, Foca, Bijelina, Zvornik ve Srebrenitsa gibi birçok yerleşim yerinde katliamlar yapılmıştır. 1995 yılının Temmuz ayında Srebrenitsa ve çevresinde kısa bir süre içinde sekiz binden fazla Boşnak sivil soykırıma uğramıştır.
Srebrenitsa Katliamı (TRT Belgesel)
İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’daki en geniş kapsamlı kitlesel öldürmeler Bosna Savaşı sırasında yaşanmıştır. Çatışmalar, 1995 yılında Dayton Barış Antlaşması’nın imzalanmasıyla sona ermiştir.
Uluslararası Girişimler ve Dayton Süreci
Vance–Owen, Owen–Stoltenberg ve Temas Grubu tarafından önerilen düzenlemeler uzun süreli ateşkesi sağlayamamıştır. 1995 yazında Sırpların artan saldırıları ve uluslararası baskı doğrultusunda ABD’nin öncülüğünde yeni bir barış süreci başlatılmıştır.
Bosna-Hersek, Hırvatistan ve Yugoslavya Federal Cumhuriyeti temsilcileri ABD’nin Ohio eyaletindeki Wright-Patterson Hava Üssü’nde müzakerelere katılmıştır. Ateşkes hükümleri kalıcı barış çerçevesine dönüştürülmüş ve antlaşma, Bosna-Hersek’in uluslararası tanınmış sınırları içinde varlığını sürdüren bir devlet olarak yeniden yapılandırılmasını öngörmüştür.
ABD'deki müzakerelerden sonra paraf edilen antlaşma Fransa'da 14 Aralık 1995 tarihinde Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Aliya İzetbegoviç, Sırbistan Cumhurbaşkanı Slobodan Milosevic ve Hırvatistan Cumhurbaşkanı Franjo Tudjman tarafından resmen imzalanmıştır.

Antlaşmanın İmza Töreni (Anadolu Ajansı)
Antlaşmanın Kapsamı
Dayton Barış Antlaşması, “Barış İçin Genel Çerçeve Anlaşması” başlıklı ana metin ile on bir ekten oluşmaktadır. Anlaşma sonucunda Boşnak, Hırvat ve Sırplar ülkenin kurucu halkları olarak kabul edilmiştir.
Antlaşmada askeri düzenlemeler, bölgesel istikrar, sınır çizimi, seçimler, anayasa, tahkim, insan hakları, mülteciler, ulusal anıtların korunması, kamu kuruluşları, sivil uygulama mekanizması ve uluslararası polis gücüne ilişkin hükümler yer almaktadır.
Antlaşmanın Siyasal ve İdari Düzenlemeleri
Antlaşma, Bosna-Hersek’in uluslararası tanınmış sınırları içinde bir devlet olarak varlığını sürdürmesini öngörmüş; devletin siyasal yetkileri sınırlı bir merkezî yapıyla iki entite arasında paylaştırılmıştır. Bu entiteler Bosna-Hersek Federasyonu ve Sırp Cumhuriyetidir. Antlaşma sonrasında Bosna-Hersek Federasyonu toprakların %51’ini kontrol ederken Sırp Cumhuriyeti %49’unu kontrol etmektedir.
Entite Yapıları
Bosna-Hersek, Dayton Antlaşması ile iki entiteden oluşan bir devlet olarak tanımlanmıştır. Federal seviyede kurulan devlet yapısı, sınırlı yetkilere sahip bir merkezî yönetim ile geniş yetkilere sahip iki entite arasında paylaştırılmıştır.
- Bosna-Hersek Federasyonu (FBIH) – Boşnak ve Hırvat çoğunluklu bölgeleri kapsamaktadır. Federasyon, anayasal olarak tanımlanmış bir parlamentoya, hükümete ve iç yönetime sahiptir.
- Republika Srpska (RS) – Sırp nüfusun yoğun bulunduğu bölgeleri içermektedir. Kendi meclisi, hükümeti ve idari yapısıyla işlev görmektedir.
Buna ek olarak, Brčko bölgesi için özel statü öngörülmüş ve daha sonra uluslararası tahkim kararıyla özerk bir idari birim niteliği kazanmıştır.
Entiteler kendi yasama, yürütme ve yargı organlarına sahip olup geniş idari özerklikle donatılmıştır. Bu yapı, devletin kurumsal işleyişinin önemli bölümlerinin entite düzeyinde yürütülmesine neden olmaktadır.

Bosna Hersek (Anadolu Ajansı)
Kanton Sistemi
Kantonların oluşturulmasında etnik dağılım belirleyici bir unsur olmuştur. Bosna-Hersek Federasyonu, antlaşma uyarınca on kantona ayrılmıştır:
- Una-Sana Kantonu
- Posavina Kantonu
- Tuzla Kantonu
- Zenica-Doboj Kantonu
- Bosna-Podrinje Kantonu
- Orta Bosna Kantonu
- Hercegovina-Neretva Kantonu
- Batı Hersek Kantonu
- Sarajevo Kantonu
- Herceg-Bosna Kantonu / Livno-Kanton
Kantonlar kendi hükümetleri ve meclisleri ile eğitim, sağlık, iç güvenlik ve kültürel işlerden sorumludur; yetki paylaşımı kantonlar ile federasyon arasında çeşitli alanlara göre bölüştürülmüştür.
Devlet Başkanlığı ve Yasama Düzeni
Devlet düzeyindeki en üst yürütme organı, Boşnak, Sırp ve Hırvat birer üyeden oluşan üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi'dir. Konsey üyeleri kendi entitelerindeki seçmenler tarafından dört yıllığına seçilmektedir.
Konsey başkanlığı dönüşümlü bir sistemle yürütülmektedir. Yasama organı çift meclisli bir yapıdadır ve devlet, entite ve kanton düzeylerinde meclisler ve hükümetler bulunmaktadır. Oluşturulan bu yapıda, kanton, entite ve devlet düzeyinde beş başkan, 13 başbakan ve 130'dan fazla bakan yer almaktadır.

Bosna Hersek ve NATO Bayrakları (NATO)
Askeri Düzenlemeler
Antlaşma, 5 Ekim 1995’te yürürlüğe giren ateşkesin kalıcı hale getirilmesini amaçlamıştır. Antlaşmanın askeri hükümlerinin uygulanması, uluslararası çok uluslu kuvvetler tarafından gerçekleştirilmiştir.
- IFOR (Uygulama Gücü), BM Güvenlik Konseyi tarafından yetkilendirilmiştir. Ateşkesin uygulanması, tarafların askeri ayrımı ve ağır silahların kontrolü için bölgeye konuşlandırılmıştır.
- SFOR (İstikrar Gücü), IFOR’un bir yıllık görev süresinin sona ermesi üzerine güvenlik ortamının korunması ve askeri istikrarın devamı amacıyla görevi devralmıştır.
Bu güçler, BM Şartı'nın VII. bölümü kapsamında yetkilendirilmiş olup savaş sonrası güvenliğin sürekliliğini sağlamaya yönelik faaliyetler yürütmüş; silahların sınırlandırılması, güven artırıcı önlemler ve bölgesel istikrar mekanizmaları oluşturulmasını öngörmüştür. Silahsızlanma süreci Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) gözetiminde yürütülmüştür.
Uluslararası Uygulama Mekanizmaları
Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR)
Antlaşmanın 4. eki, Bosna-Hersek Anayasası niteliğindedir. Anayasa, devletin yetkilerini sınırlı bir çerçevede tanımlamış ve geniş yetkilerin entitelere ait olduğunu belirlemiştir. Anayasada insan haklarına ilişkin kapsamlı hükümler yer almıştır.
Yüksek Temsilcilik Ofisi (OHR), Dayton Barış Antlaşması’nın 10. eki kapsamında Bosna-Hersek’te barışın sivil yönlerini denetlemek üzere kurulmuş organdır. OHR, Barış Uygulama Konseyi tarafından yetkilendirilen ve antlaşmanın uygulanmasını gözeten üst düzey bir temsilci tarafından yönetilmektedir. Ofis, antlaşmanın öngördüğü sivil kurumların işleyişini takip etmekte ve gerektiğinde siyasi karar alma süreçlerine müdahale edebilmektedir.
OHR, ülkenin yeniden kurumsallaşma sürecinde kapsamlı yetkilere sahip bir mekanizma olarak tasarlanmıştır. Bu yetkiler, kamu kurumlarının uyum sürecini hızlandırmak, savaş sonrası düzenlemelerin uygulanmasını sağlamak ve devletin işlevsel bir yönetsel çerçeveye kavuşmasını mümkün kılmak amacıyla oluşturulmuştur. Ofis, Bosna-Hersek’te anayasal düzenin kurulması, insan haklarının korunması ve sivil yapının istikrara kavuşturulması gibi alanlarda çalışmaktadır.
OHR’nin uluslararası niteliği ve geniş yetki kapsamı, ülke egemenliği açısından tartışmalı bir yapı olarak ifade edilmiştir. Bu çerçevede ofis, barışın korunması amacıyla oluşturulmuş olmakla birlikte, yerel yönetim kapasitesinin gelişmesini sınırlayan bir kurumsal müdahale mekanizması olarak da değerlendirilmiştir. OHR’nin, gerekli gördüğü durumlarda seçilmiş kurumların kararlarını geçersiz kılabilmesi veya görevden alma gibi yetkiler kullanabilmesi, yerel demokratik temsil ve hesap verebilirlik üzerinde baskı oluşturmuştur.
OHR’nin düzenlemelerinin, etnik temelli temsil sisteminin ortadan kaldırılmasına yönelik bir dönüşüm üretmemesi, siyasal ayrışmaların devam etmesine neden olduğu eleştirileri de bulunmaktadır.
Barış Uygulama Konseyi
Barış Uygulama Konseyi, antlaşmanın uygulanmasının uluslararası düzeyde koordinasyonu için oluşturulmuş üst yapıdır. PIC, Yüksek Temsilci’nin görevlerini tanımlamakta ve uygulanacak sivil önlemlerle ilgili genel stratejileri belirlemektedir. Konsey, düzenli toplantılarla antlaşmanın uygulanmasını denetlemekte ve uluslararası topluluğun Bosna-Hersek’e yönelik politikalarını yönlendirmektedir.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT)
AGİT, antlaşma uyarınca bölgesel askeri istikrar düzenlemelerini yürütmek ve savaş sonrası demokratik seçimlerin uygulanmasını denetlemekle görevlendirilmiştir. Teşkilat, silahların sınırlandırılması, güven artırıcı önlemler ve seçim gözetimi gibi işlevleri yerine getirmiştir.

Antlaşmaya Yönelik Eleştirileri İçeren İnfografik (Anadolu Ajansı)
Antlaşmaya Yönelik Eleştiriler
Etnik Temelli Siyasal Yapının Kurumsallaşması
Dayton Barış Antlaşması, Bosna-Hersek’te etnik temelli güç paylaşımını anayasal düzeyde tanımlayan bir düzenleme niteliğindedir. Antlaşma etnik bölünmeyi hukuki bir çerçeveye dönüştürmüş ve üç kurucu halk arasında kalıcı ayrımlar oluşturmuştur. Siyasal temsil mekanizmalarının etnik kimlik esasına göre düzenlenmiş olması, devlet kurumlarında karar alma süreçlerinin topluluk ayrımlarına bağlı biçimde işlemesine yol açmıştır. Bu model, özellikle Anayasa’nın kurduğu veto mekanizmaları ve temsil kotaları nedeniyle karar süreçlerinin sık sık kilitlenmesine neden olan bir yapı üretmiştir.
Karmaşık ve Çok Katmanlı Yönetim Düzeni
Antlaşmanın oluşturduğu idari sistem, devlet, entite ve kanton düzeylerinde çok sayıda kurumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu yapılanma olağan yönetim modellerine kıyasla alışılmadık derecede karmaşık olup yoğun bürokratik yük oluşturmaktadır. Nüfusu sınırlı bir devlet için çok sayıda meclis, hükümet, bakanlık ve kamu organının bulunması, yönetim işlevlerinin dağılmasına ve siyasal koordinasyonun zayıflamasına yol açtığı yönünde eleştirilmiştir.
Demokratikleşme Sürecine Etkileri
Uluslararası gözetim mekanizmalarının geniş yetkilere sahip olması, demokratik kurumların kendi işleyişlerini bağımsız biçimde geliştirmesini zorlaştırmıştır. Siyasi karar mekanizmalarında etnik temelli bölünmelerin kurumsallaşması, demokratik rekabetin toplumlar arası ayrışmayı güçlendiren bir çerçevede işlemesine yol açmıştır.
Sivil uygulama organı olarak kurulan Yüksek Temsilcilik Ofisi’nin geniş yetkiler verilmesi bu makamın devlet içi kurumların üzerinde konumlanmış olması, yerel demokratik işleyişin sınırlandırdığı düşünülmektedir. Uluslararası gözetimin uzun süre devam etmesi, yerel siyaset üzerinde dış müdahale algısının varlığını sürdürmesine neden olmuştur.

