Kuyu Kebabı (Tandırı), Türkiye’nin Ege Bölgesi’nde yer alan Denizli iliyle özdeşleşmiş geleneksel bir et yemeğidir. “Kuyu tandırı” adıyla da anılan bu yemek, adını pişirilme yönteminden alır. Yemeğin temel özelliği, etin özel olarak hazırlanmış kuyu şeklindeki ocaklarda uzun süreli pişirilmesidir. Denizli'de yaygın olarak kuzu eti kullanılır ve bu et, tuz dışında başka bir malzeme eklenmeden doğal haliyle pişirilir. Kuyu kebabı, özellikle bayramlar, düğünler ve Ramazan ayı gibi özel günlerde yoğun tüketilen bir yemek türüdür.
Kuyu Tandırı (AA)
Hazırlık ve Pişirme Yöntemi
Kuyu kebabının hazırlanmasında ilk aşama, kuyu fırınının hazırlanmasıdır. Kuyu olarak adlandırılan bu fırın, genellikle 1,5 metre derinliğinde olup iç kısmı çamurla sıvanarak ısıya dayanıklı hâle getirilmiştir. Pişirme öncesinde kuyunun tabanına meşe odunu yerleştirilir ve yüksek sıcaklığa ulaşana kadar bu odunlar yakılır. Isınan kuyunun içerisine meşe talaşı serilerek alevin kontrol altına alınması sağlanır. Etler ise genellikle bütün kuzu hâlinde, kuyruk kısmı alta gelecek şekilde çengellere asılır. Çengeller, kuyu üstündeki metal ızgaraya sabitlenir. Kuyunun üzeri sac kapak ve hamurla kapatılarak dış ortamdan izole edilir. Bu şekilde yaklaşık 3-4 saat süren yavaş pişirme işlemiyle et, kendi yağıyla pişer ve yumuşak bir kıvama ulaşır.
Tüketim ve Sunum Biçimi
Kuyu kebabı, pişirme sonrası kemiklerinden kolayca ayrılan ve liflerine ayrılan bir kıvama gelir. Tüketim sırasında genellikle sade olarak servis edilir. Yemeğin yanında sıklıkla pilav, lavaş ekmeği ve ayran gibi tamamlayıcı yiyecekler sunulur. Denizli’de kebabın yoğun olarak tüketildiği yerler arasında geleneksel tandır ocakları yer alır. Bu işletmelerde kebap sabah saatlerinde hazırlanıp öğle saatlerine kadar servis edilmekte olup, günün ilerleyen saatlerinde tükenmektedir.
Kuyu Kebabı Sunumu ve Biçimi (AA)
Kültürel ve Coğrafi Tescil
Kuyu kebabı, 2008 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından “Denizli Tandır Kebabı” adıyla coğrafi işaretle tescillenmiştir. Bu tescil, yemeğin belirli üretim koşulları ve coğrafi alanla özdeşleşmiş olduğunu belgelemektedir. Tescil süreci, hem ürünün geleneksel yapısının korunması hem de üretim kalitesinin güvence altına alınması açısından önemlidir. Ayrıca coğrafi işaretleme, bölgesel gastronomi turizmine katkı sağlayan bir unsur olarak da değerlendirilmektedir.