KÜRE LogoKÜRE Logo

Derin Uzay Ağı

Havacılık Ve Uzay+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
DSN.webp
Derin Uzay Ağı (DSN)
İstasyonlar:
Goldstone (ABD)Madrid (İspanya)Canberra (Avustralya)
Görevler:
Apollo 13 kurtarmaArtemis Ay görevleriMars görevleri (PerseveranceCuriosity)Voyager - New Horizons
Teknik Bileşenler:
70 m Antenler (Goldstone- DSS-14)34 m Antenler (Beam waveguide sistemli)26 m Antenler (Eski)Anten Dizisi (Arraying)Alıcılar (Kriyojenik soğutmalı)VericilerSinyal İşleme Merkezleri

Derin Uzay Ağı (Deep Space Network - DSN), NASA’nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) tarafından işletilen ve gezegenler arası uzay görevlerine iletişim desteği sağlayan uluslararası bir radyo anten ağıdır. Görevi; uzaydaki uzay araçlarıyla telemetri (veri alma), komut gönderme, izleme ve bilimsel veri toplama gibi temel iletişim fonksiyonlarını yürütmektir.


Dünya üzerindeki üç stratejik noktaya – Goldstone (Kaliforniya, ABD), Madrid (İspanya) ve Canberra (Avustralya) – yerleştirilen devasa anten tesislerinden oluşur. Bu üç istasyon, yaklaşık 120°'lik aralıklarla yerleştirilmiştir. Böylece Dünya dönerken herhangi bir uzay aracının sürekli olarak en az bir DSN istasyonu tarafından izlenmesi mümkün olur.

Tarihçe

Derin Uzay Ağı’nın temelleri, uzay çağının başlangıcına uzanır. 1950’li yılların sonunda, Soğuk Savaş'ın etkisiyle hızlanan uzay çalışmaları, Amerika Birleşik Devletleri’nin de uzaya yönelik kapsamlı adımlar atmasına neden oldu. Bu bağlamda DSN'nin tarihsel gelişimi üç temel evrede incelenebilir:

İlk Denemeler ve Askeri Köken (1958)

Ocak 1958’de, JPL (Jet Propulsion Laboratory), henüz ABD Ordusu’na bağlı bir araştırma laboratuvarı iken, ilk başarılı Amerikan uydusu Explorer 1’in yörüngesini izlemek için Nijerya, Singapur ve Kaliforniya'da taşınabilir radyo takip istasyonları kurdu. Bu adım, telemetri verisi alma ve sinyal takibi anlamında DSN’nin ilk denemesiydi. Aynı yılın 1 Ekim 1958 tarihinde, ABD uzay araştırmalarını tek bir sivil yapı altında toplamak üzere NASA kuruldu.

NASA’ya Geçiş ve DSN’nin Kurumsallaşması (1958–1963)

3 Aralık 1958’de, JPL, ABD Ordusu'ndan alınarak NASA’ya devredildi. Bu süreçte NASA, her bir uzay görevinin kendi iletişim altyapısını kurmak zorunda kalmaması için ortak, merkezi bir iletişim ağı oluşturma fikrini benimsedi. Bu vizyon doğrultusunda DSN, tüm gezegenler arası görevler için ortak bir iletişim altyapısı olarak kuruldu. 1963’te bu sistem, "Deep Space Network" adıyla tanıtıldı ve operasyonel hale getirildi.


Bu dönemde DSN, yalnızca teknik bir altyapı değil, aynı zamanda dijital sinyal işleme, alçak gürültülü alıcılar ve uzay navigasyonu gibi konularda önemli bir konuma geldi. DSN’nin önemli yeniliklerinden biri de, büyük parabolik çanak antenlerin kullanılmasıyla zayıf sinyallerin alınabilmesi oldu.

İnsanlı Uzay Görevlerinde DSN’nin Rolü (1960–1972)

DSN’nin rolü, yalnızca insansız görevlerle sınırlı kalmadı. Apollo görevleri, özellikle de 1969’daki Apollo 11, DSN tarihinde önemli bir yer edindi. Normalde insanlı görevler için Manned Space Flight Network (MSFN) kullanılıyordu. Ancak bazı görevlerde (örneğin Apollo 11’in Ay inişi ve Apollo 13 kazası) DSN’nin daha güçlü antenlerine ihtiyaç duyuldu.


Özellikle Apollo 13 görevinde, uzay aracının sınırlı güç kaynakları ve bozulmuş antenleri nedeniyle sinyaller yalnızca DSN’nin devasa antenleri sayesinde alınabildi. Bu rol, DSN’nin teknik kapasitesini ve uzay keşfindeki stratejik önemini gösterdi.


Ayrıca, DSN-Wing adı verilen bir modelle, DSN istasyonlarının yanına MSFN kontrol odaları eklendi ve istasyonlar gerektiğinde hızla insanlı görevler için adapte edilebilir hale getirildi. Bu strateji, hem robotik görevlerin hem de insanlı görevlerin aynı altyapı üzerinden yürütülmesine olanak tanıdı.

Derin Uzay Ağının Görevleri ve İşlevleri

NASA’nın Derin Uzay Ağı (Deep Space Network – DSN), yalnızca uzaktaki uzay araçlarından sinyal almakla kalmaz, aynı zamanda bu görevlerin kesintisiz ve güvenli şekilde sürdürülebilmesi için birçok fonksiyonu yerine getirir. Bu işlevler, iletişimden veri analizine, bilimsel deneylerden uzay aracı takibine kadar geniş bir yelpazeye yayılır. 

Telemetri

Telemetri, uzay aracından gelen veri akışının Dünya’daki kontrol merkezlerine iletilmesidir. Uzay araçları, üzerlerindeki sensör ve cihazlar aracılığıyla topladıkları bilimsel (sıcaklık, manyetik alan, atmosfer basıncı gibi) ve mühendislik (batarya durumu, itici sistem sağlığı, işlemci durumu vb.) verileri sürekli olarak radyo sinyalleriyle Dünya’ya iletir.


  • DSN, bu sinyalleri yakalayarak kod çözme, filtreleme ve veri doğrulama işlemlerini gerçekleştirir.
  • Örneğin, Mars yüzeyindeki bir gezici aracın (rover) gönderdiği bir sıcaklık değeri, öncelikle sinyal olarak alınır, ardından DSN tarafından dijital veriye çevrilir ve bilim insanlarına sunulur.
  • Telemetri verileri; uzay aracının sağlığı, bilimsel keşifler, anormalliklerin tespiti gibi pek çok kritik konuda bilgi sağlar.

Komut Gönderme

Uzaydaki bir araca yön, görev, mod değişimi gibi talimatlar verilmesi için komut uplink adı verilen bir işlem gerçekleştirilir. DSN, uzay görevlerinin “kontrol paneli” olarak işlev görür. Komutlar, dijital kodlar şeklinde hazırlanır ve DSN’nin antenleri tarafından uzay aracına gönderilir. Görev kontrolleri arasında şunlar yer alabilir:

  • Kameraların aktive edilmesi
  • Belirli bölgelere yönelme
  • Yeni verilerin toplanması
  • Yazılım güncellemeleri


Komutlar, ışık hızında iletilse de Voyager 1 gibi çok uzak araçlara gönderilen komutlar, 20 saatten fazla bir sürede ulaşabilir. DSN bu zamanlamaları net bir şekilde yönetmeye çalışmaktadır.

Takip ve Navigasyon

Bir uzay aracının görevini başarıyla sürdürebilmesi için, nerede olduğu ve nereye yöneldiği net bir şekilde bilinmelidir. DSN, bu izleme sürecinde birkaç farklı yöntem kullanır:

  • Doppler Ölçümü: Radyo sinyallerinin frekansındaki küçük değişimlere dayanarak aracın göreli hızı ölçülür. Bu prensip, ambulans sireninin size yaklaştığında daha tiz, uzaklaştığında daha pes ses çıkarmasına benzer.
  • Gecikme Zamanı Ölçümü (Range): Bir sinyalin gönderilip tekrar alınması arasındaki süre ölçülerek, uzay aracına olan mesafe belirlenir.
  • Açı Ölçümü (Delta-Differential One-Way Ranging - Δ-DOR): Aynı sinyalin, farklı iki DSN anteni tarafından alınması arasındaki zaman farkı ölçülür. Bu sayede uzay aracının gökyüzündeki açısal konumu belirlenebilir.


Bu yöntemler birleştirilerek uzay aracının üç boyutlu konumu ve hızı yüksek doğrulukla hesaplanır.

Sinyallerin İçerdiği Bilimsel Bilgilerin İncelenmesi

DSN, veri iletimi yapmakla beraber sinyallerin kendisi üzerinden de bilimsel araştırmalar yapılmasına olanak tanır. Radyo bilimi, özellikle gezegen atmosferi, iç yapısı ve kütle çekim etkileri hakkında bilgi edinilmesini sağlar.


  • Sinyal, bir gök cisminden geçerken kırılır, yavaşlar veya sapar. Bu değişiklikler analiz edilerek o cismin iç yapısı, yoğunluğu, bileşimi hakkında bilgi elde edilir.
  • Satürn’ün halkaları, Mars atmosferi ve Jüpiter’in iç yapısı bu yöntemle incelenmiştir.
  • Einstein’ın Genel Görelilik Kuramı da DSN’nin desteklediği radyo deneylerle test edilmiştir.

Radyo Astronomi ve Radar Gözlemleri

DSN antenleri, evrendeki gök cisimlerini doğrudan gözlemlemek için de kullanılır.


  • Radar ile asteroid haritalama: DSN’nin güçlü radar sinyalleri, yakın Dünya asteroitlerine yönlendirilerek, yüzey şekli ve dönme özellikleri gibi bilgiler toplanabilir.
  • Radyo astronomi: Uzayın uzak bölgelerinden gelen doğal radyo dalgaları, galaksiler arası yapılar, pulsarlar, kuasarlar gibi gökcisimleri hakkında bilgi sağlar. DSN bu sayede, yalnızca uzay araçlarının değil, evrenin de doğrudan araştırılmasına katkı sunar.

Acil Durum Desteği

DSN, görev sırasında arızalanan veya kontrol dışı kalan uzay araçları için bir kurtarma platformu işlevi de görür.


  • Apollo 13 görevinde, uzay aracı kendi yüksek güçlü antenlerini kullanamadığında, DSN’nin 70 metrelik antenleri sayesinde iletişim yeniden kurulabildi.
  • Avrupa Uzay Ajansı’nın SOHO uzay aracıyla iletişim kaybolduğunda, DSN sinyali tekrar yakalayarak görevin tamamlanmasına yardımcı olmuştur.
  • DSN, bu tür kriz durumlarında uluslararası ajanslarla iş birliği içinde hareket eder ve bu yönüyle uluslararası iletişim ağı oluşturur.

Lazer Tabanlı (Optik) İletişim

Günümüzde DSN, yalnızca radyo dalgalarıyla değil, lazer tabanlı iletişim için de altyapı geliştirmektedir. Yeni antenlerden biri olan DSS-23, hem radyo hem lazer sinyalleri alabilecek şekilde donatılmaktadır. Lazer iletişim, Mars gibi uzak gezegenlerden daha yüksek bant genişliği ile veri göndermeyi mümkün kılar. Örneğin, yaklaşan Psyche görevi, hem klasik radyo hem lazerle iletişim sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.

Bileşenler ve Teknik Yapı

Derin Uzay Ağı (DSN), yalnızca büyük antenlerden ibaret bir sistem değildir. Aynı zamanda karmaşık, yüksek hassasiyetli elektronik donanım, yazılım altyapısı ve mühendislik çözümleriyle donatılmış, bütünleşik bir iletişim platformudur. 

Anten Sistemleri

DSN, her biri çok özel işlevlere sahip çeşitli boyutlarda antenlere sahiptir. Bu antenler, hem sinyal alma (alıcı) hem de sinyal gönderme (verici) işlevlerini üstlenir.


Derin Uzay İstasyonu 43 (DSS-43),Canberra, Avustralya yakınlarında Canberra Derin Uzay İletişim Kompleksinde 230 metrelik anten. (Kredi: Scitech Daily)

70 Metre Antenler

  • DSN’nin en büyük ve en hassas antenidir.
  • Her bir 70 metre çapındaki çanak anten, 41.400 ft² (3.850 m²) yüzey alanına sahiptir.
  • Bu antenler, Voyager 1 ve 2, Apollo 11, Cassini gibi birçok önemli görevde kullanılmıştır.
  • Anten, 0.5 inç (1 cm) hassasiyetle hizalanmak zorundadır. Ufak bir sapma, uzak mesafelerden gelen gelen sinyalin kaçırılmasına yol açabilir.
  • Hydrostatic bearing sistemiyle, 2.7 milyon kilogramlık anten yapısı, yağ tabakası üzerinde hareket eder; bu sayede dönüş sırasında sürtünme minimuma iner.
  • İlk kez 1966’da Mariner 4 görevi için kullanılmaya başlanmış; 1988’de çapı 64 metreden 70 metreye çıkarılmıştır.

34 Metre Antenler

  • DSN'nin ikinci en büyük anten tipi olan bu yapılar, hem yüksek verimlilikli hem de beam waveguide (ışın yönlendirici) konfigürasyonunda inşa edilmektedir.
  • Beam waveguide teknolojisi, radyo sinyallerini yer altındaki bir kontrol odasına aynalar aracılığıyla yönlendirir. Bu sayede elektronik ekipman dış ortam koşullarından izole edilir, bakım ve yükseltmeler daha kolay gerçekleştirilir.
  • Bu antenler, lazer tabanlı iletişim (optik iletişim) sistemlerinin entegre edilmesi açısından da ideal bir altyapı sunar.


Barstow, Kaliforniya yakınlarındaki Goldstone Derin Uzay İletişim Kompleksi'nde 112 metrelik (34) metre bir ışın dalga kılavuzu anteni. (Kredi: NASA)

26 Metre Antenler

  • Başlangıçta Apollo programı için kullanılan 85 feet (26 metre) çapındaki antenler, alçak Dünya yörüngesindeki görevleri izlemek için tasarlanmıştı.
  • X-Y montaj sistemi sayesinde ufka yakın cisimleri hızlıca takip edebilir.
  • 2009 yılında resmi olarak kullanım dışı bırakılmışlardır.


Canberra Deep Space Communications Complex izleme istasyonu sahasında inşa edilen ilk anten. (Kredi: NASA)

Anten Dizi Sistemleri (Arraying)

  • Bir uzay aracından gelen zayıf sinyaller, tek bir antenle yeterli kalitede alınamayabilir. Bu gibi durumlarda, birden fazla anten birleştirilerek tek bir “sanal anten” gibi çalıştırılır.
  • Arraying, veri alım hassasiyetini ciddi oranda artırır; sinyal gücü ve veri aktarım hızı yükseltilir.
  • Voyager 2, Galileo ve Pioneer 11 gibi görevlerde bu teknik başarıyla kullanılmıştır.
  • DSN, dış kuruluşlara ait teleskopları da (örneğin Parkes Gözlemevi, Very Large Array - VLA) geçici olarak bu dizilere entegre edebilmiştir.

Alıcı Sistemleri (Receivers)

Uzaydan gelen sinyaller, Dünya’ya ulaştığında son derece zayıftır. Antenler bu sinyalleri toplar, ancak çevredeki radyo gürültüsü (örneğin Güneş, Dünya, galaksilerden gelen arka plan sinyalleri) de aynı anda alınır. Bu nedenle DSN alıcıları, sinyali gürültüden ayırmak için çok yüksek hassasiyetli filtreler, dijital sinyal işleme teknikleri, dar bant genişlikli alım modları ve düşük sıcaklıklı amplifikatörler kullanır. Özellikle kriyojenik soğutucular yardımıyla alıcı sistemleri mutlak sıfıra yakın sıcaklıklarda çalıştırılarak, cihaz kaynaklı gürültü en aza indirilir.

Verici Sistemleri (Transmitters)

Komutların uzay aracına gönderilmesi, güçlü vericiler sayesinde gerçekleşir. Özellikle derin uzay görevlerinde, sinyallerin milyarlarca kilometre uzaklıktaki araçlara ulaşabilmesi için çok yüksek güçlü radyo dalgaları kullanılır. Gönderilen sinyallerin taşıyıcı frekansları genellikle S-bandı (~2–4 GHz), X-bandı (~8–12 GHz) ve yeni nesil görevlerde Ka-bandı (~26–40 GHz) üzerindedir.

Sinyal İşleme Merkezleri ve Kontrol Sistemleri

Her DSN kompleksinde, antenlerin sinyallerini alıp işleyen, uzay araçlarına komut gönderen ve anten yönlendirmelerini yapan bir sinyal işleme merkezi bulunur. Bu merkezlerde;

  • Sinyal kodlama ve çözme (modülasyon/demodülasyon).
  • Veri iletim protokollerinin uygulanması.
  • Uzay aracı yönü ve frekans hesaplamaları.
  • Navigasyon verilerinin işlenmesi işlemleri yürütülür.


Sinyal işleme tamamlandıktan sonra veri, NASA’nın Jet Propulsion Laboratory (JPL) merkezine aktarılır ve burada bilimsel analiz yapılmak üzere araştırma ekiplerine iletilir.

Fiziksel Yerleşim ve Jeofiziksel Kriterler

DSN komplekslerinin her biri, dış sinyal karışmasını en aza indirmek için yarı dağlık, çanak benzeri coğrafi yapılar içerisinde kurulmuştur. Bu yapı, elektromanyetik girişimlere karşı doğal bir kalkan sağlar. Ayrıca, antenlerin gökyüzünü tararken net görüş açısına sahip olması için 360° açık alan sağlanmıştır. Her kompleks, en az dört anten istasyonuna sahiptir ve bu istasyonlar, aynı anda farklı görevlerle iletişim kurabilecek şekilde yapılandırılmıştır.

Optik İletişim Altyapısı

DSN'nin yeni antenleri, yalnızca radyo dalgalarını değil, aynı zamanda lazer sinyallerini (optik veri) de alabilecek biçimde tasarlanmaktadır. DSS-23 anteni bu teknolojinin ilk örneklerinden biridir. Gelişmiş ayna sistemleri, lazer alıcılar ve yüksek hassasiyetli optik filtrelerle donatılmıştır. Lazer sinyalleri, bulutlu havalarda sorun yaşasa da, Goldstone’un çöl iklimi bu iletişim tipi için uygun koşullar sağlar.

Follow the Sun Operasyon Modeli

DSN’nin dünyada 7/24 çalışmasını sağlayan sistemin, geçmişteki yapısı insan gücüne dayalıydı. Her istasyonda üç vardiya, her vardiyada bir operatör olacak şekilde, sistem haftanın yedi günü, günde 24 saat aktif tutuluyordu. Ancak bu model, zamanla artan görev sayısı, personel maliyeti ve bakım zorlukları nedeniyle sürdürülebilirliğini yitirmeye başladı.


NASA, 6 Kasım 2017’de “Follow the Sun” (Güneşi Takip Et) adı verilen yeni operasyon modelini uygulamaya koydu. Bu modelde, her bir DSN tesisi sadece gündüz vardiyasında aktif çalışarak tüm DSN sisteminin yönetimini sırasıyla üstleniyor:

  • Canberra (Avustralya): 00.00 – 06.00 GMT
  • Madrid (İspanya): 06.00 – 14.00 GMT
  • Goldstone (ABD): 14.00 – 22.00 GMT

Gece vardiyalarında tesisler pasif dinleme moduna geçiyor ya da önceden planlanmış veri aktarımlarını yürütüyor. Böylece personel yoğunluğu azaltılıyor, maliyetler düşürülüyor, ancak görev sürekliliği bozulmuyor.

Operasyonel Başarılar

“Follow the Sun” modeli şu ana kadar şu görevleri desteklemiştir:

  • TESS (Transiting Exoplanet Survey Satellite)
  • Insight Mars inişi
  • Parker Solar Probe

Bu model, gelecekte artacak görev yükünü karşılamada ve DSN’nin ölçeklenebilirliğini artırmada önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.

Apollo 13 ve DSN’nin Rolü

Apollo 13, teknik arıza nedeniyle zorlu geçen bir uzay görevidir. 11 Nisan 1970'te başlayan görev, Ay'a iniş hedefliyordu. Ancak kalkıştan 56 saat sonra, Servis Modülü'ndeki bir oksijen tankı patladı ve uzay aracı ciddi şekilde hasar aldı. Ay'a iniş iptal edildi, hedef artık sadece mürettebatı sağ salim Dünya’ya döndürmekti.

İletişim Krizi

Hasar nedeniyle:

  • Uzay aracı yüksek kazançlı antenini kullanamadı.
  • Enerji tasarrufu için sinyal gönderme gücü minimuma indirildi.
  • Normalde kullanılan Manned Space Flight Network (MSFN), bu zayıf sinyali algılayamayacak durumdaydı.

DSN’nin Devreye Girişi

NASA, acil çözüm olarak DSN’nin en büyük ve en hassas antenlerini (özellikle 70 metre Goldstone anteni) kullanmaya karar verdi. Aynı zamanda Avustralya’daki Parkes Gözlemevi ile de işbirliği yapıldı. Bu sayede:

  • Son derece zayıf sinyaller algılandı ve yer ekiplerine ulaştırıldı.
  • Mürettebatın hayati bilgileri (sıcaklık, oksijen durumu, enerji seviyeleri) sürekli takip edildi.
  • Uzay aracıyla iletişim kurulmaya devam edilerek kritik komutlar başarıyla iletildi.

Günümüzde DSN

Günümüz uzay çalışmaları, DSN için artık sadece uzak gezegen görevlerini değil, insanlı görevleri ve Ay–Mars tabanlı keşifleri de kapsayan çok yönlü bir altyapı gerektirmektedir.

Artemis Programı

NASA’nın Artemis programı, Ay’a insanlı dönüşü hedefliyor. İlk adımda ilk kadın ve bir sonraki erkek astronotun Ay yüzeyine inişi planlanıyor. Bu görev, yalnızca iniş değil, aynı zamanda kalıcı Ay üslerinin kurulmasını da içeriyor. DSN, bu görevlerin iletişim ve navigasyon altyapısını sağlayacak. Özellikle Ay–Dünya veri aktarımı, yüzeydeki ekipmanların durumu, yaşam destek sistemleri, bilimsel veri aktarımı gibi işlemler DSN üzerinden yürütülecek.

Mars Görevleri

Mars şu anda DSN’nin en yoğun çalıştığı hedeflerden biridir. Perseverance, Curiosity, Insight, MRO (Mars Reconnaissance Orbiter) gibi birçok aktif görev, sürekli DSN üzerinden veri göndermektedir. DSN, bu araçlardan günlük olarak terabaytlarca veri alır; görüntüler, yüzey analizleri, atmosfer verileri gibi.

Voyager’dan Kuiper Kuşağı’na

Voyager 1 ve 2, DSN sayesinde halen Dünya ile iletişim kurabilmektedir. New Horizons, Plüton’u geçtikten sonra Kuiper Kuşağı'na yöneldi; onunla iletişim de DSN aracılığıyla sürmektedir. Gelecekteki hedefler arasında Europa Clipper, Dragonfly (Titan görevi), LUVOIR gibi görevler DSN’ye daha fazla yük getirecektir. Bu nedenle DSN, altyapısını sürekli olarak genişletmekte ve modernleştirmektedir.

Teknolojik Gelişim ve Sürekli Bakım

DSN'nin kesintisiz çalışması için altyapının hem teknolojik olarak güncel hem de bakımlı olması gerekmektedir. Ancak, bazı antenler 50 yıla yakın süredir kullanılmaktadır. Bu da modern uzay görevleri için risk oluşturabilir.

Canberra’daki DSS-43

  • DSS-43, güney yarımküredeki tek 70 metrelik DSN antenidir.
  • Voyager 2, yörünge konumu nedeniyle sadece bu anten aracılığıyla komut alabilmektedir.
  • Antenin bazı parçaları 40 yaşından büyük ve zamanla arızalanma riski taşımaktadır.

Bakım Süreci (2020–2021)

DSS-43, yaklaşık 11 ay boyunca bakıma alındı. Bu süreçte Voyager 2’ye yeni komut gönderilemedi; ancak araç “sessiz mod”a alınıp sadece veri göndermeye devam etti. Yapılan modernizasyonla:

  • Yeni vericiler, lazer iletişim altyapısı, yüksek hızlı veri işleme sistemleri entegre edildi.
  • Gelecekteki Mars görevleri ve Artemis keşifleri için hazır hale getirildi.

DSS-23 ve Optik İletişim

DSS-23 anteni, DSN’ye katılan en yeni yapıdır (Goldstone’da inşa ediliyor). Bu anten, hem radyo hem de lazer tabanlı veri alma yeteneğine sahip olacak. Lazer tabanlı optik iletişim, Mars’tan gelen verinin 10 kat daha hızlı iletilmesini sağlayacak. İlk test, Psyche görevi kapsamında yapılacaktır.


Derin Uzay Ağı Anlatım Videosu

Kaynakça

Lunarand Planetary Institute. "The Deep Space Network: NASA's Link to the Solar System." Lunarand Planetary Institute. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.

Microwaves101. "Deep Space Network". Microwaves101. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


Monaghan, Heather. “History of the Deep Space Network” nasa.gov. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


Monaghan, Heather. “What is the Deep Space Network?” nasa.gov. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim adresi.


Monaghan, Heather. Catherine G, Manning. “What Does the DSN Do?” nasa.gov. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


Monaghan, Heather. “Antennas of the Deep Space Network” nasa.gov. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


NASA Facts. "Deep Space Network". Jet Propulsion Laboratory. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


NASA Jet Propulsion Laboratory. "Where is NASA's Deep Space Network Located?" Scitech Daily. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.


The Planetary Society. "Deep Space Network". The Planetary Society. Son erişim: 27 Mart 2025. Erişim Adresi.

Günün Önerilen Maddesi
4/4/2025 tarihinde günün önerilen maddesi olarak seçilmiştir.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarBeyza Nur Türkü26 Mart 2025 22:05
KÜRE'ye Sor