"Die Lorelei", Alman şair Heinrich Heine’nin 1824 yılında yazdığı şiiridir. İlk olarak Buch der Lieder (1827) içinde yayımlanmış, kısa sürede Alman edebiyatının en bilinen lirik şiirlerinden biri hâline gelmiştir. Şiir, Lorelei kayasıyla ilişkilendirilen halk efsanelerinden beslenmiş olup Heine’nin metni doğrudan bir halk şarkısı değil, edebî bir kurgu olarak kaleme alınmıştır. Daha sonra Friedrich Silcher tarafından bestelenmiş ve bu ezgi aracılığıyla geniş kitlelere ulaşarak adeta Alman ulusal kimliğinin bir simgesine dönüşmüştür.
Konu ve İçerik
Şiir, anlatıcının açıklayamadığı bir hüzün duygusuyla başlar. Ardından Ren Nehri kıyısındaki akşam manzarası tasvir edilir: dağın zirvesi güneş ışığında parlamakta, kayalığın üzerinde ise “en güzel genç kız” oturmaktadır. Bu genç kadın altın tarakla saçlarını tarar ve “wundersame, gewaltige Melodei” olarak nitelendirilen büyüleyici bir şarkı söyler. Şarkının etkisiyle küçük bir gemideki kayıkçı dikkatini kaybederek kayalara çarpar ve boğulur. Son dizelerde anlatıcı, bu felaketin sebebinin Lorelei’nin şarkısı olduğunu belirtir.
Kaynaklar ve Önceki Efsaneler
Heine’nin şiiri, Clemens Brentano, Joseph von Eichendorff ve Otto Heinrich von Loeben gibi romantik yazarların daha önceki Lorelei tasvirlerinden izler taşır. Brentano’nun Godwi (1801) romanındaki Lore Lay, erkekleri baştan çıkaran ve sonunda kendini Ren’e atan bir büyücüdür. Eichendorff’un Waldgespräch (1812) şiirinde Lorelei ormanda bir avcıyla konuşur, Loeben’in Der Lurleyfels (1821) şiirinde ise altın saçlı, şarkısıyla denizcileri felakete sürükleyen bir figürdür. Heine, özellikle Schreiber’in seyahat kitabında aktardığı varyantlardan etkilenmiş, altın saç, altın tarak, şarkı ve kayıkçının ölümü gibi unsurları bu kaynaklardan alıp lirik bir çerçevede işlemiştir.
Biçim ve Üslup
Şiir altı kıtalık kısa dizelerden oluşur ve halk şarkısı sadeliğiyle dikkat çeker. İlk ve son kıtalar anlatıcının “ben” sesiyle çerçevelenmiştir; bu durum masalsı öyküyü kişisel bir hüzün duygusuna bağlar. Orta bölümler ise betimleyici olup, hareket ve eylemden çok atmosfer yaratmaya yöneliktir. Bu yapı nedeniyle bazı eleştirmenler şiirin balad ile lirik şiir arasında bir yerde durduğunu belirtmiştir.
Yorumsal Tartışmalar
Şiir, yayımlandığı dönemde romantik lirik bir eser olarak tanınsa da sonraki kuşaklarda farklı yorumlara konu olmuştur. Bir yandan, basit ve melodik yapısı nedeniyle “halk türküsü” havasında görülmüş, diğer yandan ise belirsiz anlatıcı sesi ve finaldeki kararsızlık (“ich glaube”) yüzünden ironi, öz-şüphe ya da kişisel deneyimle bağlantılı okunmuştur. Kimilerine göre şiir, Heine’nin bireysel yalnızlık ve dışlanmışlık duygularını yansıtır; kimilerine göreyse yalnızca efsaneye lirik bir katkıdır. Lorelei figürünün su perisi mi, dağ perisi mi, büyücü mü olduğu konusunda da araştırmacılar arasında görüş ayrılığı sürmüştür.
Müzikal Yorumlar
Heine’nin şiiri Friedrich Silcher tarafından bestelenerek kısa sürede popülerlik kazanmıştır. Silcher’in bestesi basit, tekrarlayıcı ve kolay ezgili yapısıyla geniş halk kitleleri tarafından benimsenmiştir. Bunun dışında Clara Schumann, Franz Liszt ve Robert Schumann gibi besteciler de eseri yorumlamış, fakat Silcher’in uyarlaması en yaygın versiyon olarak kalmıştır. Nazi döneminde Heine’nin Yahudi kimliği nedeniyle şiir, okul kitaplarında “anonim” olarak yayımlanmış, bu da şiirin halk efsanesi kökenliymiş gibi algılanmasına yol açmıştır.
Önemi
“Die Lorelei”, yalnızca Alman romantik şiirinin değil, aynı zamanda Avrupa kültürel belleğinin en tanınmış metinlerinden biri olmuştur. Lorelei figürü edebiyattan müziğe, resimden popüler kültüre kadar pek çok alanda işlenmiştir. Şiir, bir yandan romantik lirik gelenekle bağını sürdürürken, diğer yandan Heine’nin öznel melankolisi ve ironisiyle de öne çıkar. Bugün hâlâ hem edebiyat derslerinde hem de müzik repertuvarında en sık başvurulan Alman şiirlerinden biri olma özelliğini korumaktadır.
Şiir【1】
Ich weiß nicht, was soll es bedeuten,
Daß ich so traurig bin;
Ein Märchen aus alten Zeiten,
Das kommt mir nicht aus dem Sinn.
Die Luft ist kühl und es dunkelt,
Und ruhig fließt der Rhein;
Der Gipfel des Berges funkelt
Im Abendsonnenschein.
Die schönste Jungfrau sitzet
Dort oben wunderbar,
Ihr goldnes Geschmeide blitzet
Sie kämmt ihr goldenes Haar.
Sie kämmt es mit goldenem Kamme
Und singt ein Lied dabei;
Das hat eine wundersame,
Gewaltige Melodei.
Den Schiffer im kleinen Schiffe
Ergreift es mit wildem Weh;
Er schaut nicht die Felsenriffe,
Er schaut nur hinauf in die Höh'.
Ich glaube, die Wellen verschlingen
Am Ende Schiffer und Kahn;
Und das hat mit ihrem Singen
Die Lorelei gethan.
Türkçe Çevirisi【2】
Bilmem, bu kadar kederli oluşum neden ileri geliyor; eski zamanlardan kalma bir masal hiç aklımdan çıkmıyor.
Hava serin, sular kararıyor ve Rhein rahatça akıyor; dağın tepesi batan güneşin ışıkları içinde parıldıyor.
Yukarda harikulâde güzel bir genç kız oturmuş, saçlarını tarıyor, üzerindeki mücevherlerden altın ışıkları saçılıyor.
Saçlarını altın tarakla tarıyor ve bir yandan da şarkı söylüyor; garip ve kuvvetli bir melodi yükseliyor.
Bu âhenk küçük bir gemideki gemiciyi hain ıstıraplarla sarıyor; gemici önündeki kayalıkları görmüyor, yalnız yükseklere bakıyor.
Zannedersem dalgalar nihayet gemiyi de gemiciyi de yutuyor; ve bunu şarkılariyle Lorelei yapıyor.