Dijital Amnezi, modern dijital cihazların ve internetin sunduğu işlevlerle birlikte bireylerin bilgiye erişim ve depolama alışkanlıklarının değişmesi sonucu hafıza kapasitesinin azalması durumudur. Bu kavram, siber güvenlik kuruluşu Kaspersky tarafından yapılan bir çalışma kapsamında ortaya atılmıştır. Dijital amnezi, en temel tanımıyla, kişinin kaydetme ve hatırlama yetkisini bir dijital cihaza devrederek doğru adreste olduğundan emin olduğu bilgileri unutma deneyimidir.
Bu durum, hafıza işlevlerinin bir erozyonu olarak nitelendirilmekte ve teknolojiye olan bağımlılığın, internet çağında dijital cihazları insan beyninin bir uzantısı haline getirdiği fikrine dayanmaktadır. Bu fenomen aynı zamanda, aranabilir olduğu için bilgiyi hatırlamama eğilimine işaret eden "Google Etkisi" olarak da adlandırılmaktadır.
Kavramsal Arka Plan ve Nedenleri
Dijital amnezinin kavramsal arka planını, dijital teknolojinin bireylerin bilgiye erişim ve işleme biçiminde yarattığı değişimler temellendirir. Akıllı telefonların ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte bilgiye ulaşmada, depolamada ve geri getirmede daha önceki yüzyıllarda tecrübe edilmemiş bir çözüm yolu ortaya çıkmış ve bu durum, insanların bilgiyi hafızalarına kaydetmek yerine dijital cihazlara kaydetmeyi tercih etmeleri sonucunu doğurmuştur. Temelde bir "Yetki Devri ve Güven" meselesi olan bu süreçte akıllı cihazların bilgiyi harici olarak depolaması, insanın kendi belleğinden çok dijital aklın üstün kapasitesine güven duymasını sağlamış ve bu durum yeni bir davranış biçimine dönüşmüştür.
Teorinin iddiasına göre, geleneksel olarak, hatırlamak ya da unutmamak için harcanan zihinsel çaba bilginin beyinde muhafazasıyla doğru orantılıyken, 21. yüzyılda herhangi bir çabaya dayanmayan akışkan enformasyonla karşılaşılması, hafıza kapasitesini zayıflatmaktadır. Ayrıca, bilgi işleme ve konsolidasyon süreçleri de bu durumdan olumsuz etkilenmekte; bilgiye anında erişim kolaylığı ve anında yanıt bulunabilirliği, derinlemesine bilgi işleme ve eleştirel düşünme becerilerinin zayıflamasına yol açmakta ve bilginin tekrarlanma (pekiştirme) girdisi olmaması nedeniyle hızla bozulduğu ve bu yüzden uzun süreli bellekte depolanamadığı düşünülmektedir. Dijital cihazlarla kurulan bu simbiyotik ilişki, giderek artan bir amnezik tabloya yol açan temel nedenler bütünü olarak gösterilmektedir.
Etkileri ve Sonuçları
Dijital amnezi, bilişsel düzeyde ortaya çıkan etkilerinin yanı sıra bireylerin sosyal ve psikolojik alanlarda da sonuçlar doğurmasına neden olmaktadır. Bilişsel ve Nörobilimsel Etkiler bağlamında, dijital cihazların yoğun ve sürekli kullanımı sonucunda bireylerde dikkat dağınıklığı ve hafıza işlevlerinde azalma gibi bilişsel değişimler ortaya çıkmaktadır. Bu durum, özellikle genç yetişkinler ve öğrenciler için yaygın bir sorundur, zira öğrenme süreçlerinin olumsuz etkilenmesi gözlemlenmektedir. Öğrencilerin not almak yerine bilgileri dijital cihazlarda saklamaları ve bu cihazların üstün kapasitesine güvenmeleri, öğrenme ve hafızada bilgi saklama (konsolidasyon) süreçlerini zayıflatmaktadır.【1】
Son dönemde yapılan bazı nörobilim araştırmalarına göre, sürekli dijital bilgi akışına maruz kalmanın, beynin dikkat ve hafıza ile ilişkili bölgelerinde yapısal ve işlevsel değişikliklere yol açabileceğini öne sürülmektedir. Bilişsel sinirbilimciler, zihne daha az güvenmenin beyinde daha az nöron bağlantısı oluşturduğu ve bunun sonucunda beynin gelişimini durdurduğu konusunda fikir birliğine varmıştır. Sosyal ve Psikolojik Etkiler açısından bakıldığında ise sürekli dijital cihaz kullanımının yüz yüze iletişimi azaltarak sosyal iletişim zayıflığına yol açtığı görülmektedir.【2】 Ayrıca, artan ekran süresi ve bilgiye anında erişim beklentisi gibi dijital yaşam biçimi bireylerde sabırsızlık, dikkat dağınıklığı, uyku problemleri ve stres gibi çeşitli psikolojik sorunların ortaya çıkmasına neden olabilmektedir.
Araştırma Bulguları ve Güncel Durum
Siber güvenlik kuruluşu Kaspersky tarafından gerçekleştirilen Kaspersky Çalışması, bu fenomeni somut verilerle desteklemektedir. Araştırma, insanların dijital cihazları, hatırlamaları gereken bilgileri depolamak için adeta bir "dijital beyin" olarak kullandığını göstermiştir. Bu kapsamda elde edilen bulgulara göre Avrupalı tüketicilerin %32'si dijital cihazları beyinlerinin bir uzantısı olarak gördüğünü ifade ederken, Avrupalıların %79'u bilgiye erişim konusunda dijital cihazlara olan bağımlılıklarının beş yıl öncesine göre arttığını belirtmiştir.【3】 Amerikan örneklemine bakıldığında ise bu algı baskınlaşmakta; Amerikalıların %92'si dijital cihazlarını beyinlerinin bir uzantısı olarak görmekte ve neredeyse yarısı, bir sorunla karşılaştığında önce internete başvurduğunu ve çevrimiçi bilgiyi kullandıktan hemen sonra unuttuğunu ifade etmektedir.【4】
Bu veriler, dijital cihazların bir bellek dışsallaştırma aracı olarak kullanıldığını ve bu durumun bilginin kalıcı belleğe aktarılmasını engellediğini ortaya koymaktadır. Güncel durumu anlamlandırmayı amaçlayan bir diğer çalışma ise, "Dijital Yerliler Üzerine Çalışmalar"dır. 18-35 yaş aralığındaki üniversite öğrencisi/mezunu olan dijital yerliler üzerinde yürütülen nitel araştırmalar internetin baskın ve tekel bilgi kaynağı olduğu fikrini ortaya atmıştır.【5】
Bu araştırmaların bulguları, internetin baskın bilgi kaynağı olmasının bireylerin dijital cihazlarla kurduğu simbiyotik yaşantıdan kaynaklandığını göstermekte, bu durumun da dijital amnezinin temelinde yatan bilişsel yetki devrini güçlendirdiği fikrini beraberinde getirmektedir. Bu bulgular ışığında dijital amnezi, çağın hem teknolojik ilerlemesinin bir yan ürünü hem de bireysel bilişsel sağlığı tehdit eden bir sendrom olarak görülmektedir.
Önleme ve Koruma Stratejileri
Dijital amnezinin olumsuz etkilerini aza indirmek ve bilişsel sağlığı korumak amacıyla benimsenmesi önerilen çeşitli stratejiler bulunmaktadır. Bu stratejilerin başında, aşırı dijital cihaz kullanımını kontrol altına almak için dijital detoks ve zaman yönetimi gelir; bunun, özellikle ekran süresinin sınırlandırılması ve belirli periyotlarda dijital detoks uygulamalarının yapılmasılya azaltılabileceği düşümülmektedir. Bilişsel sağlığı muhafaza etmek ve geliştirmek için bulmaca çözme, kitap okuma gibi aktivitelerle düzenli olarak bellek egzersizleri yapmanın gerekliliği de vurgulanmıştır. Dijital depolamaya güvenmek yerine fiziksel kayıt tutma gibi yöntemlere geri dönülmesinin yani fiziksel not alma ve planlama yapılmasının, bilginin uzun süreli belleğe aktarılmasına yardımcı olabileceği de kaspersky başta olmak üzere güncel çalışmalarda yer almaktadır.
Öte yandan, sadece bilişsel değil sosyal ve psikolojik sağlığın korunması için de daha fazla yüz yüze sosyal etkileşim kurmak ve fiziksel aktiviteyi artırmak gibi stratejiler önerilmektedir. Dijital amnezi kavramının kendisi, olumsuz etkileri ve bunları önleme stratejilerine ilişkin eğitimler yoluyla toplumsal farkındalığın geliştirilmesi önerilmektedir. Tüm bu stratejilerin bir arada uygulanması, bireylerin dijital çağın getirdiği bu yeni bilişsel sorunsal karşısında dirençli olmasını ve hafıza işlevlerini korumasını sağlamayı amaçlamaktadır.


