Dodurga, Çorum’un kuzeybatısında yer alan ve 1990 yılında ilçe statüsü kazanmış bir yerleşim birimidir. İlçede tarım, hayvancılık ve linyit madenciliği temel ekonomik faaliyetlerdir. Doğal ve tarihi alanlar arasında Obruk Barajı ve Dodurga Kanyonu bulunmaktadır.

Dodurga (Dodurga Kaymakamlığı)
Tarih
Dodurga adının kaynağı, Kaşgarlı Mahmud’un Divânü Lûgâti’t-Türk adlı eserinde söz konusu edilen 24 Oğuz boyundan Toturgalar’a dayanmaktadır. Yazıcıoğlu’na göre Dodurga toponimi “mülkdutmak” ve “yaşamak” anlamlarıyla ilişkilendirilmiş, tamgası Bozkır Kartalı kuş motifiyle simgelenmiştir. 1072’de Malazgirt Zaferi’ni izleyen Türkmen göçleri doğrultusunda Danişment Ahmet Gazi, Harşana Kalesi’ni fethederek bölgeyi Alayuntlu soyundan Osman Bey’e bırakmış; Osman Bey, kardeşi Ayhan Bey’i Dodurga uç beyi olarak atamıştır. 1074’te Kızılkanatoğulları’ndan Ahmet Bey tarafından köy yeniden imar edilmiş ve Kızılkanat Camii inşa edilmiştir.
Selçuklu dönemi mirasını paylaşan Dodurga, Sultan II. Kılıçarslan’ın miras paylaşımından sonra oğlu Sencer’in yönetimine girmiş; 1243’teki Kösedağ Savaşı sonrasında Moğol hâkimiyetine giren bölge, Keykavus’a bağlı valilik sistemi içinde Hamik Bey’in yönetimine bırakılmıştır. 20. yüzyılın ilk yarısında 1910, 1935, 1942 ve 1943 yıllarında gerçekleşen depremler yerleşime çok sayıda tahribat getirmiş, Birinci Dünya Savaşı’nda erkek nüfusunun büyük bölümü yaşamını yitirmiştir. Milli Mücadele’ye aktif katılımı izleyen dönemde nüfus ve yerleşim dokusunda gerileme gözlenirken; Cumhuriyet’in ilk yirmi yılında civarda linyit yatağının işletmeye alınması toparlanmaya yol açmıştır. Dodurga, 1963’te belediye statüsü kazanmış, 9 Mayıs 1990’da ilçe olarak tescil edilmiş ve 1 Eylül 1991’de kaymakamlık birimleriyle birlikte resmen faaliyete geçmiştir. Bölgedeki yağmur duası törenleri, at kurban etme geleneği ve güncel dilde kullanılan “caydak”, “sincap” ve “yüğürtmek” vb. kelimeler, doğrudan Orta Asya etkilerini yansıtan kültürel devamlılık örnekleri sunar.
Coğrafya ve İklim
Dodurga, Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz bölümünün güneydoğusunda; 40°20′–40°35′ K enlemleri ile 34°20′–34°30′ D boylamları arasında yer alır. Çorum il merkezine 42 km uzaklıkta bulunan ilçenin yüzölçümü 214 km², deniz seviyesinden ortalama yükseltisi 510 m’dir. Kuzeyinde Osmancık, batısında İskilip, kuzeydoğusunda Laçin ilçeleriyle çevrili yerleşim, İstanbul–Samsun kara yolu üzerinde 20 km güneyde konumlanır.
Jeotektonik açıdan Pontid kuşağına yakın bölge, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın gediğindedir. İlçe merkezi, üç tarafı tepelerle çevrili, doğusu açık çanak biçimindeki miyojen havza üzerinde; kuzeybatıda Bakacak (1.425 m), Budama (1.456 m), Çakırkıran (1.306 m) ve Dikmen (1.115 m); güneyde Dededağı (1.396 m) yükseltileriyle sınırlanır. 500–1.100 m aralığındaki plato arazisi toplam alanın % 64,5’ini, tabanlı vadiler % 23,5’ini, dağlık kesimler % 12’sini oluşturur. Başlıca vadiler; doğuda Kızılırmak tabanlı, 17 km uzunluğunda ve 750 m–4 km arasında değişen genişliğe sahip taban vadisi ile kuzeybatıdan doğuya doğru dökülen Alpagut ve Kuyucak çaylarının oluşturduğu kertik vadilerdir.
İklim, İç Anadolu kara ikliminin Orta Karadeniz geçiş tipi özelliği gösterir. Ortalama yıllık sıcaklık 13,3 °C, en sıcak aylar Temmuz (24,4 °C) ve Ağustos (25,0 °C), en soğuk aylar Ocak (1,5 °C) ve Şubat (3,6 °C) olarak kayıtlıdır. Donlu gün sayısı ortalama 15’tir. Yıllık ortalama yağış miktarı 373,2 mm olup % 35,6 oranındaki ilkbahar yağışları yüksek, % 18,5 oranındaki yaz yağışları düşük, Ağustos ayı 11,6 mm ile en az yağış kaydı altındadır. Baskın rüzgar yönü kuzeydoğudan Poyraz, ardından doğu ve güneydoğu yönlerinden eserken; lodos, yıldız ve keșişleme rüzgarları daha az sıklıkta gözlenir.
Bitki örtüsü, yüksek kesimlerde orman, alt kotlarda fundalık ve kısa boylu otlardan oluşan bozkır formasyonu niteliğindedir. Hidrografya bakımından Kızılırmak en büyük akarsu olup Alpagut ve Kuyucak çayları kış ve ilkbahar yağışlarıyla su seviyesini artırırken; yaz kuraklığına karşı Alpagut Çayı linyit madeni kaynak sularını taşıması nedeniyle daha az etkilenir. Yeraltı su kaynakları sınırlı olup ilçe merkezinin içme suyu ihtiyacı Hamamözü (Amasya) ilçesinden getirilen suyla karşılanmaktadır. Toprak tipleri arasında alüvyal, kolüvyal ve kahverengi orman toprakları yaygındır.
Nüfus ve Demografi
Dodurga ilçesinin toplam nüfusu 2007 yılı itibarıyla 8.292 kişi iken 2024 yılında 5.325 kişiye gerilemiş olup bu dönemde 2016–2017, 2017–2018 ve 2022–2023 yıllarında sırasıyla 50 kişilik, 464 kişilik ve 521 kişilik artışlar; diğer yıllarda ise değişen oranlarda azalışlar görülmüştür. 2024 verilerine göre erkek nüfus 2.599 (%48,81), kadın nüfus 2.726 (%51,19) düzeyindedir ve cinsiyetler arasındaki fark genellikle birkaç yüz kişi ölçeğinde kalmıştır. Yıllık nüfus değişimleri, yerel kayıt güncellemeleri ve göç hareketleri gibi çeşitli etkenlerle açıklanabilecek dalgalı bir seyir izlemiştir.
Ekonomi
Dodurga ekonomisi, tarım ve madencilik esaslı bir yapıyı sergiler. Yaz döneminde yüksek sıcaklık ve kuraklığa karşın olgunlaşma dönemine denk gelen çeltik, buğday, nohut, yeşil mercimek ve soğan kültür bitkileri geleneksel ekim alanlarını oluşturur. Topoğrafik ve iklimsel koşullar, sulama imkânlarının kısıtlı olduğu çanak ve vadilerde tarımsal faaliyetlerin rutin hale gelmesine yol açmıştır. Cumhuriyet’in ilk iki on yılında işletmeye açılan linyit rezervleri, hem istihdam hem de bölgesel ekonomiye sağladığı katkıyla yerleşim dinamiklerini dönüştürmüştür.
Turizm, Kültür ve Mutfak
Dodurga’nın özgün bitki örtüsü, işlenmemiş toprak varlığı ile Obruk Barajı’na yakın konumu, ekoturizm (eko), agroturizm, kırsal turizm, av turizmi ve sağlık turizmi alanlarında değerlendirilmesine imkân tanımaktadır. Bölge ziyaretçileri, agro-ekolojik turlarla birlikte tabiat yamaçlarında ve baraj çevresindeki rekreasyon alanlarında etkinliklere katılabilmektedir.
Kültürel miras unsurları arasında Mehmetdede Camii, Mehmetdede Türbesi ve Hüssem Dede Türbesi, inanç turizmi çerçevesinde ziyaretçi çeken başlıca yapılar olarak ön plana çıkar. Ayrıca, yağmur duası törenleri ve eski Şamanistik at kurban etme uygulamaları ile zaman içinde kullanımdan kalksa da sözlü kültürde varlığını koruyan “caydak”, “sincap” ve “yüğürtmek” gibi kelimeler, bölgenin tarihî ve etnografik kimliğine dair somut olmayan miras örnekleri sunar.
Yöresel mutfak, buğday ve baklagil bazlı yemek kültürü ile ayva ve kapari bitkisi gibi özgün ürünleri bir araya getirir. Keşkek, un helvası, tarhana çorbası, toyga aşı, kuzu kebabı ve yaprak sarması yerel sofraların temelini oluştururken; Dodurga ayvası ve yörede doğal koşullarda yetiştirilen kapari, hem sofralık hem de ticari anlamda değer taşır.


