Duga-1, Sovyetler Birliği'nin kıtalararası balistik füze (ICBM) fırlatmalarını, fırlatmadan hemen sonra egzoz gazlarının iyonosferde bıraktığı izleri tespit ederek saptamak üzere tasarladığı bir erken uyarı radar ağı projesinin bir parçasıydı. Ufuk ötesi radar teknolojisi, Dünya'nın küreselliği nedeniyle standart radarların "görüş hattı" ile sınırlı olan menzilini, radyo dalgalarını iyonosferden yansıtarak binlerce kilometre öteye taşıma prensibine dayanır. Sinyalin "yer-iyonosfer-hedef-iyonosfer-yer" şeklindeki çift sekmeli bir yol izlemesiyle, fırlatma sahası radar tesisinden binlerce kilometre uzakta olsa dahi tespit imkânı doğuyordu.

Duga Çalışma Prensibi, (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Sovyetlerin Gizemli Radarı
Radyo amatörleri ve yayıncılar tarafından, çıkardığı tekrarlayan darbe sesi nedeniyle "Russian Woodpecker" (Rus Ağaçkakanı) olarak adlandırılan bu 10 Hz'lik sinyalin kaynağı, Ukrayna'nın Çernobil kenti yakınlarına kurulan devasa Duga-1 sistemiydi.
Sovyet yetkililerinin varlığını uzun süre doğrulamaması, sistem etrafındaki spekülasyonları daha da artırdı. Ancak bu devasa yapının ardında, Sovyetler Birliği'nin iddialı ve maliyetli askeri projelerinden biri olan Duga programı yatıyordu.
Proje, baş tasarımcı F.A. Kuzmin liderliğinde ve Uzun Menzilli Radyo Araştırma Enstitüsü'nün (NIIDAR) bilimsel yönetimi altında yürütüldü. 1969-1970 yıllarında Komünist Parti Merkez Komitesi ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan kararnamelerle, fırlatıldığı andan itibaren kıtalararası balistik füzeleri tespit edebilecek iki ufuk ötesi radar kompleksinin inşası resmen onaylandı.
Bu iki stratejik kompleks şunlardı:
- Batı Kompleksi (Duga-1): ABD ve NATO topraklarından gelebilecek füze tehditlerini gözlemlemek amacıyla Ukrayna'nın kuzeyine konumlandırıldı. Sistemin en bilinen parçası, kaynaklara göre 135 ila 150 metre yüksekliğe ve 300 ila 500 metre uzunluğa sahip olan alıcı anteniydi. Bu anten, operasyonel ihtiyaçları karşılamak için özel olarak inşa edilmiş ve yaklaşık 1.000 kişilik personel ile ailelerine ev sahipliği yapan gizli Çernobil-2 askeri kasabasında yer alıyordu. Sistemin güçlü verici antenleri ise, alıcıyla sinyal karışmasını önlemek amacıyla yaklaşık 60 kilometre mesafedeki Lubech-1 mevkisine inşa edilmişti.
- Doğu Kompleksi (Duga-2): Pasifik Cephesi'ni, özellikle Çin ve ABD'nin batı kıyısından gelebilecek tehditleri izlemek amacıyla Rusya'nın Uzak Doğu bölgesindeki Komsomolsk-on-Amur şehri yakınlarına kuruldu. Bu tesis de Batı Kompleksi ile benzer teknik ve mimari özelliklere sahipti.
Yaklaşık yarım milyar Sovyet Rublesi'ne mal olan Duga programı, hem boyutu hem de teknik karmaşıklığı ile Sovyet mühendisliğinin ve askeri stratejisinin önemli noktalarından birini temsil ediyordu.

Çernobil, Duga - (Pexels)
Önemli Tarihler
1969-1970: Projenin Bakanlar Kurulu kararnamesiyle resmi olarak onaylanması ve inşaatın başlaması.
1976: Duga-1'in devlet testlerini başarıyla geçerek Sovyet Hava Savunma Kuvvetleri tarafından resmen göreve kabul edilmesi.
1985: Duga-1 (Çernobil-2) kompleksinin, performansını artırmak amacıyla kapsamlı bir modernizasyondan geçirilmesi.
26 Nisan 1986: Çernobil Nükleer Felaketi'nin, Duga-1 tesisini radyoaktif kirlilik nedeniyle kalıcı olarak operasyon dışı bırakması.
1989: Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle projenin stratejik önemini yitirmesi ve Duga-2'nin de kapatılması.
Operasyonel Özellikler ve Küresel Etkileri
Duga sisteminin operasyonel etkinliği, son derece yüksek bir yayın gücü gerektiriyordu. Tahmini 10 MW'a ulaşan efektif yayın gücü, sinyalin iyonosferde zayıfladıktan sonra dahi hedeften tespit edilebilir bir eko üretebilmesi için zorunluydu. Sistemin karakteristik 10 Hz'lik darbe tekrar frekansı, sinyal işleme algoritmalarının bir parçası olarak, hareketli hedeflerin Doppler kaymasını ayırt etme ve arka plan gürültüsünü filtreleme amacını taşıyordu.
Ancak bu teknik gereklilikler, sistemin küresel ölçekte ciddi elektromanyetik enterferansa 【1】 yol açmasına neden oldu. Sinyalin geniş bant yapısı, sivil havacılık iletişiminden amatör radyo bantlarına kadar çok sayıda frekansı işgal ediyordu. Bu durum, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU)【2】 nezdinde resmi şikayetlere konu oldu. Sovyetler Birliği'nin, sistemin varlığını ve askeri amacını uzun süre doğrulamaması, "Rus Ağaçkakanı" fenomenini Soğuk Savaş'ın en bilinen elektromanyetik bilinmezlerinden biri haline getirdi.

Duga Radar - 2, (Pexels)
Felaket Öncesi Modernizasyon
Çernobil-2'de konuşlu Duga-1 kompleksinin 1985 yılında, yani nükleer felaketten sadece bir yıl önce, önemli bir modernizasyon sürecinden geçtiğini ve akabinde yeniden devlet kabul testlerine tabi tutulduğunu ortaya koymaktadır.
Bu modernizasyon faaliyeti, sistemin Sovyet askeri liderliği tarafından operasyonel ömrünü tamamlamış veya başarısız bir proje olarak görülmediğinin en somut kanıtıdır. Aksine, kaynakların bu denli kapsamlı bir iyileştirme için seferber edilmesi, Duga-1'in felaket anına kadar stratejik değerini koruduğunu ve ondan beklenen savunma rolünü sürdürmesi için yatırım yapılmaya devam edildiğini göstermektedir.
Performans Değerlendirmesi ve Hizmetten Çıkarılma
Duga-1 sistemi yapılan devlet testlerini başarıyla tamamlamış ve 1976 yılında Sovyet Hava Savunma Kuvvetleri (Voyska PVO)【3】 tarafından resmen muharebe görevine kabul edilmiştir. Sistem, testler sırasında kıta içi ve kıtalararası füze fırlatmalarını tespit etme kabiliyetini ispatlamıştır.
Bununla birlikte, sistemin pratik operasyonel etkinliği, doğası gereği istikrarsız olan iyonosferin【4】 anlık durumuna kritik düzeyde bağımlıydı. Jeomanyetik fırtınalar ve kutup bölgelerindeki iyonosferik bozulmalar, sistemin performansında ciddi düşüşlere veya geçici körlüğe neden olabiliyordu. Bu temel zafiyet, sistemin mutlak güvenilirlik gerektiren bir erken uyarı ağı için tek başına yeterli olamayacağını gösterdi.
Duga programının sonunu hazırlayan temel faktör, teknolojik bir gelişme oldu. Sovyetler Birliği'nin eş zamanlı olarak geliştirdiği uzay tabanlı erken uyarı kademesi olan "Oko" (US-KS) uydu sistemi【5】 , atmosferik koşullardan etkilenmeyen, çok daha istikrarlı ve güvenilir bir tespit platformu sunuyordu. Stratejik önceliğin uydu sistemlerine kayması, Duga'nın önemini tedricen azalttı. Duga-1 için nihai son, 26 Nisan 1986'daki Çernobil nükleer felaketiyle geldi. Felaket sonucu bölgenin ağır radyoaktif kirlenmeye maruz kalması, tesisin daha fazla işletilmesini imkânsız kıldı ve kalıcı olarak mühürlendi. Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte stratejik gerekliliğini tamamen yitiren Doğu Kompleksi de kısa bir süre sonra hizmet dışı bırakılarak söküldü.


