Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü, her yıl 17 haziranda uluslararası düzeyde gözlemlenen ve çölleşme ile kuraklık gibi arazi bozulumu sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlayan bir gündür. Bu gün, arazi kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek, çevresel farkındalık oluşturmak ve çölleşmenin ekonomik, sosyal ve ekolojik etkilerini azaltmaya yönelik çabaları desteklemek amacıyla ilan edilmiştir.
Tarihçe
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 30 Aralık 1994 tarihli A/RES/49/115 sayılı kararıyla 17 Haziran’ı Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü olarak belirlemiştir.【1】 Bu karar, çölleşmenin ve kuraklığın küresel boyuttaki etkilerine dikkat çekmek ve uluslararası iş birliğini güçlendirmek amacıyla alınmıştır. Günün ilan edilmesinin temel motivasyonu, yaklaşık 2 milyar insanın doğrudan çölleşme ve kuraklıktan etkilenmesi ve bu sorunların gıda güvenliği, istihdam ve göç üzerinde önemli etkiler yaratmasıdır.
Küresel Önemi ve Etkileri
Dünya genelinde çölleşme ve arazi bozulumu, toprak kaybı, biyolojik çeşitlilik azalması ve kuraklıkla doğrudan bağlantılıdır. Arazi bozulumu, dünya yüzeyinin yaklaşık %40’ında gözlemlenmekte ve her dakika dört futbol sahası büyüklüğünde alan kaybına neden olmaktadır. Bu durum, gıda üretiminde azalmaya, su kaynaklarının tükenmesine, işsizlik ve göç olaylarının artmasına, ayrıca ekosistemlerin bozulmasına yol açmaktadır.【2】
Kuraklık ve çölleşme, özellikle Afrika ve Asya kıtalarında yoğun olarak görülmekte, insan yaşamı ve ekonomik faaliyetler üzerinde ciddi baskılar oluşturmaktadır. Küresel ısınma ve iklim değişikliği, çölleşme riskini artıran başlıca etkenler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, aşırı tüketim ve yanlış arazi kullanımı da arazi tahribatını hızlandıran insan kaynaklı faktörlerdendir.
Kurumsal ve Uluslararası Çabalar
Birleşmiş Milletler ve bağlı kuruluşları, çölleşme ve kuraklıkla mücadelede bilimsel ve teknik destek sağlamaktadır. UNESCO, Intergovernmental Hydrological Programme (IHP) ve Man and the Biosphere Programme (MAB) gibi programlar aracılığıyla arazi yönetimi ve su kaynakları konusunda uzmanlık sunmaktadır. Ayrıca Birleşmiş Milletler 2021-2030 dönemi için “Ecosystem Restoration Decade” çerçevesinde küresel arazi restorasyonu ve doğal sermayenin korunmasına yönelik hedefler belirlemiştir.
Güncel uluslararası hedefler arasında, 2030 yılına kadar 1,5 milyar hektar alanın restorasyonu ve arazi restorasyonu ekonomisinin canlandırılması yer almaktadır. Bu hedefler, çevresel sürdürülebilirliği ve ekonomik direnci desteklemeyi amaçlamaktadır.
Türkiye’de Durum ve Önlemler
Türkiye, coğrafi konumu, topografik, klimatik ve toprak özellikleri nedeniyle çölleşme ve kuraklıktan en fazla etkilenecek ülkeler arasında yer almaktadır. Bu kapsamda, 2019-2030 yıllarını kapsayan “Çölleşmeyle Mücadele Ulusal Stratejisi ve Eylem Planı” hazırlanmış ve uygulanmaya başlanmıştır.
Ülkede yapılan çalışmalara göre, 1970’lerde yılda 500 milyon ton toprak erozyona uğrarken yapılan önlemlerle bu miktar 140 milyon tona düşürülmüştür. Hedef, 2025 yılına kadar erozyonla kaybolan toprak miktarını yılda 150 milyon ton ve altına indirmektir.【3】
Türkiye, çölleşme riskinin yüksek olduğu alanları belirlemek için çölleşme hassasiyet haritası oluşturmuştur. Arazi Tahribatının Dengelenmesi Projesi kapsamında, hassas alanlarda yapılacak faaliyetlerin belirlenmesinde karar vericilere rehberlik eden karar destek sistemi kurulmuştur ve uygulanmaktadır.
Tema ve Vurgular
2025 yılı Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü, “Toprağı Yenile. Fırsatları Açığa Çıkar” temasıyla öne çıkmıştır. Tema, arazi restorasyonunun hem ekonomik hem de çevresel faydalarını vurgulamaktadır. Arazi restorasyonu, istihdam yaratma, gıda ve su güvenliğini artırma, iklim değişikliğiyle mücadele ve ekonomik dayanıklılığı güçlendirme potansiyeline sahiptir.




