Düşük seviye programlama dilleri, bilgisayar donanımıyla doğrudan iletişim kurabilen ve işlemci mimarisiyle sıkı bir ilişki içinde çalışan yazılım dilleridir. Bu diller, donanıma yakın olmaları sayesinde sistem kaynakları üzerinde tam denetim sağlar; ancak bu denetim, beraberinde kullanım zorluğunu da getirir. Yüksek seviyeli programlama dillerinde sıkça karşılaşılan soyutlama, otomatik bellek yönetimi ya da platformdan bağımsız çalışabilme gibi kolaylaştırıcı özellikler, düşük seviyeli dillerde ya sınırlıdır ya da hiç bulunmaz. Bu nedenle, bu tür dillerle geliştirilen yazılımlar daha az taşınabilir ve daha zor okunur olsa da, performans açısından genellikle daha üstündür.
Düşük Seviyeli Diller İki Ana Gruba Ayrılır:
makine dili ve assembly (yordam) dili. Makine dili, işlemcinin doğrudan anlayabildiği ikili komutlardan oluşur ve tamamen 0 ve 1’lerle ifade edilir. Assembly dili ise, makine diline oldukça yakın olmakla birlikte, insan tarafından daha kolay okunabilen sembolik komutlar (mnemonic) içerir. Her assembly komutu, arka planda işlemcinin gerçekleştirdiği belirli bir makine koduna karşılık gelir. Assembly dili ile yazılan programlar, assembler adı verilen özel bir çevirici program aracılığıyla makine diline dönüştürülür.
Düşük Seviyeli Diller Nerelerde Kullanılıyor?
Günümüzde düşük seviyeli diller, genellikle işletim sistemlerinin çekirdekleri, donanım sürücüleri, gömülü sistemler, mikrodenetleyici programlama ve gerçek zamanlı uygulamalar gibi, sistem kaynaklarının doğrudan kontrol edilmesinin kritik olduğu alanlarda kullanılmaktadır. Bu diller, programcılara bellek adresleri, giriş-çıkış birimleri ve CPU kayıtları üzerinde ayrıntılı kontrol olanağı tanır.
Düşük Seviyeli Dillerin Beraberinde Gelen Zorluklar
Kodun karmaşıklığı ve düşük okunabilirliği, geliştirme sürecini uzatabilir ve hata yapma olasılığını artırabilir. Ayrıca, platforma bağımlılık, bir işlemci mimarisi için yazılmış kodun başka bir mimaride çalıştırılmasını zorlaştırır.
Düşük Seviyeli Dillerin Tarihsel Önemi
Bilgisayar biliminin ilk yıllarında neredeyse tüm yazılımlar düşük seviyeli dillerle geliştirilmiştir. Örneğin, Unix işletim sisteminin ilk sürümü büyük ölçüde Assembly diliyle yazılmıştır. Günümüzde ise genellikle sistemin çekirdek bileşenleri için tercih edilmektedir.