KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Evrensel Gramer

fav gif
Kaydet
kure star outline

Evrensel Gramer (İngilizce: Universal Grammar, UG), dilbilimci Noam Chomsky ile ilişkilendirilen ve insanın dil yetisinin doğuştan gelen, biyolojik bir temele dayandığını öne süren bir dilbilim teorisidir. Bu yaklaşıma göre insanlar dünyaya belirli bir dili (örn. İngilizce, Türkçe veya Çince) öğrenmek üzere programlanmış olarak gelmezler; bunun yerine, tüm insan dillerinin temelini oluşturan soyut ve ortak “ilkeleri” (principles) doğuştan edinirler.


Bu teori, dil ediniminin iki temel bileşenin etkileşimi olduğunu savunur: doğuştan gelen bu donanım (Evrensel Gramer) ve bireyin deneyimlediği dilsel çevre (öğrenme). Evrensel Gramer’in temel argümanlarından biri, çocukların maruz kaldıkları sınırlı ve bazen düzensiz dilsel veriye (bu durum “uyaran yoksunluğu” veya “poverty of stimulus” olarak da adlandırılır) rağmen, anadillerinin karmaşık yapısını edinebilmelerini açıklamaktır.

Kuramsal Yaklaşımlar ve Gelişim

Evrensel Gramer teorisi, Chomsky’nin ilk çalışmalarından bu yana çeşitli aşamalardan geçmiştir.

Derin Yapı ve Yüzey Yapı

Chomsky tarafından “Üretici Dönüşümsel Dil Bilgisi” (Generative Transformational Grammar) adıyla sistemleştirilen ilk modeller, dilin iki temel temsil düzeyi olduğunu varsayar:

Derin Yapı (Deep Structure)

Bir cümlenin anlamsal yorumlamasının temelini oluşturan soyut söz dizimsel yapıdır.

Yüzey Yapı (Surface Structure)

Derin yapının, “dönüşüm” (transformation) adı verilen kurallarla değişikliğe uğratılarak dışa vurulmuş, sesçil (fonetik) ifadesidir. Bu yaklaşıma göre dönüşümler, cümlenin temel anlamına katkıda bulunmaz.

İlkeler ve Parametreler (P&P) Çerçevesi

Teorinin daha sonraki bir aşaması olan “İlkeler ve Parametreler” (Principles and Parameters - P&P) yaklaşımı, dil yetisini bir anahtar kutusuna benzetir:

İlkeler (Principles)

Tüm dillerde ortak olan, doğuştan gelen ve değiştirilemeyen kurallardır.

Parametreler (Parameters)

Diller arasındaki yapısal farklılıkları açıklayan, sınırlı seçenekler sunan ayarlardır. Dil edinimi, çocuğun maruz kaldığı dilsel veriye dayanarak bu parametreleri (anahtarları) belirli bir değere “ayarlaması” süreci olarak görülür.

Evrensel Kategori Tartışmaları: AUX Örneği

Evrensel Gramer’in temel iddialarından biri, “AUX” (Yardımcı Fiil) gibi söz dizimsel kategorilerin evrensel bir envanterde “kullanılabilir” (available) olduğudur. AUX kategorisinin analizi, teori içindeki tartışmaların bir örneğidir.


  • Cümle Yapısı (PS) Analizi: Chomsky’nin (1957) Syntactic Structures eserinde ortaya atılan bu ilk analiz, AUX’u (İngilizce için Tense, Modal, have, be gibi unsurları içeren) ayrı bir söz dizimsel kategori olarak tanımlar.
  • Ana Fiil (MV) Analizi: Ross (1967a) tarafından önerilen bu rakip analiz, AUX adında ayrı bir kategori olmadığını, have ve be gibi yardımcıların aslında ana fiiller (main verbs) olduğunu ve tam tümce tümleçleri aldıklarını savunur.


Akmajian, Steele ve Wasow (1979), MV analizinin İngilizce’deki have ve be fiillerinin fiil benzeri davranışlarını (örn. VP Deletion) açıkladığını kabul eder. Ancak bu kategorinin evrenselliğini savunmak için Luiseño (bir Uto-Aztek dili) gibi dillerden kanıtlar sunarlar. Luiseño’da AUX kategorisi (Tense ve Modality unsurlarını içerir) bir fiil değil, cümlenin ikinci pozisyonunda yer alan ve fiillerle hiçbir morfolojik benzerlik göstermeyen bir “partikül” dizisidir. Buradan hareketle, AUX kategorisinin evrensel bir kategori olduğu, ancak her dilde aynı şekilde (örn. fiil olarak) gerçekleşmediği savunulur.


Bu tartışmalara yanıt olarak, AUX’u evrensel bir kategori (Tense ve Modal içeren) olarak koruyan, ancak have ve begibi fiilleri V¹, V², V³ olarak etiketlenen katmanlı bir fiil grubu (VP) yapısı içinde üreten ara modeller önerilmiştir. Bu yapı, V¹ Fronting gibi kuralların neden sadece belirli fiil gruplarını (örn. V¹) etkilediğini açıklamaya olanak tanır.

Bilişsel Temeller ve Öğrenme Modelleri

Dil ve Beyin Yapısı

Evrensel Gramer teorisi, dilin biyolojik temelleri olduğu varsayımına dayanır. İnsan beyninin yapısı, dilin evrensel ilkelere göre işlemesinin ana nedenlerinden biri olarak görülür. Beynin iki yarım küresi farklı işlevler için özelleşmiştir:

Sol Yarım Küre

Sözel, mantıksal ve analitik işlemlerde uzmandır; dili parçalara bölerek analiz etme eğilimindedir.

Sağ Yarım Küre

Görsel-uzamsal beceriler, duygular ve bütünsel değerlendirmeler konusunda uzmandır. Dilin bürünsel (prosodik) özellikleri (jest, mimik, tonlama, vurgu) gibi pragmatik yönlerini bütüncül olarak algılar. Anlamın oluşması (formation of meaning) sağ yarım küre ile ilişkilendirilmiştir.

İstatistiksel Öğrenme ve Evrensel Gramer Sentezi

Bebeklerin, dil ediniminde istatistiksel öğrenme (Statistical Learning - SL) yeteneklerini kullandıkları gösterilmiştir. Örneğin, bebekler bir yapay dilde heceler arasındaki “geçiş olasılıklarını” (transitional probabilities) takip ederek kelime sınırlarını tespit edebilirler.

Ancak bazı araştırmacılar (örn. Yang), bu istatistiksel öğrenme modelinin (SLM) tek başına yeterli olmadığını savunur. Çocuğa yönelik gerçek dil verisi (örn. İngilizce) gibi karmaşık bir ortamda, SLM’nin kelimeleri güvenilir bir şekilde ayırt edemediği, ancak doğuştan gelen fonolojik yapı bilgisi (Evrensel Gramer’in bir parçası) ile kısıtlandığında başarılı olabildiği öne sürülmüştür. Bu görüşe göre dil edinimi, “doğuştan rehberli bir öğrenme” (innately guided learning) formudur; yani Evrensel Gramer, öğrenicinin hangi istatistiksel ipuçlarına dikkat etmesi gerektiğini belirleyen kısıtlamaları sağlar.

Tetikleme ve Olasılıksal Öğrenme

Parametrelerin nasıl ayarlandığı konusunda P&P çerçevesi içinde farklı öğrenme modelleri tartışılmıştır:

Tetikleme (Triggering)

Bu modelde öğrenici, belirli bir anda tek bir gramer ayarını benimser ve gelen veri bu ayarı “tetikleyerek” değiştirebilir. Bu modelin, çocuk dilindeki gelişimin neden ani değil de kademeli olduğunu açıklamakta zorlandığı belirtilmiştir.

Değişimsel/Olasılıksal Öğrenme (Variational/Probabilistic Learning): 

Bu alternatif model, öğrenmenin olasılıksal olduğunu savunur. Öğrenicinin zihninde UG tarafından izin verilen tüm olası gramerler bir rekabet halindedir. Gelen veriye en uyumlu olan hedef gramer, zamanla diğerlerini olasılıksal olarak eler. Bu yaklaşımın, dil ediniminin kademeli doğasını daha iyi açıkladığı savunulur.

Uygulama Alanları ve Örnekler

Parametre Ayarı: Özne Kullanımı

Dillerin özneleri kullanma biçimi, parametrik bir farklılık örneğidir.


  • İtalyanca gibi “pro-drop” diller, zengin fiil çekimlerine dayanarak özneyi düşürebilir.
  • Çince gibi “topic-drop” diller, söylem bağlamına (discourse topic) dayalı olarak özneyi (ve nesneyi) düşürebilir.
  • İngilizce ise bu seçeneklere izin vermez ve there veya it gibi dışsal (expletive) öznelerin kullanımını zorunlu kılar.


İngilizce öğrenen çocukların, gelişimlerinin bir aşamasında özneleri düşürme eğiliminde olmaları, Evrensel Gramer açısından, onların Çince tipi “topic-drop” parametresini test ettikleri şeklinde yorumlanmıştır. Bu hatalar, çocuğun Evrensel Gramer tarafından sağlanan olası bir gramer seçeneğini (İngilizce verisiyle çelişmesine rağmen) geçici olarak kullandığını gösterir.

Okuma Yetisi

“Okumanın Evrensel Grameri” olarak adlandırılan bir yaklaşım, Evrensel Gramer ilkelerini okuryazarlığa uygular. Bu görüşün temeli “Yazı Sistemleri Üzerindeki Dil Kısıtlaması” (Language Constraint on Writing Systems) ilkesidir. Bu ilkeye göre:


  • Tüm yazı sistemleri, doğrudan anlamı (meaning) değil, konuştukları dili (spoken language) kodlar.
  • Okuma, evrensel olarak okuyucunun yazı sistemi (ortografi) ile dilin fonolojik ve morfolojik düzeyleri arasında bağlantı kurmasını gerektirir.


Örneğin, Çince genellikle logografik (anlam temelli) olarak düşünülse de aslında “morfosillabik” (morphosyllabic) bir sistemdir; yani karakterler hem morfemlere hem de hecelere karşılık gelir. Araştırmalar, Çince okumanın da otomatik olarak fonolojik bilgiyi etkinleştirdiğini göstermektedir; bu da okumanın evrensel dilsel temelleri olduğu görüşünü destekler.

Türkçede Evrensel İlkeler: Soru Kategorisi

Evrensel Gramer, tüm dillerde ortak bilişsel kategorilerin bulunduğunu savunur. Soru (interrogative) kategorisi, bu evrensel özelliklerin Türkçedeki yansımalarını incelemek için bir alan sağlar.

Semantik Evrenseller ve Soru Kelimeleri

İnsanın dünyayı algılama biçimi, dildeki temel soru kelimelerinin yapısını belirler. İnsan zihni, dünyayı temel kategoriler aracılığıyla sınıflandırır. Aristoteles’in mantıkta tanımladığı temel kategoriler (örn. Töz, Nicelik, Nitelik, Yer, Zaman) ile dillerde bulunan evrensel soru kelimeleri arasında bir paralellik kurulmuştur:


  • Töz (Cevher): Kim? (deneyimleyen/özne) ve Ne? (deneyimlenen/nesne)
  • Nitelik: Nasıl?
  • Nicelik: Ne kadar? / Kaç?
  • Yer (Mekân): Nerede?
  • Zaman: Ne zaman?
  • Sebep: Niçin? / Neden?


Bu bilişsel kategoriler evrenseldir; diller bu kategorileri sorgulamak için yalnızca biçimsel (formal) olarak farklı stratejiler kullanır.

Biçimsel Soru Stratejileri ve Türkçe

Dünya dillerinde soru yapmak için kullanılan çeşitli stratejiler (örn. özel tonlama, soru edatları, kelime sırası değişikliği) tespit edilmiştir.


Türkçede soru anlamı temel olarak üç yolla sağlanır:


  1. Tonlama (Ezgi): Özellikle konuşma dilinde yükselen tonlama ile.
  2. Soru Kelimeleri: Yukarıda belirtilen Kim?, Ne?, Nerede? gibi “Ne soruları” (Wh-questions).
  3. Soru Eki (Klitiği): mI/mU kullanımı.


Türkçedeki mI/mU eki, diller arası sınıflandırmada “soru edatı” (question particle) stratejisine bir örnektir. Diğer dillerde bu edatların yeri sabit olabilirken (örn. cümlenin başında veya sonunda), Türkçede mI/mU klitiği, soruyu soranın amacına ve vurgulamak istediği ögeye bağlı olarak cümlenin farklı konumlarında yer alabilir. Bu esneklik, Türkçenin söz dizimsel yapısının bir özelliğidir. Örneğin, “Ayşe mi dün okula gitti?” (özneyi sorgular) ile “Ayşe dün okula mı gitti?” (yeri sorgular) cümleleri, klitiğin konumuna göre farklı odak (focus) noktaları yaratır.

Kaynakça

Akmajian, Adrian, Susan M. Steele ve Thomas Wasow. “The Category AUX in Universal Grammar.” Linguistic Inquiry10, no. 1 (1979): 1–64. Erişim 3 Kasım 2025. http://www.jstor.org/stable/4178094.

Parlak, Hatice. “Türkçede Soru Kategorisinin Biçimsel Özellikleri, Evrensel Gramer ve Beyin Çalışmaları Açısından Yabancılara Öğretimi.” RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 27 (2022): 184–198. Erişim 3 Kasım 2025.https://dergipark.org.tr/en/pub/rumelide/article/1104176.

Parlak, Hatice. “Evrensel Gramer ve Beynin Yapısı Açısından Türkçede Soru Kategorisinin Semantik Özellikleri.” RumeliDE Dil ve Edebiyat Araştırmaları Dergisi 30 (2022): 286–311. Erişim 3 Kasım 2025.https://dergipark.org.tr/en/pub/rumelide/issue/73128/1192522.

Perfetti, Charles A. “The Universal Grammar of Reading.” Scientific Studies of Reading 7, no. 1 (2003): 3–24. Erişim 3 Kasım 2025. https://doi.org/10.1207/S1532799XSSR0701_02.

Yang, Charles D. “Universal Grammar, Statistics or Both?” Trends in Cognitive Sciences 8, no. 10 (2004): 451–456. Erişim 3 Kasım 2025. https://www.cell.com/trends/cognitive-sciences/fulltext/S1364-6613(04)00210-4.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarYunus Emre Yüce3 Kasım 2025 13:18
KÜRE'ye Sor