Friedrich Engels (28 Kasım 1820, Barmen, Prusya - 5 Ağustos 1895, Londra, İngiltere), Alman filozof, sosyal teorisyen ve iş insanıdır. Karl Marx ile yakın işbirliği içinde modern komünizmin teorik temellerini atan Engels, kapitalizmin eleştirisi üzerine eserler vermiş ve endüstriyel toplumun sosyal koşullarını incelemiştir. Aile işinde edindiği deneyimlerle ekonomik analizler yapmış, Marksist düşüncenin gelişimine katkıda bulunmuştur.
Erken Yaşam ve Eğitim
Friedrich Engels, Prusya Krallığı’na bağlı Rheinland eyaletinde, Protestan bir tekstil sanayicisi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ailesinin ekonomik konumu, küçük yaşlardan itibaren ticaret ve muhasebe gibi pratik alanlara yönelmesine neden oldu. Gymnasium (ortaokul) eğitimini tamamlamadan ayrılan Engels, aile işletmesiyle bağlantılı olarak Bremen ve daha sonra Manchester gibi sanayi kentlerinde ticari eğitim aldı. Bu dönemde modern sanayinin doğrudan gözlemlenmesi, onun ilerleyen yıllardaki yazılarında işçi sınıfı yaşamına ilişkin ayrıntılı betimlemeleri mümkün kılacak deneyim birikimini oluşturdu.
Gençlik yıllarında özellikle Hegel sonrası felsefi tartışmalara ve Alman genç hegelyen çevrelerinde süren din, devlet ve tarih eleştirilerine ilgi duydu. Bu ilgi, gazetecilik faaliyetleri ve politik ekonomi okumalarıyla pekişti. Yaklaşımı, bireysel ahlâk vurgusundan ziyade toplumsal ilişkilerin ve üretim biçimlerinin belirleyici rolüne odaklanan bir yönelim kazandı.
İlk Yazılar ve Genç Hegelcilerle İlişki
Engels’in erken dönem metinlerinde din eleştirisi, Prusya devlet yapısının değerlendirilmesi ve sanayileşmenin toplumsal sonuçları öne çıkıyordu. Genç Hegelci çevrelerin etkisi, ideolojik biçimlerin eleştirisini önemserken, Engels’in metinlerinde giderek maddi yaşam koşullarına ve sınıf ilişkilerine yapılan vurgu belirginleşti. Bu aşama, onu siyasal iktisat tartışmalarına ve İngiliz ekonomi politik literatürünün (Adam Smith, David Ricardo ve onların yorumcuları) eleştirel incelenmesine yöneltti.
Manchester Deneyimi ve İşçi Sınıfı Gözlemleri
1840’ların başında Manchester’da geçirdiği süre, Engels’in düşünsel yöneliminde dönüm noktasıydı. Şehirdeki tekstil sektöründe yönetici pozisyonlarda çalışması, fabrikalardaki üretim organizasyonları ve emek süreçleri hakkında doğrudan bir ufuk açtı. Engels, işçi mahallelerini, çalışma koşullarını, barınma ve sağlık sorunlarını gözlemleyerek ayrıntılı notlar tuttu. Bu birikim, İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu (1845) adlı eserine dönüştü. Metin, sanayi kapitalizminin emek üzerindeki etkilerini ve sınıf yapılarının şehir mekânı üzerindeki yansımalarını sistematik olarak betimlemek açısından erken ve kapsamlı bir gözlem raporu niteliğindeydi. Eser, ilerleyen yıllarda kent sosyolojisi ve emek tarihi çalışmalarında sıkça anılan bir referans noktası oldu.
Marx ile Tanışma ve Ortaklık
Engels, Karl Marx ile 1840’ların ortasında tanıştı ve kısa sürede ortak bir çalışma ilişkisi kurdu. İki düşünür, tarihsel süreçleri üretim tarzlarının dönüşümü ve sınıf mücadeleleri ekseninde ele alan bir yaklaşım üzerinde çalıştı. Ortaklık; politik ekonomi metinlerinin eleştirisi, felsefi tartışmaların yeniden konumlandırılması ve siyasal örgütlenme stratejilerinin formüle edilmesi gibi alanlarda sürdü. Engels, Marx’ın çalışmalarını maddi olarak desteklemenin yanı sıra kavramsal katkılar sundu; ikilinin yazışmaları ve ortak metinleri, 19. yüzyıl sosyalist düşüncesinin temel başvuru kaynakları haline geldi.
Bu ortaklığın en görünür ürünü, 1847’de Komünistler Birliği’nin talebiyle kaleme alınan ve 1848’de yayımlanan Komünist Manifesto oldu. Manifesto, modern sınıf ilişkilerini ve kapitalist üretim tarzının dinamiklerini kısa ve yoğun bir dille özetleyerek, proletaryanın tarihsel rolünü ve siyasal hedeflerini formüle etti.
Metin, hem çağdaş devrimci hareketlerde hem de sonraki kuşakların teorik tartışmalarında merkezi bir konum kazandı.
1848 Devrimleri, Sürgün ve Gazetecilik
Avrupa’yı saran 1848 devrimlerinde Engels ve Marx, siyasal gelişmelere aktif biçimde dahil oldu. Köln’de yayımlanan Neue Rheinische Zeitung çevresindeki faaliyetler, devrimci dalga ve karşı-devrim sürecinin değerlendirilmesine odaklandı. 1849’a gelindiğinde, Alman devletlerinin yeniden düzenlenmesi ve karşı-devrimci bastırma politikaları, Engels’i sürgün rotalarına yöneltti. Bu yıllarda askeri strateji ve taktik üzerine yazılar kaleme aldı; 1849’daki çatışma süreçlerine ilişkin çözümlemeler, sınıf mücadelelerinin askeri boyutlarına ve devlet şiddetinin işleyişine dair gözlemler içerdi.
Manchester’a Dönüş ve İş Yaşamı
1850’lerden itibaren Engels, tekrar Manchester’da aile bağlantılı bir firmada yönetici olarak çalıştı. Bu dönemde düzenli gelir elde etmesi, Marx’ın Londra’daki araştırmalarını sürdürmesini maddi olarak desteklemesine olanak sağladı. Engels, akşamlarını ve boş zamanlarını kuramsal çalışmalara, yazışmalara ve basın faaliyetlerine ayırdı. Sanayideki yönetim deneyimi, onun iktisadi döngüler, piyasa dalgalanmaları ve işgücü piyasasının dinamiklerine ilişkin gözlemlerini derinleştirdi.
Marx’ın Ardından Editörlük ve Kuramsal Çalışmalar
Karl Marx’ın 1883’teki ölümünden sonra Engels, Marx’ın geride bıraktığı notları düzenleyerek Kapital’in II. (1885) ve III. (1894) ciltlerini yayıma hazırladı. Bu editöryal çalışma, yalnızca metinlerin teknik derlenmesinden ibaret değildi; Marx’ın iktisadi çözümlemesinin sistematiğine sadık kalarak eksik bırakılan kısımların tutarlı bir bütün oluşturmasını amaçlayan ayrıntılı bir emek içeriyordu. Engels’in 1880’lerde yayımladığı metinler—Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu (1886) ve Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni (1884)—felsefi pozisyonun özetlenmesi ve toplumsal kurumların tarihsel gelişiminin tartışılması açısından derleyici bir rol üstlendi.
Doğa Bilimleri, Diyalektik ve “Doğanın Diyalektiği”
Engels’in doğa bilimlerine ilgisi, çeşitli notlarında ve makalelerinde görüldü. “Doğanın Diyalektiği” başlığı altında derlenen materyaller, doğa süreçlerinin içsel hareketliliğini ve karşıtlıklar yoluyla gelişimini açıklamaya yönelik bir çabayı yansıtır. Bu metinler Engels’in sağlığında bütünlüklü biçimde yayımlanmadı; daha sonra derlenip yayımlandı. Engels burada, bilimsel bulgular ile felsefi kavrayış arasındaki ilişkileri tartışmaya açtı; doğa bilimlerinin ulaştığı düzeyle toplumsal bilimler arasında kavramsal bağlar kurmaya çalıştı. Bu yaklaşım, 20. yüzyıl boyunca farklı okullarca değişen ölçülerde benimsenmiş ya da eleştirilmiştir.
Aile, Mülkiyet ve Devletin Kökeni
Engels’in Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni (1884) adlı eseri, Lewis H. Morgan’ın etnografik çalışmalarından yararlanarak aile biçimlerinin, mülkiyet ilişkilerinin ve devlet kurumunun tarihsel ortaya çıkışını incelemeye yönelir. Metin, Morgan’ın dönemin antropoloji literatüründeki “gelişim aşamaları” şemasını tartışmaya taşır ve üretim ile miras ilişkilerindeki dönüşümlerin toplumsal hiyerarşilerle bağlantısını kurar. Modern antropolojinin gelişmesiyle birlikte söz konusu şemalara getirilen eleştiriler, Engels’in tezlerinin evrensel geçerliliğini tartışmaya açmış; ancak metin, toplumsal kurumların tarihsel olarak değiştiğini vurgulayan yaklaşımıyla önemli bir referans niteliğini korumuştur.
Anti-Dühring ve Sosyalizmin Sunumu
Anti-Dühring (1878), dönemin etkili figürlerinden Eugen Dühring’in iktisat, felsefe ve toplum kuramına ilişkin tezlerine karşı kapsamlı bir eleştiri olarak kaleme alındı. Bu çalışma, Engels’in sistematik anlatımını ve kuramsal bütünleme çabasını sergiler. Kitabın bazı bölümleri daha sonra Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm (1880) adıyla ayrı bir broşür olarak yayımlandı; bu metin, sosyalizmin tarihsel gelişimini ve bilimsel temellerini ana hatlarıyla sunması sayesinde geniş bir okur kitlesine ulaştı.
Dil Yetkinliği, Çeviriler ve Yazışmalar
Engels’in çok dilli çalışabilme kapasitesi, 19. yüzyıl Avrupa’sının çok merkezli entelektüel ortamında ona önemli bir hareket açıklığı sağladı. Fransızca ve İngilizce kaynaklarla doğrudan çalışabilmesi, gazetecilik faaliyetlerinden örgütsel yazışmalara kadar pek çok alanda etkinlik kazandırdı. Engels ile Marx’ın birlikte kaleme aldığı metinlerin farklı dillere uyarlanması ve yaygınlaştırılması sürecinde bu yetkinliğin payı büyüktü.
Engels’in mektupları, dönemin sosyalist liderleri, sendikacılar ve yazarlarıyla kurduğu ilişkilerin bir envanteri niteliğindedir; bu yazışmalar, hem metinlerinin oluşum bağlamını hem de örgütsel stratejilerin şekillenişini anlamak için temel belgeler arasında yer alır.
Uluslararası İşçi Hareketi ve Örgütlenme
Engels, Marx ile birlikte işçi sınıfı hareketlerinin örgütlenmesine ve programatik tartışmaların yürütülmesine katkıda bulundu. Birinci Enternasyonal’in (Uluslararası Emekçiler Birliği) deneyimleri, strateji ve taktik tartışmalarının somut zeminini oluşturdu. Engels, sendikal hareketlerin, kooperatiflerin ve siyasal partilerin rollerine ilişkin değerlendirmeler yaptı; bu değerlendirmelerde, ekonomik taleplerle siyasal hedefler arasındaki ilişkinin sürekliliğine dikkat çekti. 1870’lerden 1890’lara uzanan dönemde Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ve diğer ülkelerdeki sosyalist partilerle kurduğu temaslar, programatik çizgilerin oluşumunda etkili oldu.
Siyasal İktisat Eleştirisine Katkıları
Marx’ın Kapital projesi, sermayenin birikim süreçlerini ve değer biçiminin işleyişini çözümlemeyi hedeflerken, Engels bu projenin desteklenmesi ve tamamlanmasında kilit bir rol oynadı. Engels’in iktisadi dalgalanmalar, rekabet, teknolojik değişim ve üretkenlik artışları üzerine gözlemleri, kapitalist üretim tarzının dinamizmini kavramsallaştırmada dolaylı katkılarda bulundu. Engels, iktisat tartışmalarında “bilimsel sosyalizm” kavramsallaştırmasını öne çıkararak, tarihsel eğilimleri ve sınıf mücadelesini analitik bir çerçevede ilişkilendirmeye çalıştı.
Din, Felsefe ve İdeoloji Eleştirisi
Engels’in din ve felsefe üzerine yazıları, ideolojik biçimlerin toplumsal temelleri üzerine yoğunlaşır. Ludwig Feuerbach üzerine metni, insan özünün toplumsal ilişkiler içindeki belirlenimini vurgularken, “ideoloji”nin maddi üretim ve yeniden üretim süreçleriyle bağını kurar. Bu yaklaşım, fikirlerin bağımsız bir alan olarak değil, toplumsal ilişkilerin belirli bir tarihsel aşamasındaki ifadeler olarak anlaşılmasını önerir. Engels’in bu yazıları, sonraki kuşaklarda ideoloji kuramının farklı damarlarının oluşumuna zemin hazırlayan öncül tartışmalar olarak değerlendirilmiştir.
Engels’in Yaşamının Son Dönemi
1880’lerin ortasından itibaren Engels, Londra’da daha görünür bir entelektüel otorite konumuna yükseldi. Marx’ın ölümünden sonra metinlerin yayıma hazırlanması süreci ile birlikte, sosyalist hareket içindeki genç kuşaklara yazdığı mektuplar ve notlar, kuramsal sorunların tartışılmasında yönlendirici bir rol oynadı. 1895’teki ölümüne kadar yazışmalarını sürdürdü; farklı ülkelerdeki hareketlerin durumuna ilişkin değerlendirmeler kaleme aldı. 5 Ağustos 1895’te Londra’da hayatını kaybetti.
Alımlama, Etki ve Tartışmalar
Engels’in metinleri, 20. yüzyıl boyunca farklı politik ve akademik geleneklerce değişen biçimlerde yorumlandı. Sosyal demokrat gelenek, Engels’in bazı yazılarındaki örgütlenme ve parlamenter strateji vurgularını referans aldı. Sovyet Marksizmi içinde Engels’in doğa bilimleri ve diyalektik üzerine fikirleri, resmi öğretinin dayanakları arasında sayıldı; bunun yanında, metinlerin sistematikleştirilmesi esnasında kuramın katı bir şemaya indirgenmesine yol açtığını ileri süren eleştiriler de ortaya çıktı. Batı Marksizmi olarak anılan akım, Engels’in doğa diyalektiğine ilişkin tezlerini tartışmaya açarken, kültürel ve ideolojik boyutların özerkliğini vurgulayan yönelimler geliştirdi.
Antropoloji alanında, Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökenine yönelik eleştiriler, Morgan’a dayalı evrimci şemaların sınırlılıklarını göstermiş; ancak üretim, miras ve cinsiyet ilişkilerinin tarihsel değişkenliğine yapılan vurgu, disiplinler arası tartışmalarda etkisini sürdürmüştür. Toplumsal cinsiyet perspektifinden yaklaşımlar, Engels’in aile ve kadın emeğine ilişkin çözümlemelerini hem tarihsel önemleri hem de eksikleriyle birlikte ele alır. Ulusal sorun ve sömürgecilik tartışmalarında ise Engels’in bazı yazılarındaki değerlendirmeler, dönemin Avrupa-merkezci bakış açılarını yansıttığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Buna karşılık, 19. yüzyıl bağlamının koşulları ve metinlerin üretildikleri tarihsel bağlam göz önüne alınarak yapılan okumalar, Engels’in üretim ilişkileri ve devletin oluşumu gibi daha genel sorunlara getirdiği açıklamaların tartışma değeri taşıdığını belirtir.
Seçilmiş Eserler (Kronolojik)
- İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu (1845)
- (Karl Marx ile) Kutsal Aile (1845)
- (Karl Marx ile) Alman İdeolojisi (1845–46; ölümünden sonra yayımlandı)
- (Karl Marx ile) Komünist Manifesto (1848)
- Almanya’da Köylü Savaşı (1850)
- Anti-Dühring (1878)
- Ütopik ve Bilimsel Sosyalizm (1880)
- Ailenin, Özel Mülkiyetin ve Devletin Kökeni (1884)
- Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu (1886)
- (Editör) Karl Marx, Kapital, Cilt II (1885), Cilt III (1894)
Zaman Çizelgesi (Özet)
- 1820: Barmen’de doğum.
- 1842–44: Manchester’da çalışma ve gözlemler.
- 1845: İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu yayımlanır.
- 1847–48: Komünist Manifesto hazırlanır ve yayımlanır.
- 1848–49: Devrim yılları; gazetecilik ve siyasi faaliyetler.
- 1850–70’ler: Manchester’da iş; kuramsal çalışmalar ve Marx’a destek.
- 1883: Marx’ın ölümü; Engels editörlük çalışmalarına yoğunlaşır.
- 1884–86: Ailenin Kökeni ve Ludwig Feuerbach yayımlanır.
- 1885–94: Kapital II ve III ciltlerinin yayıma hazırlanması.
- 1895: Londra’da ölüm.



