Köken
Farsça giriftār “tutkun, müptela” sözcüğünden alıntıdır. Bu sözcük Farsça giriften “tutmak” sözcüğünden türetilmiştir.
Kullanım Alanları
- Çeşitli Zorluklar veya Karmaşık Durumlar: Giriftar, zor ve karmaşık durumlara düşmek anlamında kullanılır. Özellikle bir kişinin ya da bir şeyin, karışık, iç içe geçmiş ya da çıkılmaz bir duruma girmesiyle ifade edilir.
Örnek: İşlerinin iç içe girmesiyle bir giriftar duruma düştü.
- Tutuklanmak, Esir Alınmak: Eski Türkçede ve Osmanlıcada, "giriftar olmak" ifadesi "tutuklanmak" ya da "esir alınmak" anlamında kullanılır. Bu kullanım günümüzde pek yaygın değildir ancak eski metinlerde ve edebi dilde rastlanabilir.
Örnek: Bir zamanlar savaşta giriftar olmuştu.
- Edebiyat ve Şiir Dili: "Giriftar" kelimesi, özellikle eski edebiyat dilinde bir şeyin içinde sıkışıp kalmak veya başkaları tarafından zorlukla kontrol edilen bir durumda olmak anlamına gelir. Bu anlam, bazen duygusal sıkıntılarla da ilişkilendirilebilir.
Örnek: Şiirlerinde genellikle giriftar olmuş bir ruh haliyle yazmıştı.







