Glitch sanatı, dijital ya da analog teknolojilerde meydana gelen hata, bozulma ve aksaklıkların estetik ve sanatsal bir biçimde kullanılmasıyla ortaya çıkan çağdaş bir sanat türüdür. Bu sanat anlayışı, teknolojinin kontrolsüz yan ürünlerini bilinçli biçimde estetik bir araca dönüştürerek, mükemmelliğe odaklı geleneksel sanat anlayışına karşıt bir yaklaşım sergilemektedir.

Glitch Sanatı Örneği (Görsel Yapay Zekâ ile Oluşturulmuştur)
Tanımı ve Kökeni
“Glitch” kelimesi; İngilizcede hata, bozukluk, arıza anlamına gelir. Terim, 1962 yılında Amerikan uzay programında astronot John Glenn tarafından, elektronik sistemlerdeki beklenmedik gerilim değişimlerini tanımlamak için kullanılmıştır. Ancak bazı kaynaklar, kelimenin kökenini Almanca “glitschig” (kaygan) veya Yidiş kökenli “glitsh” sözcüğüne dayandırır.
Glitch sanatı, teknolojik sistemlerin beklenmedik arızaları sonucu ortaya çıkan görsel veya işitsel bozulmaları, bilinçli bir biçimde sanatsal üretim sürecine dahil eder. Bu bağlamda Glitch, yalnızca bir arıza değil; aynı zamanda bir estetik ve ifade biçimidir.
Tarihsel ve Estetik Arka Plan
Sanatta biçim bozma (deformasyon) ilk kez 20. yüzyıl başlarında dadaizm, ekspresyonizm ve sürrealizm gibi akımların etkisiyle ortaya çıkmıştır. Ancak Glitch sanatı, bu anlayışı dijital medyada yeniden yorumlar. Dijital teknolojinin sanata entegrasyonu sonucunda doğmuş; CD, video, televizyon ve internet gibi medya araçlarında meydana gelen veri bozulmalarından beslenmiştir.
Sanatçı Rosa Menkman’ın 2010 tarihli Glitch Manifestosu, bu akımın teorik temelini atar. Menkman’a göre glitch, bir imgenin veya nesnenin anlamını dönüştüren yaratıcı bir müdahaledir. Glitch, sadece dijital bir hata değil; görsel, kültürel ve felsefi bir sorgulama aracıdır.
Teknikler ve Yöntemler
Glitch sanatında kullanılan başlıca teknikler şunlardır:
- Datamoshing: Sıkıştırılmış video dosyalarının veri akışına müdahale edilerek piksel bozulmaları oluşturulmasıdır.
- Databending: Bir dosyanın farklı bir yazılım ile (örneğin ses düzenleyici ile görüntü dosyasını açmak) yeniden kodlanmasıyla yeni ve bozulmuş formların elde edilmesidir.
- Circuitbending: Elektronik devrelere fiziksel müdahale edilerek ses ve görüntü üretiminde hata oluşturulmasıdır. Özellikle müzik ve ses sanatında yaygındır.
Bu teknikler, rastlantısallıkla bilinçli müdahale arasındaki sınırı bulanıklaştırır ve izleyiciyi dijital gerçekliğin güvenilirliğini sorgulamaya iter.
Türleri
Iman Moradi, Glitch sanatını ikiye ayırır:
- Saf Glitch (Pure Glitch): Gerçek zamanlı veya tesadüfi olarak meydana gelen hataların sanata dönüştürülmesidir.
- Glitch-benzeri (Glitch-alike): Sanatçının doğrudan müdahalesiyle, bozulma estetiği yaratmak üzere üretilmiş eserlerdir.
Ayrıca Somer’in sınıflandırmasına göre Glitch türleri şunlardır:
- Tesadüfi (Coincidental)
- Bilinçli (Deliberate)
- Planlanmış (Planned)
- Yapay (Artificial)
- Gerçek (Real)
- Bulunmuş (Found)
- Uygun (Appropriated)
Disiplinlerarası Etkiler ve Uygulamalar
Glitch sanatı sadece dijital sanatla sınırlı değildir. Aşağıdaki sanat alanlarında da etkileri görülür:
- Resim: Christopher Wool, Gerhard Richter, Canan Tolon gibi sanatçılar glitch estetiğini tuvallerine taşımışlardır.
- Fotoğraf: Piksel bozulmaları veya veri kesintileri ile dijital sürrealist fotoğraflar oluşturulmaktadır.
- Video: Datamoshing ile zaman ve hareket algısı bozulur.
- Heykel ve Enstalasyon: 3D yazıcı çıktılarında kasıtlı veri hataları kullanılarak biçimsel deformasyonlar yaratılır.
- Müzik: Elektronik devre müdahaleleri ile elde edilen bozuk ses örnekleri, glitch müzik türünü oluşturur.
Kavramsal ve Sosyolojik Yönleri
Glitch sanatı yalnızca estetik değil; toplumsal ve teorik bir duruş da içerir. Kusursuzluk arayışına karşı bir eleştiridir. Glitch, dijital dünyanın kusursuzluk illüzyonunu kırarak hem teknolojinin hem de modern hayatın “hatalı” yanlarını görünür kılar.
Rob Myer’e göre glitch, idealize edilmiş sosyal düzenin bozulmasıdır. Legacy Russell ise glitch’i, dijital kimlik, beden ve cinsiyet tartışmalarına dair bir feminist manifesto olarak tanımlar.

