Görele, Giresun ilinin doğu Karadeniz kıyısında, 290 km²’lik bir alana yayılmış dar bir kıyı‐dağ geçidi ilçesidir. Kuzeyde Karadeniz, doğuda Eynesil, batıda Tirebolu, güneyde Çanakçı, Gümüşhane ve Torul ile çevrili olan Görele’nin %95’i dağlarla kaplıdır; Sis ve Haç Dağları arasında akan Görele ve Çömlekçi dereleri, derin vadiler oluşturarak tarıma elverişli kuşaklar yaratır. İlçenin adı, antik dönem yerleşimi Philocalea’dan gelmekte; 1879’da Trabzon’a bağlı bucak, 1923’te ise Giresun’a bağlanarak ilçe statüsü kazanmıştır. Ekonomisi başta fındık tarımı, deniz ve tatlı su balıkçılığı, hayvancılık, arıcılık ve ormancılığa dayanır. Görele’de yayla şenlikleri, kemençe–horon festivalleri ile “Görele pidesi”, “koz helva” ve “yağlaş” gibi yöresel lezzetler, hem kültürel mirası hem de turizm potansiyelini besler.

Görele (Kaynak: Görele Belediyesi)
Tarih
Görele’nin tarihî coğrafyası, Karadeniz’in doğu kıyısında, Giresun Dağları’nın denizle buluştuğu dar bir koridorda şekillenen yerleşimlerin ardışık evrimini yansıtır. İlçenin en eski adı, antik coğrafyacılarda “Philocalea” (hoş manzara) biçiminde geçer; bu ad, bölgenin doğal liman ve yüksek tepelerden izlenebilen geniş deniz manzarası nedeniyle Yunan kolonistlerin yoğunlaştığı bir rota noktası olduğunu gösterir. Antik çağda, küçük bir kale kalıntısı (“Görele Burnu”) çevresinde kümelenen yerleşim, yerel savunma yapılarıyla birlikte Bizans denetiminde kalmış; 1811’de bu eski kalenin yıkılması ardından, halk mevcut vadi tabanındaki yeni konuma taşınarak günümüzdeki merkez yerleşimi oluşturmuştur.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1461’de Trabzon’un fethiyle Karadeniz sahilleri birleştirilmiş ve Görele de bu yeni idari düzene dahil edilmiştir. 1758’de Tirebolu’ya bağlı bir nahiye haline gelen Görele, 1850–1866 arasında Trabzon eyaletinin ilçeleri arasında yer almış; 1871’de yeniden Trabzon’a bağlı nahiyelik, 1874’te ise kaza (ilçe) teşkilatı kazanılmıştır. Vilayet Nizamnamesi’ne dayanarak salnamelerde belediye teşkilatının kuruluşu 1293 (1876) yılına işaret edilirken, 1879’da resmi olarak Trabzon’a bağlı bir ilçe merkezi olarak tescillenmiştir. İlk belediye reisi Ömer Ağa’nın liderliğinde kurulan bu örgütlenme, yöre halkının idari ve ticari ihtiyaçlarını karşılama kapasitesini artırmış; 4 Aralık 1920’de Giresun’un müstakil sancak olmasıyla Görele, Tirebolu ile birlikte yeni Giresun vilayetine bağlanarak günümüz il sınırlarına dâhil edilmiştir.
I. Dünya Savaşı’nın bölgeyi sarsan Rus işgali (Mart 1916–Şubat 1918) yılları, Görele’de hem demografik hem de toplumsal kırılmalara yol açmıştır. Rus kuvvetlerinin ilerleyişi karşısında halk, Harşit Deresi’ni ve çevredeki dağ geçitlerini aşmak zorunda kalarak büyük acılar yaşamış; işgale karşı Osmanlı birlikleriyle dayanışma içinde göç ve savunma hatları oluşturulmuştur. Rusların çekilmesi ardından (14 Şubat 1918), ilçe halkının gönüllü birlikleri Milli Mücadele’ye katılmış, bölge 1922’de ulusal egemenlik sınırları içinde kalmıştır. Lozan Barışı sonrası Rum nüfusun mübadeleyle bölgeyi terk etmesi, Görele’nin etnik yapısını tek tipleştirmiştir.
Cumhuriyet dönemi, Görele’nin idari ve toplumsal altyapısının hızla organize edilmesine tanıklık etmiştir. 1 Eylül 1957’de çıkarılan 7033 sayılı Kanun’la bucak teşkilatı kaldırılarak Görele tam teşekküllü bir ilçe merkezi hâline gelmiş; belediye ve kaymakamlık yapıları güçlendirilmiş, köy ve mahalle sınırlarında düzenlemelere gidilmiştir. Erken Cumhuriyet döneminin kayıtlarında, kazada 402 271 okka fındık, 138 850 okka fasulye ve 90 775 okka üzüm üretimi; 106 değirmen, 208 dükkân ve 61 camiyle birlikte 3 917 hanenin varlığı belgelidir. Bu rakamlar, hem tarımsal çeşitliliğin hem de zanaat ve ticaretin döneme ait canlılığını ortaya koyar.
20. yüzyılın ikinci yarısında, kıyı-düzlüklerin daralığı tarımsal verimlilik ve altyapı yatırımları açısından kısıt oluştursa da, Görele’de küçük ölçekli sanayi ve atölyecilik gelişmeye devam etmiştir. Bakırcılık, marangozluk ve dokumacılıkla başlayan zanaatkârlık geleneği, modern yapı malzemeleri ve mobilya üretimine kadar uzanan bir dönüşüm geçirmiştir. Deniz balıkçılığının yanı sıra son yıllarda gelişen tatlı su alabalıkçılığı, arıcılık ve ormancılık faaliyetleri, ilçenin ekonomik çeşitliliğini artırmıştır.
Günümüzde Görele’nin tarihî katmanları, yapı envanteri ve yerleşim deseninde hâlâ izlenebilmektedir. Andoz Kalesi, Osmanlı dönemine ait cami ve medreseler, geleneksel köprü ve değirmen kalıntıları, hem koruma hem de turizm potansiyeli açısından incelenmeyi beklemektedir. İlçe merkezindeki resmî arşivler, Trabzon Vilâyet Salnameleri’ne dayalı belgeler ve Görele Belediyesi ile Kaymakamlık yayınları, tarih araştırmacılarına zengin bir kaynak sunar.
Coğrafya ve İklim
Görele ilçesi, Karadeniz kıyısında yaklaşık 290 km²’lik bir alanı kaplayan iç içe geçmiş bir kıyı‑dağ kuşağıdır. İlçenin coğrafi ve iklimsel özellikleri, dardır ve yüksek yüzdeli dağ örtüsü, derin vadiler ile dar vadi tabanlarında gelişen yerleşim ve üretim alanları arasında sıkı sıkıya örülmüş bir doğal sistem sunar.
Görele, kuzeyde Karadeniz, doğuda Eynesil ve Vakfıkebir, batıda Tirebolu, güneyde Çanakçı ilçeleri ile çevrilidir. 38°48′–39°12′ D meridyenleri ile 40°36′–41°06′ K paralelleri arasında yer alır. İl merkezine 70 km, Giresun il merkezine göre daha doğuda konumlanan Görele’nin en uzun batı‑doğu uzunluğu 16 km, kuzey‑güney eksenindeki yayılımı ise 32 km’dir.
Araziyi büyük ölçüde üçüncü zamana (Tersiyer) ait Alp orojenezi sırasında yükselen Doğu Karadeniz dağlarının Zigana uzantısı oluşturur; bu birincil kayaç kuşağı içinde bazalt, porfir ve andezit gibi volkanik litolojilere rastlanır. Ayrıca daha eski, ikinci zamana ait metamorfik tortul kaya parçaları da yüzeylenir. Çeşitli ayrışma süreçleri sonucunda kireçli, killi, kumlu, humusça zengin, tınlı ve vadi tabanlarında alüvyonlu topraklar gelişmiştir. Bu heterojen toprak serisi, hem orman hem de tarım alanlarında çeşitlilik yaratır.
Yüzey, kuzeye bakan dar ve derin vadilerle bölünmüş yamaçlar, bunları birbirine bağlayan sırtlar ve sınırlı ölçekte dar vadi tabanlarından oluşur. Deniz kıyısından geriye doğru hızla yükselen arazi, 100–150 m civarındaki vadi tabanlarından 2 180 m’yi aşan zirvelere kadar geniş bir yükseklik aralığı sunar. Bölgenin en yüksek noktası, güneydeki Aladağ (2 180 m), onu sırasıyla Alimeydan (Sis) Dağı (2 161 m), Tekgöz Dağı (1 200 m) ve Gedik Kıranı (Haç Dağı, 967 m) takip eder. İlçenin akarsuları arasında Görele Deresi ile Çömlekçi Deresi öne çıkar; bu dereler, yüksek yağış rejimiyle beslenerek dar vadi tabanlarını zengin alüvyonla doldurur ve küçük ölçekli sulama imkânları ile ekoturizm potansiyeli oluşturur.
Görele’de tipik bir nemli Karadeniz iklimi hüküm sürer. Yıllık ortalama yağış miktarı 1 300 mm’yi aşar ve yağışlar mevsim boyu yaygın olarak dağılır; özellikle sonbahar ve kış aylarında en yoğun hale gelir. Yazlar serin ve rutubetli geçer, günlük maksimum sıcaklıklar genellikle 22–24 °C’yi aşmaz. Kışlar ılık ve yağışlıdır; vadi tabanlarında kar örtüsü nadiren süreklilik kazanırken, yüksek kesimlerde kısa süreli ve sınırlı kar yağışı görülür. Yıllık ortalama sıcaklık, 6–8 °C aralığındadır.
Bitki örtüsü, deniz seviyesinden 600 m’ye kadar uzanan geniş yapraklı orman kuşağıyla başlar; bu kuşakta fındık bahçeleri, kızılağaç, kestane, kiraz, kavak, kayın, gürgen ve ceviz ağaçları bir arada bulunur. Daha yüksek eğimli yamaçlarda ladin ve köknar topluluklarına geçiş yaşanır. Vadi tabanlarındaki alüvyonlu küçük düzlükler, fındık ve çay tarımı için en verimli alanları oluşturur. Orman üstü mera‑çayır alanları, yaz döneminde hayvancılığa ve yayla kültürüne hizmet eder; bu meralarda kışlama‑yaylacılık döngüsünü sürdüren sürüler, geleneksel transhumans pratiğini canlı tutar.
Nüfus ve Demografi
Görele ilçesinin nüfus ve demografi profili, Doğu Karadeniz’in iç içe geçmiş kıyı‑dağ kuşağında yer alan dar bir yüzölçümünde nasıl toplu bir toplumsal yapı oluşturduğuna dair çarpıcı bir örnek sunar. 2024 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi verilerine göre Görele’nin toplam nüfusu 31 661 kişidir. Bu nüfus, 15 797 erkek (%49,89) ve 15 864 kadından (%50,11) oluşmaktadır.
Görele’de kadının nüfus içindeki oranı (%50,11), erkeğin (%49,89) hafif üzerinde gerçekleşmiştir. Kadınlar özellikle fındık toplama, ev içi tarım işçiliği, el sanatları üretimi ve küçük çaplı gıda işletmeciliğinde aktif rol alırken; erkek nüfusun deniz balıkçılığı, hayvancılık ve yayla yayımı gibi üretim alanlarında yoğunlaşır.
Ekonomi
Görele, Karadeniz’in doğu kıyısında dar bir kuşak üzerinde konumlanmış, %95’i dağlarla kaplı bir coğrafyaya sahip olan ve birincil sektörün hâkim olduğu bir yerleşim alanıdır. İlçenin ekonomisi, iklim ve topoğrafyanın sunduğu imkânlar ile kısıtlamalar doğrultusunda şekillenmiş; fındık tarımı, hayvancılık, ormancılık, deniz balıkçılığı ve su ürünleri yetiştiriciliği ile küçük ölçekli sanayi ve el sanatlarının birlikte yürütüldüğü çok katmanlı bir yapıyı ortaya koymaktadır.
Görele’de tarım alanlarının büyük çoğunluğu fındık bahçeleriyle kaplıdır. İlde yıllık toplam fındık üretiminin önemli bir payını karşılayan bu bahçeler, ilçede yaklaşık 7134 hektar alanda sürdürülmekte; aile işletmeciliği biçiminde yürütülen üretim, rekolte ve kalite bakımından Karadeniz’in geneline paralel bir performans sergilemektedir. Fındık, hem bölge içi hem de uluslararası pazarlarda yüksek katma değer sağlamasının yanı sıra erozyonla mücadele ve toprak koruma açısından da çevresel katkı sunmaktadır. Çay tarımı, ilçenin deniz kenarındaki dar kuşaklarında, nemli Karadeniz ikliminin desteklediği koşullarda yürütülür. Görele’ye özgü mikroklima, çayın aroma profilini olumlu etkilerken, üretim alanları sınırlı kalmasına rağmen ulusal çay pazarına katılacak yerel bir değer yaratmaktadır. Ayrıca mısır, fasulye, patates ve çeşitli sebze denemeleri de dar vadi tabanlarında evsel tüketim ve küçük ölçekli ticari ihtiyaçlar için gerçekleştirilmektedir.
İlçede hayvancılık, mera ve orman altı otlaklarının sunduğu kaba yem potansiyeli ile desteklenir; aile işletmeleri düzeyinde yürütülen sığır, küçükbaş ve kümes hayvancılığı, hane halklarının süt ve et ihtiyacını karşılarken artan fazlalıklar köy pazarlarına sunulur. Suni tohumlama uygulamaları sayesinde Holştayn ve Jersey melezi sığır varlığı artmakta, böylece verimlilik ekseninde sınırlı da olsa gelişme kaydedilmektedir. Arıcılık, Görele ikliminin yüksek nemli kış ve ılık yaz rejimi ile orman zeminindeki zengin çiçek florası sayesinde desteklenir. İl genelinde 65 tesisli tatlı su alabalıkçılığı projesinin 7’sinin Görele’de bulunması, su ürünleri yetiştiriciliğini de beslerken, arıcılıkta bölgesel sütun görevi gören 3000 kovana ulaşılmıştır. Bu üretim, hem köy ekonomisine mevsimlik ek gelir sağlamakta hem de yöresel bal markalarının oluşmasına imkân tanımaktadır.
Görele’nin yönetim sınırları içinde yer alan dört orman bölgesinde (Merkez, Alimeydan, Çömlekçi, Kahraman Dere), toplam yaklaşık 39 000 hektar alanın üçte ikisine yakın kısmı orman örtüsüyle kaplıdır. Bu ormanlarda başta kayın, çam, meşe, kızılağaç, kestane, ladin ve taflandır olmak üzere geniş yapraklı ve iğne yapraklı ağaç türleri bir arada bulunur. Ormanın alt katmanında ise eğrelti otu, ısırgan, yonca gibi odun dışı ürünlerin yanı sıra mantarcılık ve yaban mersini gibi gelir kaynakları yer alır. Bu kaynaklar, yerel kooperatifler aracılığıyla sürdürülebilir toplamaya yöneliktir ve kırsal gelir çeşitliliğine katkı sağlar.
10 km’yi bulan sahil şeridinde, geleneksel küçük ölçekli deniz balıkçılığı (özellikle hamsi, palamut ve mezgit avcılığı) yerel geçim kaynaklarının başında gelir. Bunun yanı sıra, Kaynak Kullanımı Destek Fonu (KKDF) prim uygulamalarıyla teşvik edilen tatlı su balıkçılığı yatırımları, kırsal istihdama yönelik alternatif bir sektör olarak öne çıkar. İlçede 7 adet alabalık tesisi, son yıllarda bölgesel üretimi ve ihracatı güçlendirecek bir ivme kazanmıştır.
Görele’de beş adet fındık işleme tesisi, tarımsal hammaddeleri katma değerli mamullere dönüştürerek bölgesel sanayinin omurgasını oluşturur. Bunun yanı sıra metal doğrama, mobilya üretimi, otomotiv yan sanayi ve geleneksel el sanatları (ahşap oymacılığı, semercilik, kemençe yapımı) gibi atölye düzeyindeki üretimler, kırsal kesimde ek istihdam imkânları yaratır. Küçük işletme ölçeğindeki bu faaliyetler, hem yerel pazarlara hem de komşu ilçelere satış kanalına sahiptir.
Kültür - Turizm - Mutfak
Görele ilçesi, Karadeniz’in doğu kıyısında, Sis ve Haç Dağları’nın eteğinde yer alan; hem derin yayla kültürüne hem dar kuşak sahil turizmine dayalı bir kültür–turizm–gastronomi ekosistemine sahiptir. Görele’de kültürel yaşamın merkezinde Türkmen/Çepni kökenli el sanatları ve müzik geleneği bulunur. Kemençe, ilçede hem ustalık düzeyi hem de repertuar çeşitliliği bakımından Karadeniz örnekleri arasında özgün kabul edilir; gövdesi ardıç veya dut ağacından, sapı kısa, yaylı telleri at kılından imal edilir. Düğün, nişan ve yayla şenliklerinde icra edilen Görele kemençesi, yerel halk oyunları olan horonla sıkı bir etkileşim içindedir. İmece ve yayla dayanışması, Görele’de kuşaklar arası ilişkileri besleyen temel toplumsal ritüellerdir. Fındık toplama, mısır soyma ve hasat işlerinin el birliğiyle gerçekleştirildiği imece günleri, türkü dinletileri ve kemençe eşliğinde sosyo‑kültürel kaynaşmayı pekiştirir. Ayrıca, bahar eşiğinde yapılan “Mayıs Yedisi” ve “Mart Dokuzu” gibi yerel halk inanışlarına dayalı ritüeller, tarih öncesi dönemlerden miras kalan koruyucu törenler olarak sürdürülür.
Görele’nin uzun, ince kumlu sahil şeridi, yaz aylarında günübirlik deniz turizmine imkân tanır. Dalga yüksekliğinin düşük olduğu bu kuşakta, deniz sezonu temmuz‑ağustos aylarında yerli ziyaretçiler tarafından tercih edilir. Bölgedeki eski balıkçı iskeleleri, son yıllarda basit günübirlik tesislere dönüştürülmüş, plaj alanlarına soyunma kabinleri, duş ve çay bahçeleri eklenmiştir.
İlçenin gerçek turizm potansiyeli, tarihi yapıları, sisli dorukları ve zengin yayla çayırlarıyla iç turizmde ortaya çıkar.
- Sis Dağı (2 182 m): Yaz döneminde düzenlenen yayla şenliklerine ev sahipliği yapar. Sarp yayla yolları ve orman içi patikalar, doğa yürüyüşü meraklıları için işaretli rotalar sunar.
- Haç Dağı ve Dongirik Mağarası: Haç Dağı’nın tepesindeki taş çeşmeler ve mağaradan yansıyan doğal akustik ses fenomeni, jeoturizm için özgün bir deneyim alanıdır.
- Dokuzgöz Yaylası: Adını bölgede bulunan dokuz ayrı kaynak suyundan alır; yayla evleri ve mesire alanları ziyarete açık altyapıyla donatılmıştır.
- Eynesil Kalesi (yakınında) ve Görele Kalesi kalıntıları, hem deniz hem vadi panoramasını izleme noktası olarak korunup kültür rotalarına entegrasyon projeleri yürütülmektedir.
- Osmanlı Değirmenleri ve Ahşap Köprü Kalıntıları, Görele Deresi yataklarında, bölgenin su gücünü bir zamanlar nasıl kullandığını gösteren somut miras unsurlarıdır.
Görele mutfağı, Karadeniz’in temel ürünlerini —fındık, mısır, balık ve yeşil sebzeler— özgün tariflerle yorumlar.
- Görele Pidesi: Geleneksel taş fırınlarda mayalanan, kenarları ince, içi zengin malzeme dolu pideler; kıymalı, kavurmalı, peynirli ve karışık çeşitleriyle şehir simgesidir.
- Mısır Ekmeği: Her biri küçük sac plakalarında pişirilen mısır unlu ekmekler, sabah‑akşam sofralarının temelini oluşturur.
- Hamsi Yemekleri: Karadeniz’in tipik hamsisi, fırın ve tavada pişirme, mısır unu kaplaması ve istavrit‑palamutla zenginleştirilerek tüketilir.
- Alabalık Tesisleri: İlçe sınırları içindeki küçük ölçekli çiftliklerde yetiştirilen tatlı su alabalığı, yöresel menülerin üst düzey protein kaynağıdır.
- Karalahana Çorbası, Diblesi ve Döşemesi: Kış sofralarının temel öğesi; mısır yarması, pirinç ve karalahana yapraklarının farklı pişirme teknikleriyle sunulan üç varyasyonu vardır.
- Yayla Çorbası (Isırgan, Pazı, Maydanoz): İlkbahar otlarının sütlü‑limonlu terbiye ile birleştiği besleyici bir çorbadır.
- Görele Dondurması: Süt, salep, şeker ve meyan köküyle hazırlanan, ahşap fıçıda bakır silindirle yoğrulan geleneksel dondurma; hem eriyiş kıvamı hem de doğal içerikleriyle tescilli bir üründür.
- Mısır Unlu Tatlılar: Mısır ekmeği artıklarıyla yapılan tatlı çörek ve akıtma çeşitleri, kırsal reçetelerin ekonomik değerlendirme örneklerindendir.


