Güneşteki Adamlar (özgün adı: رجال في الشمس / Ricâlun fi’ş-Şems), Filistinli yazar Gassan Kanafani'nin ilk romanıdır. Eser İngilizce, Almanca, Fransızca ve Flamenkçe gibi birçok dile çevrilmiştir. Kitap birden fazla mekânda ancak ağırlıklı olarak Basra’dan Kuveyt’e uzanan çöl yolunda geçmektedir. Kitapta, olayların 1948 Arap–İsrail Savaşı’ndan sonraki yıllarda geçtiğine dair ifadeler bulunmaktadır.
Konu
Güneşteki Adamlar, Filistinli mültecilerin yaşamlarını yeniden kurma çabalarını konu alır. Farklı yaş ve toplumsal konumlardaki üç Filistinli mültecinin Kuveyt’e uzanan yolculukları anlatılır. Kanafani, bu kitap aracılığıyla Filistinli karakterlerin yaşamlarına odaklanırken onların toplumsal ve psikolojik gerçekliklerini ortaya koymaktadır.
Kitap ilk yayımlandığında özellikle sonu itibarıyla Filistinli okurlar arasında tartışmalara neden olmuştur. Eserde işlenen öykü yalnızca bir politik mesajla sınırlı değildir; karakterlerin kişisel dramları, yurt özlemi, çaresizlikleri ve gurbet deneyimleriyle evrensel bir boyut kazanır. Özellikle Ebû Kays’ın köyüne ve ailesine duyduğu özlem ile Mervân’ın genç yaşında ekmek parası uğruna çıktığı yolculuk, gurbetçiliğin evrensel duygularını yansıtır.
Kitapta zaman belirli bir kronolojik düzen içinde verilmemiştir. Ancak olayların geçtiği dönem ve mevsim, metin içindeki ipuçlarından hareketle anlaşılmaktadır. Çöl yolculuğu, ağustos ayı, aşırı sıcaklar ve güneş temaları olayların yaz mevsiminde geçtiğini gösterir. Kitapta geçen on yıl önce, dün, bugün, ilkbahar, güneş ve sıcak gibi ifadeler hem zamanın akışını hem de karakterlerin psikolojik durumlarını yansıtmaktadır. Kitapta geçen zamana ilişkin göstergelerden biri Ebu’l-Hayzerân’ın geçmişine dair verilen bilgidir: “Ebu’l-Hayzerân çok iyi bir sürücüydü. 1948’den önce beş yıl İngiliz ordusunda hizmet görmüştü.”【1】 Bu bilgi, Filistinlilerin 1948’deki savaş sonrası dönemde yaşadıkları sürgün sürecine işaret etmektedir.
Eserde karakterlerin iç dünyalarındaki zaman algısı da görülmektedir. Örneğin Ebû Kays’ın köyüne duyduğu özlem ve gurbette hissettiği yabancılık duygusu, “Nemli toprak, dünkü yağmurdan kalma... Yok, dün yağmur yağmadı. Ağustos ayındayız. Unuttun mu?” 【2】 ifadeleriyle aktarılır. Bu tür içsel zaman geçişleri kitabın duygusal yapısını beslemektedir. Zamanın ilerleyişi karakterlerin birbirleriyle bağlantılı hikâyeleri üzerinden takip edilebilmektedir. Esâd’ın daha önce Kuveyt’te çalışmış olması, Ebû Kays’ı ikna etmesi; Mervân’ın abisinin para göndermeyi kesmesi sonucu çalışmak zorunda kalması gibi olaylar, neden-sonuç ilişkisiyle birbirine bağlanmaktadır. Böylece zaman hem olay örgüsünde hem de karakterlerin bilinçaltı düzeyinde çok katmanlı bir biçimde işlenmektedir.
Tema
Tematik yapıda göç, yoksulluk, sefalet, açlık, yalan, cehalet, yozlaşma, ölüm ve umutsuzluk gibi kavramlar bulunmaktadır. Eser, özellikle Filistinli mültecilerin yaşadıkları toplumsal ve ekonomik sıkıntıları ele alırken bu koşulların bireylerin ahlaki ve psikolojik dünyalarındaki etkilerini de yansıtmaktadır.
Yazar, İngiliz ordusunda şoför olarak görev yapmış olan ve daha sonra Kuveytli bir iş adamı olan Hacı Rıza’nın yanında çalışan Ebu’l-Hayzerân karakteri üzerinden çıkarcılık ve bireysel menfaat arayışını ele almaktadır. Filistin halkında gördüğü yozlaşmayı, bireylerin maddi kazanç uğruna değerlerinden uzaklaşmasını bu karakter aracılığıyla işlemektedir.
Kitap boyunca Kanafani, olması gerekenle olan arasındaki çatışmayı ön plana çıkarmaktadır. Karakterlerin içinde bulunduğu sefalet aynı zamanda savaşın, yoksulluğun ve sürgünün bireysel yaşamlar üzerindeki yıkıcı etkilerini yansıtmaktadır. Yazar, toplumun psikolojik durumunu, kişilerin içsel konuşmaları ve duygusal devinimleri aracılığıyla görünür hale getirmektedir.
Karakterler
Ebû’l-Hayzuran
Romanın başlıca karakterlerinden biri olan Ebû’l-Hayzuran, bir tanker şoförüdür. 1948 savaşına katılmış, daha önce İngiliz ordusunda görev yapmış, çatışma sırasında yaralanmış ve bu nedenle fiziksel olarak kısmen sakatlanmıştır. Uzun boylu, zayıf, deneyimli ve kurnaz bir kişidir. Kuveytli zengin Hacı Rıza için şoförlük yaparken boş tankerlerle sınırdan insan kaçırarak para kazanmaktadır.
Onun en büyük arzusu para biriktirip hayatının geri kalanını rahat bir şekilde geçirmektir. Filistin davası ya da idealleriyle ilgilenmeyen Ebû’l-Hayzuran, maddi çıkarları uğruna insanları tehlikeli bir yolculuğa sürükleyen bir karakterdir. Bu yönüyle o, pragmatik ve bireysel kurtuluş arayışının sembolüdür.
Ebû Kays
Ebû Kays, romanın temel karakterlerinden biridir. Basra’da ailesiyle birlikte zor koşullar altında yaşayan yaşlı bir Filistinli mültecidir. Hayırsever biri tarafından kendisine tahsis edilen bir kulübede oturmakta ve maddi yetersizlikler nedeniyle çocuklarının geleceğinden endişe duymaktadır. Vatan hasretiyle dolu bir karakter olan Ebû Kays, Esâd’ın ısrarı üzerine Kuveyt’e gitmeye karar verir. Roman boyunca Ebû Kays köyüne, toprağına ve geçmişine duyduğu özlemle öne çıkmaktadır. Onun iç dünyasındaki dalgalanmalar Filistinli mültecilerin kimlik, aidiyet ve yoksulluk sorunlarını temsil etmektedir.
Esâd
Esâd daha önce Kuveyt’te çalışmış, deneyim kazanmış, otuzlu yaşlarında bir karakterdir. Filistinli mülteciler arasında en tecrübelisi olan Esâd, grubun liderliğini üstlenir. Arkadaşlarını yönlendiren, kararlarında daha temkinli davranan biridir. Ancak maddi sıkıntılar nedeniyle yeniden Kuveyt’e gitmeye karar verir. Onun amacı geçmişte yaşadığı olumsuzluklara rağmen ailesine daha iyi bir yaşam sağlamaktır.
Mervân ve Zekeriya
Mervân, ailesine maddi destek sağlamak zorunda kalan henüz on altı-on yedi yaşlarında genç bir karakterdir. Abi Zekeriya'nın evlenmesinin ardından para göndermeyi kesmesi, Mervân’ın okulunu bırakmasına ve Kuveyt’e gitme kararı almasına neden olur. Bu durum kuşaklar arası sorumluluk temasını ortaya koymaktadır. Mervân, ailesinin geçimini sağlamak için zorunlu bir göç yoluna girer. Zekeriya ise evliliği sonrasında önceliklerini değiştiren dolayısıyla ailenin ekonomik dengesini etkileyen bir karakterdir.
Ummu Kays
Ummu Kays, Ebû Kays’ın eşidir. Eşinin Kuveyt’e gitme kararına doğrudan karşı çıkmaz; sessizliği ile doğulu kadının toplumsal konumunu yansıttığı söylenmektedir. Çocuklarını büyütmeye adanmış, fedakâr bir anne figürüdür.
Ebû Bekir
Ebû Bekir sınır kapısında görev yapan, işini ciddiyetle yapmayan, sohbeti ve çayı seven bir karakterdir. Bu yönüyle bürokratik ilgisizliğin ve umursamazlığın temsili olarak görülmektedir.
Kavkap
Kavkap, Ebû’l-Hayzuran’ın ilişkide bulunduğu bir kadındır. Eserde, onun kişisel yaşamındaki yüzeyselliği ve duygusal boşluğu yansıtılmaktadır.
Hacı Rıza
Hacı Rıza, Kuveytli zengin bir iş adamıdır ve Ebû’l-Hayzuran’ın patronudur. Sosyoekonomik eşitsizliğin temsili olarak yer almaktadır.
Diğer Karakterler
Kitapta ayrıca muhtar, imam ve öğretmen gibi figürler yer alır. Bu kişiler, taşra yaşamının toplumsal yapısını ve köy halkının kanaat önderlerini temsil etmektedir.
Ödüller ve Başarılar
Kanafani bu kitabı dolayısıyla 1966 yılında Lübnan Edebiyat Ödülü’nü almıştır. Kitap, 1972 yılında Tevfik Sâlih tarafından el-Muhdi'ûn adıyla sinemaya uyarlanmıştır. Bu film Strazburg’ta İnsan Hakları Filmleri Ödülü'ne layık görülmüş Paris ve Tunus’ta da ödüller kazanmıştır. Fakat birçok Arap ülkesinde hükûmeti eleştirdiği için yasaklanmıştır.【3】


