Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Haberleşme Sistemleri

Elektrik Ve Elektronik+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Haberleşme sistemleri, bir bilgi kaynağında üretilen mesajın uygun bir kanal üzerinden alıcıya aktarılması ve hedefte yeniden elde edilmesini sağlayan mühendislik sistemleridir. Bu sistemler, bilgi akışını kontrol eden beş temel bileşenden oluşur: bilgi kaynağı, verici, kanal, alıcı ve hedef (destinasyon). Uygulamada kontrolün en yoğun olduğu alan verici–kanal–alıcı üçlüsüdür. Çünkü bu kısım hem sinyalin fiziksel biçimini hem de iletim güvenilirliğini doğrudan belirler. Kaynakta üretilen mesaj, bir dönüştürücü yardımıyla elektriksel forma çevrilir; ardından vericide kodlama veya modülasyon işlemine tabi tutulur. Sinyal kanaldan geçerken zayıflama, bozulma ve gürültü gibi etkilere maruz kalır. Alıcı ise demodülasyon, eşitleme ve hata düzeltme adımlarıyla orijinal bilgiyi geri kazanmaya çalışır. Bu süreç, modern iletişimin temelini oluşturan bilgi aktarımı zinciri olarak kabul edilir.

Kuramsal Çerçeve: Shannon–Weaver Modeli ve Sistemik Yaklaşım

Shannon–Weaver Modeli

Claude E. Shannon ve Warren Weaver tarafından geliştirilen bu model, iletişimi beş bileşen üzerinden açıklar: bilgi kaynağı, verici, kanal, alıcı ve hedef. Shannon’ın “matematiksel iletişim kuramı”, mesajın “olasılık kümesinden seçilen bir öge” olduğunu kabul eder. Yani alıcı, bozulmuş bir mesajı olasılıksal çıkarım yoluyla en olası doğru biçime dönüştürür. Bu yönüyle model, “mesajın anlamını” değil, “iletimin güvenilirliğini” inceleyen istatistiksel bir sistemdir. Bu kuram sayesinde haberleşmede “bilgi miktarı (entropi)” ve “bilgi fazlalığı (redundancy)” kavramları tanımlanmış, iletişim mühendisliği matematiksel temele oturtulmuştur.

Sistemik Yaklaşım ve Gözlemci Kavramı

Sistemik iletişim kuramları, Shannon’ın çizdiği bu çizgiyi daha da genişletir. Dirk Baecker’in sistemik teorilerine göre iletişim, yalnızca sinyal aktarımı değil; sistemin kendi iç seçimleri ve gözlem ilişkileriyle sürdürülen bir etkileşim sürecidir. Bu yaklaşımda “kanal” bir ortam olmanın ötesinde, sistem ile çevre arasındaki farkı temsil eder. İletişim, tekil bir mesajın iletimi değil, çeşitlilik (variety) ile fazlalık (redundancy) arasındaki dengenin dinamik yönetimidir. Dolayısıyla sistemler, yalnızca mesaj göndermeye değil, kendi sınırlarını gözlemlemeye de yöneliktir; bu yönüyle iletişim, sürekli kendini yeniden üreten (recursive) bir süreçtir.

Sistem Bileşenleri ve İşlevsel Akış

Bilgi Kaynağı

Kaynak, fiziksel ya da soyut bilgiyi ölçülebilir bir niceliğe dönüştürür. Örneğin konuşma sesi, mikrofon aracılığıyla elektriksel sinyale çevrilir; görüntü, kamera sensörlerinde ışık şiddetinin elektriksel karşılığına dönüştürülür. Kaynağın kalitesi, sinyalin başlangıç SNR değerini belirler. Zayıf kaynaklar, gürültü düzeltme maliyetini artırır. Bu nedenle modern sistemlerde yüksek hassasiyetli dönüştürücüler (örneğin MEMS mikrofonlar veya CCD sensörleri) kullanılır.

Verici

Verici, gelen mesajı kanala uygun hale getirir. Bu işlem; amplifikasyon, filtreleme, modülasyon ve taşıyıcı sinyal oluşturma gibi aşamaları içerir. Örneğin bir AM vericide ses sinyali, yüksek frekanslı bir taşıyıcıyla çarpılarak frekans alanında taşınabilir hale getirilir. FM sistemlerinde ise bilginin genliği sabit, frekansı değişkendir. Verici aynı zamanda empedans uyumunu sağlayarak kanal boyunca maksimum güç aktarımını garanti eder.

Kanal

Kanal, sinyalin fiziksel olarak taşındığı ortamdır: tel, fiber, atmosfer veya boşluk olabilir. Her kanalın kendine özgü iletim kayıpları, bant genişliği sınırları ve parazit kaynakları vardır. Örneğin optik fiber yüksek hızda veri taşırken düşük kayıplıdır, ancak kurulum maliyeti yüksektir. Radyo kanalı ise ekonomik ve kablosuz avantajlara sahip olmasına rağmen atmosferik gürültüye açıktır. Kanal seçimi, uygulamanın enerji gereksinimi, güvenilirlik hedefi ve kapsama alanı kriterlerine göre yapılır.

Alıcı

Alıcı, vericideki işlemlerin tersini uygular. Sinyali alır, güçlendirir, filtreler, demodüle eder ve orijinal bilginin yeniden yapılandırılmasını sağlar. Basit bir kristal alıcı yalnızca ses üretirken; modern radar veya uydu alıcılarında dijital sinyal işleme (DSP), hata düzeltme kodlaması (FEC) ve frekans sentezleme gibi ileri teknikler kullanılır. Alıcı aynı zamanda eşitleme (equalization) ve gürültü tahmini işlemleriyle bozulmaları minimize eder.

Hedef (Destinasyon)

Hedef, mesajın anlam kazandığı son noktadır. Bu çoğu zaman bir insandır, ancak IoT ağlarında bir sensör, bilgisayar veya otonom makine de olabilir. İnsanlar için hedefin algılama süreci işitsel ve görsel sistemlerle ilişkilidir; cihazlar için ise dijital çözümleme ve işlem mantığıdır. Hedefin doğru çalışması, sistemin başarısını ölçen en son performans parametresi olarak değerlendirilir.

Kanal Özellikleri, Bozulmalar ve Performans

Kanal bozulmaları üç temel grupta incelenir:

  • Zayıflama (Attenuation): Sinyal gücü, mesafe arttıkça azalır. Bu kayıplar desibel (dB) cinsinden ölçülür. Fiber optik hatlarda zayıflama ~0.2 dB/km iken, bakır hatlarda bu değer 8–10 dB/km’ye ulaşabilir. Çözüm olarak amplifikatör veya repeater yerleştirilir.
  • Bozulma (Distortion): Frekans veya faz bileşenlerinin farklı oranda zayıflamasıyla sinyalin şekli bozulur. Doğrusal bozulmalar amplitüd/faz tepkisi kaynaklıdır; doğrusal olmayan bozulmalar ise devre elemanlarının lineer olmayan tepkilerinden doğar.
  • Gürültü (Noise): Rastgele ve kontrolsüz enerji bileşenidir. Termal, kozmik veya endüstriyel kaynaklı olabilir. Haberleşmede kalite, genellikle SNR (Signal to Noise Ratio) veya BER (Bit Error Rate) ile ölçülür.


Bu etkileri gidermek için eşitleyici devreler, filtreler ve hata düzeltme kodları (FEC) kullanılır.

Modülasyon, Demodülasyon ve Darbe Şekillendirme

Taban bant sinyalleri doğrudan iletilmeye uygun değildir; çünkü düşük frekanslı sinyaller daha kolay zayıflar, anten boyu büyür ve girişim ihtimali artar. Bu nedenle sinyal, yüksek frekanslı bir taşıyıcıya bindirilir. Bu işlem modülasyondur. AM, FM ve PM en yaygın analog modülasyon türleridir. Sayısal sistemlerde ise ASK, FSK, PSK ve QAM varyasyonları kullanılır.


Sayısal iletimde veri, bit akışları halinde gönderilir. Ancak bu akışların kanal bant genişliğiyle uyumlu hale gelmesi için darbe şekillendirme (pulse shaping) gerekir. Örneğin raised cosine filter, sinyalin bant dışı sızıntılarını azaltır ve semboller arası girişimi (ISI) önler. Alıcıda demodülasyon ve sembol karar algoritmaları uygulanarak veri geri kazanılır. Uyarlamalı eşitleyiciler, kanalın zamanla değişen koşullarına göre bu süreci optimize eder.


Sayısal iletim adımları, bit akışının sembol haritalama ile 2m değerli sembollere dönüştürülmesi, darbe şekillendirme ile bant genişliğinin sınırlandırılması ve spektral desteğin kanal geçirim bandına uygunlanması, ardından modülasyon ve alıcıda demodülasyon ile geri kazanım tipik akıştır. Uyarlamalı eşitleyici, kanalın bozucu etkilerini kestirip gidermek üzere sayısal alıcının temel yapı taşıdır.

Veri Haberleşmesi: Çizgi Kodlama ve Aktarım Kipleri

Veri haberleşmesi, bilginin dijital biçimde aktarılması sürecidir. İki temel iletim biçimi vardır: seri iletim (bitlerin ardışık gönderimi) ve paralel iletim (birden çok bitin eş zamanlı aktarımı). Seri iletimde eş zamansız modda başlangıç ve bitiş bitleri kullanılır; eş zamanlı modda ise sürekli bloklar halinde çerçeveler iletilir.


Çizgi kodlama (NRZ, RZ, Manchester vb.) saat bilgisinin geri kazanılmasını sağlar ve DC bileşenleri kontrol eder. İletim kipleri, simplex (tek yönlü), half-duplex (çift yönlü ama sırayla) ve full-duplex (eş zamanlı çift yönlü) olarak sınıflanır. Her biri farklı uygulamalara uygundur: Örneğin telsiz haberleşmesi çoğunlukla half-duplex çalışırken, fiber tabanlı ağlar full-duplex yapıdadır.

Örnek Sistemler ve Teknoloji Eğilimleri

Mikrodalga Sistemleri

Mikrodalga haberleşme sistemleri, 0.1 mm ile 1 m dalga boyu (yaklaşık 300 MHz–300 GHz frekans aralığı) arasında çalışan, yüksek veri taşıma kapasiteli sistemlerdir. Bu bant, atmosferik koşullara duyarlı olmasına rağmen, yüksek yönlülük ve geniş bant genişliği sayesinde uzun mesafeli veri aktarımında avantaj sağlar. Temel çalışma prensibi, verici istasyondan çıkan elektromanyetik dalgaların doğrudan görüş hattı (LOS) üzerinden alıcı istasyona ulaşmasına dayanır. Bu nedenle, iki istasyon arasındaki görüş hattı genellikle yüksek kuleler veya dağ zirveleri üzerine yerleştirilmiş antenlerle sağlanır.


Modern mikrodalga sistemlerinde parabolik reflektör antenler, dalga kılavuzları (waveguide), modülatörler ve çoklayıcı devreler (multiplexer) kullanılır. Bu sistemler; cep telefonu baz istasyonları arası backhaul bağlantıları, uydu haberleşmesi, askeri radar sistemleri ve telemetri uygulamalarında kritik rol oynar. Ancak sistemin dezavantajları arasında karmaşık devre yapısı, yüksek kurulum maliyeti, yağmur zayıflaması (rain attenuation) ve LOS bağımlılığı bulunur. 5G ve 6G altyapılarında mikrodalga teknolojisi, E-bandı (70–80 GHz) frekanslarında çalışarak yüksek hızlı veri iletimi ve düşük gecikmeli bağlantı sağlayan “backhaul” ağlarının temelini oluşturur.

Radyo Dalgaları ve Yayıncılık

Radyo dalgaları, elektromanyetik tayfın 1 mm – 100 km dalga boyu aralığında yer alan en düşük frekanslı dalgalardır. Bu dalgalar, bilgi iletimi amacıyla modülasyon teknikleri (AM, FM, PM) kullanılarak ses, müzik veya veri sinyallerini taşır. AM (Amplitude Modulation) sistemlerinde bilgi, taşıyıcı sinyalin genliğinde değişiklik yapılarak iletilir; FM (Frequency Modulation) sistemlerinde ise frekansta değişim uygulanır. FM, parazite karşı daha dayanıklı olduğundan, günümüzde radyo yayıncılığında yaygın olarak tercih edilir.


Radyo dalgaları iyonosferden yansıyabildiği için, özellikle HF bandı (3–30 MHz) kullanılarak kıtalar arası iletişim mümkün hale gelir. Günümüzde geleneksel radyo sistemleri, dijital teknolojilerle entegre edilmiştir: DAB (Digital Audio Broadcasting), internet radyoları, uydu tabanlı yayın sistemleri ve VLC (Visible Light Communication) gibi teknolojiler, klasik radyo yayıncılığına tamamlayıcı çözümler sunar. Gelecekte, radyo sistemlerinin 5G Broadcast ve IP tabanlı veri yayınlarıyla bütünleşmesi beklenmektedir.

Wi-Fi (IEEE 802.11)

Wi-Fi, kablosuz yerel alan ağları (WLAN) için geliştirilmiş, IEEE 802.11 standart ailesine dayanan bir haberleşme teknolojisidir. 2.4 GHz ve 5 GHz bantlarında çalışan sistem, 802.11n/ac/ax (Wi-Fi 4/5/6) sürümleriyle gelişmiştir. Yeni nesil Wi-Fi 6E standardı, 6 GHz bandını da kullanarak daha düşük gecikme (latency), yüksek bant genişliği ve daha fazla eş zamanlı kullanıcı desteği sağlar. Wi-Fi ağları, çoklu erişim noktaları (AP) aracılığıyla cihazların kablosuz olarak internete bağlanmasını mümkün kılar.


İletim sırasında OFDMA (Orthogonal Frequency Division Multiple Access) yöntemi, frekans spektrumunun verimli kullanılmasını sağlar. Ayrıca TWT (Target Wake Time) özelliği, cihazların belirli zaman aralıklarında aktifleşmesine izin vererek enerji verimliliğini artırır. Wi-Fi 7 (802.11be) sürümüyle 320 MHz kanal genişliği, çoklu bağlantı (MLO) desteği ve 4096-QAM modülasyonu gibi özelliklerle, teorik olarak 40 Gbps’ye kadar hızlar hedeflenmektedir. Bu gelişmeler, özellikle akıllı şehir, IoT altyapısı ve endüstriyel otomasyon gibi yüksek veri talebi olan alanlarda Wi-Fi’yi vazgeçilmez hale getirmektedir.

Bluetooth

Bluetooth, 10–100 metre aralığında çalışan kısa menzilli kablosuz iletişim standardıdır. 2.4 GHz ISM bandında çalışır ve FHSS (Frequency Hopping Spread Spectrum) yöntemiyle 79 farklı frekans kanalı arasında saniyede 1600 kez atlama yaparak parazit etkisini azaltır. Klasik Bluetooth (BR/EDR) ses ve veri aktarımında kullanılırken, Bluetooth Low Energy (BLE) düşük güç tüketimi sayesinde akıllı saatler, sensör ağları, sağlık izleme cihazları ve IoT uygulamalarında yaygınlaşmıştır. Yeni nesil Bluetooth 5.3 ile veri hızı 2 Mbps’ye, menzil ise ideal koşullarda 200 metreye kadar çıkabilmektedir. Gelişmiş ağ topolojileriyle, cihazlar mesh ağ yapısı kurarak birbirleri arasında çok atlamalı (multi-hop) iletişim kurabilir. Gelecekte bluetooth’un, 5G tabanlı D2D (Device-to-Device) iletişim altyapılarına entegre edilerek konumlama, nesne takibi ve akıllı fabrika sistemleri için temel altyapı sağlaması öngörülmektedir.

Kızılötesi (IR)

Kızılötesi sistemler, 700 nm – 1 mm dalga boyu aralığında çalışan ve genellikle görüş hattı (line-of-sight) gerektiren kablosuz iletişim sistemleridir. Bu teknoloji, ışık dalgalarıyla veri aktarımı yaptığı için elektromanyetik girişime (örneğin Wi-Fi parazitine) karşı dayanıklıdır. Ancak ışığın düz hat boyunca yayılması, engel varlığında iletimin kesilmesine yol açar. Kızılötesi sistemlerin avantajları arasında düşük maliyet, gizlilik (sinyalin sınırları dışına taşmaması) ve yüksek güvenlik bulunur. Bu nedenle uzaktan kumandalar, kısa menzilli veri aktarımı (örneğin eski PDA veya cep telefonları arasında), tıbbi cihaz iletişimi ve optik sensörlerde sıklıkla kullanılmıştır. Modern çağda kızılötesi sistemler, VLC (Visible Light Communication) ve Li-Fi teknolojileriyle birlikte yeniden önem kazanmaktadır. Li-Fi, LED tabanlı ışık kaynaklarını kullanarak gigabit hızında kablosuz veri aktarımını mümkün kılar. Bu da gelecekte optik haberleşme ile radyo tabanlı sistemlerin birleşmesine zemin hazırlamaktadır.

Radar

RADAR (Radio Detection and Ranging) sistemleri, elektromanyetik dalgaları kullanarak bir cismin mesafesini, hızını ve yönünü belirler. Sistem temel olarak bir verici, bir anten, bir alıcı (receiver) ve bir ekran veya işlem biriminden oluşur. Verici, belirli bir frekansta elektromanyetik dalgalar yayar; bu dalgalar hedefe çarpıp geri yansır. Alıcı, bu yansıyan sinyalleri tespit ederek hedefin uzaklığını (süre farkından), hızını (Doppler kaymasından) ve konumunu (anten yönelimiyle) hesaplar. Radar teknolojisi, askeri gözetleme, hava trafik kontrolü, meteoroloji, otonom araç sistemleri ve uzay gözlemi gibi birçok alanda kullanılır. Yeni nesil 4B radar sistemleri, yalnızca mesafe ve hız değil, aynı zamanda yükseklik (elevation) ve yoğunluk (intensity) bilgisini de çıkararak 3D nokta bulutu + zaman boyutu verisi oluşturur. Bu gelişmeler, radarın artık yalnızca “tespit” değil, “görüntüleme ve sınıflandırma” aracı haline geldiğini göstermektedir.

Cihazdan-Cihaza (D2D) ve Çok Atlamalı Röleleme

Artan veri trafiği, enerji verimliliği ve kapsama gereksinimi, klasik baz istasyonu merkezli (cellular) iletişim yapısının ötesine geçilmesini zorunlu kılmıştır. Cihazdan-Cihaza (Device-to-Device, D2D) iletişim, iki kullanıcı cihazının baz istasyonu üzerinden geçmeden doğrudan haberleşmesini sağlar. Bu yöntem, hem gecikmeyi azaltır hem de hücresel ağ yükünü hafifletir. Çok atlamalı röleleme (multi-hop relaying) ise, sinyalin birden fazla ara düğüm (repeater veya booster istasyonu) üzerinden aktarılması prensibine dayanır. Örneğin bluetooth veya Wi-Fi tabanlı ağlarda, her cihaz bir sonraki cihaza veri ileten bir röle görevi görebilir. Bu sayede kapsama alanı genişler, enerji tüketimi azalır ve kısa menzilli bağlantılar zinciriyle uzun menzilli iletişim sağlanır. Bu teknoloji, 5G ve 6G ağ mimarilerinde, araçtan-araca (V2V) iletişim, akıllı ulaşım sistemleri ve IoT cihaz kümeleri gibi uygulamalarda büyük potansiyele sahiptir. Gelecekte, yapay zekâ destekli ağ optimizasyonu ile D2D sistemlerinin dinamik olarak bağlantı yoğunluğu ve kanal kalitesine göre kendini yeniden yapılandırması öngörülmektedir.

Filtreleme, Zayıflatıcılar ve Gürültü Perspektifi

Haberleşme zincirinde filtreler, yalnızca istenen frekans bileşenlerini geçirir ve paraziti bastırır. Alçak geçiren filtreler (LPF) düşük frekans bileşenlerini korurken, bant geçiren filtreler (BPF) belirli frekans aralıklarını seçer. Zayıflatıcılar (attenuator), empedans uyumu sağlar ve sinyal seviyelerini ayarlar. Gürültü yönetiminde gürültü faktörü (NF) ve eşdeğer gürültü sıcaklığı (Te) ölçütleri kullanılır. Bu değerlerin optimizasyonu, sistemin toplam kazancını ve duyarlılığını doğrudan etkiler. Ayrıca çok kademeli sistemlerde toplam gürültü katkısı Friis formülü ile hesaplanır.


  1. Friis İletim Formülü: Pr=PtGtGr(λ4πR)2P_r = P_t \, G_t \, G_r \left( \frac{\lambda}{4\pi R} \right)^2 
  2. dB cinsinden Friis Formülü: LFS(dB)=32.44+20log10(R)+20log10(f)L_{FS}(dB) = 32.44 + 20 \log_{10}(R) + 20 \log_{10}(f) 
  3. Friis Gürültü Faktörü Formülü: Ftotal=F1+F21G1+F31G1G2++Fn1G1G2Gn1F_{\text{total}} = F_1 + \frac{F_2 - 1}{G_1} + \frac{F_3 - 1}{G_1 G_2} + \cdots + \frac{F_n - 1}{G_1 G_2 \dots G_{n-1}}
  4. Gürültü Faktörünün dB’ye çevrilmiş biçimi: NF(dB)=10log10(F)NF(dB) = 10 \log_{10}(F)

Çoklama ve Protokol Etkileşimi

Çoklama, birden fazla kullanıcı veya sinyalin aynı kanalı paylaşmasını sağlar. Zaman bölmeli (TDM), frekans bölmeli (FDM) ve kod bölmeli (CDM) yöntemler yaygındır. Örneğin PCM sistemlerinde konuşma sinyalleri örneklenir, nicemlenir ve interleaving yöntemiyle birleştirilir. Bu fiziksel katman süreçleri, üst katman protokolleriyle (TCP/IP, ARQ, HDLC vb.) etkileşim içinde çalışır. Böylece veri bütünlüğü korunur, hata denetimi yapılır ve paket kayıpları minimuma indirilir. 

Kaynakça

Ahmed, Elmustafa Sayed Ali. Introduction to Communication Systems: Communication Model, Transmission Line, and Data Communication. Portalegre: KDP, 2015. Erişim Tarihi: 26 Ekim 2025. https://www.researchgate.net/publication/282023883_Introduction_to_Communication_Systems.

Ahmed, Wasiu Akande, Jimoh Olugbenga Hamed, Omoleye Tomilola Olabode, John-Marcus Sarki, ve Idayat Abiola Olaoluwa. “Communication Systems: An Overview of Past, Present and Futuristic Outlook.” Acta Avionica 25, no. 2 (2023): 15-22. Erişim Tarihi: 26 Ekim 2025. https://www.researchgate.net/publication/376669317_Communication_Systems_an_Overview_of_Past_Present_and_Futuristic_Outlook.

Akkaş, Mustafa Alper. “LNG Ortamında Çalışan Telsiz Duyarga Ağları İçin Gigahertz Kanal Modellenmesi.” Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi 22, no. 2 (2017): 75–88. Erişim Tarihi: 26 Ekim 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/338651

Baecker, Dirk. “Systemic Theories of Communication.” Handbooks of Communication Sciences, Vol. 1: Theories and Models of Communication (2011): 85-100 Erişim Tarihi: 26 Ekim 2025. https://www.researchgate.net/publication/228176300_Systemic_Theories_of_Communication.

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

UART Haberleşme ProtokolüUA

UART Haberleşme Protokolü

Elektrik Ve Elektronik +2
Seri Çevresel Arayüz (SPI) Haberleşme Protokolü

Seri Çevresel Arayüz (SPI) Haberleşme Protokolü

Elektrik Ve Elektronik +2
UDP Haberleşme Protokolü

UDP Haberleşme Protokolü

Makine, Robotik Ve Mekatronik +2
Mobil Haberleşme

Mobil Haberleşme

Teknoloji Ve Mühendislik +2
Yeni Nesil Haberleşme Uyduları

Yeni Nesil Haberleşme Uyduları

Teknoloji Ve Mühendislik +3

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarBeraat Öztorun26 Ekim 2025 08:00

İçindekiler

  • Kuramsal Çerçeve: Shannon–Weaver Modeli ve Sistemik Yaklaşım

    • Shannon–Weaver Modeli

    • Sistemik Yaklaşım ve Gözlemci Kavramı

  • Sistem Bileşenleri ve İşlevsel Akış

    • Bilgi Kaynağı

    • Verici

    • Kanal

    • Alıcı

    • Hedef (Destinasyon)

  • Kanal Özellikleri, Bozulmalar ve Performans

  • Modülasyon, Demodülasyon ve Darbe Şekillendirme

  • Veri Haberleşmesi: Çizgi Kodlama ve Aktarım Kipleri

  • Örnek Sistemler ve Teknoloji Eğilimleri

    • Mikrodalga Sistemleri

    • Radyo Dalgaları ve Yayıncılık

    • Wi-Fi (IEEE 802.11)

    • Bluetooth

    • Kızılötesi (IR)

    • Radar

    • Cihazdan-Cihaza (D2D) ve Çok Atlamalı Röleleme

  • Filtreleme, Zayıflatıcılar ve Gürültü Perspektifi

  • Çoklama ve Protokol Etkileşimi

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Haberleşme Sistemleri" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor