Selim Erdoğan’ın Hain: Mezarıma Tükürecekler adlı romanı, 2023 yılında Kronik Kitap tarafından yayımlanmıştır. 384 sayfadan oluşan eser, tarihî roman türünde kaleme alınmıştır. Erdoğan, hidrojeoloji ve askerî coğrafya alanlarındaki akademik birikimini bu kitapta tarihsel kurgu ile birleştirerek kullanmıştır. Roman, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, işgal altındaki İstanbul ve Anadolu’da yaşanan siyasi ve toplumsal çöküşü, bireylerin yaşadığı ahlaki ikilemler üzerinden ele alır.
Konusu ve Temalar
Romanın olay örgüsü, 1919 yılında işgal altındaki İstanbul’da başlar. Ana karakter Ahmet Muhtar, Osmanlı ordusunda görev yapmış bir subaydır. Savaşın yıkıcı sonuçlarıyla yüzleşen bu karakter, vatanı uğruna verdiği mücadelede kimlik, inanç ve sadakat kavramlarını yeniden sorgular. Ahmet Muhtar, bir yandan Anadolu’da yükselen direniş hareketine katılma arzusuyla yanarken, diğer yandan işgal altındaki başkentte dost ile düşmanı ayırt etmekte zorlanır. Romanın merkezinde yer alan “hain” kavramı, yalnızca bir suçlama değil, dönemin vicdani ve ahlaki karmaşasının bir yansıması olarak işlenir.
Eserin temel temaları arasında ihanet, vatanseverlik, kimlik arayışı, savaşın insan üzerindeki etkileri ve ahlaki ikilemler bulunur. Erdoğan, karakterlerin iç dünyasında geçen çatışmalar aracılığıyla “hain” ile “kahraman” arasındaki çizgiyi belirsizleştirir. Okuyucuya yöneltilen temel soru, bir insanın hangi koşullarda hain olarak nitelendirileceği ve kimin gözünden bakıldığında bu sıfatın anlam kazandığıdır. Roman, aynı zamanda millî mücadele yıllarının toplumsal çöküşünü, farklı etnik ve sınıfsal gruplar arasındaki ilişkiler aracılığıyla da ele alır.
Üslup ve Anlatım Özellikleri
Yazarın betimlemelerinde saha araştırmalarının izleri görülür; özellikle işgal altındaki İstanbul’un atmosferi, sokakları, insanları ve çatışma ortamı aktarılır. Dili sade, akıcı ve sürükleyicidir. Yazar, tarihî olayların belgesele yakın bir gerçeklik duygusuyla anlatılmasını sağlar; aynı zamanda karakterlerin iç dünyalarına psikolojik derinlik kazandırır. Bu yönüyle roman, yalnızca tarihî bir olayın yeniden kurgulanması değil, aynı zamanda insan doğasının karmaşıklığı üzerine de bir incelemedir.
