Hamidiye Kışlası, Osmanlı Devleti’nin son döneminde, Sultan II. Abdülhamit devrinde, Cizre’de Hamidiye Alayları’nı yönetmek amacıyla inşa edilmiş bir yapıdır. Cizre Miran Aşiretleri Reisi ve Hamidiye Alayları Komutanı Mustafa Paşa (Mısto-i Miri) tarafından, alayların sevk ve idare işlerini yürütmek üzere Cizre Kalesi’nin Güneydoğu köşesinde yaptırılmıştır. İnşasına, Hamidiye Alayları’nın kurulduğu 1892 yılından sonra başlanmış olup, bina günümüze kadar özelliklerini koruyarak gelmiştir. Cizre şehir merkezinde, iç kalenin güney tarafındaki askeri bölgede yer alan yapı, Osmanlı mimarisinin son dönem örneklerinden biridir ve bugün Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 4. Hudut Tabur Komutanlığı’nın komuta merkezi olarak kullanılmaktadır.

Hamidiye Kışlası (Kültür Portalı)
Tarihi ve Kullanım Geçmişi
Hamidiye Kışlası, ilk olarak Mustafa Paşa ve Hamidiye Hafif Süvari Alayları için hizmet vermiştir. Daha sonraki dönemlerde ise Kaymakamlık, Adliye, 119. Seyyar Jandarma Hudut Taburu, Garnizon Komutanlığı ve son olarak 4. Hudut Taburu Komuta Merkezi olarak farklı işlevlerle kullanılmıştır. Askeri alan içerisinde yer alması, yapının sağlam kalmasında ve orijinal amacına uygun şekilde korunmasında etkili olmuştur. Mustafa Paşa’nın Eylül 1902’de vefatından sonra da bina, çeşitli idari ve askeri amaçlarla varlığını sürdürmüştür.
Mimari Özellikler
Hamidiye Kışlası, bodrum üzerinde iki katlı olarak inşa edilmiştir ve Kuzeybatı-Güneydoğu yönünde uzanan dikdörtgen bir plana sahiptir. Dış ölçüleri 15.20x 20.30 metre olan bina, düzgün kesme taş malzeme kullanılarak yapılmıştır. Bodrum katına giriş mümkün olmadığından bu bölüm incelenememiştir.
Kuzeydoğu cephesinin ortasında yer alan giriş kapısına, on bir basamaklı bir merdivenle ulaşılır. Zemin kat ve birinci kat, aynı plan düzenine sahip olup, ortada Kuzeybatı-Güneydoğu yönünde uzanan bir hol ve bu holün iki yanında dörder oda içerir. Holün Güneydoğu ucunda bir oda, Kuzeybatı ucunda ise üst kata çıkan iki yönlü bir merdiven bulunmaktadır. Odalar arasında köşedekiler dikine dikdörtgen ve daha büyük, ortadakiler ise enine dikdörtgen ve daha küçük olacak şekilde tasarlanmıştır. Odalar sıvalı ve beyaz badana ile boyanmış, köşe odalarına yuvarlak kemerli kapılarla giriş sağlanmıştır.
Cephe tasarımı simetrik bir uygulamaya sahiptir ve her iki katın cepheleri birbirinin aynısıdır. Ancak, zemin kattaki giriş kapısı ve birinci kattaki balkonlar bu simetriyi kısmen bozmaktadır. Yapının dört köşesi ile Kuzeybatı ve Güneydoğu cephelerin ortaları, yüzeyden taşan istinat payeleri ile hareketlendirilmiştir. Katlar, yatay silmelerle birbirinden ayrılır; bodrum katı zemin kattan sade bir kaval silme ile, zemin kat birinci kattan profilli üç kaval silme ile, birinci kat ise çatıdan zikzak desenli bir kaval ve oluk silme kuşağı ile ayrılmıştır. İstinat payelerinde dikey kaval silmelerle çevrelenmiş dikdörtgen panolar göze çarpmaktadır.
Giriş kapısı yuvarlak kemerli olup, kemer yüzeyi kırmızı renkte boyanmış ve altın yaldızla süslenmiştir. Kemer üzerinde geometrik örgü motifli silmeler, ortada iri bir palmet, yanlarda ay-yıldız motifleri, askılı kandiller ve madalyonlar yer alır. Pencereler genellikle basık kemerli olup, dıştan iki kaval ve ortada bir oluk silme grubuyla vurgulanmıştır. Birinci katın Güneydoğu cephesindeki balkona açılan kapı sonradan pencereye çevrilerek alt katla uyum sağlanmıştır. Çatı seviyesinde duvar yükseltilmiş ve bazı pencereler kapatılmış olsa da, bina genel olarak sağlamlığını korumaktadır.
İnşaat ve Malzeme
Hamidiye Kışlası, Cizreli ve Midyatlı taş ustaları tarafından inşa edilmiştir. Düzgün kesme taş malzeme kullanılarak yapılan bina, Osmanlı mimarisinin sade ama işlevsel özelliklerini yansıtır. Çatı katında ihtiyaçlara yönelik tamir ve eklemeler yapılmış, ancak bu değişiklikler yapının orijinal karakterini büyük ölçüde etkilememiştir.
Kültürel ve Bölgesel Önemi
Hamidiye Kışlası, Osmanlı’nın Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki askeri ve idari varlığını temsil eden önemli bir kültür varlığıdır. Cizre’nin tarihine tanıklık eden yapı, hem Hamidiye Alayları’nın kuruluş dönemine ışık tutar hem de bölgedeki aşiret yapıları ile Osmanlı yönetimi arasındaki ilişkiyi yansıtır. Günümüzde erişilebilir olan kışla, askeri işlevini sürdürmekte ve Cizre’nin geçmişine dair somut bir iz sunmaktadır.


