Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Han El Barur

Seyahat Ve Turizm+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Yapı Türü
Kervansaray (Han)
Dönem
Eyyubiler Dönemi
Yapım Tarihi
H. 626 / M. 1228–1229
Banisi
el-Hâc Hüsameddin Ali b. İsa
Bulunduğu Yer
Göktaş KöyüHarranŞanlıurfa
Yol Ağı
Harran–Bağdat Ticaret Yolu
Mimari Plan
AvluluKareye Yakın Plan
Öne Çıkan Özellik
Anadolu Sınırları İçinde Bilinen Tek Eyyubi Kervansarayı

Han el-Ba’rur Kervansarayı, Şanlıurfa il sınırları içerisinde, Harran ilçesine bağlı Göktaş Köyü yakınlarında yer alan ve Eyyubiler Dönemi’ne (13. yüzyıl) tarihlenen bir kervansaray yapısıdır. Tarihsel Harran-Bağdat ticaret yolu güzergâhı üzerinde konumlanan yapı, Anadolu sınırları içinde günümüze ulaşabilmiş bilinen tek Eyyubi kervansarayı olması bakımından önem taşımaktadır. Yapı; mimari kurgusu, kitabeleri, mekânsal düzeni ve tarihsel işleviyle Orta Çağ İslam dünyasında ticaret, konaklama ve güvenlik ilişkilerini birlikte ele alan han-kervansaray geleneğinin bölgedeki özgün örneklerinden biridir.


Han El Ba'rur Kervansarayı'nın Dışarıdan Görüntüsü (Anadolu Ajansı)

Konum ve Coğrafi Çevre

Han el-Ba’rur Kervansarayı, Harran Ovası’nın güneydoğusunda, Tektek Dağları olarak adlandırılan dağlık alanın batı eteklerinde konumlanmaktadır. Yapı, günümüzde Göktaş Köyü adıyla anılan yerleşim alanı içerisinde yer almakta olup Harran ilçe merkezine yaklaşık 27-28 kilometre uzaklıktadır. Konumu itibarıyla Mezopotamya’yı Anadolu’ya bağlayan tarihsel ticaret ağının önemli bir kolu olan Harran-Bağdat yolu üzerinde bulunmaktadır.


Tektek Dağları bölgesi, tarih boyunca hem doğal savunma avantajları hem de geçiş güzergâhları üzerindeki stratejik konumuyla dikkat çekmiştir. Bu dağlık alan, Harran Ovası ile güneydeki Suriye ve Irak coğrafyaları arasında bir eşik niteliği taşımakta; özellikle Orta Çağ boyunca kervan yollarının denetimi açısından önem arz etmektedir. Han el-Ba’rur’un bu bölgede inşa edilmiş olması, yalnızca ticari değil, aynı zamanda askeri ve idari ihtiyaçlara da cevap verecek bir yapı olarak tasarlandığını göstermektedir.


Yapının çevresi günümüzde büyük ölçüde kırsal karakterini korumaktadır. Yakın çevresinde yerleşim yoğunluğu sınırlı olup tarım ve hayvancılık faaliyetleri öne çıkmaktadır. Tarihsel süreçte ise bu alan, kervanların bir günlük yolculuk mesafesi dikkate alınarak belirlenmiş bir konaklama noktası olarak işlev görmüştür. Bu durum, hanın yer seçiminde coğrafi uygunluk, su kaynaklarına erişim ve yol güvenliği gibi unsurların birlikte değerlendirildiğini göstermektedir.

Adlandırma ve Etimoloji

Yapının günümüzde bilinen adı olan Han el-Ba’rur, Arapça kökenli bir adlandırmadır. “Ba’rur” kelimesi, Arapçada “keçi gübresi” ya da “hayvan pisliği” anlamına gelmektedir. Bu adlandırma, yapı ile ilişkilendirilen sözlü rivayetler ve tarihsel kullanım süreciyle birlikte anlam kazanmaktadır.


Rivayete göre, hanın banisi olan el-Hâc Hüsameddin Ali, yapıyı inşa ettirdikten sonra burayı kuru üzümle doldurmuş ve yoldan geçen kervanlara ikramda bulunmuştur. Aynı rivayette, baninin geleceğe yönelik olarak “Benden sonra gelenler burayı keçi gübresi ile dolduracaktır.” şeklinde bir ifade kullandığı aktarılmaktadır.【1】 Yapının ilerleyen dönemlerde işlevini yitirmesi ve uzun süre ahır olarak kullanılması sonucunda hayvan gübresiyle dolmuş olması, bu adlandırmanın halk belleğinde kalıcı hâle gelmesine neden olmuştur. 


Adlandırmanın kökeni her ne kadar sözlü anlatılara dayansa da yapı adının zamanla yerleşerek hem akademik literatürde hem de yerel kullanımda benimsendiği görülmektedir. Bu durum, mimari eserlerin yalnızca fiziksel varlıklarıyla değil, çevresinde oluşan anlatılar ve kullanım pratikleriyle de kimlik kazandığını göstermesi bakımından önemlidir.

Tarihsel Bağlam

Harran ve Ticaret Yolları

Harran, tarih boyunca Mezopotamya, Anadolu ve Doğu Akdeniz dünyasını birbirine bağlayan önemli bir merkez olmuştur. Antik Çağ’dan itibaren bilim, ticaret ve kültür alanlarında öne çıkan şehir, Orta Çağ’da da bu işlevini sürdürmüş; özellikle İslam coğrafyasında önemli bir ticaret ve ilim merkezi olarak varlığını devam ettirmiştir.


Harran’dan geçen başlıca ticaret yollarından biri, kuzeyde Anadolu içlerine, güneyde ise Bağdat üzerinden Basra Körfezi’ne uzanan güzergâhtır. Bu yol, yalnızca ticari malların taşınmasını değil, aynı zamanda kültürel etkileşimi ve siyasi hâkimiyetin tesisini de mümkün kılmıştır. Han el-Ba’rur Kervansarayı, bu güzergâh üzerinde yer alarak kervanların konaklama, dinlenme ve güvenlik ihtiyaçlarını karşılayan bir durak işlevi görmüştür.


Kervansarayların bu tür yol ağları üzerindeki varlığı, ticaretin sürekliliğini sağlamanın yanı sıra devlet otoritesinin kırsal alanlarda görünür hâle gelmesine de katkı sağlamıştır. Han el-Ba’rur, bu bağlamda Harran merkezli ticaret sisteminin taşra ölçeğindeki önemli unsurlarından biri olarak değerlendirilmelidir.

Eyyubiler Döneminde Bölge

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nın inşa edildiği 13. yüzyılın ilk yarısında bölge, Eyyubiler’in hâkimiyeti altındadır. Eyyubi Devleti, özellikle Selahaddin Eyyubi sonrası dönemde Suriye, Mısır ve Güneydoğu Anadolu coğrafyasında siyasi ve askeri varlığını sürdürmüş; ticaret yollarının güvenliği ve kamu yapılarının inşası konusunda önemli faaliyetlerde bulunmuştur.


Eyyubiler döneminde inşa edilen han ve kervansaraylar, genellikle askeri savunma unsurlarını da bünyesinde barındıran, sağlam ve işlev odaklı yapılar olarak tasarlanmıştır. Han el-Ba’rur’un köşe kuleleri, payanda kuleleri ve kapalı mekân düzeni, bu mimari anlayışın somut örnekleri arasında yer almaktadır. Yapı, Eyyubi mimarisinin Anadolu’daki nadir temsilcilerinden biri olarak, dönemin siyasi ve ekonomik yapısına dair önemli veriler sunmaktadır.

Yapının İnşası

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nın inşa süreci, yapı üzerinde yer alan kitabeler ve bu kitabelere dayalı akademik değerlendirmeler aracılığıyla tarihlendirilebilmektedir. Kuzey cephede, ana giriş kapısı üzerinde yer alan kitabeye göre yapı, Hicrî 626 (Miladî 1228-1229) yılında inşa edilmiştir. Kitabede baninin adı el-Hâc Hüsameddin Ali b. İsa olarak kaydedilmiştir. Bu tarihler, Harran ve çevresinin Eyyubiler’in hâkimiyetinde bulunduğu döneme karşılık gelmektedir.


Yapının inşa edildiği dönemde Harran-Bağdat yolu, hem ticari hem de askeri açıdan bölgenin en işlek güzergâhlarından biri konumundadır. Bu nedenle kervansarayın yapımında, yalnızca konaklama ihtiyacını karşılamaya yönelik bir tasarım değil; aynı zamanda yol güvenliğini sağlayacak, uzun süreli kullanıma dayanıklı ve savunmaya elverişli bir mimari anlayış benimsenmiştir. Han el-Ba’rur’un köşe kuleleri, payanda kuleleri ve kapalı mekân düzeni, bu çok işlevli yaklaşımın somut göstergeleri arasında yer almaktadır.


Yapının banisi olarak adı geçen el-Hâc Hüsameddin Ali b. İsa hakkında doğrudan ayrıntılı biyografik bilgi sınırlı olmakla birlikte, ismin önünde yer alan “el-Hâc” ünvanı, baninin hac ibadetini yerine getirmiş bir kişi olduğunu göstermektedir. Orta Çağ İslam dünyasında bu ünvan, toplumsal saygınlıkla birlikte hayır eserleri yaptırma geleneğiyle de yakından ilişkilidir. Han el-Ba’rur’un inşası, bu bağlamda hem dini hem de kamusal bir hizmet anlayışının ürünü olarak değerlendirilebilir.


Kervansarayın inşa edildiği alanın seçimi, topoğrafik ve lojistik unsurlar dikkate alınarak yapılmıştır. Yapı, Tektek Dağları’nın batı eteklerinde, kervanların günlük yürüyüş mesafelerine uygun bir noktada konumlandırılmıştır. Bu konum, hem Harran Ovası’ndan gelen kervanlar hem de güney yönlü ticaret akışı açısından stratejik bir durak oluşturmuştur. İnşa sürecinde bu coğrafi avantajların göz önünde bulundurulduğu, yapı planının geniş avlu etrafında gelişen bir kurguya sahip olmasından anlaşılmaktadır.


Han el-Ba’rur’un mimari planı ve mekânsal düzeni, Anadolu Selçuklu kervansaraylarında görülen temel şemayla büyük ölçüde benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte yapı, siyasi olarak Selçuklu hâkimiyeti dışında, Eyyubi yönetimi altında inşa edilmiş olması bakımından özgün bir konuma sahiptir. Bu durum, Eyyubi mimarisinin Anadolu’daki sınırlı sayıdaki örneklerinden biri olarak Han el-Ba’rur’u ayrıcalıklı bir yere taşımaktadır.


İnşa sürecine ilişkin doğrudan arkeolojik kazı verileri sınırlı olmakla birlikte, yapı malzemesi, duvar örgüsü ve plan özellikleri, kervansarayın tek bir inşa evresinde ve bütüncül bir mimari anlayışla yapıldığını göstermektedir. Sonraki dönemlerde yapılan eklemeler ya da onarımlar, özgün plan şemasını köklü biçimde değiştirmemiştir.

Kitabeler

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nda günümüze ulaşan kitabeler; yapının inşa tarihi, banisi ve işlevsel-kamusal niteliği hakkında doğrudan bilgi sunan birincil kaynaklar arasında yer almaktadır. Yapıda biri ana giriş kapısı üzerinde, diğeri ise batı cephesinde olmak üzere iki ayrı kitabe tespit edilmiştir. Bu kitabeler, hem kronolojik verilerin belirlenmesi hem de Eyyubiler dönemi mimari epigrafi geleneğinin anlaşılması bakımından önem taşımaktadır.

İnşa ve Bani Kitabesi

Kervansarayın kuzey cephesinde, ana giriş kapısının üzerinde yer alan kitabe, yapının inşa tarihini ve banisini açık biçimde bildirmektedir. Kitabede yer alan bilgilere göre Han el-Ba’rur, Hicrî 626 (Miladî 1228–1229) yılında el-Hâc Hüsameddin Ali b. İsa tarafından inşa ettirilmiştir. Bu tarih, Harran ve çevresinin Eyyubiler’in siyasi hâkimiyeti altında bulunduğu döneme karşılık gelmektedir.


İnşa kitabesinin kapı üzerinde konumlandırılması, Orta Çağ İslam mimarisinde yaygın olarak tercih edilen bir uygulamadır. Bu konumlandırma, yapıya giren herkesin baninin kimliğini ve inşa tarihini doğrudan görmesini sağlamayı amaçlamaktadır. Han el-Ba’rur örneğinde de kitabenin ana portal üzerinde yer alması, yapının kamusal niteliğini ve baninin bu eser aracılığıyla toplumsal hafızada yer edinme isteğini yansıtmaktadır.


Kitabenin dili Arapçadır. Bu durum, dönemin resmî ve dinî yazı dili geleneğiyle uyumludur. Eyyubiler döneminde inşa edilen mimari eserlerde Arapça kitabelerin tercih edilmesi, hem İslam dünyasının ortak yazı diline bağlılık hem de siyasi meşruiyetin vurgulanması açısından işlevsel bir tercihtir.

Batı Cephesi Kitabesi ve İşlevi

Yapıda tespit edilen ikinci kitabe, batı cephesinde yer almaktadır. Bu kitabenin içeriği, inşa kitabesinden farklı olarak doğrudan tarih ve bani bilgisi sunmamakta; daha çok yapının korunmasına yönelik bir mesaj içermektedir. Akademik literatürde bu kitabe, işlevi itibarıyla beddua ya da uyarı kitabesi olarak değerlendirilmektedir.


Beddua kitabeleri, Orta Çağ İslam mimarisinde özellikle vakıf yapılarında karşılaşılan unsurlardır. Bu tür kitabeler, yapıya zarar verilmesini, amacı dışında kullanılmasını ya da vakıf şartlarının ihlal edilmesini önlemeye yönelik sembolik bir işlev üstlenmektedir. Han el-Ba’rur’daki batı cephesi kitabesi de bu bağlamda, yapının sürekliliğini ve korunmasını amaçlayan bir zihniyetin ürünü olarak değerlendirilmektedir.


Kitabelerin iki farklı cephede konumlandırılmış olması, yapının yalnızca bir mimari eser olarak değil, aynı zamanda hukuki ve ahlaki bir düzenin parçası olarak tasarlandığını göstermektedir. İnşa kitabesi baninin adını ve hayır anlayışını öne çıkarırken, batı cephesindeki kitabe yapının geleceğine yönelik bir koruma çerçevesi sunmaktadır. Bu iki kitabenin birlikte değerlendirilmesi, Han el-Ba’rur’un Eyyubiler dönemindeki kamusal yapı anlayışını yansıtan önemli göstergeler arasında yer almaktadır.

Mimari Özellikler

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nın mimari kurgusu, Orta Çağ İslam dünyasında kervansaray tipolojisinin işlevsel gereksinimlerini karşılayacak biçimde düzenlenmiştir. Yapı; genel planı, mekânsal organizasyonu ve savunmaya yönelik unsurlarıyla Anadolu Selçuklu kervansaraylarında görülen temel özellikleri taşımakla birlikte, Eyyubiler döneminin mimari anlayışını yansıtan özgün bir örnek niteliği göstermektedir.

Genel Plan Şeması

Han el-Ba’rur, kareye yakın planlı bir kurguyla inşa edilmiştir. Yapının merkezinde yaklaşık 43,30×44,80 metre ölçülerinde bir avlu yer almakta; avlunun çevresinde ise yazlık ve kışlık mekânlar sıralanmaktadır. Avlu merkezli bu düzen, kervansaray mimarisinde hem dolaşımı kolaylaştıran hem de iç mekânların aydınlatma ve havalandırma ihtiyaçlarını karşılayan temel bir plan anlayışını yansıtmaktadır.


Yapının tümü, kalın taş duvarlarla çevrelenmiş olup dışa kapalı, içe dönük bir mimari karakter sergilemektedir. Bu düzenleme, kervanların ve yolcuların güvenliğini sağlamaya yönelik bir tasarım tercihi olarak değerlendirilmektedir.

Giriş Düzeni

Kervansarayın ana girişi kuzey cephede yer almaktadır. Giriş kapısı, anıtsal bir portal niteliği taşımakta olup hem mimari vurgu hem de yönlendirme işlevi görmektedir. Portalın iki yanında ve köşelerinde yer alan kuleler, yapının savunma kapasitesini artırmaya yönelik unsurlar arasında yer almaktadır.


Ana girişin konumu, Harran-Bağdat yolu yönünden gelen kervanların doğrudan yapıya ulaşmasını sağlayacak biçimde belirlenmiştir. Giriş düzeninin bu şekilde tasarlanmış olması, kervansarayın yol ağıyla olan doğrudan ilişkisini ortaya koymaktadır.

Avlu

Han el-Ba’rur’un avlusu, yapının mekânsal organizasyonunun merkezinde yer almaktadır. Avlu, hem açık alan kullanımı hem de çevresindeki kapalı mekânlara erişim açısından işlevsel bir çekirdek görevi üstlenmektedir. Avlunun etrafına açılan mekânlar, kervan mensuplarının konaklama, dinlenme ve günlük ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olarak düzenlenmiştir.


Avlu çevresindeki düzenleme, yazlık ve kışlık mekânların ayrımını mümkün kılacak şekilde kurgulanmıştır. Bu durum, mevsimsel koşulların dikkate alındığını ve yapının yıl boyunca kullanılmak üzere tasarlandığını göstermektedir.


Han El Ba'rur Kervansarayı Avlusu (Anadolu Ajansı)

Konaklama Mekânları

Kervansaray bünyesinde yer alan konaklama mekânları, yazlık ve kışlık bölümler olarak ayrılmaktadır. Yazlık mekânlar daha çok avluya açılan ve havalandırması kolay alanlar olarak düzenlenirken, kışlık mekânlar daha kapalı ve korunaklı bir plan anlayışıyla inşa edilmiştir. Bu mekânlarda yolcuların barınmasının yanı sıra ticari malların muhafazası da mümkün kılınmıştır. Konaklama birimlerinin düzenli ve tekrarlı bir plan şeması göstermesi, yapının bütüncül bir tasarım anlayışıyla inşa edildiğini ortaya koymaktadır.

Mescit

Han el-Ba’rur Kervansarayı içerisinde yer alan mescit, yapının önemli işlevsel unsurlarından biridir. Mescit, kervansarayın dini ihtiyaçlara cevap verecek şekilde planlandığını göstermektedir. Yapının mescit bölümü 1993 yılında restore edilmiş ve yeniden kullanıma açılmıştır.


Mescidin konumu ve ölçeği, kervansaray kullanıcılarının günlük ibadetlerini rahatlıkla yerine getirebilmelerine imkân tanıyacak biçimde düzenlenmiştir. Bu durum, hanın yalnızca ticari değil, aynı zamanda sosyal ve dini bir mekân olarak tasarlandığını göstermektedir.

Hamam

Kervansaray bünyesinde yer alan hamam, yapı kompleksinin hizmet mekânları arasında bulunmaktadır. Hamamın varlığı, uzun yolculuk yapan kervan mensuplarının temizlik ve sağlık ihtiyaçlarının da göz önünde bulundurulduğunu ortaya koymaktadır.


Hamam mekânı, kervansaray mimarisinde her yapıda bulunmayan, ancak önemli merkezlerde tercih edilen bir unsur olarak değerlendirilmektedir. Han el-Ba’rur’da hamamın yer alması, yapının bölgesel önemini ve yoğun kullanım potansiyelini göstermektedir.

Ahırlar ve Hizmet Mekânları

Kervansarayın hizmet birimleri arasında ahırlar ve muhafız odaları yer almaktadır. Ahırlar, yük ve binek hayvanlarının barınması için ayrılmış olup yapının ticari işlevselliğinin temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Muhafız odaları ise yapının güvenliğini sağlamaya yönelik olarak düzenlenmiştir.

Bu mekânların avlu çevresinde ve girişe yakın alanlarda konumlandırılması, hem denetim hem de kullanım kolaylığı açısından işlevsel bir çözüm sunmaktadır. Han el-Ba’rur’un bu yönüyle, askeri ve ticari işlevleri birlikte gözeten bir mimari anlayışla inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Yapı Elemanları ve Malzeme

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nın yapı elemanları ve kullanılan malzemeler, yapının hem uzun süreli kullanıma hem de savunma gereksinimlerine cevap verecek şekilde tasarlandığını göstermektedir. Duvar kalınlıkları, taşıyıcı sistem kurgusu ve malzeme seçimi, Eyyubiler dönemi kervansaray mimarisinin işlevsel ve dayanıklılık odaklı yaklaşımını yansıtmaktadır.

Taşıyıcı Sistem

Yapının taşıyıcı sistemi, kalın taş duvarlar ve bu duvarları destekleyen payanda ve kule düzeni üzerine kuruludur. Dış cephelerde yer alan köşe kuleleri ve payanda kuleler, yalnızca savunma amacıyla değil, aynı zamanda duvarların statik yükünü dengelemek üzere tasarlanmıştır. Bu kuleler, yapının köşelerinde ve belirli cephe noktalarında yoğunlaşarak bütüncül bir savunma ve taşıyıcılık sistemi oluşturmaktadır.


Taşıyıcı duvarlar, avlu çevresinde düzenli bir ritimle sıralanan mekânları çevrelemekte; bu mekânlar arasındaki geçişler kemerli açıklıklar aracılığıyla sağlanmaktadır. Kemer kullanımı, yükün yan duvarlara aktarılmasını kolaylaştırarak mekânların daha geniş açıklıklarla düzenlenmesine imkân tanımaktadır. Bu durum, yapının hem işlevsel hem de statik açıdan dengeli bir plan anlayışıyla inşa edildiğini göstermektedir.

Duvar Örgüsü ve Yapım Tekniği

Han el-Ba’rur’un duvar örgüsü, düzgün kesme taş kullanımıyla oluşturulmuştur. Duvarlar, yer yer oldukça kalın bir yapıya sahip olup dış cephede daha masif, iç mekânlarda ise işlevsel gereksinimlere göre düzenlenmiştir. Kesme taşların düzenli sıralar hâlinde örülmesi, yapım sürecinde nitelikli bir işçilik uygulandığını ortaya koymaktadır.


Duvar örgüsünde kullanılan taşların boyutları ve yerleştirilme biçimi, yapının tek bir inşa evresinde planlandığını ve uygulandığını düşündürmektedir. Farklı dönemlere ait belirgin ek ya da müdahale izlerinin sınırlı olması, özgün mimari bütünlüğün büyük ölçüde korunduğunu göstermektedir.

Yapı Malzemesi

Yapının ana yapı malzemesi, bölgeden temin edilen kesme taştır. Tektek Dağları ve çevresi, tarih boyunca yapı taşı açısından zengin bir kaynak alanı olarak kullanılmıştır. Han el-Ba’rur’da kullanılan taş malzeme, hem dayanıklılığı hem de işlenebilirliği nedeniyle tercih edilmiştir.


Taş malzeme, özellikle dış cephelerde ve taşıyıcı elemanlarda yoğun olarak kullanılmış; iç mekânlarda ise işlevsel gereksinimlere göre daha sade bir uygulama benimsenmiştir. Ahşap malzeme kullanımı sınırlı olup, daha çok kapı ve geçici yapı elemanlarında tercih edilmiştir. Bu durum, yangın riskini azaltmaya ve yapının uzun ömürlü olmasına yönelik bilinçli bir tercih olarak değerlendirilmektedir.


Yapıda kullanılan malzeme ve teknikler, Eyyubiler dönemi mimarisinde görülen yalın, sağlam ve işlev odaklı anlayışla uyumludur. Han el-Ba’rur Kervansarayı, bu yönüyle Anadolu’daki diğer kervansaray örnekleriyle benzerlik gösterirken, siyasi olarak Eyyubi hâkimiyeti altında inşa edilmiş olması nedeniyle ayrı bir mimari-tarihsel bağlam sunmaktadır.


Han El Bar'ur (Harran Kaymakamlığı)

Süsleme/Bezeme

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nda süsleme ve bezeme unsurları sınırlı tutulmuş; yapı genelinde işlev odaklı, sade bir mimari anlayış benimsenmiştir. Bu yaklaşım, Eyyubiler döneminde özellikle kervansaray gibi kamusal ve ticari yapılarda tercih edilen mimari tutumla uyumludur. Yapıda bezemeden ziyade dayanıklılık, güvenlik ve uzun süreli kullanım ön planda tutulmuştur.


Kervansarayın dış cephelerinde belirgin bir süsleme programına rastlanmamaktadır. Cepheler, kalın ve masif taş duvarlarla oluşturulmuş; bezeme unsurlarına yer verilmeden yalın bir görünüm tercih edilmiştir. Bu durum, yapının savunma niteliğini güçlendiren bir unsur olarak değerlendirilmekte; aynı zamanda ticaret yolları üzerindeki yapıların işlevsel karakterini yansıtmaktadır.


Süsleme unsurlarının sınırlı biçimde görülebildiği alanlar, daha çok ana giriş kapısı ve kitabelerin bulunduğu bölümler ile ilişkilidir. Giriş portalinde, mimari kurgunun vurgulanmasına yönelik ölçülü bir anıtsallık göze çarpmakta; ancak bu anıtsallık yoğun bezeme yerine kütlesel etkiyle sağlanmaktadır. Portal çevresinde geometrik ya da bitkisel bezeme unsurlarının belirgin olmadığı, düz ve sade yüzeylerin tercih edildiği anlaşılmaktadır.


İç mekânlarda da benzer bir sadelik hâkimdir. Avlu çevresinde yer alan konaklama mekânları, mescit ve hizmet alanlarında süsleme unsurları son derece sınırlıdır. Mekânların düzenlenişinde estetik kaygıdan ziyade kullanım kolaylığı ve işlevsellik ön planda tutulmuştur. Bu durum, kervansarayın kısa süreli konaklama ve ticari faaliyetlere hizmet eden bir yapı olmasıyla doğrudan ilişkilidir.


Han el-Ba’rur’da bezemenin sınırlı tutulması, yapının ait olduğu dönem ve coğrafyanın sosyo-ekonomik koşullarıyla da bağlantılıdır. Eyyubiler döneminde inşa edilen kamu yapılarında, özellikle sınır bölgelerinde yer alan han ve kervansaraylarda, gösterişli süslemelerden kaçınıldığı; bunun yerine sağlamlık ve korunaklılığın esas alındığı bilinmektedir. Han el-Ba’rur, bu mimari anlayışın Anadolu’daki somut örneklerinden biri olarak değerlendirilmektedir. Bu bağlamda yapıdaki kitabeler ve daha sonraki dönemlerde eklenen damgalar, süsleme işlevi görmekten ziyade bilgi aktarma, kimlik belirtme ve kullanım sürecine dair izler sunan unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Bu unsurlar, mimari bezemeden çok tarihsel ve kültürel katmanlaşmayı yansıtmaktadır.


Han El Bar'ur Kervansarayı'nın İçinden Bir Görsel (Anadolu Ajansı)

Oğuz/Türkmen Boy Damgaları

Han el-Ba’rur Kervansarayı, mimari özelliklerinin yanı sıra yapı üzerinde tespit edilen Oğuz/Türkmen boy damgaları ile de dikkat çekmektedir. Bu damgalar, yapının inşa döneminden ziyade, sonraki kullanım evrelerine ilişkin önemli tarihsel ve kültürel veriler sunmaktadır. Damgaların varlığı, kervansarayın yalnızca bir mimari yapı değil, aynı zamanda farklı topluluklar tarafından kullanılmış ve anlamlandırılmış bir mekân olduğunu göstermektedir.

Damgaların Konumu

Yapı üzerindeki damgalar, ağırlıklı olarak ana giriş kapısının çevresinde ve iç mekân duvarlarında tespit edilmiştir. Özellikle kuzey cephede yer alan ana giriş kapısının doğu ve batı kanatlarında, kapı çıkıntılarında ve bu çıkıntıların kuzeye bakan yüzeylerinde çeşitli damgaların yer aldığı belirlenmiştir. Bunun yanı sıra avluya açılan bazı iç mekân duvarlarında da damgalara rastlanmaktadır.


Damgaların belirli bir hizada ya da düzenli bir kompozisyon içerisinde yer almaması, bunların yapının özgün inşa sürecine ait olmadığını; yapının terk edilmesi ya da farklı topluluklar tarafından yeniden kullanılması sırasında kazındığını düşündürmektedir. Bu durum, Han el-Ba’rur’un kullanım tarihinin tek bir dönemle sınırlı olmadığını ortaya koymaktadır.【2】 

Tespit Edilen Boylar

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nda tespit edilen damgalar arasında Kayı, Bayat, Beğdili, Salur ve Döğer boylarına ait işaretler bulunmaktadır. Bu damgalar, Orta Asya Türk topluluklarından itibaren Oğuz boylarının kimlik belirteci olarak kullandıkları sembollerle örtüşmektedir. Özellikle ana giriş kapısının iki yanındaki çıkıntıların kuzeye bakan yüzeylerinde karşılıklı olarak yer alan Kayı boyu damgaları, boy damgaları arasında en dikkat çekici örneklerdir. Bu damgalar, boyutları ve konumları itibarıyla diğer damgalardan ayrılmakta; bilinçli bir yerleştirme anlayışını yansıtmaktadır. Bunun yanı sıra, Bayat boyuna ait “O” biçimli damga, Beğdili boyuna atfedilen ters “N” şeklindeki damga ve Salur boyuna ait işaretler de yapı üzerinde tespit edilmiştir. Döğer boyuna ait olduğu kabul edilen tarak biçimli damga ise giriş çevresinde yer alan diğer semboller arasında bulunmaktadır. Bu çeşitlilik, farklı Oğuz/Türkmen boylarının Han el-Ba’rur ve çevresini farklı dönemlerde kullandığını göstermektedir.【3】 

Damgaların Tarihlendirilmesi ve Yorumu

Damgaların biçimsel özellikleri, işçilik düzeyi ve yapı üzerindeki konumları dikkate alındığında, bu işaretlerin Eyyubiler dönemine ait olmadığı yönünde akademik bir görüş ağırlık kazanmaktadır. Damgaların düzensiz çizgilerle, estetik kaygıdan uzak ve yer yer gelişigüzel biçimde kazınmış olması, bunların yapının inşasından sonraki dönemlerde eklendiğini düşündürmektedir. Araştırmalar, bu damgaların büyük ölçüde Osmanlı dönemi yerleşimleriyle ilişkili olabileceğini ortaya koymaktadır. Özellikle Kayı boyuna mensup Karakeçili aşiretinin, Osmanlı döneminde Urfa ve çevresine yoğun biçimde yerleştirildiği bilinmektedir. Bu bağlamda, Han el-Ba’rur üzerindeki Kayı damgalarının Karakeçili toplulukları tarafından kazınmış olması muhtemel görünmektedir. Damgalar, bu yönüyle mimari süsleme unsuru olmaktan ziyade, mülkiyet, aidiyet ve varlık gösterme amacı taşıyan semboller olarak değerlendirilmelidir. Han el-Ba’rur Kervansarayı’ndaki damgalar, bölgenin etnik ve sosyo-kültürel tarihine ilişkin önemli ipuçları sunmakta; Orta Çağ sonrası dönemde yapının nasıl algılandığını ve kullanıldığını ortaya koymaktadır.【4】 

Yapının Geçirdiği Süreç

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nın tarihsel serüveni, inşa edildiği Eyyubiler döneminden itibaren bölgedeki siyasi, askerî ve ekonomik değişimlerle doğrudan ilişkilidir. Yapı, Orta Çağ boyunca işlek bir ticaret güzergâhı üzerinde yer alması nedeniyle aktif olarak kullanılmış; ancak bölgedeki güç dengelerinin değişmesiyle birlikte işlevini kademeli olarak yitirmiştir. Bu süreç, kervansarayın fiziksel durumuna ve kullanım biçimine de doğrudan yansımıştır.

Moğol İstilası Sonrası Durum

Birinci yüzyılın ortalarından itibaren Anadolu ve Kuzey Mezopotamya coğrafyası, Moğol istilalarının etkisi altına girmiştir. Bu dönemde Harran ve çevresi de siyasi istikrarsızlık, nüfus hareketleri ve ekonomik daralma ile karşı karşıya kalmıştır. Ticaret yollarının güvenliğinin azalması ve kervan hareketliliğinin zayıflaması, Han el-Ba’rur gibi yol üzerindeki konaklama yapılarının kullanımını doğrudan etkilemiştir. Moğol istilası sonrasında Han el-Ba’rur’un düzenli kullanımının azaldığı, bakım ve onarım faaliyetlerinin aksadığı anlaşılmaktadır. Yapının bu dönemde kısmen harap hâle gelmesi, uzun süreli ihmalin ve çevresel etkenlerin bir sonucu olarak değerlendirilmektedir.

Terk Edilme ve Ahır Olarak Kullanım

Han el-Ba’rur Kervansarayı, Orta Çağ sonrasında ana ticaret yollarının değişmesi ve bölgesel ekonomik canlılığın azalmasıyla birlikte, asli işlevini büyük ölçüde yitirmiştir. Yapı, uzun yıllar boyunca düzenli bir bakım görmemiş ve zamanla terk edilmiştir. Bu terk edilme süreci, kervansarayın çevresinde yaşayan yerel halk tarafından farklı amaçlarla kullanılmasının da önünü açmıştır. Yapının özellikle ahır olarak kullanıldığı bilinmektedir. Bu kullanım biçimi, kervansarayın iç mekânlarının ve avlusunun hayvan barınağına dönüştürülmesine yol açmış; yapı içerisinde yoğun biçimde hayvan gübresi birikmesine neden olmuştur. Bu durum, yapının “Ba’rur” adıyla anılmasına ilişkin rivayetlerle de örtüşmektedir.


Ahır olarak kullanım süreci, Han el-Ba’rur’un mimari dokusunda ciddi tahribatlara yol açmıştır. Duvar yüzeyleri zarar görmüş, mekânlar işlevsel ayrımlarını büyük ölçüde kaybetmiş ve yapı bütünlüğü zedelenmiştir. Buna karşın, kalın taş duvarlar ve sağlam taşıyıcı sistem sayesinde kervansaray bütünüyle yok olmamış; ana plan şeması günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu dönem, Han el-Ba’rur’un tarihsel serüveninde en yoğun fiziksel yıpranmanın yaşandığı evre olarak değerlendirilmektedir. Yapının bu süreçte geçirdiği dönüşüm, kervansarayların işlevini yitirdikten sonra kırsal alanlarda nasıl yeniden kullanıldığını göstermesi bakımından da önem taşımaktadır.


Han El Bar'ur (Şanlıurfa Belediyesi)

Modern Dönemde Yapı

Han el-Ba’rur Kervansarayı, 20. yüzyılın sonlarından itibaren akademik ilginin odağına girmiş; mimari özellikleri, tarihsel önemi ve korunma durumu çeşitli bilimsel çalışmalarla ele alınmıştır. Bu süreç, yapının tescillenmesi, belgelendirilmesi ve korunmasına yönelik girişimlerin kurumsal bir zemine oturmasını sağlamıştır.

Akademik Çalışmalar

Han el-Ba’rur üzerine gerçekleştirilen akademik çalışmaların önemli bir bölümü, yapının mimari özellikleri ve restitüsyonuna odaklanmaktadır. Bu kapsamda, 1990’lı yıllardan itibaren yapılan mimarlık ve sanat tarihi temelli araştırmalar, kervansarayın plan şeması, yapı elemanları ve dönemsel özelliklerini ayrıntılı biçimde ortaya koymuştur.


Akademik literatürde yapı, özellikle Anadolu sınırları içinde günümüze ulaşmış tek Eyyubi kervansarayı olması nedeniyle ayrı bir başlık altında değerlendirilmiştir. Bu yönüyle Han el-Ba’rur, Eyyubi mimarisinin Anadolu’daki sınırlı izlerini belgeleyen önemli bir örnek olarak ele alınmıştır. Ayrıca yapı üzerindeki Oğuz/Türkmen boy damgaları da disiplinler arası çalışmalara konu olmuş; tarih, arkeoloji ve etnografya alanlarında yapılan araştırmalarda Han el-Ba’rur, bölgenin etnik ve kültürel geçmişine dair somut veriler sunan bir yapı olarak değerlendirilmiştir.

Restorasyon Süreci

Han el-Ba’rur Kervansarayı’nda modern anlamda koruma ve restorasyon çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım Programı kapsamında 2018 yılında başlatılmıştır. Bu çalışmalar, uzun yıllar boyunca ihmal edilen ve kısmen harap durumda bulunan yapının fiziksel bütünlüğünü korumayı ve özgün mimari özelliklerini ortaya çıkarmayı amaçlamıştır.


Restorasyon sürecinde, öncelikle yapının zemininde arkeolojik temizlik ve belgeleme çalışmaları gerçekleştirilmiş; yıkılmış veya tahrip olmuş duvarlar özgün izler dikkate alınarak tamamlanmıştır. Çalışmaların, yapının 13. yüzyıldaki özgün hâline uygun biçimde yürütüldüğü belirtilmektedir. Bu süreçte, daha önce 1993 yılında restore edilerek kullanıma açılan mescit bölümü de koruma kapsamına alınmış; yapının farklı bölümleri arasında bütüncül bir restorasyon yaklaşımı benimsenmiştir. Restorasyon çalışmalarının yaklaşık iki yıl sürdüğü ve bilimsel danışmanlık eşliğinde yürütüldüğü ifade edilmektedir.【5】 


Han El Bar'ur Kervansarayı'nın Restorasyon Sürecine İlişkin Bir Görsel (Anadolu Ajansı)

İşlevlendirme Projeleri

Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından Han el-Ba’rur Kervansarayı’na kalıcı bir işlev kazandırılması amacıyla çeşitli projeler geliştirilmiştir. Bu projeler, Şanlıurfa Valiliği, Harran Kaymakamlığı ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü iş birliğiyle yürütülmüştür. Yapının, tarihsel işleviyle uyumlu biçimde turizm odaklı bir merkez olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Bu kapsamda, kervansarayın bir müze, dinlenme ve konaklama alanı ve bölgesel turizm rotası üzerinde bir durak noktası olarak kullanılması planlanmıştır. Söz konusu projeler; Harran, Bazda Mağaraları, Şuayip Şehri, Soğmatar Antik Kenti ve Karahantepe gibi alanları kapsayan daha geniş bir destinasyon anlayışı içerisinde ele alınmıştır.

Güncel Durum

Han el-Ba’rur Kervansarayı, yürütülen restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından kısmen işlev kazandırılmış, ancak bütüncül kullanım açısından aşamalı bir sürecin içinde yer alan bir kültür varlığı konumundadır. Yapının ana kütlesi, taşıyıcı sistemi ve plan şeması korunmuş; özellikle portal, mescit ve avlu çevresindeki mekânlar fiziksel bütünlük açısından belirgin biçimde iyileştirilmiştir. Buna karşın, kervansarayın bazı bölümlerinde özgün dokuya ilişkin kayıpların sürdüğü ve tüm mekânların eş zamanlı kullanıma açılmadığı anlaşılmaktadır. Uzun süre ahır olarak kullanılması ve çevresel etkenler nedeniyle oluşan tahribatın izleri, restorasyon sonrasında dahi kısmen gözlemlenebilmektedir.


Güncel durumda Han el-Ba’rur, turizm rotası üzerinde bir durak noktası olarak değerlendirilmekte; Harran merkezli ziyaret güzergâhları içerisinde yer almaktadır. Yapının bulunduğu konum, Harran Ören Yeri, Bazda Mağaraları, Şuayip Şehri ve Soğmatar Antik Kenti gibi alanlarla birlikte ele alınmakta; bu bağlamda kervansaray, bölgesel kültürel miras ağının bir parçası olarak konumlandırılmaktadır. Yapıya yönelik planlanan müze ve ziyaretçi işlevlerinin hayata geçirilmesiyle birlikte, Han el-Ba’rur’un hem korunması hem de sürdürülebilir biçimde kullanılması hedeflenmektedir. Ancak mevcut durumda, yapının tüm bölümlerinin düzenli kullanımda olduğu söylenemez; işlevlendirme süreci devam etmektedir.

Kaynakça

Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi. “Han el-Barur.” Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi Resmî Web Sitesi. Erişim 13 Aralık 2025. https://www.sanliurfa.bel.tr/icerik/235/625/han-el-barur.

Güler, Mustafa. Günümüzde Anadolu Sınırları İçerisinde Kalmış Bilinen, Tek Eyyûbî Hanı: Ba‘rûr Hanı. Şanlıurfa: Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) Yayınları. 2021.

Harran Kaymakamlığı. “Han el-Barur.” Harran Kaymakamlığı Resmî Web Sitesi. Erişim 13 Aralık 2025. http://www.harran.gov.tr/han-el-barur.

Mehmet Kıldıroğlu ve Bahattin Çelik. “Urfa’da Bulunan Oğuz Damgaları.” Bildiri. XVIII. Türk Tarih Kongresi, 1-5 Ekim 2018, Ankara. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2022. Cilt: IV [Bilim ve Teknoloji Tarihi Din ve Mezhepler Tarihi Kültür ve Medeniyetler Tarihi]. (2018): 457-486. Erişim 13 Aralık 2025. https://makale.isam.org.tr/server/api/core/bitstreams/ee54d370-a901-4fbe-8a54-5c6307b63b4b/content

Anadolu Ajansı. “Asırlık Kervansaray Yeniden Konuklarını Ağırlayacak.” Anadolu Ajansı. Erişim 13 Aralık 2025. https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/asirlik-kervansaray-yeniden-konuklarini-agirlayacak-/1493911

Anadolu Ajansı. “Eyyubiler Dönemi’ne Ait 800 Yıllık Han Müzeye Dönüştürülecek." Anadolu Ajansı. Erişim 13 Aralık 2025. https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/eyyubiler-donemine-ait-800-yillik-han-muzeye-donusturulecek/2507041.

Dipnotlar

[1]

Şanlıurfa Belediyesi, "Han El-Ba'rur," Şanlıurfa Belediyesi Web Sitesi, Erişim 13 Aralık 2025, https://www.sanliurfa.bel.tr/icerik/235/625/han-el-barur

[2]

Mehmet Kıldıroğlu ve Bahattin Çelik, “Urfa’da Bulunan Oğuz Damgaları,” Bildiri, XVIII. Türk Tarih Kongresi, 1-5 Ekim 2018, Ankara (2018): 457-486. Erişim 13 Aralık 2025. https://makale.isam.org.tr/server/api/core/bitstreams/ee54d370-a901-4fbe-8a54-5c6307b63b4b/content

[3]

Mehmet Kıldıroğlu ve Bahattin Çelik, “Urfa’da Bulunan Oğuz Damgaları,” Bildiri, XVIII. Türk Tarih Kongresi, 1-5 Ekim 2018, Ankara (2018): 457-486. Erişim 13 Aralık 2025. https://makale.isam.org.tr/server/api/core/bitstreams/ee54d370-a901-4fbe-8a54-5c6307b63b4b/content

[4]

Mehmet Kıldıroğlu ve Bahattin Çelik, “Urfa’da Bulunan Oğuz Damgaları,” Bildiri, XVIII. Türk Tarih Kongresi, 1-5 Ekim 2018, Ankara (2018): 457-486. Erişim 13 Aralık 2025. https://makale.isam.org.tr/server/api/core/bitstreams/ee54d370-a901-4fbe-8a54-5c6307b63b4b/content

[5]

Anadolu Ajansı, “Asırlık kervansaray yeniden konuklarını ağırlayacak,” Anadolu Ajansı, Erişim 13 Aralık 2025, https://www.aa.com.tr/tr/kultur-sanat/asirlik-kervansaray-yeniden-konuklarini-agirlayacak-/1493911.

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

ŞANLIURFA
HARRAN
Harran Kümbet Evleri

Harran Kümbet Evleri

Genel Kültür +1
Harran Ören Yeri

Harran Ören Yeri

Genel Kültür +1

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarSevgi Kıraç13 Aralık 2025 20:54

İçindekiler

  • Konum ve Coğrafi Çevre

  • Adlandırma ve Etimoloji

  • Tarihsel Bağlam

    • Harran ve Ticaret Yolları

    • Eyyubiler Döneminde Bölge

    • Yapının İnşası

  • Kitabeler

    • İnşa ve Bani Kitabesi

    • Batı Cephesi Kitabesi ve İşlevi

  • Mimari Özellikler

    • Genel Plan Şeması

    • Giriş Düzeni

    • Avlu

    • Konaklama Mekânları

    • Mescit

    • Hamam

    • Ahırlar ve Hizmet Mekânları

  • Yapı Elemanları ve Malzeme

    • Taşıyıcı Sistem

    • Duvar Örgüsü ve Yapım Tekniği

    • Yapı Malzemesi

  • Süsleme/Bezeme

  • Oğuz/Türkmen Boy Damgaları

    • Damgaların Konumu

    • Tespit Edilen Boylar

    • Damgaların Tarihlendirilmesi ve Yorumu

  • Yapının Geçirdiği Süreç

    • Moğol İstilası Sonrası Durum

    • Terk Edilme ve Ahır Olarak Kullanım

  • Modern Dönemde Yapı

    • Akademik Çalışmalar

    • Restorasyon Süreci

    • İşlevlendirme Projeleri

    • Güncel Durum

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Han El Barur" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor