Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Harname (Kitap)

fav gif
Kaydet
kure star outline
Eserin Müellifi
Şeyhi
Hazırlayan
Mehmet Özdemir
Önemi
Türk Edebiyatının İlk Fabl Örneği
Yazıldığı Yüzyıl
15. Yüzyıl
Edebî Tür
MesneviFablHiciv
Nazım Özellikleri
Beyit / Mesnevi
Beyit Sayısı
126
Aruz Kalıbı
Feilâtün Mefâilün Feilün
ISBN
9786054322497
Sayfa
110
İlk Basım
24.03.2011

Harnâme, 15. yüzyılda yaşamış olan Şeyhî tarafından kaleme alınmış, Türk edebiyatının ilk fabl örneği kabul edilen ve 126 beyitten oluşan kısa bir mesnevidir. Alegorik ve hiciv türünde yazılmış olan bu eser, şairin kişisel bir mağduriyetini ifade ederken aynı zamanda dönemin sosyal adaletsizliklerine dikkat çekmektedir. Eseri Türkiye Türkçesi ile yayıma Mehmet Özdemir hazırlamıştır. Eser Kapı Yayınları tarafından yayımlanmıştır.


Harnâme, toplumsal eleştiri amacı güden alegorik bir mesnevidir. Eserdeki hayvan karakterler aracılığıyla dönemin sosyal yapısındaki aksaklıklar, sınıf farkları, adaletsizlikler ve güçlü olanın zayıf üzerindeki tahakkümü mizahi bir dille hicvedilir. Şeyhî, özellikle insanların doğrudan söyleyemeyeceği düşünceleri hayvanlara söyleterek örtük eleştiri yöntemini benimsemiştir. Ana karakter olan eşek aracılığıyla şair kendi yaşadığı mağduriyeti ve toplumdaki adaletsizlikleri sembolik ve alaycı bir biçimde yansıtır. Bu yönüyle Harnâme, mizah ile hiciv arasındaki geçişi temsil eder ve Türk edebiyatında fabl formunda toplumsal eleştirinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilir.

Konusu

Eserin kaleme alınış nedeni hakkında en yaygın kabul gören görüşe göre Şeyhî, Çelebi Mehmed’in gözünü tedavi etmesinin ardından kendisine tımar olarak verilen Tokuzlar köyüne giderken, eski köy sahipleri tarafından saldırıya uğramış, soyulmuş ve darp edilmiştir; yaşadığı bu haksızlığı padişaha nükteli bir üslupla iletmek amacıyla eseri yazmıştır. Bir diğer görüş ise II. Murad’a sunduğu Hüsrev ü Şîrîn mesnevisine karşılık beklediği caizeyi alamaması üzerine bu hicvi kaleme aldığı yönündedir. Bu bakımdan Harnâme, kişisel bir hak talebini ve yönetime dönük toplumsal bir eleştiriyi barındıran edebî bir metin niteliğindedir. Şeyhî’nin Harnâme mesnevisinin konusu, ağır yükler altında ezilmiş; zayıf düşmüş bir eşeğin, semiz ve rahat yaşayan öküzlere özenerek boynuz sahibi olma arzusuna kapılması ve bu ihtirası yüzünden kulaklarıyla kuyruğunu yitirmesi etrafında şekillenen alegorik bir anlatıdır.


Hikâye, sahibinin durmaksızın odun ve su taşıttığı, bu ağır işlerin altında perişan hâle gelmiş; yaralar içinde ve takatten düşmüş bir eşeğin acınacak durumu ile başlar. Öyle ki onu görenler yürüyen bir iskelet sandıkları gibi, sırtından palanı alındığında köpek artığına benzetirler. Bir gün sahibi ona merhamet eder ve dinlenmesi için otlağa bırakır. Otlakta başlarındaki boynuzları adeta birer taç gibi duran, keyif içinde dolaşan, semiz ve sağlıklı öküzleri gören eşek şaşkınlığa kapılır ve kendi yoksul hâli ile onların rahat yaşamını karşılaştırmaya başlar.


Eşek, yaratılış bakımından benzer olduklarını düşünerek neden kendisinin yoksulluk içinde ve boynuzsuz olduğunu sorgular. Bu sorgulama, dönemin toplumsal adaletsizliklerini ve statü farklarını eleştiren alegorik bir zemin oluşturur. Aklını kurcalayan bu meseleyi çözmek için eşeklerin piri sayılan yaşlı, bilge ve tecrübeli bir eşeğe danışmaya karar verir. Yaşlı eşek, öküzlerin buğday yetiştirerek insanlara rızık sağladıkları için bu itibara ulaştıklarını, buna karşılık eşeklerin odun taşımak gibi değersiz görülen bir işle görevli olduklarını ve aslında boynuz değil, kulak ve kuyruğun bile onlara fazla olduğunu söyleyerek onu uyarır. Ancak öğütleri dikkate almayan hırslı eşek, odun taşıyıp dayak yemektense buğday işleyerek öküzler gibi saygınlık kazanma hayaline kapılır.


Yeşermiş bir ekin tarlasına dalan eşek, derdine çare bulduğunu sanarak iştahla ekinleri yer, çiğner ve yemyeşil tarlayı kapkara bir harabeye çevirir. Karnı doyunca sevinçle yuvarlanır ve çirkin sesiyle anırmaya başlar. Bu ses tarlanın sahibinin kulağına ulaşır. Tarlasının hâlini gören tarla sahibi öfkeye kapılarak eşeği döver; öfkesi yatışmayınca bıçağını çıkarıp eşeğin kulaklarını ve kuyruğunu keser. Can havliyle kaçan eşek, kanlar içinde yine yaşlı eşekle karşılaşır ve "Bâtıl isteyü haktan ayrıldım, Boynuz umdum kulaktan ayrıldım" diyerek başına gelenleri özetler.


Bu son beyit, eserin temel mesajını, yani kişinin sahip olduklarıyla yetinmesi gerektiğini ve aşırı hırsın felaketlere sürüklediğini vurgular. Şeyhî, eserin sonunda kendisini bu eşekle özdeşleştirerek, yaşadığı kişisel talihsizliği ve dönemin toplumsal adaletsizliklerini mizahi ve alegorik bir dille padişaha sunarak ifade eder ve adaletin tesis edilmesini talep eder. Eser, bireysel bir mağduriyet üzerinden toplumsal eleştiri getirir; hırsın ve kadere başkaldırının sonuçlarını, iktidar sahiplerinin zorbalığını ve statü değiştirmenin güçlüğünü dile getirir.

Kaynakları

Harnâme, sadece bireysel bir olayın anlatımı değil, aynı zamanda farklı edebî ve kültürel kaynaklardan beslenen çok katmanlı bir metindir. Eserin konusu ve kurgusunun, Arapçada yer alan “boynuz ararken kulaklardan olmak” atasözüne dayandığı düşünülmektedir. Bunun yanı sıra, Emîr Hüseynî’nin Zâdü’l-Müsâfirîn adlı eserindeki eşek hikâyesi, Kelîle ve Dimne’deki hayvan masalları, İbrani geleneğindeki alegorik hikâyeler ve Ezop masallarındaki benzer varyantların da Harnâme’ye ilham kaynağı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca Firdevsî’nin Şehnâme’si ve Fahrî’nin Hüsrev ü Şîrîn mesnevisinde geçen tematik yapıların da Şeyhî’nin anlatısını etkilediği düşünülmektedir. Bu çok yönlü etkileşim, eserin Doğu ve Batı anlatı gelenekleriyle bağlantılı olduğunu göstermektedir.

Yapısal Özellikleri

Harnâme, Divan edebiyatı içinde yer alan alegorik, fabl formunda ve hiciv türünde yazılmış kısa bir mesnevidir. 15. yüzyılda kaleme alınan eser, yaklaşık 126 beyit uzunluğundadır ve aruzun “feilâtün mefâilün feilün” kalıbıyla yazılmıştır. Hacim olarak küçük olmasına rağmen, klasik mesnevilerde bulunması gereken tevhid, naat, padişaha övgü, sebeb-i telif ve dua gibi bölümleri barındırır. Bu yönüyle hem içerik hem biçim açısından bütünlüklü ve mürettep bir mesnevi örneğidir:


  • Tevhid: Allah’ın birliğini anlatan giriş bölümü,
  • Naat: Hz. Muhammed’in övüldüğü bölüm,
  • Padişaha Övgü (Methiye): Eserin sunulduğu padişaha yönelik iltifatların yer aldığı bölüm,
  • Sebeb-i Telif: Eserin yazılış nedeninin açıklandığı bölüm,
  • Asıl Hikâye: Alegorik eşek hikâyesinin yer aldığı bölüm,
  • Dua: Eserin sonunda yer alan ve hayır temennisiyle biten bölüm.


Aynı zamanda Türk edebiyatının ilk fabl örneği sayılması bakımından türsel olarak özgün ve yenilikçi bir yapı taşır. Mizah, hiciv ve öğüt verme (didaktik) işleviyle çok katmanlı bir anlatı sunar. Harnâme, biçim ve içerik açısından fabl, mesnevi ve hiciv türlerinin kesiştiği nadir örneklerden biridir.

Alegorik Anlatımı

Harnâme, alegorik yapısıyla toplumsal rolleri, sınıfsal farklılıkları ve bireysel zaafları sembolik karakterler üzerinden işler. Eserin başkişisi olan eşek, hem şair Şeyhî’yi hem de halkı temsil eder. Toplumun alt katmanlarında yaşayan, çalışkan ama değersiz görülen bireyleri simgeler. Öküzler, güçlü, rahat, statü sahibi ama çoğunlukla cahil yöneticileri veya seçkin sınıfı temsil ederken pir eşek, geleneksel bilgi ve kanaatkârlığı savunan bilge figürdür. Tarla sahibi ise padişah veya otorite figürünün alegorik karşılığıdır. Hayvanlar aracılığıyla yaratılan bu temsil sistemi, eserin örtük mesajlarını güçlendirirken aynı zamanda sosyal düzen eleştirisini daha evrensel bir düzleme taşır. Bu yapı, Şeyhî’nin insanlara doğrudan söyleyemeyeceği eleştirileri hayvanlar aracılığıyla dile getirmesine olanak sağlar.

İşlenen Temalar

Harnâme, bireysel bir mağduriyetten yola çıkarak toplumsal, ahlaki ve felsefi temaları işler. Eserde en belirgin temalar şunlardır:

  • Toplumsal Adalet ve Eşitsizlik: Aynı yaratılışa sahip bireylerin, farklı yaşam koşullarına sahip olmalarının sorgulanması üzerinden sosyal eşitsizlik eleştirilir.
  • Hırs ve Kanaatsizlik: Ana karakter olan eşeğin, boynuzlu ve semiz öküzleri görüp onlar gibi olmak istemesi, bireyin kendi sınırlarını zorlaması ve bunun sonucunda zarar görmesi üzerinden didaktik bir mesaj verilir: “Boynuz umarken kulaktan olmak.”
  • Kadere Razı Olma: Eserde, bireyin yaratılışına uygun bir hayat sürmesi gerektiği, kadere isyanın zararla sonuçlanacağı vurgulanır.
  • Ahlaki Öğüt: Metin, baştan sona didaktik bir yapıya sahiptir. Okuyucuyu düşünmeye, ibret almaya ve kanaatkâr olmaya yönlendirir.
  • İnsani Zaaflar: Özenme, kıskançlık, doyumsuzluk gibi insana özgü duygular hayvan karakterler aracılığıyla hicvedilir.

Mizah Anlayışı

Harnâme, mizahı düşündürmek ve eleştirmek için de kullanan bir eserdir. Şeyhî, örtük mizah (latife ve nüktedanlık) yöntemini tercih etmiş; doğrudan eleştiriden kaçınarak hayvan karakterler üzerinden toplumdaki aksaklıkları yermiştir. Mizahın temelinde, ana karakter eşeğin kendi çelimsizliğini semiz öküzlerle kıyaslaması gibi zıtlıklar ve mantık dışı durumlar yer alır. Bu yapı, modern mizah kuramlarından biri olan uyumsuzluk teorisi (incongruity theory) ile örtüşmektedir. Uyumsuzluk teorisine göre mizah, beklentilerin bozulması ve alışılmış mantığın kırılmasıyla ortaya çıkar.


Eserde eşeğin bir sinek taşıyamayacak kadar zayıf olması, buna rağmen öküz gibi olmak istemesi, tarlayı talan ettikten sonra anırarak sevinmesi gibi unsurlar hem gülünç hem de eleştireldir. Bu yönüyle Harnâme, sadece erken dönem Türk mizahının değil, evrensel mizahın da önemli örneklerinden biri sayılır.


Harnâme, 15. yüzyıl Osmanlı Türkçesiyle kaleme alınmış olup sade, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanımıyla öne çıkar. Şeyhî, Arapça ve Farsçaya hâkim olmasına rağmen, eserde ağırlıklı olarak Türkçeyi tercih etmiş; özellikle hikâye bölümünde sehl-i mümteni (sade görünümlü ama derin anlamlı anlatım) tarzını benimsemiştir. Üslup bakımından mizahi, ince alaycı ve sembolik bir dil kullanılmıştır. Doğrudan eleştiri yerine imalı ve örtük anlatım tercih edilmiştir. Bu özellik, eserin edebî niteliğini artırır ve dönemin siyasi atmosferinde şairin kendini korumasına da olanak tanır. Eserde kullanılan çeşitli anlatım teknikleri şunlardır:


  • Diyalog ve iç monologlarla karakterlerin düşünce dünyası yansıtılır,
  • Tasvir gücüyle karakterler fiziksel ve psikolojik olarak canlı biçimde sunulur,
  • Özetleme, geriye dönüş ve dramaturjik yapı sayesinde kısa hacmine rağmen derinlikli bir anlatı inşa edilmiştir.


Ayrıca eserde; teşbih (benzetme), teşhis (kişileştirme), intak (konuşturma), mübalağa (abartı), telmih (gönderme) gibi klasik edebî sanatlara da yer verilmiştir.

Edebî Önemi ve Etkisi

Harnâme, yazıldığı 15. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında hiciv ve fabl türlerinin öncüsü addedilmektedir. Eser gerek Türk mizah edebiyatının ilk örneklerinden olması gerekse döneminin dil özelliklerini barındırması bakımından Türk Edebiyatı sahasında önemli bir eserdir. Faruk Kadri Timurtaş'a göre "Nef’î gibi kudretli sanatkârların bile aciz içinde kaldıkları hiciv ve mizah vadisinde Harnâme, Ziya Paşa’nın Zafernâme’si yazılıncaya kadar dört buçuk asır, bu alanın en büyük âbidesi olmak vasfını taşımıştır”.【1】 Eserin ele aldığı evrensel temalar (sosyal adalet, hırs, kanaatkârlık, sınıf farkları) zamanla değişmeden güncelliğini korumuş, böylece farklı dönemlerde yeniden okunmuş, analiz edilmiş ve değerlendirilmiştir.


16. yüzyılda Hüsâm-ı Sahrâvî’nin kaleme aldığı başka bir Har-nâme, eserin etkisinin yalnızca edebî çevrelerde değil, halk anlatıları ve fıkra geleneği içinde de iz bıraktığını gösterir. Ayrıca modern dönemde yapılan incelemeler, Harnâme’nin hikâye ve roman analiz teknikleriyle çözümlenebilir derinliğe sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca Harnâme, Türk edebiyatındaki diğer hiciv ve mizah eserleriyle de karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Yazınsal içerik ve edebî türler arası etkileşim açısından kalıcı bir iz bırakmış, Türk edebiyatında yankı uyandıran bir eser olmuştur.


Harnâme, sadece Türk edebiyatı içinde değil, karşılaştırmalı edebiyat çerçevesinde de dikkat çeken bir metindir. Hem içerik hem yapı bakımından farklı kültürlerdeki fabl, mesel ve hayvan hikâyeleriyle ortak temalar taşıması, eserin evrenselliğini ortaya koyar. Eserdeki eşek hikâyesi, Arap darbımeselleri, Ezop masalları, Kelîle ve Dimne, İbrani hikâyeleri ve İran edebiyatındaki bazı mesnevi örnekleriyle benzerlik gösterir.


Fuzûlî’nin Şikâyetnâme’si ile benzer şekilde bireysel mağduriyetten yola çıkılarak toplumsal eleştiri yapılmıştır. Nef’î’nin Sihâm-ı Kazâ’sı, mizahın daha doğrudan ve sert şekilde yapıldığı bir hiciv anlayışını temsil ederken Harnâme örtülü ve alegorik bir yolu tercih eder. Bu karşılaştırmalar hem dönemler arası hiciv anlayışının evrimini göstermekte hem de Harnâme’nin temsil ettiği özgün mizahi çizgiyi vurgulamaktadır. Eser, karşılaştırmalı edebiyat çalışmalarında, özellikle evrensel temalar, sembolik anlatım ve mizah kullanımı açısından zengin bir inceleme alanı sunar.

Kaynakça

Akman, Özlem Batğı. "15. Yüzyıl Mesnevîlerinin Hâtîme Bölümleri Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme." Türklük Bilimi Araştırmaları 54 (2023): 29–47. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3347172

Bugan, Funda. "Şeyhî’nin Harnâmesinde Hicvin Mizahla Güçlendirilmesi." International Social Research Congress, 20–22 Nisan 2017. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://www.academia.edu/33304031

Çetin, Nihad M. “Arapça Birkaç Darb-ı Meselin ve Şeyhî’nin Har-nâme’sinde İşlediği Hikâyenin Menşei Hakkında.” Şarkiyat Mecmuası 7 (2011). Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/10493

Öztürk, Funda. "Harnâme ile İlgili Yapılan Çalışmalar Üzerine Bir Değerlendirme." Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi. 2021. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2232719

Demirtaş, Faruk Kadri. "Harnâme." Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/157627

Korkmaz, Abdulkadir. “Şeyhî’nin Eserlerinde Hayvan Adları.” Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi 71 (2021): 123–162. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1781782

Oğuzkan, Sezer ve Müzahir Kılıç. “Şeyhî’nin Harnâme’sinde Yapı ve İzlek.” Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 6, no. 2 (2020): 243–265. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1181957

Özdemir, Mehmet. “Harnâme’nin Tahkiye Dışındaki Bölümlerine Şekil ve Muhteva Açısından Bakış.” Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 3, no. 1 (2010): 68–82. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/202416

Yılmaz, Kadriye. “Klasik Türk Edebiyatında Mizah: Harnâme-Şikâyetnâme Örneği.” Hikmet – Akademik Edebiyat Dergisi 5 (2016): 198–203. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/266466

Zöhre, Armağan. “Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi Çerçevesinde İki Hiciv Eseri: Har-nâme ve Sihâm-ı Kazâ.” Kilis 7 Aralık Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 1, no. 1 (2011): 66–75. Erişim tarihi: 05 Eylül 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/717527

Şeyhi. Harnâme. Hazırlayan: Mehmet Özdemir. Kapı Yayınları, İstanbul, 2011. Son Erişim: 19.12.2025. https://www.kapiyayinlari.com/Kitap/harname/244563

Dipnot

[1]

Funda Öztürk, "Harnâme ile İlgili Yapılan Çalışmalar Üzerine Bir Değerlendirme," Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi 2, sy. 1 (2021): 166. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2232719

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarYahya Beyan Keskin26 Temmuz 2025 07:40

İçindekiler

  • Konusu

  • Kaynakları

  • Yapısal Özellikleri

  • Alegorik Anlatımı

  • İşlenen Temalar

  • Mizah Anlayışı

  • Edebî Önemi ve Etkisi

Tartışmalar

Henüz Tartışma Girilmemiştir

"Harname (Kitap)" maddesi için tartışma başlatın

Tartışmaları Görüntüle
KÜRE'ye Sor