Hiçbir Şey Yapmama Yarışması (Space-Out Competition), katılımcıların belirli bir süre boyunca hareketsizliğe ve sessizliğe mümkün olduğunca sadık kalarak “hiçbir şey yapmama” performansı sergilediği kamusal bir etkinliktir. Yarışmanın temelini, ana bölümde 90 dakika boyunca telefon kullanmamak, konuşmamak, uyumamak ve dikkat dağıtıcı davranışlardan kaçınmak gibi koşullar oluşturur. Bu yönüyle etkinlik, “boş durma”yı soyut bir fikir olmaktan çıkarıp gözlemlenebilir ve ölçülebilir bir pratik hâline getirir.
Yarışmanın ayırt edici tarafı, “hiçbir şey yapmama” hâlini yalnızca öznel bir iddia olarak bırakmaması; bunu değerlendirme bileşenlerine bağlamasıdır. Uygulamada sonuç, izleyici oylaması ile teknik değerlendirmeyi birleştiren bir çerçevede belirlenir. Özellikle izleyiciden en yüksek oyu alan ilk gruptaki (örneğin “ilk 10”) katılımcılar arasında, kalp atım hızı grafiği en istikrarlı olan kişinin öne çıkması hedeflenir; kalp atım hızı kontrollerinin belirli aralıklarla (ör. 15 dakikada bir) yapıldığı bir düzen bulunmaktadır.【1】 Böylece yarışma, “dışarıdan bakıldığında aynı görünen” sakinlik hâllerini, fizyolojik istikrar ve kamusal algı üzerinden ayrıştıran bir yapıya kavuşur.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışmacılarından Biri (Flickr)
Amaç bakımından Hiçbir Şey Yapmama Yarışması, modern kent yaşamında dinlenme ve zihinsel boşluk ihtiyacını görünür kılmaya yönelir. Yarışmanın 2014’te bir kamusal sanat projesi olarak başlatıldığı; modern tükenmişlik (burnout) olgusunu eleştiren bir çerçeveyle tasarlandığı ve zamanla toplumsal bir “ritüel”e dönüştüğü bilinmektedir.【2】 Bu bağlamda etkinlik, rekabetçi ve gürültülü gündelik hayat içinde tam dinlenme ve “kendine zaman ayırma” arayışını kamusal bir zeminde ifade etme olanağı sunar.
Etkinlik aynı zamanda, zihnin “boş kaldığında” ne olduğuna dair güncel tartışmalarla da temas eder. Nörobilimsel yorumlarda, sessizlik ve hareketsizliğin beynin varsayılan mod ağı ile ilişkilendirildiği; bunun yaratıcılık, bellek ve duygu düzenleme gibi süreçlerle birlikte anıldığı görülür. Bununla uyumlu biçimde, yalnız kalma ve düşüncelerle baş başa kalmanın birçok kişi için güç olabildiğine işaret eden bulgular da anılır: Örneğin bir çalışmada, bazı katılımcıların kısa süreli yalnız kalma deneyimi yerine hafif elektrik şokunu tercih edebildiği belirtilir.【3】 Hiçbir Şey Yapmama Yarışması bu tür bulguların işaret ettiği gerilimi, “boşluk”u zorunlu kılan ama aynı zamanda onu kolektif bir deneyime dönüştüren bir formatla kamusal alana taşır.
Ortaya çıkış ve Gelişim Çizgisi
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması’nın ortaya çıkışı, bireysel bir deneyimle kent hayatının ortak ritmi arasındaki gerilimden beslenir. Yarışmanın yaratıcısı Woopsyang’ın eğitimini endüstriyel tasarım alanında tamamladıktan sonra reklam ajansında çalışması; daha sonra “tükenmişlik” yaşadığını belirtmesi, başlangıç bağlamını somutlaştırır.【4】 Bu dönemde uzun süre üretmeden kalmasının yoğun suçluluk ve kaygı yarattığı; buna karşılık, “hiçbir şey yapmamayı” planlı bir eylem hâline getirme düşüncesinin bu duygusal gerilimi azalttığı aktarılır. Yakın çevrede herkesin sürekli çalıştığı bir ortamda, durmanın “ayıp” ya da “geride kalma” olarak yorumlanmasına karşı, topluca hiçbir şey yapmama fikrinin bir çıkış yolu olarak belirmesi bu çerçevenin parçasıdır.

Yarışmaya Takım Olarak Katılan Bir Çift (Flickr)
Bu düşünce, kısa sürede kamusal bir etkinlik formatına dönüştürülmüştür: İlk yarışma 27 Ekim 2014’te Seul’de düzenlenir ve başlangıç aşamasında, yoğun kent temposu içinde yaşayan kişileri “cesaretlendirme” ve boş durmanın meşru bir ihtiyaç olabileceği mesajını görünür kılma amacı öne çıkar. Erken dönemde kullanılan sloganlardan biri, zihne ara verme fikrini Han Nehri bağlamına taşıyan ifadelerle kurulsa da, ilk seslenişin Seoul Plaza gibi yüksek kamusallığa sahip bir alanda karşılık bulduğu vurgulanır. Böylece yarışma, daha ilk yıllarında “özel alanın dinlenme pratiğini” kamusal alana taşıyan bir performans biçimi kazanır.
Gelişim çizgisinin belirgin özelliklerinden biri, etkinliğin kısa sürede farklı ölçeklerde ve farklı coğrafyalarda denenmesidir. Resmî kronolojide 4 Temmuz 2015’te Pekin’de “uluslararası” bir edisyon; 7 Mayıs 2016’da Suwon’da bir başka uluslararası yarışma kaydedilir.【5】 Aynı yıl içinde, etkinliğin Seul’deki yerleşik hattı da belirginleşir: 22 Mayıs 2016’da Han Nehri (Hangang) ekseninde ayrı bir yarışma düzenlenir. 2016’dan sonra Han Nehri çevresinin, etkinliğin sürekliliği bakımından ana sahneye dönüştüğü; yarışmanın kent etkinlikleri takvimi içinde “ana” etkinliklerden biri olarak konumlandığı ifade edilir.
Süreklilik, kesintiler ve dönüm noktaları da gelişim çizgisinin parçasıdır. Yarışmanın 2020’de COVID-19 salgını nedeniyle düzenlenemediği; bunun dışında her yıl sürdürülerek bir gelenek oluşturduğu görülür. 2024 edisyonu, 10. yıl vurgusuyla anılır ve Han Nehri hattındaki organizasyonun hafızası (önceki kazananların deneyimlerinin paylaşılması, bir önceki yılın birincisiyle katılımcıların buluşturulması gibi) daha görünür bir unsur hâline gelir. 2025 edisyonunda ise rekabet yoğunluğunun arttığı; yaklaşık 4.500 takımın başvurduğu ve 57’ye 1 gibi yüksek bir oranla seçiciliğin öne çıktığı kaydedilir.【6】 Ayrıca, farklı yıllarda tanınmış kişilerin de birincilik elde etmesi (örneğin 2016’da şarkıcı Crush, 2024’te haber spikeri Kwon Seo-ah) yarışmanın kamusal görünürlüğünü artıran etkenlerden biri olmuştur.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışmacılarından Biri (Flickr)
Genişleme yalnızca Seul ile sınırlı değildir. Güney Kore içinde yarışmanın, Seul başta olmak üzere Daejeon, Daegu, Busan ve Incheon gibi büyükşehirler ile Gangwon ve Jeju gibi idari bölgelerde; ayrıca çeşitli kamu kurumları ve özel şirketler aracılığıyla düzenli biçimde gerçekleştirildiği belirtilir. Uluslararası ölçekte ise Haziran 2025 itibarıyla toplam 10 uluslararası yarışma düzenlendiği ve farklı şehirlerde tekrar eden edisyonlar oluşturulduğu ifade edilir. Bu tablo, yarışmanın 2014’teki ilk kamusal sanat fikrinden, 2016 sonrası Han Nehri odaklı bir kent geleneğine; oradan da ulusal ve uluslararası ölçekte çoğaltılabilen bir etkinlik modeline evrildiğini gösterir.
Format ve Kurallar
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması’nın formatı, “hiçbir şey yapmama” hâlini serbest bir dinlenme anı olmaktan çıkarıp zamanı, davranışı ve değerlendirme ölçütleri tanımlanmış bir performansa dönüştürür. Etkinlik, katılımcıların sahada yerini almasıyla başlayan ve ödül töreniyle tamamlanan bir akışa sahip olmakla birlikte, çekirdeğini 90 dakikalık ana bölüm oluşturur. Organizasyon bütününün yaklaşık 3 saatlik bir zaman dilimine yayıldığı; bu sürenin içinde katılımcıların numara kaydı, kısa bir ısınma/egzersiz aşaması (etkinlik dilinde “boş durma egzersizi” olarak anılır), ana bölüm ve sonuçlandırma adımlarının yer aldığı görülür.【7】

Kalp Atış Hızlarının Takip Edildiği Monitör (Flickr)
Ana bölümde katılımcılardan beklenen, belirlenen alanda (çoğunlukla bir mat üzerinde) sakin ve hareketsiz kalmaları, dikkat dağıtıcı uyaranlarla etkileşime girmemeleri ve “boş durma” dışındaki davranışlardan kaçınmalarıdır. Kurallar, özellikle modern gündelik alışkanlıkları kesintiye uğratacak şekilde kurgulanır: Katılımcının telefonunu kontrol etmesi, sohbete dalması, gülmesi, şarkı söylemesi veya dans etmesi, ayrıca uyuklaması ya da uyuması eleme gerekçeleri arasında sayılır. Benzer biçimde, organizatörlerin servis etmediği bir içeceği tüketmek gibi yarışmanın “sahadaki rejimi” ile uyumsuz görülen davranışlar da diskalifiye kapsamında değerlendirilir. Bu yaklaşım, yarışmanın “pasiflik” ilkesini yalnızca bedenin hareketsizliğiyle değil, aynı zamanda iletişim ve dikkat ekonomisinden geçici çekilme üzerinden tanımladığını gösterir.

Yarışmacıların Arasında Gezen Görevliler (Flickr)
Değerlendirme sistemi, formatın belirleyici parçalarından biridir. Yarışma, bir yandan izleyici oylarıyla oluşan puanı, diğer yandan teknik bir ölçüm alanını birlikte kullanır. Uygulamada izleyiciden en fazla oyu alan katılımcılar arasından, kalp atım hızı grafiği daha istikrarlı olanın öne çıkması temel mantık olarak aktarılır. Kalp atım hızı verisinin yarışma sırasında izlenebildiği; ayrıca görevliler tarafından yaklaşık 10–15 dakikada bir elle kontrol yapıldığı belirtilir. Böylece dışarıdan “benzer” görünen duruş ve sakinlik hâllerinin, fizyolojik istikrar üzerinden ayrıştırıldığı bir sıralama mekanizması ortaya çıkar.

Yarışma Katılımcılarının Mektuplarına İfade Bırakan İzleyiciler (Flickr)
Ödüllendirme de bu çerçeveye göre biçimlenir. Birincilik için, Rodin’in “Düşünen Adam” heykelini çağrıştıran bir kupa (altın renkli biçimde) ile birlikte sertifika ve rozet gibi ödüllerin yer aldığı; bazı uluslararası edisyonlarda ayrıca bir sonraki uluslararası yarışmaya davet bileti gibi ek unsurların verilebildiği kaydedilir. İkinci ve üçüncülük için sertifika; tüm katılımcılar için ise katılımı belgeleyen bir doğrulama/katılım sertifikası düzenlenmesi, yarışmanın “rekabet” boyutunu korumayı hedefler.
Bu kurallar bütünü, yarışmanın temel paradoksunu görünür kılar: Gündelik hayatta sıradan görünen “boş durma”, burada açıkça tanımlanmış bir disipline dönüşür; yarışma, katılımcının yalnızca bedensel sabrını değil, dikkatini dağıtan reflekslere (telefon, konuşma, gülme, uyku) karşı öz-denetim kapasitesini de sınar.
Mekan, Zamanlama ve Organizasyon Yapısı
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması, 2016’dan itibaren Seul’ün ana etkinliklerinden biri olarak Han Nehri kıyısındaki Banpo Hangang Park hattında düzenli biçimde görünürlük kazanır. Bu çerçevede Jamsu/Jamsugyo Köprüsü, yarışmanın mekânsal kimliğini belirleyen başlıca yapılardan biridir; 2025 edisyonunda yarışmanın, araç trafiğine kapatılmış köprü üzerinde yürütüldüğü özellikle vurgulanır. Köprünün “arabasız” bir alana dönüştürülmesi, katılımcıların uzun süreli hareketsizliğini destekleyen güvenli ve kontrollü bir düzen kurmaya yarar; aynı zamanda izleyici dolaşımını, görevlilerin hareketini ve ölçüm istasyonlarını yönetmeyi kolaylaştırır.

Geleneksel Kıyafetli İki Görevli Yarışmacıları Denetliyor (Flickr)
Zamanlama bakımından organizasyon, yarışmanın çekirdeği olan 90 dakikalık bölümü sahaya yayılmış daha geniş bir akışa bağlar. Katılımcılar alana yerleştirildikten sonra, başlamadan önce kısa bir ısınma/germe uygulaması yaptırıldığı; bunun “boş durma” süresince oluşabilecek riskleri azaltmaya dönük bir önlem olarak görüldüğü aktarılır. Etkinlik alanında çoğunlukla zemine serilmiş renkli/pembe matlar üzerinde konumlanan katılımcılar, hem birbirinden belirli aralıklarla ayrılmış bir düzende tutulur hem de görevlilerin periyodik kontrolleri için erişilebilir hâle getirilir. Böylece “sessizlik ve durağanlık” hedefi, sahadaki lojistik ihtiyaçlarla (ölçüm, güvenlik, izleyici hattı) çatışmadan sürdürülebilir kılınır.
Organizasyon yapısının dikkat çeken yönlerinden biri, yarışmanın “katılımcı yönetimi” için geliştirdiği görünür işaret sistemleridir. Katılımcıların konuşmadan ihtiyaç bildirebilmesi için kartlarla işaret verme uygulaması; alanda su, yelpazeleme, kısa masaj gibi desteklerin bu işaretler üzerinden koordine edilebilmesi, sessizlik rejimini bozmadan hizmet sunmayı mümkün kılar. Kurallara uymadığı değerlendirilen kişilerin ise “çıkış kartı” ile yarışmadan çıkarıldığı; bu işlemin bir görevli eşliğinde yürütülerek hem düzeni hem de sakin atmosferi korumayı amaçladığı belirtilir.【8】 Görevlilerin bir kısmının belirgin kıyafetlerle (örneğin “geleneksel askerî üniforma” vurgusuyla) ayrıştırılması, sahada otorite ve yönlendirme işlevini görünürleştirir.

Yarışma Katılımcılarından Biri (Flickr)
Ölçüm ve seyirci etkileşimi de organizasyonun mekâna yayılan bileşenleri arasındadır. Yarışma boyunca kalp atım hızı kontrollerinin 15 dakikada bir yapıldığı; toplamda altı ölçüm üzerinden nihai puanlamaya katkı sağlandığı bilinmektedir. Bu kontrolleri gerçekleştiren ekiplerin alanda dolaşması, yarışmanın “sahada sürekli denetlenen” bir düzene sahip olduğunu gösterir. Bununla birlikte izleyicinin rolü, yalnızca seyirle sınırlı tutulmaz: Alanda oy verme noktalarının işaretlendiği, izleyicinin beğenisinin puanlamaya dâhil edildiği ve katılımcıların “neden katıldıklarını” anlatan kısa metinlerin panolarda sergilenerek vatandaşların bu metinlere etiket/sticker ile karşılık verdiği; bu geri bildirimin de değerlendirme sürecine taşındığı anlatılır. Böylece yarışma, bir yandan ölçüm ve kontrolle düzenlenirken, diğer yandan izleyici katılımını da organizasyonun parçası hâline getirir.
Başvuru ve kapasite yönetimi, organizasyonun kent ölçeğine yayılan tarafını gösteren bir başka unsurdur. 2024’te 10. yıl vurgusuyla, daha fazla kişiye yer açmak amacıyla takım kontenjanının artırıldığı ve 10 ek takımın programa alındığı belirtilir. 2025’te ise başvuru yoğunluğunun belirgin biçimde arttığı; yaklaşık 4.500 takımın başvurduğu ve seçiciliğin 57’ye 1 düzeyine ulaştığı kaydedilir. Buna karşılık yarışma gününde “sahadaki yarışmacı sayısı” çok daha sınırlı bir ölçeğe indirgenir; 2025 edisyonunda, fiilî olarak yarışmanın yaklaşık 100 civarında katılımcı arasında sonuçlandığı belirtilerek (başvuru–seçilme–sahaya kabul zinciri), etkinliğin nasıl bir eleme mekanizmasıyla yönetildiği de dolaylı biçimde anlaşılır.
Katılımcı Profili ve Katılım Motivasyonları
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması’nın katılımcı profili, etkinliğin yalnızca “bireysel gevşeme” arayışına değil, aynı zamanda kent yaşamında farklı meslek gruplarının ortak deneyimine temas ettiğini gösterir. Yarışma katılımcılarının; öğrencilerden ofis çalışanlarına, hemşirelerden eğitmenlere, serbest meslek sahiplerinden farklı hizmet sektörlerinden çalışanlara uzanan geniş bir yelpazede yer aldığı görülmektedir. Bu çeşitlilik, yarışma alanında sıkça görülen üniforma ve kıyafet seçimiyle görünür hâle gelir: Bazı katılımcılar meslek kıyafetleriyle gelerek gündelik hayatın rollerini (iş, bakım, hizmet, eğitim gibi) yarışma sahnesine taşır; bu durum izleyici açısından “kimlerin dinlenmeye ihtiyaç duyduğu” sorusunu somutlaştırır.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışmasından Bir Kare (Flickr)
Katılım biçimleri yalnızca bireysel değildir. Yarışmaya takım olarak katılımın mümkün olduğu; başvuru hacminin de çoğu zaman “takım” sayısıyla ifade edildiği aktarılır. Takım katılımı, “hiçbir şey yapmama” pratiğinin bir tür kolektif disiplin olarak kurulmasını sağlar: Katılımcılar aynı alanda yan yana, benzer kurallara bağlı kalarak durağanlığı sürdürür. Ayrıca aile katılımı, özellikle yarışmaya dair uluslararası edisyon anlatılarında belirginleşir; örneğin bazı örneklerde anne–çocuk birlikte katılımı ve bunun, çocukların uyku düzeni ya da bakım yükü gibi gündelik sorumluluklarla ilişkilendirilmesi dikkat çeker. Bu tür örnekler, yarışmanın yalnızca “bireysel stres” değil, bakım emeği ve gündelik hayatın sürekliliği içinde oluşan yorgunlukla da bağlantı kurabildiğini düşündürür.
Motivasyonlar, yarışmanın toplumsal anlamını taşıyan en yoğun veri alanlarından biridir. Katılımcı beyanlarında üç ana motivasyon çizgisi öne çıkar:
1. Tükenmişlik ve dinlenme ihtiyacı: Bazı katılımcılar etkinliği, yoğun iş temposu ve zihinsel yorgunluk içinde “tam dinlenme” deneyimi olarak konumlandırır. Yarışmanın kuralları (telefon yasağı, sessizlik, sabit kalma) bu ihtiyacı, günlük hayatta kolay sağlanamayan bir “zorunlu mola”ya dönüştürür.
2. Kendini sınama ve öz-denetim: “Hiçbir şey yapmamak” dışarıdan kolay görünse de yarışma anlatılarında, 90 dakika boyunca uyanık kalmak, gülme refleksini bastırmak, çevresel uyaranlara rağmen hareket etmemek gibi unsurların zorlayıcı olduğu vurgulanır. Bu nedenle katılım, bazı kişiler için gevşemeden çok öz-denetim ve sabır testi niteliği taşır.
3. Kamusal görünürlük ve paylaşım: Yarışma, bireysel bir dinlenme pratiğini kamusal bir deneyime dönüştürdüğü için, katılımcılar “yalnız başına” değil “başkalarıyla birlikte” durmayı tecrübe eder. İzleyicinin oy kullanması ve katılımcıların kısa mesajlarla kendilerini ifade etmesi, bu paylaşım boyutunu güçlendirir. Bu durum, özellikle kent festivali atmosferinde, yarışmayı bir “gösteri” kadar bir “ortak ritüel”e de yaklaştırır.
Katılımcı profilini şekillendiren bir diğer unsur, yarışmanın zaman içinde artan görünürlüğüdür. Bazı yıllarda tanınmış kişilerin birincilik elde etmesi (örneğin 2016’da şarkıcı Crush, 2024’te haber spikeri Kwon Seo-ah) yarışmanın kamuoyundaki bilinirliğini artıran öğeler arasında sunulur. Bununla birlikte yarışmanın, yalnızca ünlüler üzerinden okunmasına izin vermeyen bir yapısı vardır: Başvuruların çok yüksek seviyelere çıkması geniş bir kitlenin etkinliği “kendine ait” bir dinlenme ve sınanma alanı olarak gördüğünü gösteren bir göstergedir.

Katılımcılar Tarafından Bırakılan Notlar (Flickr)
Sonuç olarak katılımcı profili ve motivasyonlar, yarışmanın iki yönünü birlikte taşır: Bir yandan bireysel düzeyde zihinsel boşluk ve dinlenme arayışı; diğer yandan toplumsal düzeyde, çalışmanın ve üretkenliğin baskın değer olduğu bir ortamda “durmanın” kamusal olarak meşrulaştırılması.
Ölçme - Değerlendirme ve Ödüllendirme
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması’nda değerlendirme sistemi, “hiçbir şey yapmama” hâlini yalnızca öznel bir iddia olmaktan çıkarıp hem kamusal algı hem de ölçülebilir biyometrik veri üzerinden sıralanabilir bir performansa dönüştürür. Bu yaklaşım, yarışmanın en ayırt edici yönlerinden biridir: Dışarıdan bakıldığında benzer görünen sakinlik pratikleri, bir taraftan izleyicinin beğenisiyle, diğer taraftan fizyolojik istikrarla ayrıştırılır.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışması Birincisi Elinde Kupasıyla (Flickr)
Değerlendirmenin ilk ayağı izleyici oylamasıdır. Yarışma alanı, seyircinin katılımcıları gözlemleyebileceği ve oy verebileceği biçimde düzenlenir; izleyici, performansı en “sakin/istikrarlı/etkileyici” bulduğu katılımcıya destek verir. Bazı edisyonlarda katılımcıların “neden katıldıklarını” anlattıkları kısa metinler alanda sergilenir ve izleyicinin bu metinlere etiket ya da benzeri işaretleme yöntemleriyle karşılık verdiği aktarılır.【9】 Bu mekanizma, yarışmayı salt içe dönük bir pratik olmaktan çıkarıp toplumsal bir etkileşim alanına taşır: Katılımcının duruşu kadar, bu duruşun kamusal anlamı ve izleyicide uyandırdığı karşılık da değerlendirmeye dâhil edilir.
İkinci ayak biyometrik ölçümdür ve burada merkezde kalp atım hızı bulunur. Yarışma boyunca katılımcıların kalp atım hızlarının izlenebildiği; ayrıca görevliler tarafından yaklaşık 15 dakikada bir kontrol gerçekleştirildiği ve toplamda altı ölçüm üzerinden sonuçlandırmaya gidildiği belirtilir. Biyometrik ölçümün özellikle “istikrar” kavramına bağlanması önemlidir: Değerlendirme mantığında, anlık düşük değerlerden ziyade, 90 dakikalık süre boyunca kalp atım hızında dalgalanmanın sınırlı olması öne çıkarılır. Böylece yarışma, sakinliği bir “poz”dan ibaret görmez; bedensel düzeyde sürdürülen bir düzenlilik olarak kavrar.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışması Kazananları (Flickr)
Bu iki bileşen, final kurgusunu belirler. Uygulamada izleyici oylarıyla öne çıkan katılımcılar arasından (örneğin “en çok oyu alan ilk grup” içinden), kalp atım hızı grafiği daha istikrarlı olanın birinciliğe yerleşmesi temel ilkedir. Bu yöntem, yarışmanın hem “kamusal” hem “teknik” bir adalet iddiası kurmasına yarar: İzleyici oyu, performansın toplumsal karşılığını; biyometrik veri ise kişinin bedensel-zihinsel kontrolünü temsil eden ikinci bir doğrulama katmanı oluşturur.
Ödüllendirme, yarışmanın sanatsal kimliğini de destekleyen sembolik unsurlarla örülür. Birincilik için verilen kupanın, Rodin’in “Düşünen Adam” heykelini çağrıştıran bir formda tasarlandığı; bunun yanında sertifika ve rozet gibi belgelerin yer aldığı aktarılır. İkinci ve üçüncü olanlara sertifika verilmesi; bütün katılımcılara katılımın doğrulanmasına dönük bir belge sunulması, yarışmanın rekabetçi yönünü korurken katılımı da “başlı başına anlamlı bir emek” olarak tanıdığını gösterir. Bazı uluslararası edisyonlarda ödülün, bir sonraki uluslararası yarışmaya davet gibi ek bir boyut kazanabildiği de kaydedilir.

Yarışma İkincisi Olan Takım (Flickr)
Bu ölçme–değerlendirme ve ödüllendirme düzeni, yarışmanın temel gerilimini açık eder: Etkinlik “hiçbir şey yapmama”yı savunsa da bunu rastlantısal bir boşluk olarak değil, kurallı, izlenebilir ve karşılaştırılabilir bir süreç olarak kurar. Böylece dinlenme, modern toplumda çoğu zaman gerekçelendirilmek zorunda kalan bir ihtiyaçken, yarışma onu hem kamusal hem teknik ölçütlerle “meşru bir performans” statüsüne taşır.
Kültürel-Toplumsal Anlam ve Uluslararasılaşma
Hiçbir Şey Yapmama Yarışması’nın toplumsal anlamı, “dinlenme”nin modern kent yaşamında çoğu zaman gerekçelendirilmesi gereken bir davranışa dönüşmesiyle yakından ilişkilidir. Yarışmanın çıkış anlatısında, uzun süre üretmeden kalmanın suçluluk duygusu yaratabildiği; buna karşılık bilinçli biçimde “durma”nın bir ihtiyaç olarak savunulması gerektiği vurgulanır. Bu çerçevede yarışma, çalışmanın ve üretkenliğin baskın değer olduğu bir kültürel iklimde, “hiçbir şey yapmama” eylemini kamusal bir etkinlik formatına sokarak meşrulaştırma işlevi görür. Katılımcılar için “boşluk”, rastlantısal bir ara değil; kuralları olan, sınanan ve tanınan bir pratik hâline gelir.
Etkinliğin Han Nehri çevresinde ve özellikle trafiğe kapatılmış köprü gibi kamusal mekânlarda yapılması, bu meşrulaştırmayı görünür kılar. Dinlenme ve zihinsel boşluk, bu sayede özel alandan çıkıp kentte paylaşılan bir deneyime dönüşür. Seyircinin oy vermesi ve katılımcıların motivasyonlarını kısa metinlerle ifade etmesi de bu paylaşıma katkı yapar: İzleyici, yalnızca “izleyen” değil, dinlenme hakkının kamusal olarak tanınmasına aracılık eden bir unsur hâline gelir. Böylece yarışma, bireysel bir pratikten çok, kent ölçeğinde düzenlenen bir kamusal ritüel karakteri kazanır.
Yarışmanın toplumsal anlamı, aynı zamanda “hiçbir şey yapmamanın” beklenenden zor olabilmesi üzerinden kuruludur. Kuralların telefon, konuşma, gülme ve uyku gibi gündelik refleksleri hedef alması, modern dikkat ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu dolaylı biçimde gösterir. Bu nedenle yarışma, yalnızca dinlenme arayışını değil, dikkat dağınıklığı ve sürekli uyarılma hâlini de tartışmaya açar.

Hiçbir Şey Yapmama Yarışmasının Bitmesinin Ardından Çekilen Toplu Fotoğraf (Flickr)
Nörobilimsel yorumlarda sessizlik ve durağanlık hâlinin varsayılan mod ağıyla ilişkilendirilmesi; bunun yaratıcılık, bellek ve duygu düzenleme gibi süreçlerle birlikte anılması, etkinliğin “boşluk” fikrini yalnızca duygusal bir temenni değil, zihinsel işleyişe dair bir tartışma zemini olarak da konumlandırır. Buna ek olarak, bazı bulguların insanların kısa süre yalnız kalma deneyimini dahi zorlayıcı bulabildiğini göstermesi, yarışmanın neden “kolay görünen ama zor” bir pratik olarak sunulduğunu açıklar.
Uluslararasılaşma boyutu ise yarışmanın “model” olarak dolaşıma girebildiğini gösterir. Kronolojide 2015’te Pekin’de ve 2016’da Suwon’da uluslararası edisyonların yer alması; daha sonraki yıllarda farklı şehirlerde tekrarlanan etkinliklerin oluşması, formatın yerel bağlamlara uyarlanabildiğine işaret eder. Haziran 2025 itibarıyla toplam 10 uluslararası yarışma düzenlenmiş olması, bu yayılımın nicel bir göstergesidir. Güney Kore içinde de yarışmanın Seul dışına taşarak Daejeon, Daegu, Busan ve Incheon gibi büyük şehirlerde; ayrıca Gangwon ve Jeju gibi bölgelerde düzenlenmesi, etkinliğin yalnızca bir “başkent etkinliği” olmaktan çıkıp ulusal ölçekte tanınan bir kamusal pratik hâline geldiğini düşündürür.【10】
Bu yayılımın ardında, formatın basit ama güçlü bir çekirdek sunması bulunur: 90 dakikalık sessizlik ve hareketsizlik, farklı kültürel ortamlarda da anlaşılabilir bir eylemdir; buna karşın izleyici oylaması ve biyometrik ölçüm gibi unsurlar, etkinliği sıradan bir meditasyon buluşmasından ayırarak “yarışma” niteliğini korur. Sonuçta Hiçbir Şey Yapmama Yarışması, yerel bir kamusal sanat fikrinden başlayıp, kent yaşamı ve modern çalışma kültürüne dair ortak bir soruna (dinlenmenin değeri ve zorluğu) temas ettiği için, farklı bağlamlarda da karşılık bulabilen bir etkinlik tipine dönüşmüştür.


