Hıdrellez, başta Anadolu ve Balkanlar olmak üzere geniş bir coğrafyada baharın gelişi, tabiatın canlanışı ve yaz mevsiminin başlangıcı olarak kabul edilen mevsimlik bir bayramdır. Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs gününde kutlanır; bu tarih, Jülyen takviminde 23 Nisan gününe karşılık gelir.【1】Halk takviminde yıl ikiye ayrılır: 6 Mayıs–8 Kasım arası Hızır günleri olarak yaz mevsimini, 8 Kasım–6 Mayıs arası ise Kasım günleri olarak kış mevsimini oluşturur. Bu nedenle 5 Mayıs’ı 6 Mayıs’a bağlayan gece, kışın bitişi ve yazın gelişi olarak kabul edilir.
Hıdırellez (2001) | TRT Arşiv (TRT Arşiv)
Tarihî Arka Plan
Hıdrellez’in tarihî arka planı, tek bir kültürden doğup yayılan bir gelenekten değil; binlerce yıllık farklı inanç katmanlarının üst üste birikerek oluşturduğu bir kültürel süreklilikten oluşur. Bu nedenle Hıdrellez, kökleri Eski Mezopotamya’dan Orta Asya bozkırlarına, İlkçağ Anadolu toplumlarından Balkanlar'a uzanan tarihsel bir coğrafyaya yayılır.
Mezopotamya ve Yakındoğu Bereket Ritüelleri
Baharın gelişi, doğanın canlanışı ve bitkilerin yeniden dirilişi, Mezopotamya’dan başlayarak Doğu Akdeniz dünyasında kutsal kabul edilen bir dönemdi. İlkçağ uygarlıkları, kışın ölümü ve baharın yeniden dirilişi arasındaki döngüyü tanrısal bir süreç olarak yorumlamıştır. Bu düşünce özellikle bitkilerin her yıl yeniden doğuşunu temsil eden tanrılar aracılığıyla ritüelleşmiştir. Mezopotamya’da bahar aylarında kutlanan törenlerde, doğaya can verdiği düşünülen tanrılar için ayinler yapılırdı.【2】 Bu düşünce binlerce yıl boyunca yaşamış ve sonraki halk bayramlarının temel unsurlarına karışmıştır. Nitekim Hıdrellez’in suya girme, yeşilliklerde toplanma, taze bitkilerden şifa arama gibi unsurları bu temel ile örtüşür.
Anadolu’daki İlkçağ Törenleri
Anadolu coğrafyası tarih boyunca baharın gelişiyle ilgili özel ayinlerin merkezi olmuştur. İlkçağ toplumlarının yaz başlangıcını kutsal saydığı, bitkilerin koruyucu ruhlarına veya tanrılarına adaklar sunduğu bilinir. Bu ayinler genellikle doğanın uyanışına eşlik eden “yenileme” ritüelleridir. Bu dönemin ritüelleri, Hıdrellez’de bugün hâlâ görülen pek çok uygulamayla benzerlik gösterir. Açık alanlarda toplanma, su ve yeşil alanların kutsal görülmesi, baharın ilk ürünlerinden yeme, hastalıklara karşı bitkisel şifa arama, toplu eğlence ve bahar karşılama ritüelleri bunlara örnektir.
İran ve Orta Asya'nın Mevsim Törenleri
Eski İran coğrafyasında bahar, su ve bitkiyle ilişkilendirilen kutsal varlıkların (Haurvatât ve Ameretât adlı iki tanrı) ayini olarak görülürken;【3】 Orta Asya bozkırlarında bahar, Türk toplulukları için yılın önemli dönüm noktalarından birini oluştururdu. Göçebe yaşam biçiminde kışın bitişi, hayvanların çoğalması, otlakların canlanması ve sürülerin dışarı çıkarılması hayati önem taşırdı. Bu nedenle nisan–mayıs dönemleri büyük kutlamaların yapıldığı zamanlardı. Bu kutlamalarda su, ateş, ot, çiçek ve gençlik temaları ön plandaydı. Baharın gelişi için yapılan toplu eğlenceler, temizlenme ritüelleri, ateş üzerinden atlama ve doğanın canlanışını karşılama törenleri birçok Türk topluluğunda ortak bir yapı oluşturuyordu.
Bu ritüel kalıpları, Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra yerel kültürlerle birleşerek Hıdrellez’in karakteristik biçimlerinden birini meydana getirdi. Türk halk takviminin yılı ikiye ayırması da Orta Asya’nın mevsim takvimi mantığının Anadolu’da İslami adlandırmalarla devam etmiş hâlidir. Hıdrellez’in 6 Mayıs’ta yaz başlangıcı olarak kabul edilmesi bu sürekliliğin sonucudur.

Hıdrellez Ateşi (Anadolu Ajansı)
Hızır ve İlyas Kültlerinin Eklenmesi ve Ritüelin İslamileşmesi
İslamiyet’in kabulünden sonra eski bahar ayinlerinin pek çoğu halkın hafızasında yeni dinî figürlerle bütünleştirilmiştir. Bu noktada Hızır ve İlyas motifleri belirleyici bir rol oynamıştır. Hızır’ın yol gösteren, zor durumda kalanlara yardım eden, bolluk ve bereket getiren bir veli olarak görülmesi; İlyas’ın suyun ve yaşamın koruyucusu kabul edilmesi, bahar ritüellerindeki su-yeşil-bereket temasını İslami çerçevede anlamlandırmıştır. Zaman içinde bu iki isim halk ağzında birleşerek “Hıdrellez” biçimini almış; eski bahar bayramlarının uygulamaları ise Hızır’ın dokunuşuyla bereket bulunacağı düşüncesiyle yeniden yorumlanmıştır.【4】
Doğu Hristiyanlığı ile Etkileşim
Balkanlar ve Anadolu’nun çok dinli yapısı nedeniyle Hıdrellez, Hristiyan toplulukların bahar kutlamalarıyla da etkileşim içine girmiştir. Doğu Hristiyan geleneğinde Aziz Yorgi’nin günü yine baharın başlangıcı olarak kabul edilirdi. Bu günün de 6 Mayıs civarında kutlanması, zamanla iki geleneğin halk kültürü düzeyinde birbirine karışmasına yol açmıştır.【5】 Bu nedenle Balkanlar’da ve Anadolu’nun bazı bölgelerinde 6 Mayıs hem Müslümanlarca Hızır-İlyas günü hem de Hristiyanlarca Aziz Yorgi günü olarak kutlanmıştır.
Osmanlı Döneminde Hıdrellez
Osmanlı döneminde 6 Mayıs, halk takviminde yaz mevsiminin başlangıcı olarak kabul edilmeye devam etmiştir. Resmî işlerde bile yıl Hızır günleri ve Kasım günleri olarak ikiye ayrılır. Bu dönemde Hıdrellez kutlamaları halk kitlelerini bir araya getiren şenlikler hâlini almış, mesire alanlarında düzenlenen eğlenceler, toplumsal ilişkilerin güçlendiği bir kamusal alan oluşturmuştur. Hızır’ın bereket getireceğine inanılan uygulamalar, adaklar, bahar eğlenceleri ve kısmet açma ritüelleri Osmanlı coğrafyasının hemen her yerinde görülmüştür.【6】
Günümüzde Hıdrellez
Günümüzde hıdrellez; Mezopotamya bahar ayinlerinden, Anadolu’nun çok eski bereket ritüellerinden, İran ve Orta Asya bahar törenlerinden, Türk halk takviminin mevsim bölünmelerinden, İslami Hızır-İlyas kültünden, Doğu Hristiyanlığı’nın Aziz Yorgi geleneğinden unsurlar taşıyan bir kültür olayıdır. Bu nedenle Anadolu’da, Balkanlar’da ve Orta Doğu’da ortak bir ritüel alanı oluşturur.
Adın Kökeni ve İnanışlar
“Hıdrellez” kelimesi, halk ağzında “Hızır” ve “İlyas” isimlerinin birleşmesinden türemiştir. İnanışa göre Hızır karada, İlyas ise sular üzerinde darda kalanlara yardım eden, bolluk ve bereket getiren iki kutsal varlıktır.【7】 Yılda yalnızca bir kez, 6 Mayıs günü buluştuklarına ve bu buluşmanın yeryüzüne bereket saçtığına inanılır.
Coğrafi Yayılım ve Adlandırmalar
Hıdrellez yalnızca Türkiye’de değil; Balkanlar, Kırım, Irak, Suriye, Azerbaycan ve Orta Doğu’nun çeşitli bölgelerinde de kutlanır. Yörelere göre farklı isimlerle anılır:
- Türkiye’de: Hıdırellez, Hızır-İlyas, Eğrice, Ederlezi, Kakava
- Makedonya'da: Ederlez, Edirlez
- Kosova'da: Hıdırles, Hedirles, Hadırles
- Kırım ve Dobruca’da: Hıdırlez
Hazırlıklar ve Kutlama Mekânları
Hıdrellez hazırlıkları genelde birkaç gün önceden başlar. Halk arasında “Hızır’ın temiz olmayan eve uğramayacağı” inancı nedeniyle evler bütünüyle temizlenir, yiyecek depoları düzenlenir ve yeni kıyafetler hazırlanır. Kutlamaların temel mekânları yeşillik alanlar, su kenarları, mesire yerleri ve türbelerdir. Anadolu’daki pek çok yerleşimde bu kutlamalar için özel olarak kullanılan “Hıdırlık” adı verilen mesire alanları bulunmaktadır. Bu alanlarda toplu yemekler, eğlenceler, müzikli şenlikler ve çeşitli dilek ritüelleri icra edilir.

Hıdrellez Kutlamaları (Anadolu Ajansı)
Uygulamalar ve Ritüeller
Hıdırellez, büyük şehirlerde azalsa da kasaba ve köylerde hâlen törenlerle ve hazırlıklarla kutlanmaktadır. Hıdırellez ile ilgili bütün merasimler ve gelenekler genellikle dört ana başlıkta toplanabilir:
Şifa ve Sağlık Amaçlı Ritüeller
Hızır’ın bereketinin sağlık getireceğine inanılır.
- Kır çiçeklerinin kaynatılıp suyunun içilmesinin şifa verdiği düşünülür.
- Hıdrellez gecesi sulara “nur yağdığı” için suya girmenin hastalıklara karşı koruyucu olduğuna inanılır.
- Bazı yörelerde Hıdrellez günü oruç tutma ve sadaka verme uygulamaları görülür.
Bereket ve Uğur Ritüelleri
Hızır’ın dokunduğu yerlere bolluk ve bereket getirdiği kabul edilir.
- Yiyecek kaplarının, ambarların ve para keselerinin ağızları açık bırakılır.
- Ev, araba, bahçe gibi istekler için dileğin küçük bir modeli hazırlanıp bırakılır.
Mal–Mülk ve Geçimle İlgili Uygulamalar
Bazı yörelerde keseler, sandıklar veya cüzdanlar açık bırakılarak Hızır’ın haneye bereket bırakacağına inanılır. Üretici topluluklarda hayvan sürülerinin Hıdrellez sabahı otlağa çıkarılması bereket getiren bir gelenek olarak görülür.
Kısmet Açma ve Baht Çekme Törenleri
Genç kızların kısmet açma ritüelleri, Hıdrellez’in en yaygın uygulamalarındandır. Bölgelere göre adlandırmalar çeşitlidir: İstanbul’da baht açma, Balıkesir’de dağara yüzük atma, Edirne’de niyet çıkarma, Erzurum’da mani çekme, Yörük ve Türkmenlerde mantıfar.【8】 Bu ritüelde genç kızlar, içine kişisel eşyalarını attıkları bir çömleği gül ağacı dibine bırakır; ertesi gün maniler eşliğinde açılan çömlekten çıkan her eşya sahibine dair yorumlarla birlikte değerlendirilir.

Hıdrellez Uygulamaları (Anadolu Ajansı)
Edebiyata Yansıması
Hıdrellez inanış ve âdetleri, Türk edebiyatına da yansımıştır.
- Destanlar ve Halk Hikâyeleri: Dede Korkut'tan itibaren, Ebû Müslim, Battal Gazi, Dânişmend Gazi, Sarı Saltuk gibi kahramanların hayatları etrafında teşekkül eden destani anlatılarda Hızır ve Hıdırellez temasına rastlanır.【9】
- Divan Şiiri: Klasik Türk şairleri baharı konu edinen şiirlerinde (bahâriyye) genellikle Hıdırellez günlerini kastetmişlerdir.【10】 Hızır'ın ağzına tükürdüğü kişinin güzel şiir söyleyeceği rivayeti de mevcuttur.
- Halk Edebiyatı: Hıdrellez şenlikleri sırasında söylenen mâniler anonim halk edebiyatının önemli bir bölümünü oluşturur.
- Modern Edebiyat: Arif Nihat Asya'nın “Hıdırellezde Kızlar” gibi modern Türk şiirinde de Hıdırellez'den ilham alan eserler mevcuttur.【11】
- Seyahatname: Evliya Çelebi'nin Seyahatnâme’si Hıdırellez ile alakalı folklorik unsurların bulunduğu önemli eserlerdendir.【12】
UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi
Hıdırellez'in kültürel önemi, uluslararası alanda da tescillenmiştir. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2017 yılında Hıdırellez'i, Makedonya ve Türkiye'nin ortak adaylığıyla "İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi"ne kaydetmiştir.【13】


