İntravasküler ultrason (IVUS); 1942 yılında Avusturyalı Theodore Dussik tarafından temelleri atılan, damarların iç yapısını detaylı bir şekilde incelemek için geliştirilmiş, minimal invaziv görüntüleme yöntemidir. Bu teknoloji, damar hastalıklarının tanısında ve tedavi planlamasında kritik bir rol oynar. Günümüzde, özellikle kardiyovasküler sistemdeki patolojik oluşumların tespitinde yaygın olarak kullanılmaktadır. IVUS’un sağladığı yüksek çözünürlüklü görüntüler, geleneksel anjiyografi yöntemleriyle elde edilemeyen bilgileri sunarak klinik karar mekanizmalarını desteklemektedir.
İVUS Teknolojisinin Temel Prensipleri
Kardiyovasküler hastalıklar, dünya genelinde yaygın sağlık problemlerinden biri olup, erken teşhis ve etkili tedavi yaklaşımlarını zorunlu kılmaktadır. Standart anjiyografi teknikleri, damar lümenini iki boyutlu olarak gösterirken, damar duvarındaki yapısal değişiklikler hakkında sınırlı bilgi sunmaktadır. IVUS ise damarların iç yapısını çevresel bir bakış açısıyla görüntüleyerek plak oluşumlarını, darlıkları ve damar duvarının kalınlık değişimlerini daha ayrıntılı şekilde analiz etmeyi mümkün kılmaktadır.
IVUS’un Çalışma Prensibi
İntravasküler ultrason (IVUS), ucunda yüksek frekanslı ultrason dalgaları üreten bir transdüser bulunan ince bir kateterin damar içine yerleştirilmesiyle çalışmaktadır. Kateter damarın içine ilerletildiğinde, ultrason dalgaları damar duvarına çarpıp geri yansımaktadır. Bu yansımaların bilgisayar destekli sistemler aracılığıyla analiz edilmesi sonucunda gerçek zamanlı, yüksek çözünürlüklü kesitsel görüntüler oluşturulmaktadır. Böylece damar yapısı üç boyutlu olarak detaylandırılabilmektedir.
Klinik Kullanım Alanları
1. Koroner Arter Hastalıkları ve Plak Değerlendirmesi: Koroner arterlerde meydana gelen aterosklerotik plaklar, kalp krizine neden olabilecek ciddi damar darlıklarına yol açabilmektedir. IVUS, bu plakların bileşimini, yoğunluğunu ve damar duvarıyla ilişkisini belirleyerek tedavi sürecini yönlendirmeye yardımcı olmaktadır.
2. Stentleme ve Balon Anjiyoplasti Sonrası Takip: Stent uygulamaları sırasında optimal yerleştirmenin sağlanması önem arz etmektedir. IVUS, stentin tam olarak açıldığını ve damar duvarına uygun şekilde yerleştiğini doğrulamak için kullanılabilmektedir. Yetersiz genişleme veya düzensiz yerleşim durumlarında, gerekli düzeltmelerin yapılmasını sağlamaktadır.
3. Kompleks Damar Yapılarının Görüntülenmesi: Bifurkasyon lezyonları ve kronik total oklüzyonlar gibi kompleks damar hastalıklarında IVUS, lezyonun özelliklerini ayrıntılı şekilde göstererek tedavi planlamasının daha doğru yapılmasını sağlamaktadır.
Teknolojik Gelişmeler ve Gelecek Perspektifi
Son yıllarda, IVUS sistemlerinde yüksek frekanslı ultrason dalgaları ve yapay zeka destekli analiz yöntemleri daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Bu gelişmeler, damar yapılarının daha net görüntülenmesini ve otomatik teşhis algoritmalarının geliştirilmesini sağlamaktadır. Özellikle optik koherens tomografi (OCT) ile kombinasyon halinde kullanıldığında, IVUS’un tanı hassasiyeti önemli ölçüde artmaktadır. Gelecekte IVUS teknolojisinin daha küçük ve esnek kateterler, gelişmiş görüntü işleme algoritmaları ve kablosuz sistemlerle desteklenmesi beklenmektedir.


