KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

İslami Finans

fav gif
Kaydet
kure star outline

İslami finans, ekonomik faaliyetlerin İslam hukukunun ilkeleri doğrultusunda yürütüldüğü finansal bir sistemdir. Bu sistem, yalnızca teknik ve mali bir yapı olmanın ötesinde, aynı zamanda ahlaki, sosyal ve hukuki ilkeleri de içeren bütünsel bir yaklaşıma dayanır. Temel amaç, ekonomik faaliyetlerin adalet, dürüstlük, meşruiyet ve risk paylaşımı ilkelerine uygun şekilde yürütülmesidir.


Bu çerçevede İslami finansın dayandığı temel ilkeler şunlardır:


  • Faiz Yasağı (Ribâ): İslam dini, paranın zamanla değer kazanmasını sağlayan faiz uygulamasını kesin şekilde yasaklamıştır. Faiz, kazancı garantileyen ve emek veya risk paylaşımı olmaksızın gelir elde edilmesini sağlayan bir unsur olarak değerlendirilir. Bu nedenle İslami finans sisteminde faiz yerine kâr-zarar ortaklığına dayalı yapılar tercih edilir.


  • Risk Paylaşımı: Finansal ilişkilerde tarafların kazanç kadar zarara da katlanması esastır. Bu anlayış, girişimcilik faaliyetlerinde hem sermaye sahibinin hem de girişimcinin sorumluluk taşımasını ve ortaklık yoluyla gelir elde edilmesini teşvik eder.


  • Belirsizlikten (Garar) Kaçınma: İslami finans, belirsizlik içeren veya sonucu kesin olarak bilinmeyen işlemleri kabul etmez. Bu durum, tarafların açık, şeffaf ve bilgiye dayalı bir şekilde anlaşmalar yapmasını zorunlu kılar.


  • Kumar ve Aşırı Spekülasyon Yasağı (Meysir): Aşırı risk içeren, kazanç elde etmek için şansa dayanan işlemler de yasak kapsamındadır. Bu tür işlemler, ekonomik istikrarsızlığa ve taraflar arasında dengesiz kazanç dağılımına yol açabilir.


  • Meşru Faaliyet İlkesi (Helal Ekonomi): Finansal işlemler sadece dinen meşru (helal) kabul edilen mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Alkol, domuz ürünleri, kumar, fuhuş gibi yasaklı alanlarla ilgili hiçbir faaliyetin finansmanı İslami sistemde yer bulmaz.


  • Gerçek Varlığa Dayanma: Tüm finansal işlemlerin gerçek ekonomik faaliyetlere, mal veya hizmetlere dayanması zorunludur. Paradan para kazanma anlayışı reddedilir; ticaret, üretim ve hizmet üzerinden gelir elde edilmesi esastır.


Bu temel ilkeler çerçevesinde geliştirilen finansal ürünler, İslami sözleşme türlerine dayanmakta; modern finansal araçlarla şekilsel benzerlikler taşısa da içerik ve yapı itibarıyla ayrışmaktadır. İslami finans sisteminde etik, toplumsal sorumluluk ve sosyal adalet ilkeleri ön planda yer almaktadır.

İslami Finansman Yöntemleri

İslami finans sisteminde kullanılan finansman yöntemleri, temel İslam hukuk prensiplerine uygun olacak şekilde tasarlanmıştır. Bu yöntemler iki ana gruba ayrılır: ortaklığa dayalı yöntemler ve ticarete/varlığa dayalı sözleşmeler.

Ortaklığa Dayalı Yöntemler

Mudarebe (Emek-Sermaye Ortaklığı)

Bu yöntem, bir tarafın sermaye, diğer tarafın ise emek sağladığı bir ortaklık biçimidir. Sermaye sahibi, girişimcinin sunduğu bir projeye veya ticari faaliyete yatırım yapar. Girişimci bu projeyi yürütür ve kâr önceden belirlenen oranlarda paylaşılır. Zararda ise, emek sahibinin kusuru bulunmadıkça, tüm kayıp sermaye sahibine aittir. Mudarebe özellikle girişim sermayesi yatırımları ve ticaret finansmanı alanında kullanılır.

Müşareke (Kâr-Zarar Ortaklığı)

İki veya daha fazla tarafın sermaye koyarak ortak bir ticari faaliyette bulunduğu yapıdır. Taraflar kârı anlaşmaya göre paylaşırken, zarar sermaye oranında bölüşülür. Müşareke modelinde ortaklar işletmenin karar alma süreçlerine katılır. Bu yapı, hem büyük ölçekli projelerde hem de küçük girişimlerde uygulanabilir.

Azalan Müşareke (Mülkiyet Devriyle Ortaklık)

Müşterinin zamanla bankanın payını satın alarak ortaklıktan tamamen çıkmasını sağlayan bir müşareke türüdür. Özellikle konut ve gayrimenkul finansmanında tercih edilir. Ortaklık başladığında mülkiyet taraflar arasında paylaşılır, müşteri bankanın hissesini zamanla satın alır.

Ticarete ve Varlığa Dayalı Finansman Yöntemleri

Murabaha (Maliyet + Kâr Marjı ile Satış)

Bankanın müşteri adına bir malı satın alarak ona kâr marjı ekleyip vadeli olarak satması esasına dayanır. Alıcı, hem peşin maliyeti hem de kâr oranını önceden bilir. Murabaha, İslami bankacılıkta en yaygın kullanılan yöntemlerden biridir ve özellikle kısa vadeli ticaret finansmanında etkilidir.

İcare (Kiralama)

Finansal kiralama modelidir. Banka, müşteriye bir varlık (örneğin, araç, ekipman, bina) kiralar. Kiralama süresi sonunda varlık müşteriye devredilebilir. Uygulamada iki türü yaygındır: kira süresi sonunda mülkiyet devredilen yapılar ve klasik dönemsel kira sözleşmeleri.

Selem (Vadeli Satın Alma)

Alıcının, teslimi gelecekte yapılacak bir ürünü, bedelini peşin ödeyerek satın alması esasına dayanır. Özellikle tarım ürünleri gibi standartlaşmış ve üretimi önceden planlanan mallarda kullanılır.

İstisna (Sipariş Üzerine Üretim)

Müşterinin özel sipariş verdiği malın üretimi için yapılan sözleşmedir. Genellikle inşaat, özel üretim makineler veya endüstriyel üretimlerde kullanılır. Ödemeler üretim sürecine paralel olarak yapılabilir.

Sukuk (Kira Sertifikası)

Reel varlıklara dayanan menkul kıymetlerdir. Devlet veya şirketler, sahip oldukları varlıkları belirli bir süreliğine yatırımcılara kiralayarak karşılığında sukuk ihraç eder. Yatırımcılar, bu sukuk üzerinden elde edilen kira gelirlerinden pay alırlar.

Karz-ı Hasen (Gönüllü Borç Verme)

Herhangi bir kâr beklentisi olmaksızın yapılan borç verme işlemidir. Bu yöntem, sosyal yardımlaşmayı teşvik etmek ve ihtiyaç sahiplerine faizsiz finansman sağlamak amacıyla uygulanır.


Bu yöntemler, İslami finans sisteminin yalnızca faizden uzak durmakla sınırlı olmadığını; bunun ötesinde risk paylaşımını, üretimi, meşru kazancı ve sosyal adaleti merkezine alan bir ekonomik model sunduğunu göstermektedir. Sistem, hem bireysel hem kurumsal düzeyde çeşitli ihtiyaçlara cevap verebilecek esnekliğe ve çeşitliliğe sahiptir.

İslami Finansın Tarihsel Gelişimi

İslami finansın temelleri, erken İslam dönemine kadar uzansa da, modern anlamda kurumsallaşması 20. yüzyılın ortalarında başlamıştır. İlk teorik çalışmalar, Batılı bankaların İslam coğrafyasındaki faizli faaliyetlerine duyulan tepkiyle birlikte ortaya çıkmıştır. Faiz yasağına dayalı bir finansal sistem inşası fikri, özellikle 1960'lı yıllarda Mısır ve Hindistan gibi ülkelerde ivme kazanmıştır.


İlk kurumsal uygulama, 1963 yılında Mısır’da kurulan faizsiz banka ile gerçekleştirilmiştir. Bu bankayı 1975 yılında kurulan Dubai Islamic Bank ve aynı yıl hayata geçen İslam Kalkınma Bankası izlemiştir. 1980'li yıllardan itibaren Malezya, İran ve Sudan gibi ülkelerde İslami finans sistemleri bütünleşik şekilde uygulanmaya başlanmıştır.


1990’lı yıllarda, sektörün büyümesiyle birlikte uluslararası ölçekte standartlara duyulan ihtiyaç artmıştır. Bu dönemde İslami finansal kurumlar için muhasebe, denetim ve düzenleme ilkeleri geliştirilmiştir. 2000’li yıllar ise, küresel finans krizlerinin ardından faizsiz sistemin daha fazla dikkat çektiği ve Batı ülkelerinde de İslami finans uygulamalarına hukuki zemin sağlandığı bir dönem olmuştur.


Bugün İslami finans, yalnızca İslam ülkelerinde değil; Avrupa, Amerika ve Asya’nın çeşitli finans merkezlerinde faaliyet gösteren kurumlar tarafından da uygulanmaktadır.


Kaynakça

Yılmaz, Mehmet, ve Bağış, Bilal. “Türkiye'de İslami Finansın Gelişimi ve Hukuki Yapısı.” İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 9, no. 2 (2020): 1043–1064. Erişim tarihi 6 Temmuz 2025. Erişim Linki

SERPAM. İslami Finans: İslami Finans Kavramı, Ürünler, Dünyada ve Türkiye’de Gelişimi ve Geleceği. Araştırma Notları 1. Mayıs 2013. Erişim tarihi 6 Temmuz 2025. Erişim Linki

Güçlü, Fatih, ve Kılıç, Metin. “İslami Finansın Dünyadaki Gelişimi ve İslami Finansa Yön Veren Uluslararası Kuruluşlar Üzerine Bir İnceleme.” Uluslararası Yönetim İktisat ve İşletme Dergisi 16, no. 1 (2020): 75–91. Erişim tarihi 6 Temmuz 2025. Erişim Linki

Canbaz, Muhammet Fatih. İslami Finans. İstanbul: Nida Yayıncılık, 2022. Erişim tarihi 6 Temmuz 2025. Erişim Linki

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarMerve Durumlu5 Temmuz 2025 22:44
KÜRE'ye Sor