Jan Schmidt, 1951 yılında Hollanda’nın Arnhem şehrinde doğdu. Leiden Üniversitesi’nin Tarih, Ortadoğu Dilleri ve Kültürleri bölümünde 1969-1985 yılları arasında eğitim gördü. Aynı üniversitede akademik çalışmalarına devam etti. 1992 yılında, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan Gelibolulu Mustafa Âli’nin 1590’da kaleme aldığı Künhü’l-Ahbar eserini yeni bir bakış açısıyla inceleyerek doktorasını Leiden Üniversitesi’nde tamamladı. Hollanda’da araştırmalarına devam ederken bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra İngiltere’ye gitti. Burada, Manchester Üniversitesi’nde Türk ve Osmanlı Araştırmaları üzerine ders verdi. Daha sonra Leiden’a dönerek Osmanlı dilbilimi, tarihi ve edebiyatı üzerine çalıştı. Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunan Türkçe el yazmalarının kataloğunu hazırladı. Bu çalışmasıyla Türkiye’de akademik çevrelerde tanınırlığı arttı. Hazırladığı katalog geniş bir yelpazeye sahiptir ve 16.-20. yüzyılları arasını kapsamaktadır. Yaptığı çalışmalarda Avrupa ve Osmanlı arasındaki siyasi ve kültürel ilişkilere odaklanmıştır.

Osmanlı Sularında Hollanda Gemisi (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Bu çalışmayı ilgilendiren çeşitli eserleri de kaleme almıştır. Hollanda’nın Doğu Hindistan sömürgeleri ile Osmanlı İmparatorluğu arasında köprü kuran konular üzerine çalışan Schmidt, From Anatolia to Indonesia: Opium Trade and the Dutch Community of Izmir, 1820-1940 ve Through the Legation Window 1876-1926: Four Essays on Dutch, Dutch-Indian and Ottoman History adlı çalışmalarını tamamlamıştır. Her iki eserde de incelediği konulara birkaç açıdan yaklaşmıştır. Ağırlıklı olarak toplumsal, kültürel ve siyasi yaklaşım ön plana çıksa da, özellikle afyon ticaretini ele aldığı eserinde ekonomi ve ticaret önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışma kapsamında, bu iki eser incelenerek Jan Schmidt ve eserleri hakkında kısa bir değerlendirme yapılacaktır.
İlk olarak Through the Legation Window 1876-1926: Four Essays on Dutch, Dutch-Indian and Ottoman History eseri incelenecektir. Kitap, adından da anlaşılabileceği gibi, Hollanda, Hollanda’nın Güneydoğu Asya sömürgeleri ve Osmanlı tarihi üzerine yazılmış dört makaleden oluşmaktadır. Makaleler sırasıyla şu şekildedir:
- Banditry and the Dutch Colony in the Vilayet of Aydın
- Dutch Involvement in the Armenian Question
- Pan-Islamism Between the Porte, The Hague and Buitenzorg
- “Showing the Flag”: The Dutch Navy in Ottoman Waters
Makaleler, kendi içlerinde özel konuları ihtiva etmesine rağmen kitap bir bütün olarak ele alındığında, Yakın Çağ’da Osmanlı Devleti-Hollanda ilişkileri ve Hollanda sömürgeleri hakkında genel bir resim sunmaktadır. Toplumsal, ekonomik ve siyasi meseleler üzerine örnek olaylar aracılığıyla, Osmanlı-Hollanda ilişkileri ve Hollanda sömürgeleri bağlamında bir fikir sahibi olmak mümkündür. Makalelere daha yakından bakmaya sırayla başlanabilir.
Schmidt’in eserindeki ilk makale, Banditry and the Dutch Colony in the Vilayet of Aydın, Osmanlı toplumunun Avrupalılara karşı verdiği tepkileri ele almaktadır. Bu makalede, Osmanlı topraklarında yaşayan Avrupalı tüccar ve kolonicilerin kaçırılma olayları ayrıntılı bir şekilde anlatılmıştır. Çok sayıda örnekle, bu kaçırma eylemlerinin nasıl gerçekleştiği ve fidye talep edilmesi gibi sonuçları üzerinde durulmuştur.
Kaçırma olaylarının failleri yalnızca Türkler değildir; Bulgar komiteciler de bu tür olaylarda aktif bir rol oynamıştır. Schmidt, bu makalede Osmanlı toplumunun yerel direniş dinamiklerini ve Avrupalılara karşı uygulanan bu tür şiddet eylemlerinin arkasındaki nedenleri irdelemektedir. Avrupalıların kaçırılması olayı, dönemin Osmanlı-Avrupa ilişkilerini ve Aydın vilayetindeki toplumsal huzursuzlukları anlamak için önemli bir perspektif sunmaktadır. Bu eylemlerdeki temel motivasyon Avrupalı emperyalistlerin ve onların destekçilerinin elde ettikleri ekonomik ve siyasi etkiye karşı duyulan tepkiyi göstermek olduğu söylenebilir.
Makalede üzerinde durulan bir diğer konu ise İzmir’deki Hollanda kolonisidir. Emperyalist amaçlarla hareket eden diğer Avrupalı devletler gibi Hollandalılar da ticaret ağlarını genişletmek ve stratejik noktalardaki etkilerini güçlendirmek üzere koloniler kurmuşlardır. Hollandalılar, Osmanlı coğrafyasında da Anadolu’nun Avrupa’ya açılan kapısı olan İzmir’i tercih etmişlerdir. Hollandalıların bölgeye ilk kez yerleşmesi 1612 yılına kadar uzanır. Özetle, makale bölgedeki Hollanda faaliyetlerine ve soygun-şiddet olaylarına odaklanmaktadır.
Eser içinde yer alan ikinci makale, Dutch Involvement in the Armenian Question’dır. Bu makale, Ermeni olaylarına Hollanda’nın nasıl dahil olduğu üzerinedir. 1878 Berlin Konferansı’ndan itibaren Ermeniler, Osmanlı’nın iç işlerine karışmak için Avrupalı devletlerce etkili bir unsur olarak kullanılmıştır. I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla ortaya çıkan olaylarda Avrupalı devletler bölgeye gözlemci göndermek istemiştir. Savaşın aktif taraflarından birinin müfettiş göndermesi uygun olmayacağı için, bölgeye Hollanda’nın bir müfettiş göndermesi gündeme gelir. 1914 yılında bölgeye Hollanda’nın Hindistan Valisi Louis Constant Westenenk’in atanması, makalede üzerinde durulan önemli noktalardan biridir. Hindistan Valisi’nin bölgeye atanması, bu çalışmayı ilgilendiren en önemli detayların başında gelmektedir.
Babıali de Hollandalı bir müfettişe en baştan sıcak bakmakta ve hatta Said Halim Paşa, bizzat Hollanda makamlarıyla görüşerek bu pozisyon için uygun olabilecek herhangi bir Hollandalı Doğu Hindistanlı olup olmadığını araştırmaktadır. Diğer Avrupalı devletler, tarafsız bir başka ülkeden birinin bölgeye gönderilmesini istemektedir. Hollanda’da bir aday çoktan ortaya çıkmıştır. Bu kişi, iki kez kraliyet nişanıyla onurlandırılan, o dönemde on aylık bir izinle Hollanda’da bulunan ve taşrada dersler veren, tanınmış bir Doğu Hindistanlı yönetici olan Valisi Louis Constant Westenenk’tir.
Müfettiş olarak bölgeye gönderilmesi konuşulan diğer güçlü adaylar, Kongo’da idarecilik yapmış bir Belçikalı ve bir İsviçreliydi. Ancak Belçikalı’nın adaylığı, “Ermenilerin zenci olmaması” sebebiyle olumlu karşılanmadı. Nihayet, Hollandalı Westenenk ve Norveçli Albay Nicolai Hoff kabul edilmiştir. Doğu Anadolu’ya bir müfettiş atanırken, Asya’nın doğusunda görev yapmış, bölgeyi tanıyan birinin tercih edilmesi, Hollandalılar özelinde Avrupalıların “Doğu’yu” tam olarak aynı olmasa bile benzer gördükleri anlamını doğurabilir.
Pan-Islamism Between the Porte, the Hague and Buitenzorg, Schmidt’in kitaptaki üçüncü makalesidir. Makalede, Hollanda’nın Panislamizm’e yaklaşımını görmek mümkündür. Hollanda sömürgelerindeki Müslümanların; Babıali (İstanbul), Lahey ve Buitenzorg (bugünkü ismiyle Bogor, Endonezya’da bir şehirdir) üçgenindeki haklarını arama ve Panislamizm eksenindeki faaliyetleri üzerinde durulmuştur. Makaleden anlaşılıyor ki, Hollanda’nın diğer sömürgeci Avrupalı devletler gibi Panislamizm’den korkmasına gerek yoktur. Çünkü Hollanda, İngiltere veya Rusya gibi Hilafetin sahibi Osmanlı Devleti için bir tehdit değildir. Hilafet makamı, Hollanda sömürgelerindeki Müslümanları kışkırtma gereği duymaz.
Yine makalede, Endonezya’daki Müslümanların şikayetlerini sık sık Osmanlı makamlarına ilettikleri ve kendilerini sömürgecilere karşı Osmanlı Devleti’nin korumasını istedikleri belirtilmektedir. Bu istekler sonucunda, Osmanlı Devleti ile Hollanda arasındaki diplomatik süreçlere makalede yer verilmiştir. Makale, Yakın Çağ’da Osmanlı’nın Hollanda sömürgelerindeki Müslümanlar ile ilişkilerini anlamak için faydalı olabilecek niteliktedir.
Schmidt’in yazdığı dördüncü makale Showing the Flag: The Dutch Navy in Ottoman Waters'dır. Makalede, Hollanda’nın ticari ve siyasi çıkarları doğrultusunda Osmanlı sularına gemi göndermesi ele alınmaktadır. Fakat Schmidt’e göre, Hollandalı denizcilerin Osmanlı denizlerinde bayrak gösterme denemesi, Hollanda'nın artık 'Cumhuriyet'in Altın Çağı'nda olduğu gibi bir denizcilik gücüne sahip olmadığını ortaya koymuştur. Hollanda’nın bu denli bir güç gösterisi için filosu çok küçüktür ve insan gücü nitelik olarak zayıftır. En önemlisi ise, Hollanda’nın denizdeki varlığı İngiltere’ye bağımlıdır. Onların onaylamadığı ve destek vermediği bu tür faaliyetleri gerçekleştirmeleri mümkün değildir. Bu makalede, Osmanlı Devleti ile Hollanda’nın denizdeki küçük çaplı mücadeleleri ve diplomatik faaliyetleri incelenmektedir.
From Anatolia to Indonesia: Opium Trade and The Dutch Community of Izmir, 1820-1940 kitabı, Schmidt’in Güneydoğu Asya’daki Hollanda sömürgeleri ve Osmanlı Devleti hakkında yazdığı diğer eserdir. Eserinde genel olarak afyon üretimi ve ticareti hakkında bilgi vermektedir. 19. yüzyılda afyon üretiminin ve ticaretinin dünyada nasıl geliştiği, ekonomik ve siyasi önemi tarihsel bağlamda anlatılmaktadır. Schmidt, eserinde Asya ve Avrupa’da afyon tüketimini karşılaştırmalı olarak ele alır. Daha özel bir şekilde, bu çalışmayı ilgilendiren kısma gelindiğinde afyonun Osmanlı Devleti’ndeki yerini detaylı bir şekilde açıklamıştır. Anadolu ve İzmir’de afyon üretimini, ticaretini ve tüketimini sayısal veriler ışığında ortaya koymaktadır. Bu noktada, Osmanlı Devleti’nin afyon üzerindeki sıkı denetim kurmasına vurgu yapmaktadır.
Daha özel olarak, Osmanlı Devleti’nin afyon ticaretinde Hollandalı tüccar ve gemicilerin rolünü anlatmaktadır. Anadolu’da yetiştirilen afyonun, İzmir’deki Hollandalı tüccar ve koloniciler vasıtasıyla Hollanda’nın Güneydoğu Asya sömürgelerine ihracını detaylı sayısal veriler ve istatistiklerle Schmidt’in kitabında bulmak mümkündür. Yıldan yıla değişen fiyatlar da kitapta mevcuttur. Örneğin, 1825 yılında İzmir’de 1 çeki afyonun fiyatı 40-62 kuruş arasındayken, 1868 yılında 160-390 kuruşa kadar çıkmıştır. Ancak daha sonra yeniden düşmüştür. Eserde temel kaynak olarak Hollanda arşivleri kullanılmıştır.
Jan Schmidt, her iki eserinde de Osmanlı Devleti ile Hollanda’nın Güneydoğu Asya sömürgeleri arasındaki ilişkiler üzerinde durmuştur. Schmidt, bu ilişkileri tek bir bağlamda ele almamıştır; siyasi, kültürel, ticari ve hatta denizcilik konusunda askeri açıdan incelemiştir. Schmidt’in eserlerindeki yaklaşıma bakıldığında, belgelere dayalı ve mümkün olduğunca öznel yorumlardan uzak olduğu söylenebilir. Hollanda’nın Doğu Hindistan sömürgeleri ile Osmanlı Devleti arasında çalışma yapılacağı zaman faydalı olabilecek iki eser, Through The Legation Window 1876-1926: Four Essays on Dutch, Dutch-Indian and Ottoman History ve From Anatolia to Indonesia: Opium Trade and The Dutch Community of Izmir, 1820-1940'dır.

