Kadriye Latifova (1928–1962), Bulgaristan Türk halk müziğinin hafızasında “Rodopların bülbülü” olarak yer etmiş, sesi ve sahne varlığıyla kuşakları etkilemiş bir yorumcudur. Yerli Türk halk türkülerini söyleyerek Bulgaristan/Balkan Türk türkü mirasının unutulmamasına büyük katkı sağlamış; Haskovo ve Kırcaali Türk tiyatrolarında çalışmış, repertuvarını yüzlerce eserle genişletmiştir.
Kadriye Latifova'nın Evlerinin Önü Handır İsimli İcrası (Kadriye Latifova)
Yaşamı
1928’de Haskovo’nun Golemantsi (Bey) köyünde doğan Latifova, 1953’te Haskovo Türk Tiyatrosu'nda sanat hayatına başladı. 1955’te Sofya’da düzenlenen ilk ulusal halk müziği yarışmasında “Aliş’imin Kaşları Kare” türküsüyle birincilik kazanarak kısa sürede ülkenin güneyinden kuzeyine kadar takip edilen bir yıldız hâline geldi. 1962’de, henüz 34 yaşındayken bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Kısa ömrüne rağmen 500’den fazla türkü seslendirdi.
Kadriye Latifova'nın Alişimin Kaşları Kare İsimli İcrası (Kadriye Latifova)
Sanatçı Kişiliği
Latifova’nın söyleyiş üslubu, Rodopların duygu dünyasını yalın ve güçlü bir tınıyla sahneye taşımasıyla anılır. Repertuvarından “Lamba da Şişesiz Yanmaz mı”, “Sarı Gülüm Var Benim”, “Evlerinin Önü Handır”, “Rodop Dağları Engindir” gibi eserler öne çıkanlar arasındadır.
Ödüller
Sanatçının değeri, ölümünden sonra da resmî ve kültürel payelerle görünür kılınmıştır. Bulgaristan Devleti kendisini “Kiril ve Metodiy” nişanıyla onurlandırmıştır. Yönetmen Mariya Damyanova “Kadriye’nin Tiyatrosu Geliyor” adlı belgeseli çekmiştir. Kırcaali’de Latifova adına bir anıt dikilmiştir.
Etkisi
Latifova, yalnızca kendi kuşağını değil, ondan sonra gelen kadın sanatçıları da etkilemiştir. Ulviye Ahmedova, Aysel Hasanova, Sıdıka Ahmedova, Fatmegül Bayramova, Ayfer Sadıkova, Emel Tabakova ve Raziye Fazlıeva gibi pek çok isim, Şumnu, Razgrad ve Kırcaali Türk tiyatrolarında çalışarak, radyoda icra yaparak ve plaklarla geniş kitlelere ulaşarak Latifova'nın izini sürdürmüşlerdir.
Latifova'nın adı, memleketinin kültür hayatında kurumsal bir hafızaya da dönüşmüştür. Kırcaali’deki Türk tiyatrosu 06.06.2003’te “Kırcaali Kadriye Latifova Devlet Müzik ve Dram Tiyatrosu” adıyla yeniden açılmıştır. Bu tiyatro Balkanlardaki Türk azınlığın dilini ve geleneklerini yaşatma amacıyla müzik, dans ve tiyatro üretimlerini sürdürmüştür. Aynı yıl ve sonrasında sahnelenen yapımlar ve turnelerle tiyatro, bölgeye canlılık katmıştır.
Bu kurumsal miras 1984’teki kapanmanın ardından 2003’te yeniden doğsa da, 2010’da “reform” gerekçesiyle iki Türk tiyatrosu Bulgar tiyatrolarıyla birleştirilmiştir. Kırcaali’deki topluluk “Kadriye Latifova” sahneli “Dimitır Dimov – Drama ve Kukla Tiyatrosu” bünyesine alınmıştır. Bu dönüşüm kamuoyunda geniş yankı bulmuştur.
Latifova’nın adı verilen sahne, yıllar içinde Türkiye’den ve Bulgaristan’dan sanatçıların katkılarıyla etkinliklerini sürdürmüştür. Örneğin 2008’de Selim Gürata “Hürrem Sultan” piyesini Kırcaali Kadriye Latifova Devlet Müzik ve Dram Tiyatrosu’nda sahnelemiş; 2022’de ise “Akide Şekeri” oyunu “Kadriye Latifova Sahnesi”nde temsil edilerek Bulgaristan’da Türk tiyatrosunun 70. yılı kutlanmıştır. Bu etkinlikler, Latifova’nın isminin bir sahne geleneği olarak yaşadığını göstermektedir.
Bugün Kadriye Latifova, seslendirdiği 500’ü aşkın türküyle ve adını taşıyan tiyatro yapılanmalarıyla Bulgaristan Türklerinin ortak belleğinde yaşayan bir ikon; Balkan Türk müzik ve sahne kültürünün sürekliliğini simgeleyen bir isimdir.