Kargı, Çorum’un kuzeybatısında yer alan ve tarım ile hayvancılığın yaygın olduğu bir ilçedir. İlçeye bağlı 58 köy bulunmaktadır. Doğal alanlar açısından Karaboya Yaylası ve Aksu Tabiat Parkı gibi yerler öne çıkmaktadır.

Tarih
Kargı ilçesinin tarihsel gelişimi, Anadolu’nun Türk egemenlik sürecine dâhil olmasıyla başlar. Öncelikle 1015 yılında Çağrı Bey’in komutasında başlayan ilk Türk seferleri; 1048 Pasinler ve 1071 Malazgirt savaşları sonrasında bölgenin kademe kademe fethedilmesi, Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın komutanlarına taksim ettiği fetih bölgeleri arasında Kargı’nın da yer almasına imkân tanımıştır. Danişmendli Devleti’nin kurucusu Emir Danişmend Gazi’ye bağlı kumandanlardan Emir Karategin’in 1083–1084 yıllarında bölgeyi ele geçirdiği kabul edilir. Danişmendli hâkimiyetinin ardından Anadolu Selçukluları egemenliği, Çobanoğulları ve Candaroğulları iktidar dönemleri sırasıyla yaşanmış, her biri ilçe ve çevresinin idari yapısına kendi yerel düzenlemelerini taşımıştır. Osmanlı egemenliği ilk kez 1392 yılında Yıldırım Bayezid döneminde sağlanmış, Ankara Savaşı (1402) sonrasında Candaroğulları’nın bir süreliğine yeniden kontrolü ele geçirdiği topraklar, 1430’da yeniden Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmış ve Çankırı Sancağı’nın bir kazası olarak yapılandırılmıştır. Fatih Sultan Mehmet döneminde bölgenin Osmanlı toprakları içindeki statüsü pekiştirilmiş; Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte gerçekleştirilen idari düzenlemeler neticesinde eski adı Blaene olan yerleşime 15 Haziran 1936 tarihli ve 3012 sayılı Kanun ile ilçe statüsü verilmiş, adının ise XVI. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren Kargı olarak anıldığı belirlenmiştir.
Coğrafya ve İklim
Kargı, Çorum il merkezine 106 km uzaklıkta ve Osmancık–Tosya kara ulaşım aksı üzerinde yer alır. İlçe; kuzeyde yükselen dağ silsileleri ve platolarla, güneyde alçalan Kızılırmak vadisi ile birbirinden ayrılan iki temel topoğrafik bölgeye sahiptir. Kuzey kesimde Eğinönü, Aksu, Karandu, Göl, Örencik, Karaboya ve Gökçedoğan yayıları birbirine bağlantılı bir yayla kuşağı oluştururken, güneyde vadinin genişleyen alüvyonlu toprakları tarıma elverişli geniş alanlar sunar. Yüzölçümü 1 277 km², ilçe merkezinin ortalama rakımı 450 m olarak kayıtlıdır.
İlçe, Karadeniz iklimi etkisi altındaki bölge geçiş kuşağında konumlanır. Bu etki, yıllık ortalama 360,3 mm yağış miktarıyla belirlenir. Kıyı bölgelerine kıyasla yağışların düzenli dağılımı, yazların ılıman, kışların nispeten soğuk geçmesine yol açar. Topoğrafyanın engebeli yapısı, özellikle kuzey platolarında mikroklima çeşitliliği oluşturur; yüksek kesimlerde nispeten daha düşük sıcaklık ve görece artan yağış gözlenir.
Nüfus ve Demografi
Kargı ilçesinin toplam nüfusu 2007 yılı itibarıyla 17 050 kişi iken 2024 yılında 15 518 kişiye gerilemiş olup, bu dönemde 2012–2013, 2017–2018 ve 2022–2023 yıllarında sırasıyla 191, 489 ve 576 kişilik artışlar; diğer yıllarda ise değişen oranlarda azalışlar görülmüştür. 2024 verilerine göre erkek nüfus 7 535 (%48,56), kadın nüfus 7 983 (%51,44) düzeyindedir ve cinsiyetler arasındaki fark genellikle birkaç yüz kişi ölçeğinde kalmıştır. Yıllık nüfus değişimleri, yerel kayıt güncellemeleri ve göç hareketleri gibi çeşitli etkenlerle açıklanabilecek dalgalı bir seyir izlemiştir.
Ekonomi
Kargı ekonomisi, birincil sektörde tarım, hayvancılık ve su ürünleri üretimine dayanır. Kızılırmak vadisinin alüvyonlu topraklarında pirinç (çeltik) ve bamya yetiştiriciliği yaygındır; bu ürünler hem taze tüketim hem de işleme tesislerine hammadde sağlar. Kuzey yayla alanlarındaki Aksu ve Gökçedoğan göletlerinde gerçekleştirilen alabalık üretimi, su ürünleri sektörünü destekler ve bölgesel ticaret kanallarına katkıda bulunur. Arıcılık faaliyetleri, yaylaların zengin bitki örtüsünden beslenen kovanlarla yürütülürken, hayvancılık ağırlıklı olarak küçükbaş ve büyükbaş kombine sistemlerle sürdürülür.
İkincil sektörde, tarhana üretimi, bakliyat paketleme ve yöresel unlu mamul tesisleri ekonomik çeşitliliği artırır. Geleneksel el sanatı kapsamında yüz yıla yaklaşan geçmişe sahip Kargı bezi dokumacılığı, tarhana kurutma ve paketleme süreçleri, hem bölge kültürüne hem de küçük ölçekli istihdama zemin hazırlar. Üçüncül sektörde ise yayla turizmi ve doğa turizmi faaliyetleri hizmet ticareti, konaklama ve yeme-içme işletmelerine iş olanağı yaratır.
Turizm - Kültür -Mutfak
Turizm potansiyeli, hem doğal hem de tarihî miras unsurlarının birlikte değerlendirilmesine olanak tanır. Kuzey yaylalarında yer alan Eğinönü, Aksu, Karandu, Göl, Örencik, Karaboya ve Gökçedoğan yayla toplulukları, yöre mimarisine uygun taş ve ahşap yapılı yayla evleriyle ekoturizm imkânı sunar. Bu alanlarda gerçekleştirilen yürüyüş rotaları, gölet kenarı dinlence alanları ve alabalık işletmeleri, doğa turizminin alt bileşenlerini oluşturur. Kızılcaoluk Şelalesi, Dipsiz Göl, Hacıhamza Kalesi ile Hacıhamza Hamamı gibi tarihî yapı kalıntıları; Oğuz ve Örencik Camii ibadet mekânları; bölgenin kültür turizmi çeşitliliğine katkı sağlar.
Kültürel zenginlik, geleneksel el sanatları ve tarımsal üretimle iç içe gelişir. Kargı bezi dokumacılığı, tarhana kurutma ve paketleme gibi ev kaynaklı üretim biçimleri; yerel pazarlarda ve müze-kent konseptli sunum alanlarında sergilenerek kültürel sürekliliğe katkı sunar. Bölge halkının günlük yaşamında önemli yere sahip olan tarhana, kurutulmuş bakliyil ve tahıl bileşenlerinin karışımından oluşan geleneksel bir gıda maddesidir.
Mutfak geleneği, tarımsal ve su ürünleri kaynaklı malzemeler üzerinden şekillenir. Pirinç, bamya ve alabalık, ilçenin temel proteïn ve karbonhidrat ihtiyacını karşılayan başlıca ürünlerdir. Tarhana çorbası, bamya yemeği ve pirinç pilavı, yerel restoran ve konaklama tesislerinin menülerinde sıkça yer alır. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan bu yemekler, bölgenin hem beslenme kültürünü hem de sosyo-ekonomik yapısını yansıtan öğeler olarak kabul edilir.


