Köken
Kef kelimesi, dilimize Farsça ve Orta Farsça "kaf" (کف) "köpük" sözcüğünden alıntılanmıştır. Bu sözcük, Avestaca'da aynı anlama gelen "kafa-" sözcüğü ile eş kökenlidir. Aynı zamanda, Sanskritçe'de aynı anlama gelen "kapha" (कफ)sözcüğü ile de eş kökenli olduğu belirtilmektedir.
Kullanım Alanları
- Gastronomi ve Mutfak (Köpük): Yemek pişirme süreçlerinde, özellikle et veya baklagiller kaynatılırken suyun yüzeyinde oluşan köpüğü tanımlamak için kullanılır. Bu köpük genellikle yemeğin berraklığı ve lezzeti için toplanır.
Örnek: Aşçı, et suyu kaynamaya başladığında yüzeyde oluşan kefi dikkatlice aldı.
Örnek: Pekmez yapımında, kaynama sırasında oluşan kef sürekli olarak temizlenmelidir.
- Anatomi ve Günlük Dil (El Ayası/Avuç): Elin iç kısmını, yani avuç içini ifade etmek için kullanılır. Bu kullanım daha çok halk dilinde ve deyimlerde karşımıza çıkar.
Örnek: Küçük çocuk, babasının kocaman kefine sıkıca tutunmuştu.
Örnek: Falcı, kadının kefindeki çizgilerden geleceğini okumaya çalıştı.
- Dil Bilimi ve Tarih (Osmanlı Alfabesi Harfi): Türklerin İslamiyet'i kabulünden 1928 harf inkılâbına kadar kullanmış oldukları Osmanlı alfabesinin yirmi beşinci harfini (ک, ك) belirtir. Bu bağlamda, genellikle akademik ve tarihsel metinlerde geçer.
Örnek: Osmanlıca metinlerde "kef" harfinin farklı yazılış biçimleri üzerine bir çalışma yapıldı.
Örnek: Türk dili tarihi dersinde, kef harfinin ses değerindeki değişimler incelendi.
- Hukuk ve Günlük Dil (Feragat Etme): Bir haktan, iddiadan veya sorumluluktan kendi isteğiyle vazgeçme, feragat etme anlamında kullanılır. Genellikle "kef etmek" şeklinde birleşik fiil olarak karşımıza çıkar.
Örnek: Davacı, uzun süren dava sürecinden yorulup hakkından kef ettiğini açıkladı.
Örnek: Mirasçılardan biri, kardeşleri arasındaki anlaşmazlığı bitirmek adına kendi payından kef etme kararı almıştı.




